Demokratik bir ülkede duyduğun memnuniyetsizliği ifade etmenle parmaklıklar arkasında sonlandırılan kamu düzenini bozma eylemleri arasındaki ince çizgi nerede bulunurDünyada haklarını şiddete başvurarak savunan ve hedeflerine ulaşmayı başaran insan eylemlerine çok defa tanıklık etmişiz. 

Bulgaristan’da toplumsal memnuniyetsizlik camekan kırmadan, kundaklamaya girişmeden, sadece kavşaklara abluka uygulamakla barışçıl bir biçimde baş gösterdiğinde protestoculara hemen ‘ slogancı gürûhlar’ etiketini yapıştırdılar. Meydan ve sokaklara dökülen, hareketlerinin doğruluğuna emin binlerce gençle birlikte seçkin toplumcularımızı, Bulgar kültür ve sanatını temsil eden ünlü kişiler görürsünüz.

Ne var ki, onların protestolarında ifade edilenlerle toplumun kalan kısmında görülen tavır arasında belirli bölme hatları görüldü. Barikatların iki tarafındasiyasilerle protestocular değil, Bulgaristan müzisyen, yazar, şair ve artistler de yer aldılar.

Artist Pavel Popandov BNR’ye konuşurken şöyle dedi:Eğer katıldığım bir tiyatro temsili veya bir film gösteriminde beni yuhalarlarsa ‘neler yapıyorum acaba’ düşüncesi beni ciddi şekilde uğraştıracak. Çünkü  üzerime yuha çekmekle bütün temsili olumsuz etkiliyorum ve bu meslektaşlarıma da yansıyor. Beni ikinci defa, Allah vermesin, üçüncü defa yuhalarsalar , bu mesleğimi değiştirmem gerekeceği anlamına gelir. Demek ki, ben ne sahneye, ne de büyük ekrana çıkmamalıyım. Ne yazık ki bu bizde olmuyor.”

Bir sanatçının vatandaş olarak tavırlar takınması değer mi acaba? -“Tabii ki, değerdir, aksi takdirde sen artık vatandaşlığından çıkıyor, hiçe dönüşüyorsun’ diyor Pavel Popandov.

‘Büyük Halk  Ayaklanması’ adı ile bilinen protesto eylemi sırasında yaşanan gerilim tırmanışı ve bunu izleyen polis şiddeti görüşleri gittikçe daha fazla birbirinden uzaklaştırdı.

Opera divası Rayna Kabaivanska BNR’ye açıklamasında şöyle konuştu:Bulgaristan’da yaşamadığım için bu gelişmelere ilişkin görüş açım tam olmayacak. Televizyonda seyrettiklerim beni çok heyecanlandırdı çünkü karşımda polis görevlilerinin ölümünü isteyen organize bir serseri kalabalığı görüyordum. Resmen  şok oldum. Polisler kamu görevlisidir, düşman değiller. 

Нangi tarafın haklı olduğunu bilmiyorum ama aklımdan ‘Neden bu kadar nefret ve kin?!’ düşüncesi geçti. Anlamadığım başka bir şey de var – cumhurbaşkanı olan biri parti-üstü değil miBütün anayasalarda cumhurbaşkanlığı görevi buna dayalıdır. Burada ise yalnız bir tarafı tutan bir cumhurbaşkanı gördüm.Bulgar TV’sini yalnız bir defa seyrederken işte bunlar beni adeta şaşkına çevirdi.

Şaire Margarita Petkova Bulgaristan’daki manzarayı tasvir ederken, ‘gelişmelerde o boyutlara ulaşıldı ki, iki taraf arasındaki diyalog artık gereksizdir’ dedi ve sözlerini şöyle bağladı:

Vatandaşlar şarkıcılığı veya artistliğiyle üstünlük taslamak istedikleri için değil, artık her şeyden bıktıkları, ‘ yeter artık’ demek istedikleri için protestoya çıkıyorlar. Tanıdığım birçok entelektüel her gün protesto eylemlerine katılıyor ama bu konuda övünerek kabarmıyorlar. Her birimizin neci olmasına bakılmaksızın biz aynı halktanız. Buna ihtiyaç duyanlar protestoları destekler. Buna gereksinimi olmayanlar protestocuların lumpen, ne istediklerini bilmeyen insanlar olduğunu söyler.  Konuşmalarıyla Bulgar halkının bir kısmını kıran bazı yetenekli kişiler de çıktı. Böyle şeylere hoşgörülü olmadığım için söylemlerime karşı çok titizim. Bu bağlamda herkes vicdanına, manevi değerlerine, dürüstlüğüne bağlı kalıp hareket eder.”

Derleyen: Darina Grigorova

Çdeviri: Neli Dimitrova​

Reklamlar