Tarih: 01 Kasım 2019
Yazan: Levent RASİM
Konu:  Yeni bir yolun başındayız.

Ben, bu yazıyı Sayın Şakir Aslantaş’ın kaleme almasını isterdim. Çünkü onun köyünü, Halaçlıların (Drındar köylülerinin) ruhsal değişimini anlatmak istiyorum. Ne de olsa o, o bu köyden tekerlenmiş bir tezektir ve belki de olayları benden çok farklı anlatabilirdi. Ne ki, insan kendi ensesini ve sırtını göremez. Allah böyle yaratmış bizi,  bu yüzden sarıldım kaleme…

Varna iline bağlı, Suvorovo (Kozluca) belediyesinin “Drındar” (Halaç) köyünde Ahmet Doğan’ın annesinin eskiden yaşadığı dar çatı, kat artı evin avlusuna açılan kapısının yola bakan 2 sütununa yapıştırılmış güvercinler çoktan yok. Bu güvercinler neyin sembolüydü o güne bugün anlayabilmiş değilim. Deliorman ve Dobruca’da (hele köy evlerinin avlu kapısında) başka bir yerde benzer suni süsleme görmemiştim. O kapıyı ilk gördüğünde şunu düşünmüştüm: “Bu özel bir icat. Belki de o ağır dönemde, Ahmet hapishanelerde kendini mağdur göstererek, ajanlık yolunda sertleşmeye çalışırken,  jandarma, polis-askerler köyü bastıklarında annesine ve kız kardeşlerinin başına bir şey gelir, devletin hain yetiştirme planı bozulur diye, bu güvercinli kapı, sinyal olarak düşünülmüş olabilirdi…) Tarihimizin en zor yıllarında, isim değiştirme, konuşma yasağı uygulandığı, isyan ettiğimiz, göçe zorlandığımız dönemde işe yaramış olurdu,  bu kapı. Aldatıcı olduğu uzaktan belliydi. Fakat VI. Şube hainleri de bu özel himaye çadırı altındaki gruba dahil olsalar da, hiç birinin evine böyle bir işaretleme konmamıştı, bu sinyal o zaman bende yeni elbiseli birisinin üzerine sıçrayan çamur gibi bir izlenim bırakmıştı.

27 Ekimde yapılan yerel seçimlerin birinci turunda “Drındar” köyü Hak ve Özgürlük Davamıza BEYAZ BAYRAK DİKEN ilk köy oldu.
1-GERB partisi 87 oy alarak  Drındar Muhtarlığını ele geçirdi.
2-İkinci yerde 12 oyla “Demokratik Bulgaristan” ortaklığı…
Haklı davamızın memleket çapında yeni bir yükselme dalgası boy atarken AHMET DOĞAN HAİNİNİN, KASİM DAL’IN,  RÜJDÜ’NÜN “kalemiz dediği Halaçlar’ın bağlı olduğu Suvorovo’da  (Kozluca) oy dağılımına bir göz atalım lütfen:

1-Birinci yerde: Daniel Yordanov 2 456 oy,  % 63, 83, GERB;
2-İkinci yerde: “Demokratik Bulgaristan”  568 oy, % 17.13;
3-Üçüncü yerde: DPS 531 oy, % 16.01;
4-Dördüncü güç: BSP  380 oy, % 11-59 oy ve
5-Beşinci güç:  VMRO–ırkçı faşistler 351 oy,% 10.59
DPS-HÖH nerede? Bilen var mı?

Ülkemizi baştanbaşa analiz etmemize gerek yok. Durum ortadadır. DPS partisi “fahri” liderin köyü gerileme vitesine girmiş ve pes etmiş. Gerileme vitesine geçişin hesabını Ahmet Doğan mı vermeli,  Mustafa Karadayı mı? Bunu bilen var mı?

“Drındar” düşmanlarımız tarafından “pilot bölge” olarak seçildi. Aslında bu bölgeler İKİDİR.

İkincisi:  Blagoevgrad (Dospat)  belediyesi ve Barutin, Kısak ve Tsrınça  köyleri gibi yüzde yüz Müslüman ve mücadele ateşinden şehitler vererek geçen köylerimizde durum değişti. Bir oy şaşmayan bu yerleşim merkezlerimizde son yerel seçimde DPS bu köylerde muhtar çıkaramadı. Bu da Mustafa Karadayı çetesinin Rodoplu Müslüman kardeşlerimize dağıtılması gereken 10 milyon Avroyu kendi hısım akrabalarına paylaşmasına kesin ve kararlı tepkidir. Bu başkaldırı büyük bir adalet duygusu, sarsılmaz ve yıkılmaz bir sadelik ve namusluluk iradesi ve doğruluk bilincidir. Lider kendini Bulgar parasına satabilir ama biz satılık değiliz diyenlerin gururu bu memleketi kurtaracak kıvılcımdır, dik duruştur, onurdur.

Ahmet Doğan’ın köyündeki gelişmelerden çok derin anlamlıdır.

Köydeşi olan vatandaşların yalnız ondan ve soyundan sülalesinden değil, hatta “kurduğunu” iddia ettiği partiden de yüz çevirdikleri anlatılıyor. Bu konuya da biraz değinmeden edemeyeceğim. Doğan “HÖH-DPS partisini 04 Ocak 1990’da Varna’da kurdum” dedi.
Ne var ki, milli istihbarat dosyalarının açıldığından sonra ortaya saçılan evraklarda, Hak ve Özgürlük Hareketi (Dvijenie Za Prava ı Svobodi) adından bir “hareketin”  aynı tarihte Sofya Şehir Mahkemesinde kayda geçmiş olduğu açıklandı. O zamanın Bulgar başbakanı ve Moskova ile ilişkileri uyumayan görevli kişi Andrey Lukanov ile daha sonra Cumhurbaşkanı seçilen, Demokratik Güçler Birliği (CDC) lideri Jelü Jelev’ın razılığı ve ısrarıyla aynı gün tescil ettirildiğini gösteren gerçek belgeler de ortaya çıktı. Lütfi Mestan, HÖH genel Başkanı olduğu yıllarda, partinin dosyalarını, arşivini ele geçirmişti ve dostu düşmanı tatmin edecek güzel Bulgarcasıyla bu çelişkinin aşılmasına yardım edecek bir el kitabı yazıp dağıtabilirdi. Partinin en önemli kalelerinin birer birer beyaz bayrak kaldırmasından, L. Mestan’ın güvendiği dağlara da kar yağmasından sonra bu işler daha da zorlaşıyor. Çünkü A. Doğan ve HÖH partisinin gizli kararlarının korunduğu Moskova dosyasının açılması işittiğimize göre ertelenmiştir.

Şöyle yeni bir durum da belirdi. “Drındar” köylüleri  “sahte lideri” tüm defterlerden silmişler. Camide toplanarak “öldüğünde, onun cesedi için  köy mezarlığından yer isteyen olursa, cenaze törenine gitmeme, cenaze namazını kılmama, helâlık istememe ve köy  mezarlığına defnedilmesine izin vermeme kararı almışlardır. A. Doğan adında bir kişi tanımadıklarını ve partisini de köyden silme kararı almışlar. Bu karar, Başbakan Boyko Borisv  hükümetinin Ekim 2019 başında, Doğan’a “bitir şu DPS işini ricasıyla” karşılıksız (hesabını sormama suretiyle, kişisel borçlarını ödemesi ve DPS’nin köküne zehir suyu dökmesi” için 220 milyon leva vermesiyle başlamıştır. Borisov Doğan DPS’yi dağatığında Türklerin, Pomakların ve Romenlerin GERB’e sığınacağını düşünüyor. Bizim için sanki kavga yeniden başlıyor.

Şunu da hemen belirtelim. Kırca Ali’de, bütün Rodoplar’da, Dobruca, Deliorman ve Gerlovo’da ve diğer bölgelerde genelde DPS oylarının artması nedeni ezilen ve çaresiz kalan seçmenin yeni bir seçenek, oy vereceği tutarlı bir politik parti bulamamasında gizleniyor. Bunu gören oligarşi merkezi GERB yönetimi ise, onların arasından da bir iki kişiye kemik atalım ve halıyı yanımıza çekelim hesapları yapıyorlar. Bu kemiğin yeni kuşaktan bir genç aileye atılması daha doğru olurdu kanısındayım. Her kuşak kendi liderini yetiştirir ve ona inanır. Bizde bu iş böyledir. Bizim kuşaklar lider deposudur.

Lütfen gerçek duruma daha yakından birlikte bakalım:

Oyların 660 125 (altı yüz altmış bin yüz yirmi beşinin) geçersiz oy olduğu açıklandı. Seçim sonuçlarıyla ilgili çok büyük bir yanılgı içindeyiz.
27 Kasım 2019 tarihinde Bulgaristan’da yapılan yerel seçimlerde üç seçmenden yalnız biri sandığa gidip oy kullanmış. Sandığa giden ve oyunu kullanan her dört kişiden birisinin oyu ise Yüksek Seçim Komisyonu tarafından GEÇERSİZ ilan edilmiş oldu. Daha önce Karadayı’nın da yıllarca çalıştığı şu yüksek seçim kurulu doğru dürüst kolayca oy verilmesini sağlayacak bir formül bulamadı. Yani git ver oyunu olay bitsin pratik formülü…
İmzalarsın biter, demek istedim. Ama nerede bizimki 11 sınıf matematik sınav ödev kitabından farksız elimize sıkıştırılan deste… Okusan bitiremezsin, karalayacak olsan neresini!?

 2011 ‘de yapılan seçimde Bulgaristan’da 7 (yedi) milyon olduğu ilan edilmişti.
2019 yılının başında Bulgaristan’da nüfusun 5 milyondan az kaldığı açıklandı.

Resmi açıklamalara göre, Bulgaristan nüfusundan 3 milyon kişi dış ülkelerdedir. Seçim yasasındaki son değişikliklere göre, diş ülkelerde bulunan Bulgaristan vatandaşlarının 2015’ten beri belediye seçimlerinde muhtar, belediye başkanı ve belediye meclis üyeleri için oy vermeye hakkı yoktur. Bu vatandaşlar seçim günü Bulgaristan’da olsalar bile, son altı ayda devamlı olarak ülkede oturmamışlarsa, ne birinci de ne de ikinci turda oy kullanamazlar.

Şu engeller, yasaklar, iddia ve suçlamaların özünde şöyle bir olay daha var.
Seçmenlerden büyük bir grup GERB partisinden uzaklaşma yolu arıyor.
2015 yerel seçimlerinde GERB toplam 900 bin oy almıştı.
2019’da toptan 800 bin oy aldı.
Sofya’da GERB’in Belediye Başkanı adayı Bayan Fındıkova ilk turda toplam 170 bin oy aldı, ( % 37).
Üçe bölünmüş olan muhalefet ise toplam % 54 oy aydı.
Yani GERB’e 2009’dan beri ilk kez Sofya’da sarı ışık yandı.
GERB 2. Turda Sofya’yı kaybederse Bulgaristan’da dönüşüm nereye doğuru olacak o da pek belli değil.

Ana muhalefet Sosyalist Parti BSP 2015’e kıyasla seçmenlerini 50 bin kişi arttırdı. 72 yerde ikinci tura gidiyor.  Hak ve Özgürlü hareketi de oylarını arttırırken muhtarlık ve belediyelerini de neredeyse katladı, ek oyları Romen ve Pomak yerleşim yerlerinden aldı. 50 yerde ikinci tura kaldı.

Oyları geçersiz ilan edilen 650 125 kişiden 445 678 seçmenin oyu belediye meclis üyeleri seçim bültenlerinde kimi tercih ettiklerini işaretledikleri için geçersiz kalmıştır.
DPS partisi bu işaretlemeyi kabul etmiyor. Yani parti içi derebeyliğini sürdürmek için meclisin onayladığı yasaları bile rafa kaldırıyor ve çiğniyor. Bunun hesabı sorulmuyor. Halkın iradesiyle alay ediliyor.

Bulgaristan’daki şu son gelişmelerle ilgili, demokrasi savaşımcısı, mahpusçu, “Dayanışma” sendikasının kurucusu ve lideri yerel seçimlerin 2. Turuyla ilgili devlet televizyonu BNT-1’de şöyle konuştu:

02 Kasım 2019 BNT-1  Dr. Konstantin Trençev
Polisler ve ajanları ipleri çekmeye devam ediyor. Yeni tuzaklar kuruluyor. “DS”-gizli polis güçleri statükoyu korumak amacıyla – “Geçiş Dönemi” için iyi hazırlanmıştı. Uzun dönem hazırlandıkları ortadadır.

Şunu söylemek istiyorum: Zindana düştüğümde, içeride bana parmakla dokunmadılar.  Eski tüfekler  (hapisçiler) buna hep şaşmışlardı.

Hoşunuza gitmeyeceğini bilsem de şunu da söylemek istiyorum.  Bulgarlar için özgürlük bir değer olamadı. Hala değildir.
Biz susmayı seven ve işleri başkasının düşünüp yapmasını bekleyen kişilerdir
.”

Yeni ve daha büyük bir birikim, birlik ve beraberlik gerek.

Birinci turdan en önemli sonuç, sandığa giren oylardan % 25’inin yani toplam 660 125 seçmenin verdiği oyun geçersiz olduğu gerçeğidir. Geçersiz oy kullanma sandığı itme ve protesto etme biçimi midir yoksa gerçekten Bulgar vatandaşlarından % 48’i okuduğunu anlamıyor, eline kalem alıp iki çizgi çizmeyi beceremiyor mu?

Bulgar milli seçim komisyonu bu probleme cevap vermelidir. Bu seçim bültenlerinin hazırlanması için 900 ton kâğıt kullanılmıştır. Bu kâğıtlara yazılanları seçmen anlamıyorsa mı masrafları yapmaya gerek yok.  Yeni formül bulunması gerekiyor.
Bu teklif üç yıl önce Bulgaristan Türkleri Kültür ve Hizmet Derneği Genel Başkanı Rafet Ulutürk trafından geldi. İstanbul Bulgar Konsolosluğunda ve Ankara’da Bulgaristan Büyük Elçiliğinde yapılan görüşmelerde açıklamalarda bulunuldu ve daha o zaman şu isteklerini ifade etmişti:

1- Yerel seçim, genel seçim, Avrupa birliği seçimleriyle ilgili tüm engelleme ve yasaklar hemen kaldırılmalıdır.

2- Bulgaristan vatandaşlarının hepsinin ülke içinde ve ülke dışında bulundukları yerlerde serbestçe oy kullanabilmelerine olanak sağlanmalı, 200 kişinin bulunduğu tüm mekânlarda seçim bürosu açılmalıdır.

3- Dış ülkelerden seçime katılmayı kolaylaştırmak için Almanya ve İngilterenin yaptığı gibi ülkelerin pratiğinden yararlanılarak, MEKTUPLA OY KULLANMA YOLU YASALLAŞMALI ve Bulgaristan vatandaşlarının hepsine (nerede bulunurlarsa bulunsunlar) oy kullanma hakkı resmen tanınmalıdır. Dış ülkelerde bin bir güçlükle para çıkarıp memleketteki yakınlarını sağlamaya çalışanların seçme ve seçilme hakkının ellerinden alınması, büyük bir adaletsizlikten başka bir şey değildir. Avrupa Birliğinde elde edilmiş ve bazı ülkelerde yasallaşmış haklar herkes için geçerli sayılmalı ve uygulanmalıdır. Vatandaşları yerel seçimlerde oy kullanma, seçme ve seçilme hakkı sınırlı olan ülkelerde hukukun üstünlüğünden söz edilemez.

Evet pazar İkinci Turdan sonra konumuza devam edeceğiz
Bizler Kubratta 2.Turda Çifçi partisinin adayı Denislav BELİNOV’a oylarımızı vereceğiz. 
Halkımızın hareketlendiği ve zamanını dolduran statüko ve bir işe yaramayan, ancak liderlerinin halkın sırtından palazlanmasına yarayan partilerin politik sahneden atılması ve yenilerinin kurulması günün aktüel problemi olmuştur..

16 aydan sonra Bulgaristan’da parlamento seçimleri yapılacaktır.
Sivil toplum örgütlerine aday gösterme hakkı tanınmalıdır.

Halkın silahı OYDUR. Onun için Oyunuzu bilinçli kullanınız.
Teşekkür ederim.

Reklamlar