Raziye2  Raziye ÇAKIR

Konu:  Cumhurbaşkanımızı çok ararız. Bulgaristan gazetelerinden tercüme.

Bulgaristan Türkleri ve soydaşlarımızın oylarıyla da 2012’de seçilen Cumhurbaşkanı Rosen Plevneliev’in görev süresi bu ayın sonunda doluyor. Kendi isteğiyle ikinci dönem seçilmek istemediğini açıkladı. 1990’dan sonra göreve gelen  Cumhurbaşkanlarımız arasında Plevneliev Rusya’dan kopup Avrupa Atlantik siyasetine bağlanma yolunda çok çaba harcadı ve önemli adımlar atabildi. Seçildiği yıl Amerika’ya yaptığı ziyarette, totaliter komünist Jivkov idaresinin vatanımızı Sovyetler Birliği’ne (SB) siyasetini ve memleketimizi 16. Sovyet Cumhuriyeti yapma kararını en sert şekilde eleştirdi ve kınadı. Bulgaristan iç siyasetinde sözde “kurtarıcı” Rus izlerinin silinmesine çalıştı, hatta Rus anıtlarının sürekli boyanmasına ve sökülmesi isteklerine tepkili olmadı.

Azınlıklar konusunda ılımlı davranan Plevneliev, bu mübarek Ramazan’da  Bulgar Baş Müftülüğü nezdinde tüm müminlerimizle iftar açan ilk Cumhurbaşkanımız olma şerefine nail oldu. Aşırı sağ, ırkçı  güya “Yurtsever cephe” milletvekillerinin dış ülkelerdeki seçmenlerin, özellikle de seçim sandığı sayısını 196’dan 35’e indirerek Türkiyedeki seçmenlerin oy kullanmalarını engellemek ve iki defa oy kullanmayan vatandaşın da vatandaşlıktan çıkarılması yasa önerisine veto koyması asla unutulamaz. Halen bu saya değişikliği Sofya Anayasa Mahkemesi’nde görüşülüyor.

Bu hafta, yeni dikkate değer ve uzun zaman unutulmayacak bir olay oldu. Plevneliev, Strazburg’ta Avrupa Parlamentosu’nun şeref tribününde bir konuşma yaparak, Avrupa’nın geleceğine  ve Avrupa Birliği’nin günümüz çağrışımlarına değindi.

Plevneliev, Bulgaristan’ın seçimle iş başına gelen 4. devlet başkanı ve 2007’de ülkemiz AB’ye üye olduktan sonra Avrupa Parlamentosu kürsüsünden konuşma yapan 2. Cumhurbaşkanımızdır.

Cumhurbaşkanı Plevneliev’in konuşması defalarca alkışlarla kesilmiştir.

Cumhurbaşkanı, bir kadim Avrupa halkının Avrupa yandaşı bir Başkanı olmakla gurur duyduğunu söyledi ve Bulgarlar, Güney Doğu Avrupa’da güvenlik kalkanı ve olumlu gelişmelerin motoru olmak onuruyla yaşadığını, ekledi ve şöyle devam etti:

Bugün barış ve özgürlükler sınav vermek zorundadır, dünya ve yerel güçler rekor sayıda çatışmaları önleyemiyor ve çözemiyor. Berlin duvarını yıkan nesil, bugün Avrupa merkezinde yeni duvarlar örüyor. Yeni bir Soğuk Savaş eşiğinde olmadığımızı umut etmek isterken, soğuk bir barışla yüzleşiyoruz. Ukrayna olayları rüzgarı döndürdü. Rusya Başkanı sıkça dev güçlerin “etki alanlarından” söz ediyor. Biz yeni bir Yalta konferansına yakın mıyız?

Batı, böyle bir gelişmeye hayat hakkı tanırsa, yüz karası olur.

Karakter göstermek ve Avrupa projesi üstüne görüşlerimizi savunmalıyız. Modernleşme, eğitim, çatışmalara değil, diplomasiye yeşil ışık yakmak, akil siyasetçilerin inancıdır. İnancı olmayan, yeni bir savaştan ve uygun bir düşmandan ihtiyaçları olmamalıdır. Güçlü komşular, küçük devletleri az bir çabayla istikrarsızlaştırabilir, fakat onları yeniden kuracak olan güç “büyük devletler” değil, kendi halklarıdır. Uzak görüşlü siyasetçiler komşu topraklarını ele geçirmeye ve sınır çizgilerini değiştirmeye çalışmaz, kendi halklarının eğitim düzeyini yükselterek ilerlemesini ve hür toplum kurmaya çalışmalıdır.

Bölgesel çatışmalara şöyle değindi:

Ukrayna olayları, insanlık edinimlerinin havadan düşmediğine işaret etti. Biz Avrupa’da yeni bir savaş istemiyoruz, ne yazık ki, Ukrayna’da bugün cereyan edenler savaş yürütüldüğünü doğruluyor. Bana göre, bizim için, Kırım Ukrayna’dır ve Ukrayna da Avrupa’dır. Plevneliev Ukrayna vatandaşları için vizelerin hemen kaldırılmasını istedi.

Öğrenilmeyen tarih dersleri, geleceğimize gölge düşürüyor, diyen Bulgaristan Cumhurbaşkanı şöyle devam etti: Barış havadan düşmüş bir erdem değildir, barış için savaşmak ve barışı korumak her birimizin ödevidir. Savaş olmaması, kendiliğinden barış anlamına gelmez. Barış bir insan hakkıdır. Yasaların üstünlüğüdür.  Örnek olarak, insanların ancak ve yalnız kültür, bilim ve algı alanlarında yarıştığını emel eden Bulgar devrimci Gotse Delçev’e değindi ve şöyle devam etti. Avrupa değerler ve merhamet olmayan bir ruhsal bunalım içinde bulunuyor. Sığınmacılar ya da Rusya’ya karşı uygulanan yaptırılmak olmak üzere ne olursa olsun, bizim birlik olmamız zorunludur, çünkü biz bir aileyiz.

AB dış sınırlarını ellinden geldiğince profesyonel ve etkin savunan Bulgaristan iyi ve kötü gün dostu olduğunu gösteriyor. İstemlere uzan sığınmacılara barınak sunan Bulgaristan sığınmacıların acısını ve kaderini paylaşıyor. Ödevlerini ve görevlerini başarılı yerine getiren Bulgaristan’ın Schengen’e alınması, AB menfaatlerine uygun olacaktır.

Avrupa’nın savunulmasında Bulgaristan bugün ön sıralarda yer alıyor. Ben, Bulgaristan’ın bir gün tahammülün ve barış içinde yan yana yaşayanların ön sıralarında olmasını istiyorum. Bulgar devlet başkanı olarak, devlet sınırlarının yer değiştirmesini değil, tamamen kaldırılmasını istediğimizi beyan ediyorum. Herkesle dost olmak istiyoruz diyen Plevneliev, Avrupa’nın geleceği konusunda şu görüşleri de açıkları.

Paylaşım ekonomisinden ve elektronik ticaretten korkmamalıyız, bunları özendirmeliyiz. Yeni sanayi devrimine ve sayısal teknolojilerin gelişmesine öncü Avrupa olmalıdır. Biz çıkarlara değil, ilkelere öncelik tanımalıyız. Yani çok kutuplu dünya dengesinin yeniden kurulmasına zaman tanımak zorundayız. Farklıkların, savaş ve propaganda  yoluyla değil, ancak barışçı yolla aşılabildiğine inanan liderleri desteklemeliyiz.

Tarih, devamlı gayret göstermezsek,  elde ettiğimiz her şeyin yok edilebileceğini gösteriyor. Avrupa tasarımına seçenek olmadığı inancına güç vermek için her zamankinden fazla çaba göstermek zorundayız. Bugün Avrupa, verebildiği cevaplardan çok daha fazla soru soruyor. Sosyal ayrım, gerekli düzeyde eğitim ve öğrenimsizlik vb yeni sorunların birçoğu eski Avrupa köklüdür. Dinler arası diyalog iyi durumda değildir. Cahilliğin olduğu yerde terör baş gösteriyor. Popülist ve milliyetçiler bizi bugünkü Avrupa’nın temellerini atanların koyduğu değerler ile vatandaşlarımızın güvenliği arasında seçim yapmamıza zorluyorlar. Biz bunların ikisini de seçiyoruz, çünkü aralarında çelişki görmüyoruz. Ayrı ayrı halklarımız arasında kültürel ve tarihsel ayrımlara karşın, biz “Avrupa’yı tek vitese ya da birkaç vitese birden” takamayız, çünkü bu Avrupa projesine ve yürüdüğümüz yolun inişli çıkışlı olduğuna kuşkuyla bakılmasına  neden oluyor.

Balkanlara destek gösterilmez ve eski imparatorlukların etki alanında kalmalarına göz yumulursa çok yazık olur.

AB’nin parçalanıp dağılacağına ilişkin öngörülerin hepsi yanlıştır. Cumhurbaşkanı Jelü Jelev şöyle diyordu: “Demokrasi daha fazla demokrasiyle tedavi edilebilir.”  Şimdiki sorunları, değerlerimizden ödün vermeden aşabileceğimize inanıyorum. Çözümü geleceğin hükümetlerine ve yeni kuşaklara bırakmamalıyız.

Kremlin, bizi birbirimize düşürmeye ve AB’si istikrarsızlaştırmaya çalışıyor. Avrupa projesinin kalbine kuşku aşılarken, Topluluğumuzun birliğimize, yasaların üstünlüğüne ve dayanışmamıza şüphe düşürüp, temellerimizi yıkmaya gayret esirgemiyor.  Avrupa’da yaptığı propaganda ile değerlerimizden söz etmeyen, ancak güvensizlik telkin eden Moskova  etkinliklerini tırmandırıyor. O, geçmişin milliyetçilik, popülist, “dev güçler”, etki alanları, ilkelerin üzerinde olan menfaatler gibi eski zaman ruhlarına kapı aralıyor. Hedefinde Avrupalıların güvenini yıkmaktır ve şu anda bu bizim için en büyük tehlikedir. Anlaşılan, başarılı da oluyorlar ve biz durgunluk geçiriyoruz, örneğin AB’nin ve Shengen’in genişlemesini frenliyoruz.

Avrupa’nın geleceği, öncelikle, biz kimiz duyumsamasından, büyük ödev ve hedefleri unutmamamızdan, bütün tabloyu görebilmemizden başlıyor. AB’nin temellerini atanlar, halkalar işbirliği alanında daha fazla birleştikçe, savaşların bundan böyle mümkün olmayacağına inanıyorlardı. Bulgaristan yalnız olduğu zamanlar her zaman güçsüzdü. Bugün AB ve NATO üyesi olan Bulgaristan güçlüdür. Cevap bekleyen soru şudur: Biz 20130’da ve daha sonra 2050’de nerede ve kiminle olmak istiyoruz. O zaman kadar sığınmacı, banka bunalımları, borçlanma gibi sorunları çözmüş olacağız. Ben, AB kurucuları gibi hayal etmeye ve tarih yaratmaya devam etmemizi arzu ediyorum. Avrupa Birliğinin genişleme süreciyle,  dış işlerinde, savunma ve güvenlik alanında, enerji birliği ve ortak pazar kurarak yakınlaşma ve kaynaşma motorunu harekete geçirmemizi hayal ediyorum.  Eğer bizim kesin inancımız yoksa, herhangi biri bizi kendine düşman seçebilir. Tarihi yaratan biz olmazsak, başka birisi gelip bizim tarihimizin yaratıcısı olur!

BG Cumhurbaskan plakt

Cumhurbaşkanı Rosen PLEVNELİEV’e BULTÜRK’ün verdi plaket

Reklamlar