Rafet ULUTÜRK

 

Öylesine yakından ve derinden tanıyoruz ki birbirimizi, öylesine ortak bir umut ve bilinçle paylaşıyoruz ki iyi ve kötü günleri, öylesine inanıyoruz ki dostlukların, soydaş olarak  birlik olmanın, ortak özlemlerimizin sonsuz gücüne, omuz omuza attığımız her adımın önemine….

Bu duygularla Kurban Bayramınız kutlu ve mutlu olsun!

Kurbanlarının hayırlara vesile olsun!

Kader kardeşliğimizin daha iyi günleri birlikte devam etsin…

NİCE BAYAMLARA!

 

BULTÜRK KÜLTÜR VE HİZMET DERNEĞİ VE BG SAM OLARAK HEPİNİZE İÇTEN BAYRAM DİLEKLERİMİZİ SUNUYORUZ. En iyi günler sizin olsun!

Bayramdan bayrama yıl geçti. Şu güz günlerinde tohum eksek bir yıl sonrasını düşünürüz. Bayram günlerinde fidan diksek on yıl sonrasını düşünürüz. Biz bir kültür ve hizmet derneği olarak 100 yıl sonrasını düşünmek için bir araya geldik. Bir kuşak sonrasını düşünürken eğitim, öğretim okul, lise, üniversite, meslek eğitimi deriz. Ve hayatın özündeki gerçekte bir kez ürün verir ektiğin tohum, on kez meyve verir ektiğin fidan ve yüz kez olur bu ürün, eğitirsen halkını…

Daha da büyük konuşursak bir bireyin bilincindeki değişim tüm halkta, hatta tüm dünyada değişim yaratabilir. Biz hepimiz 2003’te BULTÜRK’ ü kurduğumuzda uzun bir yolculuğa çıktık. Bu yolculuğun adı: KENDİMİZİ GELİŞTİRİP HEPİMİZİN DEĞİŞİMİMİZİ SAĞLAMAKTI. Birlikte başarmak ve birlikte zafere ulaşmaktır.

Bizi başarıya götüren inançlarımız vardır.

Biz her şeyin bir sebep ve bir amaç için var olduğuna inanıyoruz. Bulgaristanlı soydaşlar olarak büyük ve inançlı bir sosyal topluluğuz. Birimiz hepimiz için hepimiz birimiz için yolunu seçmemiz isabetli oldu. Yakınlarımızın daha büyük kısmı Bulgaristan’da kaldığından ve biz de gelirken vatandaşlığımızı koruyabildiğimizden daha da büyük, güçlü ve etkin bir topluluğun ayrılmaz oluşturucu bir parçasıyız. Emel ve hedeflerimiz bazı noktalarda artık tamamen kesinleşti ve netleşti.

Bilirsiniz sınırlı inançların sınırlı insanları olur. İçine kapanmış topluluklardan pek fazla bir şey beklemek yanlış olur. Biz hepimiz Türkiye, Bulgaristan ve Avrupa Birliği vatandaşı olarak farklı bir bilince ve sorumluluğa ulaşmış bulunuyoruz. Birçokları için hayal olan emeller bizim için reel edinimdir. Başka bir değişle biz sınır engelini fersah fersah aştık. İki ülkede ve 28 üyelik bir uluslar arası birlikte politik, ekonomik, sosyal ve kültürel yaşama katılma olanağı elde ettik. Yıllar içinde farklı yollar aradık ve dar göçmen imkanlarına rağmen örgütlendik, sivil toplum örgütlerimizde birleştik, kendi gazetemizi, elektronik iletişim olanaklarımızı geliştirdik, kültür merkezimizi açtık,  Türkiye makamlarıyla yerli ve merkez yönetim düzeyinde sesimiz duyulmaya başladığı gibi, Bulgaristan politik yapısında da yankılandı bunlar. Her durumda başka olasılıklar arıyoruz. Şimdi AB merkezinden soydaşlarımızın eğitimsel ve kültürel gerekleri için özel ödenekler çıkarmaya çalışıyoruz. Bu etkinlikler BULTÜRK yönetimince ve istişare kurullarımızca yönlendiriliyor. Sivil toplum örgütümüzün kolektif yönetimi lider rolü oynuyor. Bu anlamda, bizler için liderlik eğer biri liderse çölde bile bahçe görebilen insandır.

Bizim inancımızda başarısızlık diye bir şey yoktur. Bizlerde her işten, başarılı veya başarısızlık, bizler bunlardan tecrübe alır geleceğe daha güvenle bakmamızı sağlar.

Son çeyrek yüzyılda BÜYÜK GÖÇE zorlanmış olmamıza rağmen,  köpek havlamasına pabuç bırakıp kaçanlardan olmadık. Bize uygulanan zulüm dayanılacak gibi değildi, onun için acıyı orada bıraktık ve kendimizi Ana Vatan’a attık. Bu bizim Vatan sevgimizi azaltmadı, öz yurdumuzu daha gelişmiş ve mutlu bir düzeye getirme azmimizi kırmadı, biz emellerimizle geldik ve umutlarımızla yaşıyoruz. Bu bakıma kutsal inancımızda başarısızlık diye bir şey yoktur. Totaliter baskı ve terör rejiminden sıyrılmaya yanaşan, fakat içine sıkıştığı dar boğazda bocalamaya devam eden Bulgaristan’da Pazar gün erken genel milletvekili seçimleri var.

Kim ne derse desin bu seçimlere katılmak ve her seçime mutlaka katılmayı yeni kuşağa devretmek bizim öz vazifelerimizden biridir.

Bu bakımdan her yerde ve her zaman örnek olmalıyız.

Bu öz hakkımızı elimizden almak için göz dikenler o kadar çok ki, dış etkenlerin hiç biri tarafından etkilemeden, elimizdeki ikanı kullanıp oyumuzu verip varlığımızın sesini devamlı yükselteceğiz. Bazen insanın kime oy verdiği hiç önemli değildir. Bu seçim ise çok anlamlıdır. Seçim gününe 2 gün kala size şunu kesin olarak yazabilirim. Seçim sonuçları bir sosyal anın aynada yansıması olsa da, seçimin kendisi bir toplumsal sürecin gelişim anıdır.

Yukarıda da işaret ettiğim gibi, bizdeki gelişim süreci totalitarizmden sıyrılma ve kurtulma gidişidir. Bu süreçte ben, sen, biz değil sayın okurum, ama bizi temsil ettiklerini iddia eden HÖH-DPS yöneticileri, Ahmet Doğanlar, Lütfü Mestanlar pazartesi günden başlayarak artık Bulgaristan iktidarına uzaktan bakacaklardır. Sebebi, ölümü ilan edilen, yassı tutulan totaliter rejime 25 yıldan beri hastabakıcılık yapmalarıdır.

Bilirsiniz naaş defnedilince hasta bakıcı ve hademelerin de işi biter. Durum budur. 

Siz GERB partisine oy verseniz de vermeseniz de, o en fazla oy alacak ve büyük olasılıkla tek başına gelecektir. Ha olmadı mı inanın bana, artık bünyesinden kendinden olmayanları silkeleyen Sosyalist Partiyle ortak hükümet kurma yolunu bile seçecektir. HÖH-DPS partisinin bu yeni hükümetin dışında kalması bir şey değil,  adı var kendi yok şirketler çemberini dağıtmak, mafyadan kopmak, oligarşinin yanına sokulamaz duruma gelecektir. HÖH-DPS liderlerinin bayrakları birer ikişer dürülecektir. Bu durumda HÖH-DPS partisini kuran Türk ve Müslüman kitle eski yönetimi kusma ve yeniden örgütlenme yollarını aramaya başlayacaktır. Bu da size Bayram müjdemiz olsun.

Ne olursa olsun sorumluluğu üstlenmeye hazırız.

     Yeni bir döneme giriyoruz. Sorumluluk her alanda başarının destekleyicisidir. Unutmayalım hepimiz her şeyden sorumluyuz.  Bizler Pazar gün sorumluyum elimden geleni yapacağım bilinciyle hareket etmeliyiz.

Soydaşlarımızın büyük bir aldatılmışlık, olan bulutu içinde olduğunu defalarca yazdık söyledik. Senin, benim, hepimiz in şimdiye kadar 25 yıldan beri bir an düşünmek bile istemeyenler, şimdi gelmişler hane hane İstanbul, Bursa, İzmir Edirne soydaş dairesi dolaşıyor, kapı çalıyorlar, “biz 48 milletvekili çıkarırsak haklarınızı Anayasa Mahkemesi’nde arayacağız” diyorlar. Alçaklığın sınırı yoktur.

Evet, bu defa Türkiye’den 150 bin oy bekleniyor. Bunların çoğunlu HÖH-DPS için verilmiş olabilir, ama ilk kez bir başka parti de onlardan oy koparmış olacak. Biz eminiz ki, bu kopma kesin ve sonuç belirleyici olacaktır. Çünkü bu kopan oyların arasında KARA FATMELERİN KARA AYŞELERİN, KARA HAMDELERİN oyu da var yani KARA KOYUN suyu geçecek ve durum kökten, kesinlikle ve dönüşümsüz değişecektir.

Onların alacağı oylar korkuyu yenememiş, korkuya esir olmuş olanlarıdır,

Ama Bulgaristan’da yaşayan yakınlarımıza zarar verilmesin, işten kovulmasınlar, çocukları okuldan atılmasın hesaplarıyla verilen oylardır ve bu noktada demokrasi ölüdür.

Pazar gün alacağımız sorumluluk bizim gücümüzün ve politik olgunluğumuzun ölçüsü olacaktır. Sorumluluk üstlenip başarı yolunu açacağız.

Açmalıyız! Ancak hepimiz sorumluluk alarak sonuçları değiştirebiliriz.

Kuşkusuz bu işin içinde bir şans faktörü var. Bu defa HÖH-DPS partisinin işi yaver gidiyor. Bulgaristan’da “Gorni Lom” fabrikasındaki infilaktan ve benzer patlamalarda 18 kişinin can feda etmesinden sonra matem var, halk tepkili ve bu tepki seçim günü pasiflikle ifade edilebilir. Temmuz ve Ağustos aylarındaki su baskınlarına maruz kalanlar da sandık başına gitmek istemiyorlar.

Bizler büyük düşünen sizlerin, öz güven ile yaşayan hepimizin,  ilke ve değer bilinci olan, Ata Vatan sevgisi sönmeyen soydaşlarımızın, etkili iletişim kurarak gerçeği görebilenlerin başarılı olacağına inanıyoruz.

Bizim hedefimiz Bulgaristan’daki hak ve özgürlüklerimizi ne pahasına olursa olsun elde etmek, demokratik adil bir ortamda yaşamak ve bize çektirenlerin, zulümcülerin mutlaka cezalandırılması, bizi aldatanların, halkımızı oyalayanların, totaliter katillere yardım edenlerin, hainlerin, jurnalcilerin, ajan bozuntularının hak ettiklerini bulmasıdır.

Bizim bu davamızda, bu mücadelemizin başlangıç noktası vardır, ama son noktası yoktur.

Kendi planı ve hedefi olmayanları, amaçları uğruna kitleleri yüreklendirecek örgütü olmayanları başkaları aldatabilir, kandırabilir, kendi karanlık hedeflerine alet edebilirler.

Bu 25 yıldan beri böyle oldu.

Bizim BULTÜRK derneğimiz var!

Bu defa oyumuzu GERB-No.9 numaraya vereceğiz yani 9 nolu bülteni kullanacağız.

Sizi de doğru yolu seçmeye ve 9 nolu bültenle seçmeye davet ediyoruz.

9 nolu bültende 25 Türk ve Müslüman milletvekili adayı var.

HÖH-DPS partisinin boş vaatleri artık bayatladı.

Seçim zaferimiz kutlu olsun!

Nice Bayramlara!

Reklamlar