isletmelerBulgaristan Ekonomi, Enerji ve Turizm Bakanlığı’nın verilerine göre, küçük ve orta ölçekli işletmeler, Bulgaristan’da mevcut tüm ilşletmelerin yüzde 99’nu oluşturuyor. Ulusal Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeler Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Eleonora Negulova’ya göre söz konusu işletmeler, çalışanların yüzde 67’sine istihdam sağlıyor ve aynı şekilde de Gayri Safi Yurtiçi Hasılatı (GSYH)’ın da aynı oranda yine küçük ve orta ölçekli işletmelere düşüyor.

Yani, küçük ve orta ölçekli işletmeler hem en büyük iş veren konumunda, hem de en büyük yatırımcı. Eleonora Negulova “Bu neden mi meydana geliyor, çünkü küçük ölçekli işletmelerin yatırım yaptığı yerlere büyük yatırımcılardan hiçbir zaman ilgi yoktur” diyor ve ekliyor:

“Mesela Montana veya Vidin bölesine giderseniz, küçük yerleşim yerlerinde bir tek yerli küçük işletmeler kendi yatırımlarını yapmış, tüm varlığını, tüm mülkünü ve tüm kaynaklarını ortaya atarak. Şimdi farklı yerlerden “küçük işletmelerinin çok önemli”olduğuna dair mesaj geliyor. Fakat bu yetersiz. Küçük işletmelerinin teşvik edilmesi için somut kararların uygulanma zamanı geldi çattı. Çünkü hazine doldurulacak ise ve yeterince para sağlanacak ise, önce birisi üretim yapmalıdır.”

Bayan Negulova’ya göre, şu anda küçük iş çevrelerinin yüz yüze geldiği en büyük problem son derece daralmış olan piyasadır. Diğer bir sorun da mali kaynaklara yaklaşımdan geliyor, ki bu yaklaşım çok zorda, hükümetin Ulusal Garanti Fonunun çalışmalarına sarfettiği çabalara ve “Jeremi” kredi programından para sağlanabilmesi çabalarına rağmen. Diğer bir taraftan büyük market zincirlerinin uyguladığı tekel durumu. Böylece küçük üretici, küçük gıda ve diğer Bulgar malları nakliyatçıları eziliyor. En fazla işsiz hangi branştan çıktı ve hangileri krize meydan okuyor?

“En fazla iş yeri, halkın düşük alım gücünün doğrudan etkilediği sektörler kaybetti.”-diye sözüne devam ediyor Eleonora Negulova. “İlk sırada bunlar temel geçim ihityaçları olmayan mallardır, çünkü bir ailenenin sınırlı bütçesi var. Her zaman insanın biyolojik ihtiyaçlarını karşılamak için mallar satın alınıyor. Doğal olarak nispeten krizden olumsuz şekilde en az etkilenen sektörleri de anacak olursak, bunlar enformasyon ve komünikasyon teknolojiler sektörüdür.Hizmetlerin otomatik tedariki aslında hazineye ciddi kaynaklar getiren ve yabancı yatırımcıların dikkatini çeken ciddi sektörlerden biridir. Buraya ihracat imkanı olan sektörler de dahil. Kriz zamanında Ulusal Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeler Derneğinin tespit ettiği şu ki, iş çevrelerinin strüktür değişikliklerine tabii tutulması. Yani en az iki gelir kaynağına sahip olmaları gerekiyor, ki sadece bir işe bel bağlamamaları gerek.”

Negulovaya göre, bu iş oratmını teşvik etmek için en önemli araçlar e-hükümetin yürülüğe konması, e- belediyeler ve iş çevrelerine kolaylık sağlayacak yöntemlerin bulunmasıdır. Mesela: kayıt, enformasyon ve lisans işlemleri, ki bu iş idare alanındaki masrafları ciddi oranda düşürecek. Küçük ve orta ölçekli işletmeler, Katma Değer Kanunda değişikliğe gidilmesini istiyorlar, yani KDV, anlaşma imzalandığı andan itibaren değil, ödeme yapıldığı anda devlete ödenmelidir.Çünkü küçük işletmelerin, ona yapılan ödemeye almadan, devleti finanse etrmesi normal bir sistem değildir.
Eninde sonunda orta ve küçük işletmeler ayakta kalabilecek mi?
Eleonora Negulova cevap veriyor:

“Küçük işletmelerin, ayakta kalmaktan başka çaresi yok. Ve bu da Bulgar toplumu için iyi bir haber olarak değerlendiriyorum. Çünkü küçük işletmeler çalışmaz ise istihdam edilen yüzde 67 oranında insan işsiz kalmak zorunda olacak, bu insanlar işten çıkarılacak ve devlet onlara sosyal yardım ödenmek zorunda kalacak. Yani küçük işletmeler sosyal açıdan sorumluluğu üstlenmiştir, vergilerini ödemektedir, esnek olmaya devam edecek, imkanlar arayişi içersinde olacak ve öyle umut ediyorum ki, hayatta kalma aşamasından çıkacaktır. Bu tabii ki büyük bir derecede Avrupa piyasalarının gelişmesine bağlıdır, çünkü biz genellikle o pazarlara çıkıyoruz ve bizim ekonomimiz son derece açık bir ekonomidir. Burada en önemli olan son yıllarda meydana gelen olaylardan bir ders almak, değişikliği yönetmeyi öğrenmek ve değişikliği tanıyabilmektir. Ayrıca değişikliğe hazırlanmamız da gerekiyor, çünkü hepimizi çalkantılı günler bekliyor. Orta ve kısa süreli stratejiler hazırlamayı başaranlar ve hazırlanmayı bilenler bence başarılı olacaktır.

 

BNR – Yazı: Kostadin Atanasov

Reklamlar