Faktor. Bg Gazetesinden çeviri
Yazan: Birinci derece Yüzbaşı Vasil Danov
Raziye ÇAKIR tercumesi

Elleri kanlı “barışseverler” Dağlık Karabağ’da üslendiler.

Ermeni askerler Dağlık Karabağ’da zamanı geçmiş bir savaşa hazırlanmışlardı.

Арменските бойци водиха в Нагорни Карабах някаква по-предишна война

Ermenistan ile Azerbaycan arasındaki yeni savaş 27 Eylül’den 10 Kasım 2020’ye kadar devam etti. Bu savaş, yenilenlerin detaylı analiz etmesi için acıklı olsa da, savaşa katılan diğer güçler ve uluslararası gözlemciler için ilginçti, kısa süren ama kanlı bir savaş oldu.

Savaşı kaybeden Ermenistan oldu. Büyük sayıda asker ve savaş tekniği kayıpları var. 1991-1992 savaşında Azerbaycan’dan kopardığı toprakları kaybetti Ermenıstan. Putin’in arabuluculuğunu acı bir hap gibi yutmak zorunda kaldı.

Erivan’daki devlet binalarına girdiler. Meclis başkanını dövdüler. Başbakan ofisini dağıttılar. Çıldıran halka kimse engel olmadı.

Son 30 yılda binlerce şehit veren Azerbaycan tarihsel zafer kazandı ve kutluyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan Türk silahının ve  “İki devlet, tek halk” formülünün dev gücünü gösterdi. Azerbaycan halkı ile Türkiye halkı dostluğunu yıllarca ileriye taşıdı.

Savaştan sonra Rusya Federasyonu bir barış gücü olarak Kafkaslara dönüyor. Putin, Rusya’nın Ermenistan politik gücü üzerindeki hâkimiyetini kırmak ve Ermenistan devlet dümenini Batıya çevirmek için göreve getirilen, Ermenistan Başbakanı Nikola Paşinyan’ı yerle bir etti. Dümen bu defa da yön değiştirmedi.
15.Samara Motorize Birlikleri savaştan sonra Dağlık Karabağ’a üsleniyor. Bu askeri birlik 2005 Aralığı ile 2008 Kasımı arasında Gürcistan-Abhazya savaşına katılmış, bölücüleri desteklemiş ve egemen Gürcistan’a saldırmıştı.

Dağlık Karabağ’a “barış” gücü olarak gelen bu birlikler Kırım’ın Ukrayna’dan koparılması savaşına ve “Donbas” bölgesinde bölücülerin savaş ateşine destek vermiş ve katılmıştı.

Ermeni askerlerinin Karabağ’dan çıkması gerekiyor. Kurtarılan bölgelerdeki Ermeni nüfus, Karabağ’da en fazla 4.5 yıl kalabilecek olan Rus askeri birliklerinin iyi niyetine güvenebilir. Bu süreden sonra Dağlık Karabağ toprakları baştanbaşa Azerbaycan’a geçecektir.

Bu yılın 1 Aralık tarihinden itibaren Azerbaycan bütün Dağlık Karabağ topraklarının resmi hükümdarı olmuştur. Artık Dağlık Karabağ tamamen kurtarılmış ve Azerbaycan Cumhuriyeti’nin kara topraklarına katılmış bir bölgedir.
Ermenistan’ın boşaltması gereken şehirler: Stepanakert, Mardakert ve Martunı’dir. Stratejik önemi olan Laçin-Şuşa ana yolu Azerbaycan’a geçmiştir. Bu yol Rus “barış” gücü tarafından korunacaktır. Dağlık bölgedeki ana yollar tamamen Azerbaycan kontrolüne geçmiş bulunuyor.

dron_turkey.jpg
Dağlık Karabağ’a Zafer getiren Türk SİHASI “Bayraktar – TB 2”

Bu savaşta Azerbaycan yeni bir stratejik öncelik daha elde etti. Ermeni toprakları üzerinden Nahçivan’a direk yol açıldı. Ermenistan’ın olan bu anayolu da Rus sınır askerleri koruyacak.

Bu savaşta Rusya’nın kazanımı, ülkesini Orta Asya steplerinden Avrupa Birliği’ne taşımayı kurgulayan  “reformcu” Paşinyan’ın yenilmesidir. Askeri sahadaki yenilmesinden ve hükümetinin maneviyatının yerle bir olmasından sonra onun günleri sayılıdır. Erivan’da ipleri Kremlin’den çekilecek yeni bir kuklanın göreve getirilmesi bekleniyor.

Paşinyan’ın tamamen yenilgisini görmek, Rusya’nın bölgeye tek barış gücü ve Ermeni güvenliğine güvencesi olarak dönebilmesini sağlamak için Putin, Azerbaycan askerileri zafer elde ederek ilerlerken bağımsızlığını korudu. Öyle oldu ki, Putin Azerbaycan silahıyla Paşinyan’la hesaplaştı.

Çatışmada taraf olan Türkiye, Barış antlaşmasının güvencesi olarak bölgeye davet edildi. Erdoğan’ın kutlama hakkı kendiliğinden doğdu. Kafkasya bölgesine yeni Osmanlıcılığın yarı imparatorluğu oturdu. Bir askeri güç ve Hz. Muhammed davasının savunucusu olarak kabul edildi.

Silahlı çatışmalar: “İntikam soğuk servis edilir.”

Azerbaycan, Cumhurbaşkanı Aliev ve ülkenin komutanları bu savaşa 20 yıldan beri hazırlanıyor. Gizli, devamlı, dikkatle ve amaca yönelik görüldü bu hazırlıklar. Türkiye Genel Kurmayı, generalleri ve uzmanlarıyla birlikte görülen bir savaş hazırlıydı bu.

Savaşın daha ilk günlerinde eşit güçlerin yüzleştiği izlenimi doğmadı, Ermeni güçlerinin kayıpları bir ceza operasyonu tablosunu andırıyordu.

Azerbaycan güçleri havada hemen üstünlük sağladı ve bu da onlara kara çarpışmalarında başarılar garantiledi. Savaşların her nokrasında ve gece gündüz demeden her an havada olan Azerbaycan dronları düşmanı buluyor, hedef belirliyor ve ateş edip yok ediyordu.

Hava Savunma Sisteminden ön uyarı almayı sağlayan 10 radarı; C-300 hava savunda sisteminin 22 rampası, “Osa” ve “Strela 10” füze atış rampaları, “Smerç” BM-30 sisteminden somut hedefe giden 6 ve genel hedef gözeten 4 ateşleme sisteminden 67 füze atış rampası, 138 adet hareketli ve sabit top,  38 en modern hareketli ve 16 adet de hareket etmeden ateş eden top, Ermeni ordusundaki toplam 277 tanktan 177’si, 79 zırhlı araç ve asker ve mühimmat taşımada kullanılan 400 askeri araç daha 31 Ekim tarihine kadar imha edildi ve Ermeni savunmasının omurgası kırıldı.

 

Bu savaşta Azerbayca’nın yerde ve gökte büyük başarı sağlamasını yüzde yüz Türk malı olan “Bayraktar TB-2” SİHA-ları sağlamıştır.

Savaşta zafer yalnız bir taktik veya teknik öğe ile elde edilemez.  Azerbaycan komutanlığı radyo-elektronik istihbaratı, dron, uçak ve helikopterlerle, topçu atışlarıyla, uzun menzilli toplarla çok uyumlu bir şekilde yürüttü.

İlk kayıplardan sonra durum değerlendirmesi yapıp ders çıkararak gerçek durumu halkla paylaşacağına Ermenistan politik ve askeri yönetimi gerçekleri halktan sakladı, “son damla kan dökülene kadar savaşa devam” sloganı yükseltti ve hava savunma sistemlerinin koruması altına almadan beni birlikleri cepheye sürdü.

Bazı Ermeni er ve subayların yiğitçe savaşmalarına rağmen daha 17- 18 Ekim tarihlerinde savaşın sonu göründü.

“Karanlık ve Kanlı” bir Başlangıç.

Geçen yüzyılın başlarında Ermenilerin ileri gelenleri askeri –politik durumdan yararlanarak Osmanlı imparatorluğunda ayaklanmak istemişleri.

Doğu Anadolu’da Rusya İmparatorluğu ile Osmanlı İmparatorluğu arasında silahlı çarpışmalar başlarken Rusya İmparatoru II. Nikolay Ermeni papaz katalikos V. Gevorg’u kabul ederek savaştan sonra isteklerini yerine getireceğine söz vermişti. Ermeni Hristiyanlarının manevi başı olan papaz Osmanlı imparatorluğu topraklarından 6 eyaletin koparılmasını ve Ermenilere verilmesini talep etmişti. Bu eyaletler şunlardı: Erzurum; Van; Bitlis; Elâzığ; Diyarbakır ve Sivas. O bu 6 eyaletin savaştan sonra kurulacak olan Ermeni devletinin omurgasını ve iskeletini kurmasında ısrar etmişti.

1914 yılında Ermeni Patrikhanesinin basın organı olan  “Ararat” dergisi bir bildiri yayınladı. Bu bildiri ile, Gregoryen Ermeni Kilisesi Ermeni halkını Rus İmparatorluğunun Osmanlı askerlerine karşı askeri harekâtına katılmaya çağırdı.

 

Osmanlı hükümetine göre, topraklarında yaşadıkları imparatorluğun hükümdarı olan Sultana karşı halkı savaşa kışkırtan bu çağrı dini önderlerin hainliği ve alçaklığıydı

Rusya ve Osmanlı imparatorlukları askeri güçleri arasında çarpışmaların başlamasından önce Rusların Kafkas askeri vekili İlaryon Voronzov – Daşkov Oltu, Sarıkamış, Kağızman, Iğdır ve bazı başka Türk şehirlerinde askeri birlikler oluşturdu ve silahlandırdı. Ermeni askerlere 25 000 tüfek ve 12 milyon mermi dağıtıldı. 1915 yılının ilk aylarında Rusya Ermeni asilere 242 900 Ruble tutarında ek silah gönderdi.

1915 yılının Nisan ayında Rusya’dan gelen, Ermeni askerler, Van şehrinde ve eyaletinde  “Rusya himayesinde Ermeni devleti” ilan etti. Yerli Müslüman nüfusun bir kısmı bölgeden kovuldu. (Bu veriler Amerikan tarihçi Stenford J. Shou tarafdından teyit edilmiştir. “Osmanlı İmparatorluğu ve Çağdaş Türkiye Tarihi” cilt 2.)

Dünyaca ünlü yazar Lev Nikolaeviç Tolstoy’n kızı Aleksandra Toltoya bu verilerin gerçek olduğuna tanıklık etmiştir.

1916’da Rus Kafkas Orduları Baş Komutanlığı, sivil Türk nüfusa karşı zulüm ettikleri haberleri aldıktan sonra, saflarındaki  Ermeni çeteleri dağıtmak zorunda kalmıştır.

“Gnçak” ve “Daşnakzutün” politik partilerinden Ermeni saldırganlar yerli ahaliye karşı cinayet operasyonlarına katılmayı ve Trabzon, Erzincan, Erzurum, Van ve Bitlis eyaletlerinde Osmanlı askerlerinin cephe ardında “yakılmış toprak” taktiğini uygulamayı kabul etmeyen Ermenilere karşı da olmak üzere katliamlar işlemişlerdir.

1915 yılının Nisan ayında Çanakkale bölgesi bir İngiliz Fransız çıkarma tehlikesi karşısındadır. Ermeni isyancılar tarafından desteklenen Rusya Çarlığı Osmanlı birliklerine karşı geniş kapsamlı saldırı hareketleri başlatmıştır.

Yukarıda sıralanan deliller Osmanlı devletinin silahlı Ermeni gruplarına karşı yaptırım operasyonları başlatmasına vesile olmuş ve savaşların yürütüldüğü bölgelerdeki Ermeni nüfusun büyük kısmını tahliye etmek zorunda bırakmıştır.

Müslüman nüfusa karşı etnik arıtma ve katliamları örgütleyenler, politik önderler ve kudurmuş “daşnakçılar” Rus ordularıyla birlikte geri çekilirken, savunmasız Ermeni nüfusu Osmanlı ordusu karşısında bırakmıştır. “Daşnak” teröristler Ermeni nüfusu defalarca canlı kalkan olarak öne sürmüş ve sözüm ona “Ermeni soykırımı” konusu görüşülen uluslararası konferanslarda bozuk para olarak kullanmıştır.

azer_bezhanci_6.jpg

Azerbaycan savaş kaçakları

Osmanlı – Rusya Savaşı esnasında Ermeniler, Türkler ve Azerbaycanlılar arasındaki çarpılmalarda daha fazlası Türk olmak üzere 2.5 milyon Müslüman öldürülmüştür. Bu kurbanların vicdan azabını savaşan taraflar ve kışkırtılan saldırgan katil çeteciler çekmelidir.

Son 105 yıldan beri  Ermenistan ile Türkiye sözüm ona “Ermeni kıyımı” konusunda politik, bilimsel, kültürel ve dinsel tartışma yürütüyor. Birleşmiş Milletler örgütü üyesi devletlerden birçoğu uzlaşmazlığa ilişkin konumunu bildirdi.

raketi_russia_7.jpg

Dağlık Karabağ Savaşında kullanılan Rus yapımı birçok füzeyi birden ateşleyen bir rampa

Rusya Çarlığının politik ve askeri müdahalesi olmasaydı,  Ermenileri silahlandırmak için yüzbinlerce Ruble harcanmasaydı, Osmanlı İmparatorluğu toprakları içinde Ermenilere “Özgür Batı Ermenistan” devleti vaat edilmemiş olsaydı, o zaman 1 milyondan fazla insan yok olmazdı kanısındayım.

Rus diplomasisinin sinsi ve hilekâr tavrı olmasaydı, Rus Generallerin “bu defa olmadı ama birlik olursak bir sonraki defa özgürlüğünüzü mutlaka kazanacaksınız” gibi boş vaatleri olmasaydı, o yıllarda evini bakını bırakıp Rusya’ya giden binlerce zavallı da olmayacaktı.

1917 Ekim Devriminden hemen sonra Ermeni aşırı milliyetçiler Azerbaycanlılara karşı yeni bir katliam işledi, 15 bin Azeri BakÜ’de katlettiler. Bolşevik Devrim perdesi ardına gizlenerek Bakü, Şirvan, Kuba, Lyakyaran ve Kürdamir şehirlerinde toplam 50 bin Azer öldürüldü. Bakü’de öldürülenlerin sayısı 15 bindir. Katliamlar 1920 yılına kadar devam etmiştir. Azerbaycan’ın Erivan eyaletinde nüfus 37 852 kişiyken 12 000 kişi kalmıştır.

1905 ile 1920 yılları arasında bugünkü Ermenistan topraklarında bulunan Azerbaycan köylerinden 10 bini yıkılıp yakılmış ve nüfusu öldürülmüştür.

Dağlık Karabağ süreçleri Kırım’ın ilhak edilmesini hatırlatıyor.

100 yıl devam eden çatışmalı dönemde Rusya tarafından silahlandırılan ve kışkırtılan Hıristiyan Ermenistan bir saldırgandır. Dağlık bölge nüfusunun % 30-40’ı kalan Azerbaycanlar kovulmuş, zulüm görmüş, düşman hışmıma uğramış ve topraklarından sürülmüş çilekeş bir halktır.

Dağlık Karadağ, uluslararası güçler ve büyük devletler tarafından Azerbaycan devleti topraklarından ayrılmaz ve kopmaz öz parça ilan edilmiş olmasına rağmen, Ermeni askeri tarafından 1991’de ilhak edilmiş ve ardından da bağımsızlık ilan etmiştir.

Bu yıllarda Rusya birçok defa barış gücü olarak ortaya çıktı ve her defasında Ermenilerden yana tutum almıştır. Aralarında husumet olan devletlerden her ikisine de silah satmış ve bölgedeki askeri varlığını güçlendirmiştir.

Son yıllarda Azerbaycan yalanları ve hileli durumu gördü, Moskova yörüngesinden ayrıldı ve Türkiye ile sıkı ekonomik, politik ve askeri işbirliği geliştirdi. Türkiye askeri endüstrisinin bu zaman içinde modernleşmesi çok yararlı oldu. Savaş alanında her şey görüldü.

Azerbaycan doğal gaz ve petrol endüstrisini geliştirdi ve kazandığı paraları harp sanayine yatırdı, kadro eğitti. Cumhurbaşkanı Aliev ve generalleri, işgal altındaki Dağlık Karabağ’ı kurtarmak için en uygun zamanı seçtiler ve başardılar.

Fotoğraf: Rus yayıncı, toplum öncüsü ve Rusofil İvan Aksakov 1885’te şunları yazmıştır:

“Bulgarların her başarısı Rusya için ölümdür.

Balkan devletlerinin kendilerine ait hiçbir şeyi olmamalıdır.

Balkan devletleri Rusların mülkü olmalıdır ve Ruslar tarafından yutulmalıdırlar!”

Rusya bu savaştan sonra da eski dostu Ermenistan’ı yol üstünde bırakmaz. Ermenistan sanayiine büyük miktarda Rus sermayesi yatırılmıştır. 1992’de Gümri ‘ye ve başkent Erivan’a Rus askeri birlikleri konuşlandı. 10 binlerce Ermeni Rus şirketlerinde çalışıyor. Moskova’da ve birçok başka büyük Rusya kentlerinde 200 yıldan beri Ermeni diasporası var.

Birkaç hafta önce imzalanan barış antlaşması son anlaşma olmayacaktır. Rus “barış gücünün” karıştığı her yerde parçalanma, düşmanlık ve Savaş Tanrıları beliriyor.

İyi ki bu defa barışın garantörü olarak ve devamlılığını sağlamak amacıyla Türk askeri birlikleri de bölgeye gitmiştir.

Okuyanlara teşekkürler.

Paylaşınız.

Alıntı: https://faktor.bg/bg/articles/za-koy-li-pat-zad-sblasaka-mezhdu-sasedi-prozira-zloveshtiyat-lik-na-tsarska-rusiya-sssr-i-rf

Reklamlar