Dr. Nedim BİRİNCİ

Halkın Hizmetkârı mı, İktidarın Sopası mı? Bulgaristan’da Polis ve Toplum Arasındaki Güven Krizi

Devletin kolluk kuvvetleri, toplumsal düzeni sağlamak ve vatandaşın güvenliğini temin etmekle görevlidir. Ancak son dönemde Bulgaristan’da polis teşkilatının halk üzerinde kurduğu baskı, toplum-devlet ilişkisini derinden sarsmakta ve kamusal güveni zedelemektedir. Bu makalede, polis-vatandaş ilişkilerinin yozlaşma nedenleri, bunun demokrasiye ve toplumsal barışa etkileri ele alınmakta; ayrıca çözüm önerileri sunulmaktadır.

Demokratik bir toplumun sağlıklı işlemesi için, devletin kolluk kuvvetlerinin tarafsız, adil ve şeffaf olması hayati öneme sahiptir. Ancak Bulgaristan’da son yıllarda artan polis şiddeti, özellikle protestolar sırasında yaşanan aşırı müdahaleler ve hukuksuz gözaltılar, kamuoyunda ciddi rahatsızlık uyandırmıştır.
Bu bağlamda, “Polis halkın hizmetkârıdır” ilkesi yerine, “polis iktidarın sopasıdır” algısı giderek yaygınlaşmaktadır.


Toplumun Gözünde Üniforma: Koruyucu mu, Korkutucu mu?

Bir toplumda polis, düzenin teminatı ve adaletin uygulayıcısı olarak görülmelidir. Ancak bugün Bulgaristan’da birçok vatandaş için polis, adaleti değil otoriteyi temsil etmektedir.
Bunu en net şekilde şu söz özetler:

“Polis halka copla yaklaşırsa, halk onu artık güvenlik değil tehdit olarak görür.”

Bu algı kırılmadıkça, polisle halk arasındaki mesafe kapanmayacak, toplumsal huzur tam anlamıyla sağlanamayacaktır.


Polisin Unuttuğu Gerçek: Maaşı Halk Öder

Devlet memurları, halkın vergileriyle maaş alır. Polis teşkilatı da bu kamu bütçesinden beslenir. Dolayısıyla her polis, doğrudan halkın emek ve alın teriyle görevlidir.
Ancak ne yazık ki bazı polisler, görevlerini halka karşı bir üstünlük makamı gibi algılamakta; hesap verebilirlikten uzaklaşmaktadır.

Biz Türkler, bu konuda çok anlamlı bir atasözüne sahibiz:

“Halkını taşı ki devlet yaşasın.”
Yani halkını ezme, omzunda taşı! Çünkü devletin temeli halktır; halk çökerse devlet de çöker.


Devletin Polisi mi, Partinin Polisi mi?

Siyasi iktidarların polis teşkilatını kendi çıkarları için kullanmaya başlaması, demokrasilerde en tehlikeli sapmalardan biridir.
Halkını koruması gereken polis, halkına saldırırsa; devletin meşruiyeti sorgulanmaya başlanır. Bugün Bulgaristan’da yaşanan sorun da budur.

Polis, bir partinin ya da belli bir grubun çıkarlarını değil; hukukun üstünlüğünü korumalıdır. Aksi durumda vatandaşın devlete olan inancı geri dönülmez şekilde kırılır.


Sonuç ve Öneriler

Bulgaristan’da polis teşkilatının itibarını ve halkla olan ilişkisini yeniden inşa etmesi bir zorunluluktur.
Bunun için:

  1. Şeffaflık ve Hesap Verebilirlik sağlanmalıdır.
  2. Polis içi eğitimler, insan hakları ve demokratik değerler merkezli yeniden yapılandırılmalıdır.
  3. Sivil denetim mekanizmaları kurulmalıdır.
  4. Halkla polis arasında arabuluculuk platformları teşvik edilmelidir.

Toplumun geleceği, devletin güven kurumlarının adalet ve vicdanla hareket etmesine bağlıdır.


Kapanış Notu

Polis, korkulan değil güven duyulan bir güç olmalıdır.
Çünkü korku devleti değil, sadece zorbalığı büyütür.
Ve unutulmamalıdır ki:

“Toplumun huzuru, devletin itibarıdır. Devletin gücü ise halkın duasındadır.”

 

Reklamlar