Tarih: 27 05 2019
Yazan:  BULTÜRK Başkanı Rafet ULUTÜRK
Konu: Dünyada en zor meslek politikacı olmaktır.

Avrupa Parlamentosu (AP) seçimleri geldi geçti. Dört kişiden biri sandık başına gitti. Bulgar seçmenden % 74’ü “bu işten bir iş çıkmaz” diyerek başını çevirip sandığa bakmadı bile. Alan memnun veren memnun!
Bulgaristan’ın Avrupalı Gelişimi için Vatandaşlar (GERB) partisi oyların % 30, 94’ünü aldı. Bulgaristan Sosyalist Partisi BSP oyların % 24, 22’sini, Hak ve Özgürlük Partisi DPS % 16, 36’sını, İç Makedon Devrim Hareketi % 7,42’sini ve Demokratik Bulgaristan koalisyonu da % 6,24’ünü alarak  “kazananlar” sıralamasını oluşturdu.

Aslında bu 5 partiden hangisi bu seçimde gerçekten başarılı oldu?

2017’genel seçimleriyle karşılaştırıldığında tablo şudur.
– GERB  574.417 oy aldı, oyları yarı yarıya yani – 562.775 – azalmıştır (1.147.292 oy almıştı).

– BSP partisi 450 005 oy aldı yani oyları yarı yarıdan fazla – 505 975 – azalmıştır.

– Geçmişte 610 bin oy alan DPS ancak 303.714 oy almış.

– Bulgar Milli Hareketi gibi azgın milliyetçilerle ortaklık eden VMRO – İç Makedon Devrim Hareketi 137 714 oy alırken,

– Demokratik Bulgaristan Hareketi de 115 750 oy aldı.

Bu seçimlere genel katılım oranı  %26,2 oldu.
28 Avrupa Birliği  (AB) ülkesindeki katılım oranının % 50,5 olduğu dikkate alındığında, Bulgaristan pasiflik bakımından yeni bir rekor kırdı.  Bulgaristan’daki yeni kurallara göre seçim sonuçları ile ilgili ön açıklama yapmak kesin yasak.
Merkez Seçim Komisyonu (MSK) kesin sonuçları 29 Mayıs 2019 tarihinde açıklayacak. Tahminde bulunan 7 medya MSK tarafından cezalandırıldı.

Ajansların ortak görüşüne göre AP’na GERB 7, BSP 5, DPS 3, VMRO 2 milletvekili gönderecektir.  Kesin sonuçlara göre GERB milletvekillerinin sayısı 1 azalabilir ve Demokratik Bulgaristan bir milletvekilini Brüksel’e gönderebilir.

Seçim listesi VMRO partisinde bozulmuş ve seçmen bu milliyetçi partinin meclis temsilcisi Yülyan Angelov’un yerine sahne oyuncusu Slabakov’u tercih etmiştir. Bu gibi sürprizleri 2. Yazımızda bildireceğiz.

DPS listesinden seçilen parti başkanı Mustafa Karadayı AP gitmekten vazgeçmiş, ikinci sırada olan Delyan Peevski de mümkünse “hem Sofya hem de Brüksel Meclisinde olmak isterim” demiştir. Parti listesinde 3. Sırada olan ise DPS Gençlik Kolları Başkanı İlhan Küçük’tür.

26 Mayıs Pazar gün 58 bin kişi geçersiz oy kullanarak seçimleri protesto etmiştir.

Dikkat çeken bir özellik ise, 2014 seçimlerinde % 50,5 aktiflik gösteren Kırca Ali ili seçmenlerinin bu defa % 65 katılımla memleket çapında birinci oldu.

Daha önce de bildirdiğimiz üzere GERB partisi bu seçime Demokratik Güçler Birliği SDS ile ortaklık kurarak katıldı ve SDS eski Meclis Başkanı Aleksandır Yordanov seçildi.

GERB 2009’dan beri ilk kez olmak üzere, bir Türk adayı da listeye aldı ve Batı Rodoplar’dan Asım Ademov seçmenin güvenini kazandı ve Avrupa Parlamentosunda Halk Partisi (ENP) saflarında yer almayı hak etti.

Parti Başkanı Boyko Borisov seçmene teşekkür ederken, memnuniyet ifade etmiş ve seçilen milletvekillerine başarı dilemiştir.

BSP partisinin Brüksel’de gönderdiği temsilcilerden biri Cumhurbaşkanı katında kurulan Stratejik Program Konseyi Başkanı İvo Hristov, başka biri de partinin eski başkanı ve Avrupa Sosyalistleri PES Başkanı Sergey Stanişev’tir.

BSP partisi AP seçimlerine kazanmak azmi ve kararlılıkla girmişti.  % 6 gibi bir oy farkıyla seçimi “kaybetti” yorumları çıktı. Seçim hazırlıkları için 3 ay önce meclisten çıkan bu partinin seçmeni motive edememesi değişik açıdan değerlendirilirken, sosyalistlerin Bulgaristan için bir alternatif sunmadığına işaret edenler, parti lideri Bayan Korneliya Ninova’nın değiştirileceğine vurgu yaptılar.

Politik gözlemcilere göre, Bayan Ninova 2014’te meclise 40 milletvekili ile girdi. Daha sonra BSP partisine 2016’da Cumhurbaşkanlığı seçimi kazandırmasına rağmen ve 26 Mart 2017 seçimlerinde de milletvekili sayısını % 100 arttırarak, Sofya meclisinde 80 sandalyeye oturduğunu belirtirken, ne yazık ki kesin tavana erişildiğini ve GERB ile seçim yarışında 12. kez yenilgi yaşandığına önem veriyorlar.

BSP ile GERB partilerinin aynı kökten

Bulgaristan Komünist Partisi (BKP) –  damarından geldiği dikkate alınırsa, günümüz Bulgaristan’ı üstüne birçok görüş bildirilebilir. Bunların arasında en önemlisi, ülkenin siyasi açıdan tükendiği, dünyanın en zor işi olan siyaseti yönetenlerin seçenek sunamadığı ve geleceksiz bir bocalama yaşandığı gün gibi ortadadır. 30 yıl süren geçim döneminde sahne oyuncusu olan siyasi figürlerin hiç birine halkın (seçmenin) inanmadığı apaçık ortadadır. Özellikle GERB partisinin 2009’dan beri izlediği siyasetle Bulgaristan vatandaşlarını AB’nin en yoksul, en cahil, en sağlıksız kategorisine kapaması dünya basınına düştü. Birleşik Amerika kaynaklarına göre dünyada en şiddetli ırk ayrımı ve ötekileştirme siyaseti uygulanan ülke Bulgaristan’dır. İnsan haklarının ve özellikle de azınlık haklarının hiçe sayıldığı ülkede nüfusun %42’sinin kör cahil durumu 26 Mayıs seçiminde tamamen karamsar yepyeni bir tablo ortaya çıkmasına ana neden oldu. Etkileyici olan bir unsur da, AB ülkelerinde açılan sandıklardan gelen oylarda seçmenin GERB ve BSP partisine oy vermediğini görmeyen kalmadı.

AP seçimleri, Bulgar seçmenin öncelikle iç siyasi, ekonomik ve sosyal sorunlara çözüm beklediğini, ülkeyi terk eden 3 milyon vatandaşın da yeniden ifade ettiğine göre, her konuda tam güvensizlik olan ülkede, politik kadroların ve sistemin bir gün önce değiştirilmesi gerektiğini herkes istiyor.

GERB partisinin yarım milyon oyla “seçim kazanması” aslında hiçbir anlam taşımıyor, çünkü ancak maaş verdiği kişilerden oy alan bu partinin halktan tamamen koptuğu basında her gün manşet oluyor. Seçim günü açıklandığına göre, yalnız 2018’de Avrupa Birliği fonlarından gelen paralardan 194 milyon Euro çalınmış ve seçim hazırlıklarına taban hazırlama işlerine harcanmıştır.

1879’da Birinci Bulgar Anayasasında oy kullanma hakkı olmayan Romenlerin  (Çingene vatandaşlar) bu seçimde oyları emeklilerin 20 leva, işsizlerin 50 leva, işte olup da oy kullanmak istemeyenlerin oyları da 100’levadan satın alınmıştır.

Seçim kampanyasında halkın ağzından düşürmediği söz şuydu: “Bunların bin sözü,  bir işin yerini tutmaz.” Bu nedenledir ki, dört vatandaştan ancak birinin sandık başına gitmesi, Brüksel yöneticilerini bile şaşırtmıştır.  Seçim arifesinde ülkede birçok dolandırıcılık ve rüşvet olayının ortaya çıkması, Bulgar oligarşisinin yargı sistemini elinde tutuğunu ve savcılığa da söz geçirdiğini ortaya koydu. Bu durum ülkede çıkarcı yobaz bir kadro egemenliği kurulduğunu gündeme taşıdı. Sonuç olarak, çıkarcılık yobazlığı, telafisi ve tedavisi mümkün olmayan bir hastalık şeklinde belirince, hem GERB hem de BSP partilerinin zamanının dolduğu ve politik sahneden hepsi birlikte inmeleri zamanının geldiğine bu seçimler kanıttır.

Yıllar yılı gerek meclis gerekse Cumhurbaşkanı seçimlerinde BSP partisine sürekli koltuk değneği olan DPS partisi de bu seçimde, artık son kozlarını oynamak zorunda kaldı. Çok büyük şanstır ki seçim kampanyası mübarek ramazan ayına rastladı ve halkla görüşmeler iftar sofralarında yapılabildi. Ayrıca, DPS partisinin uzaktan yakından ilişkisi olmadan gasp ettiği ve seçim kampanyasında başarılı kullanma yönlerinden faydalandığı 1989 Mayıs Ayaklanmamız ve şehitlerimizi anma törenleri de, 26 Mayıs seçimlerine örülmeye çalışıldı. Yıllar önce 600 bin oyu beğenmeyen DPS, şimdi 303 bin oya dua etmekten başka çaresi de kalmamıştır. Konaklarda gizlenen ve korumasız yola çıkamayan “fahri başkan” Ahmet Doğan’ın Bulgaristan Türklerinden, “kırgın ve hayal kırıklığına uğramış”  kardeşlerimizden özür dilemesi ve Mustafa Karadayı’nın her mitingde “özür dilemesi” hiç kimseyi etkilemedi, çünkü hazır bulunanların içi kin, öfke ve garezle doluydu. İnsanımız DPS tuzak ve oyunlarında gaddar, zalim ve vahşi davranış görmüş, baskı yaşamış, insafsızlıkla mücadele etmek zorunda kalmıştır. Bulgaristan Müslüman Türklerinin gözünde DPS siyasi bir parti olarak bitmiştir. Halk yeni yeni siyasi tuzaklara düşmek istemediği gibi, birkaç ruhu satılmışı Brüksel’e göndermekle işlerin düzelmeyeceğine inandığı gibi, yapılan görüşmelerde 2007’den beri “Brüksel’desiniz bizim için ne yaptınız?” sorusunu sormaya fırsat dahi bulamamıştır.

DOST partisinin AP seçimine katılması tamamen başarısız olurken, partinin siyasi hayattan el çektiği ve hiçbir kimseye ümit aşılayamadığı sosyal medyada sürekli haber ve yorum oldu. Kasim Dal ise HŞHP partisini bu seçimden uzak tuttu.

Oy hakkı olan ve bu seçimlere katılmayan  %74’lük kesim, kenara çekilmiş bön bön bakıyor, küfür savurup, hesap sorma gününü bekliyorlar.  Bu insanlar yoksul olsalar da, ülkemizin parasının üstüne oturan %20’ye boyun eğmek istemiyor. Bu % 20’nin kendi aralarında akrabalık ilişkileri olduğu, dini, hukuki, mali geleneksel ilişkilerde kenetlendikleri, sökülmemek için ellerinden geleni yaptıkları artık sezilmekle kalmayıp görülüp izleniyor.

Bulgaristan’da hırsları ve kıskançlıklarıyla öne çıkan bir oligarşi var.

Siyasi üst zümre, onların savunmasını yaparken,  kabadayılık, asıp kesmek, korkutmak, canilik ve vahşilik gibi olaylarla TV ve video kanallarıyla her gün sıradan insanların gözünü korkutuyor. Seçime bir gün kalmış olsa bile Komando Birlikleri ve Jandarma iktidarın hâkim olamadığı köylerde ve kentlerde operasyonlarına aralıksız devam ederken terör saçtı. Halkın sandık başına gitmeye korktuğu da ortadadır ki, “oy verip de ne olacak” görüşü her yerde ağır bastı.

Bir buçuk milyon Müslüman Türkün yaşadığı Bulgaristan’da DPS partisinin 5 kişiden ancak birinin oyunu alarak (303 bin oy) ben etnik azınlıkları temsil ediyorum iddiasında bulunması da artık alay konusu oluyor. Ne yazık ki Anayasası olmayan, seçim yasaları da demokratik ilkeleri gereği gibi yansıtmayan Avrupa Birliği, seçmenin sadece % 26’sının sandığa gittiği Bulgaristan gibi ülkelere, seçim yenilensin,  “7 milyon seçmen var” dediniz,  “7 milyon 250 bin bülten bastığınız” seçimlere katılan 1.5 milyon kişi, “halkın iradesi yansıtılmamıştır,” demiyor.

Avrupa’da HAK HUKUK… AB vatandaşıyız ama oy hakkımız yok…

Olaya gerçekçi açıdan baktığımızda, vatanından kovuldukları nedeniyle 30 yıldan beri Türkiye Cumhuriyeti’nde yaşamak zorunda kalan, hem Bulgaristan, hem Avrupa Birliği ve hem de Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olup AP seçimlerine katılma hakkı olan 650 bin soydaşa oy kullanma hakkı tanınmadı. Bu Bulgaristan’da yapılan seçimlerin geçerli sayılmamasına bir gerekçedir. Bu vatandaşlara sandık açılmadı, 6 ay sürekli Bulgaristan’da kalma gibi bir anlamsız gerekçe öne sürülerek, kayıtlı oldukları köy ve kentlere gidip oy kullanma yolları dahi kesildi. Ayrıca seçim hakkı olan bu soydaşların mektupla veya elektronik yoldan seçime katılmak için başvuruları da Sofya meclisinde onaylanmadı. Bu gelişmeler Bulgaristan’daki seçimde ve siyasi sistemde dolaplar döndüğüne, hile yapıldığına, azınlık iradesine saygı gösterilmediğine kesin kanıttır.

2011 sonunda yapılan Bulgaristan Cumhurbaşkanı seçimine Türkiye’deki seçmenlerimizin iradesini temsil eden Bulgaristan Türkleri Kültür ve Hizmet Derneği (BULTÜRK derneği) yerli siyasi birimlerle birlikte devlet başkanı adayı göstererek 50 bin oy almış ve 21 adaydan 9.sırada bitirmiş ve ilk ona girmeyi başarmıştı.

1879 Anayasası’ndan başlayarak Bulgaristan Müslüman Türklerinin yerli ve genel seçimlere katılma hakkı yasaldır. Seçime katılma bireysel bir haktır. AB kanunlarına da işlenmiştir. Son yıllardaki sözde “demokratik” şartlarda getirilen ırkçı kısıtlamalar hariç, her defasında kullanılmış ve başarılı sonuçlar vermiştir.

Sofya meclisinde olduğu gibi Brüksel parlamentosunda da Bulgaristan vatandaşlarının hepsinin temsilci bulundurması gerektiğine inanmayan yoktur.

Şu da var, en “demokratik” ülkelerde bile seçmenin ancak 26’sının katıldığı bir oylama yasal sayılmamalı, seçimler iptal edilmeli, yeni seçim yapılarak tüm yurttaşlara, dış ülkelerde bulunan her soydaşımıza seçme ve seçilme hakkı ve olanağı sağlanmalı ve tanınmalıdır. AB ne seçilecek kişiler geçerli ve demokratik olmaları isterlerse genel toplan seçmenlerin en aza %50 + 1 oyla seçilmeleri gerekir. Seçimlerin geçerli olması için bu tüm seçimlerde (genel veya mahalli seçimlerde) uygulanmalıdır. Bütün vatandaşların, tüm seçmenin ortak iradesi aranmalıdır. Bulgaristan Türklerinin dernekleri ve diğer sivil toplum kuruluşları bu çabalarda devlet makamlarının yanında yer almaya hazır olduklarını önceden bildirir.
Biz “www.bghaber.org” olarak gelişmeleri yakından izliyoruz ve izlemeye devam edeceğiz.
Lütfen siz de bizi takip ediniz.
Devam edecek.
Okuduğunuz için teşekkür ederim.
Dostlarınızla paylaşınız.

Reklamlar