Tarih: 25 01 20211
Yazan: Emil Sokolov. Londra / İngiltere.
Tercumesi: Raziye ÇAKIR

Seçim önü politik durum analizi.
Rusya Bulgaristan’da iktidarı korumak için elinden geleni yapacaktır.
Sahte eleştiriler Başbakan Borisov’u Kasım ayından beri ayakta tutuyor.

Dış ülkelerdeki seçmenlerin 4 Nisan’da yapılacak genel seçimlerle ilgili görüşlerini duyuruyoruz. “Memleket Dışındaki Bulgaristan Vatandaşlarının Kısık Sesi” başlığı altında sunacağız.

Emil Sokolov 2013 yılından beri İngiltere’nin Ekzitır şehrinde okuyor ve çalışıyor. “Ekonomi ve Sosyal Tarih” konusunda uzman ve yüksek lisansında “Uluslararası İlişkiler Tarihi” konusunu işlemiş. Doktora tezinde 1960 – 1980 yılları arasında İngiltere’ye gelen yabancılar konusunda siyasi partilerin tutunu konu etmiştir.

Soru: Siyaset kavramının doğal anlamında Bulgaristan’da polıtıka var mı?

Yanıt: Politika dendiğinde fikirlerin çatışması, alternatif görüşler ve politikalar arama anlaşılıyorsa, Bulgaristan’da siyaset yapılmıyor. Bulgaristan’da siyaset var olabilme davası halini almıştır. 2020 yılında Bulgar politikasının ana ödevlerinden biri covid virüsü hastalarının klinik ve hastane girişinde basamaklar üzerinde can vermemesi gibi konulara kilitlendi. Bulgaristan’da politik tartışma milletin fiziksel varoluşunu yaşatma konusuna yoğunlaşmıştır. Bunun dışında her şey lükstür. Bu başlı başına ve büyük bir sorun oldu. İktidar ömrünü uzatmak için hayat mücadelesi veriyor.

Söylerken ağırıma gitse de, Bulgaristan’da demokrasi yok edilmiştir. 19 yıldan beri Bulgar demokrasisini parça parça yok eden GERB iktidarı en sonunda işi bitirdi.

Toplum parçalandı, devlet kurumlarında çalışanlar yalnız kendi ceğlerini doldurmaya çalışıyor, kamu işine bakmıyorlar ve devlet nefes alamaz oldu. Bu durumda politikadan değil, paçayı kurtarmadan söz edebiliriz. Bazen kendisinden kurtulmak istediğin, sahte kahramanlardan, sahte kurtarıcılardan, seri yalanlarla vatandaşı aldatanlardan çok daha tehlikelidir. Bulgar halkı bu gibi tiplerin tuzağına birkaç defa düştü. II. Boris onlardan biriydi. Önümüzdeki seçimlerde Slavı Trıfonov’un “Var Böyle Bir Halk” partisini yeni bir tuzak olarak görebiliriz.

Soru: 2020 yazından beri Bulgar hükümetine karşı protesto gösteri ve mitingleri sürüyor. Sofya’daki protestoculardan biri de sizdiniz. Protestolar başarılı olsaydı, bir iki bakanın istifa etmesi Bulgaristan’daki statükonun (var olan durum) yenilenmesini engelleyebilecek miydi? Şimdiki durumun kendini engellemesine ne engel olabilir?

Cevap:  2020 yazında hükümet ve Başsavcı istifa etmiş olsalardı, bu Bulgar statükosuna güçlü bir şamar olurdu. Kuşkusuz Bulgaristan’daki mafya egemenliğini kaldıramasa da, iyi bir başlangıç olurdu. İnsanlarımız maymuna döndü. Uyanık ve direşken vatandaş şuuruna ihtiyaç var. 7 yıl arayla düzenlenen protestolarla hükümeti korkutmak zor. Bulgar iktidarının Bulgar halkını saymadığı bir gerçektir. İktidar halktan korkmuyor. Halk korkuyor. Vatandaş hükümetin her yanlışını yüzüne vursaydı, başarılı olabilirdik.

İkinci olarak, olmazsa olmaz olan, eski komünist ve polis kadroların devlet makamlarından ve görevlerinden sökülmesidir. Bu yapılmamıştır. Bu adım atılmadan, devlette hukuksal düzen sağlanamaz. Katil komünist rejimin hademelerinin 30 yıl sonra devletin tepesinde ne işi var? Bu konu her defasında hasıraltı ediliyor. Böyle devam etikçe ana sorunlara geçici çözüm aramak zorundayız. Komünistler ve eski polisler devlet başında kaldığı sürece Bulgaristan’da reformdan söz edilemez.  Bulgar devletinin yeniden koruculuğuna reformlarla başlanmalıdır.

Soru: Sözlü eleştiride inkâr ve red etmek Bulgaristan koşullarında önemli sonuş vermediğini yıllardan beri izliyoruz. Şimdi de sahneye yeni çıkan Hristo İvanov, Atanas Atanasov ve Maya Manolova gibi siyasetçilerin aynı tavırla devam ettiğini görüyoruz. Bu işin sonu ne olur?

Yanıt: Şimdiye kadar olduğu gibi bu defa da sonuçsuz kalacak. Borisov kişiliğini halk sevmiyor ama Bulgaristan’ın sorunu o değil. Bugünkü Bulgar modelinden baş sorumlu odur, kendisinden hesap sorulmalıdır, fakat rüşvetçiliğe, dolandırıcılığa, hırsızlığa, vurdumduymazlığa, kabalığa ve dalaverecilere karşı çalışır model bulunmalıdır, önemli olan budur. Bizdeki muhalefet partiler iktidarla didişiyor, güncel sorunlar üstüne tartışıyor, bu hiçbir şeyi değiştirmez. Münakaşaların ortasına Borisov ya da yatak odasına girip çıkan bayanlardan herhangi birisi düşünce, politik konu, politik olmaktan çıkıyor. Bu işten kazançlı çıkan ise bir tek iktidarda olan kesimdir. “Jeep” aracı kendisi sürüyormuş, bakanlar kurulunda durmuyormuş gibi şakalarla, fıkralarla, hicivle seçim kazanılamaz.

Memleketin durumundan memnun olmayanlar kalabalık. Herkes değişim gerçekleştiğinde ne olacak sorusuna takılıyor. Muhalefet liderlerinin halkın anlayacağı sözlerle daha aydın bir gelecek tablosu çizmeleri zamanı gelmiştir. UMUT bu tabloda anahtar söz olmalıdır.

Olumsuz bir seçim kampanyası. Yani yalnız eleştirerek ilerlememiz mümkün olmayabilir.

Soru: Bulgar politikacıların arınıp yeni bir bilinçle birşeyler yapmak isteyeceğine inancımız var mı? “GERB partisi maskesini indirip vatandaşın yüzüne gözüne bakabilir mi? Aynı şey BSP için de geçerlidir. Maya Manolova’ya inanabilir miyiz?

Yanıt: Hayır. Bu olursa hem sorumsuz hem de zararlı olur. GERBö BSP, DPS ve Manolova ve onların türünden olan politik tiplerin hepsi halkımıza, vatanımıza ve geleceğimize zarar veriyor. Onlar problemden parçalardır. Onlar problemi çözemez. Tersini savunanların hepsi ya yalancı ya da aptaldır.

Soru: Avrupa ve ABD geleceğin ideolojik tartışmasını yürütüyor. Bulgaristan’da eski komünist ve totalitarizm polislerinin işine son verilmesi ve karanlık komünist geçmişimizden ülke, toplum ve halk olarak kurtulmamız gibi konusunda tartışmalarda uzlaşmaya hala varılamıyor.  Bu konudaki düşüncelerinizi alabilir miyim?

Yanıt: Bu gibi konularda Bulgaristan’da uzlaşma ve görüş birliği oluşturulamamasının nedenlerinin başında gelen, Bulgar idarecilerinin komünizmden güç almaya devam etmeleridir. Bizim, devlet ve parti yemliğinden beslenen (nomaklatürden ve onların torunlarından) komünizme karşı çıkmalarını ve eski komünistlerle eski polislerin devletten sökülmelerini istememiz yanlış olur. Ne ki, normal vatandaşların ana hedefi bu olmalıdır. Bunun olmamasının nedeni ise, vatandaşların zekâsının anlamsız şeylerle meşgul edilmesidir. Vatandaşların ülkemiz için önemli olan 2-3 reform etrafında toplanamaması ilginçtir.

Soru: Gösterilerde lider olmaya soyunan bşir avukatın iddia ettiğine göreö sola sağ ve antikomünizm gibi ideolojiler Bulgaristan’da zamanını doldurdu mu?

Yanıt: Hayır. İlkeli bir sağ politikayla antikomünizm,  komünizmin ve totalitarizmin sökülmesi, hukuk reformu, hukukun üstünlüğünün sağlanması, eski komünist düzen polislerinin görevden alınması gibi sorunlar çözüm belkiyor. Bulgaristan sağ dönerse içine düştüğü bataklıktan çıkabilir. Fakat bunun Bulgar politikasında iyi maskelenmiş bir sol politika yürüten GERB partisi sağı değil, gerçek sağ olması gerekir. Sağ ve sol politika ortadadır. Bunu inkâr edenler bir şeyler gizliyorlar.

Ülkemizin geleceği, sol ve sağ arasındaki ideolojik kavgada kam oyunun hangi tarafta yer alacağına büyük ölçüde bağılıdır. Bugünkü sol siyaset devam ederse bir yakında uçurumdan kayacağız.

Sağcı politikanın hedefinde olan görülür: Polis devleti olmayalım, Rusya’ya hademe olmayalım, kul olmayalım, devlet kurumlarının durgunluğunu aşalım, iş hayatını ve kültürel etkinlikleri vs canlandırmaktır. Sağ politika insanın önce kendine yardım etmesini öngörür. Bulgarların da kendilerine yardım etmesi zamanı gelmiştir. Yalnız dışardan yardım beklemeye son verelim.

Soru: Söyleşimizin “Bulgaristan bölümünü tamamlarken, sizin kuşağınızdan vatandaşlara söyleyecekleriniz var mı?

Yanıt: Bulgaristan’da gençler siyasetten ilgilenmiyorlar. Fakat politika onlardan ilgileniyor. Onlar eğitim öğretim seviyesinin düşük olmasından, yollardan, nüfus krizinden, sağlık hizmetlerinden vs yakınıyorlar. Bunların tümü siyasettir. Politikadan ilgilenmemekle övünmek, bir tek kitap okumuş olmakla övünmek gibi bir şeydir. Övünülecek örnek buysa, diyecek yok. Fakat onlar yaşadıkları ortamı değiştirmek istiyorlarsa, bu iş hayata küs bakmakla olamaz.

Soru: Şimdi de biraz İngiltere üstüne konuşalım. Avrupa Birliği‘nden ayrılma ne gibi sorunlar doğurdu?

Yanıt:  AB’de çok yonga var. Ne ki, AB içindeki en ayrıcalıklı ülke İngiltere idi. AB ülkelerinden hepsinin kazançlı çıkacağı reformların yapılmasını dayatabilirdi. İngilizlerin büyük laflarla anlatılanların kaliteli politika anlamına gelmediğini kavraması gerek. Bizim yürüdüğümüz yoldan yürüyorlar, akılları ne zaman başlarına gelir bilinmez.

Soru: Breksitten popülizme geçiş doğaldır da, uygar ülkelerde bu nasıl tutabiliyor?

Yanıt:Batı kendinden memnun olan insanlar toplumudur. Kendilerini deha sanan insanlar art arda hükümet oldular. İngiltere’deki durum budur. Başbakan Deyvid Kamerın’ın malı politikası buydu. Beceriksizliklerinin bedelini insanlar ödediler. 2016’da halk oylamasını yüzde yüz kazanacağı tahmin edilmişti. Olmadı. Amerika’da olan da budur. Obama karizmatik başkandı, ama dış politikası berbattı. Masraf yine halka yüklendi. Halkın memnuniyetsizliği yalnız dış kışkırtmalar sonucu değildir. Burada, liderlerin kendilerine fazla güvenmesi de rol oynuyor.

Soru: Brekzit ve Başkan Trump’un kötü niyetli Doğu propagandası sonucu olduğunu düşündüğümüzde, İngiltere ve ABD’deki eğitimin çöktüğünü ve yeniden yönlendirilmesi gerektiğini söyleyebilir miyiz?

Yanıt: Öğrenciler brekzit ve Trump’a karşıydılar. Breksit isteyenler ve Trumpçular yaşlılardı. Eleştiriler bazen sınırı aşıyor. Üniversite öğrencileri Batı’nın sömürgecilik döneminde bugünkü belaları hak ettiğini düşünüyor ve inanıyor. Batı eskiden nasıl olmuşsa olsun, insanlık uygarlığına en fazla veren toplumdur. ABD ile Avrupa dünya insanları için şafak yıldızıdır. İnsanlar örneğin gücüne inanmaz olduğunda, bizi yüreklendiren bir şey kalmaz.

Soru: İnsanlar Trump döneminden ders alacaklar mı?

Yanıt:  Artık alıyorlar. 6 Ocak 2021 darbe denemesi uyuyanların gözünü açtı. Trump, demokrasi ve otokrasi arasındaki ince çizgiye işaret oldu. İnsanlar ders aldılar. Amerika stres denemesinden başarıyla geçti. Amerika yine özgürlük lideri kaldı.

Bulgaristan’da demokrasinin dirileceğine inanıyor musunuz? Avrupa ve ABD ile ilgili nedir?

Yanıt: Amerika’da işlerin yoluna gireceğine inanıyorum. Onların sorunların üstesinden gelebildiklerini dünyaya göstermiştir. Avrupa için kuşkuluyum. AB reform yapmak istemiyor.  AB parlamentosunda bazı gruplar Borisov gibi otoriter yöneticileri git gide daha ısrarlı destekliyorlar. Avrupa değerlerini değiştirmezse, Rusya ve Çin gibi devlerden geride kalacaktır.

Bulgaristan’a gelince, iyimser olduğumu söyleyemem. Bizde demokrasi daha ilk dönemde başarılı bir şekilde ayakaltına alındı ve ezildi. 4 Nisan seçimlerinde demokrasimizi geri döndürebileceğimize, demokratikleşme kapımızı aşabileceğimize pek inanmıyorum. İlk adımı atabilsek, ilk kazıyı yapsak yine bir başarı olur.  Fakat olacağına güven ve inanç yok. Bunu ana nedeni düşmanlarımızın tamamen maskeli olmasında ve gerçekleri göremememizde olmasında değil, yurttaşlarımızdan büyük bir kısmının olup bitenden memnun olmasında, susmayı tercih edip beklemesindedir. Şöyle anlayınız, insanlarımız esir düşmüş bir ülkede yaşamaya itiraz etmek istemiyor. Londra’dan baktığımda öyle görünüyor. 2020 yaz gösterileri bir çekim taze hava oldu, ama uzun sürmedi, millet beklendiği gibi toplanmadı. Bu arada GERB partisinin kabalığını, saldırganlığını ve kinci olduğunu da unutmamalıyız. Belki de seçimlere kadar yeni yeni yanlışlar yaparlar ve pasıf vatandaşlarımız da uyanır ve hareketlenir. Bu bakıma yüzleşmenin şu günlerde yeniden başlayacağına inanıyorum. Mücadelemizin başarısı bizim kararlılığımıza bağlıdır.

Londra, İngiltere.

Okuyanlar, lütfen paylaşınız.

Korona belasıyla mücadelemiz devam ediyor.

Teşekkür ederiz.

 

Reklamlar