Davet edildiğimiz “Rumeli-Balkan Buluşması 23 Mart 2017” organizasyonu için BULTÜRK Derneği Yönetim Kurulu olarak Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde yerimizi aldık.
Genel Bşk. Rafet Ulutürk; Ankara Tems. İsmail Cingöz, Seydullah HALAÇ, Alptekin CEVHERLİ, Niyazi GÜLER, S.YAVUZ, Elif GÜNDEŞ, Musa VATANSEVER, Murat YILDIZ, Neriman E.KALYONCUOĞLU ile davete icabet ettik.
Sayın Recep Tayyip Erdoğan, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Sayın Dr. Mehmet Müezzinoğlu, Başbakan Yardımcısı Sayın Tuğrul Türkeş ve Balkan-Rumeli Göçmenleri Konfederasyonu Genel Başkanı Turhan Gençoğlu ile Rumeli ve Balkan Dernek Başkan, Yönetici ve Temsilcilerinin katıldığı toplantıda;
-Balkanlarda Osmanlı Bakiyesi Türk ve Müslüman varlığının inkar edilemeyeceği,
-Uluslararası hukuk ilkeleri çerçevesinde haklarının yok sayılamayacağı vurgulandı.
Rumeli ve Balkanlarda Türk-İslam nüfusunun;
-Devam eden sorunları, çözüm önerileri ile ortak hareket edilmesi gerekliliği,
-Genel Sağlık sorunları,
-Türkiye’de çalışma izin sorunu,
-Eğitim sorunları ve Türkiye’de burslu öğrenci kabulü,
Hususları başta olmak üzere sorunlar değerlendirildi. Çözüm aşamasında olanlar ve çözülmesi gerekenler Devletin en yetkili makamlarınca dile getirildi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, ” Bulgaristan seçimlerinin huzur içinde geçmesini, adil ve şeffaf bir şekilde neticelenmesini temenni ediyorum. Oradaki bazı baskıların gerçekleştiğini görmek, duymak bizi üzmektedir” dedi. Balkan Federasyonu üyelerini  Beştepe Millet Kültür ve Kongre Merkezinde kabul eden  Cumhurbaşkanı  Recep Tayyip Erdoğan,  Türkiye’nin kimsenin toprağında, egemenliğinde gözü olmadığını, kardeşlerinin ve soydaşlarının, tüm mağdur ve mazlumların haklarının korunması için mücadele verdiğini belirtti. Erdoğan, “Söz konusu Müslüman, söz konusu Türk olunca maalesef dünyanın birçok yerinde gözlerin yumulduğuna, kulakların tıkandığına, kalplerin karardığına şahit oluyoruz. Biz asla böyle davranamayız” dedi.

Türkiye’nin 2023 hedeflerinin kendisiyle beraber tüm kardeşlerinin huzuru, refahı, güvenliği ve istikbali için olduğunu kaydeden Erdoğan, “Bir asır önce yaşadığımız Balkan faciası yüreğimizde öylesine derin bir yara açmıştır ki,  Çanakkale’de askerimiz, subayımız gözünü kırpmadan ölümün üzerine yürümüştür. Kendisi de Rumelili olan  Gazi Mustafa Kemal, Arıburnu’nda hücum emri verirken Balkan utancını bir daha görmektense burada ölmeyi tercih ettiğini söylüyordu. Bugün hamdolsun  Türkiye gibi bir vatanımız, sığınağımız, bir geleceğimiz var.  Türkiye’nin bugünlere gelmesini,  Rumeli ve Balkanlar başta olmak üzere coğrafyamızın dört bir yanında hicret ederek burada kendilerine yeni bir hayat kuran kardeşlerimizin emeklerine borçluyuz. 80 milyon vatandaşımızla birlikte  Rumeli’deki, Balkanlar’daki ve coğrafyamızın diğer bölgelerindeki kardeşlerimizin her biri ile ortak kader ve ortak tarih birlikteliğimiz bulunuyor. 2023 hedeflerimiz kendimizle beraber tüm kardeşlerimizin huzuru, refahı, güvenliği, istikbali içindir. 2053 ve 2071 vizyonlarımızı coğrafyamızın her köşesindeki kardeşlerimizle ortak hayallerimiz üzerine inşa ediyoruz. Bizim kimsenin toprağında, egemenliğinde gözümüz yok. Biz kardeşlerimizin, soydaşlarımızın, tüm mağdur ve mazlumların haklarının korunması için mücadele veriyoruz. Bu mücadele bizimle birlikte tüm insanlığın ortak görevidir. Söz konusu Müslüman, söz konusu Türk olunca maalesef dünyanın birçok yerinde gözlerin yumulduğuna, kulakların tıkandığına, kalplerin karardığına şahit oluyoruz. Biz asla böyle davranamayız. İnsan yüreğinin bir kısmından vazgeçer mi? Biz de  Rumeli ve Balkanlar başta olmak üzere hiçbir kardeşimizden vazgeçemeyiz” diye konuştu.

“BİZ BURADA O SOYDAŞLARIMIZIN HAKKINI TALEP ETMEK, ONLARIN YANINDA YER ALMA HAKKINA SAHİBİZ”

Bir  Rumeli türküsünün sözlerini okuyarak Balkan ülkelerinde yapılacak seçimlere değinen Erdoğan, “Gamımız, efkarımız da olsa biz biliyoruz ki  Rumeli’de, Balkanlar’da, hatta  Avrupa’da altın kalpli kardeşlerimiz var, soydaşlarımız var. Son günlerde  Hollanda başta olmak üzere  Avrupa’da yaşanan hadiseleri görüyoruz. Vatandaşlarımıza yönelik insanlık dışı tutuma hep birlikte şahit olduk.  Türkiye olarak, Türk milleti olarak bu vatandaşlarımızı nasıl sahipsiz bırakabiliriz? Ne pahasına olursa olsun onların haklarını korumanın çabası içinde olacağız. 26 Mart’ta  Bulgaristan’da seçimler var. Buradan  Bulgaristan’daki soydaşlarımıza, kardeşlerimize sesleniyorum,  Bulgaristan seçimlerinin huzur içinde geçmesini, adil ve şeffaf bir şekilde neticelenmesini temenni ediyorum. Oradaki bazı baskıların gerçekleştiğini görmek, duymak bizi üzmektedir. Bir taraftan ‘demokrasi’ diyeceksin, öbür taraftan oradaki Türklere baskı yapacaksın. Bu olacak iş değil. Bir taraftan ‘AB müktesebatı’ diyeceksin, diğer taraftan AB müktesebatının tam tersini izleyeceksin. Biz burada o soydaşlarımızın hakkını talep etmek, onların yanında yer alma hakkına sahibiz.  Bulgaristan seçimleri konusunda da demokrasi ve hukuk içinde hareket edileceğini temenni ediyorum. Çeşitli Balkan ülkelerinde yakın zamanda yapılacak seçimler konusunda da aynı temennileri dile getiriyorum. Dünyanın bu sıkıntılı döneminde bölgemizin istikrarına hep birlikte ve her zamankinden daha sıkı sahip çıkmalıyız. İşte  Makedonya, seçim geçirdi ama hala netice yok. Temenni ederiz ki, bir an önce kararın verilip yola çıkılması. Yakında  Arnavutluk bir seçim yaşayacak. Temenni ederiz ki, orada da seçim adil bir şekilde gerçekleşsin” diye konuştu.

“TÜRKİYE BÜYÜDÜKÇE, GÜÇLENDİKÇE, ZENGİNLEŞTİKÇE BUNDAN TÜM KARDEŞLERİMİZ DE FAYDALANACAK”

Rumeli ve Balkan Türklerinin sorunlarının çözümü konusunda devlet olarak çok önemli çalışmalar yürüttüklerinin altını çizen  Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Son dönemde Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığımız 5 ilde düzenlediği çalıştaylar ve diğer kurumlarla gerçekleştirdiği faaliyetlerle sorunların çözümü konusunda önemli bir mesafe katetti. Bu çerçevede Türk vatandaşlığına kabul ile ilgili önceden başvuru süresinden sayılmayan vizeler 5 yıllık süre kapsamına alındı. Çeşitli vesilelerle ülkemize giriş yaptıkları halde vatandaşlık kazanamamış, birinci derece akraba ve vatansız statüsünde olanlar konusunda ise istisnai bir uygulama yoluna gidildi. Bu kişiler 5 yıllık ikamet şartı aranmadan Türk vatandaşlığına kabul edildi. Bir başka önemli gelişme, birinci derece yakınları vatandaşımız olduğu halde ülkemizde ikamet etmeyenlerin 53 lira gibi cüzi bir prim ödemesi ile Genel Sağlık Sigortası kapsamına alınmasıdır. Bu haktan ülkemizde herhangi bir yakını olmadığı halde bakanlıktan muafiyet belgesi alanlar da yararlanabilecek. Ülkemizde irtibatı olan tüm kardeşlerimizin sağlık kuruluşlarımızın hizmetlerinden faydalanabilmesini de sağlamış olduk.  Batı Trakya,  Bulgaristan ve Balkanlar’dan gelen kardeşlerimize talepleri halinde 15 gün içinde çalışma izni verilerek bu konudaki sıkıntılar da çözülüyor.  Türkiye olarak 1992 yılından beri  Rumeli’den ve Balkanlar’dan gelip ülkemizde eğitim gören 10 bin üniversite öğrencisine burs verdik. Eğitim ücretinden barınmaya, sağlık sigortasından cep harçlığına kadar ihtiyaçları karşılanan bu öğrencilerimize daha geniş imkanları sağlamanın çabası içindeyiz. Geleceğimizin teminatı olan genç nesillere destek olmayı, onların her açıdan en iyi şekilde yetişmesini sağlamak için gerekeni yapmayı sürdüreceğiz. Kayıt ücretleri, denklik ve diplomalar konusunda yaşanan sorunların en kısa süre çözüleceğini ümit ediyorum, gerekli talimatları verdik.  Türkiye büyüdükçe, güçlendikçe, zenginleştikçe bundan tüm kardeşlerimiz de faydalanmaya devam edecektir” şeklinde konuştu.

Başbakan Yardımcısı  Tuğrul Türkeş, ” Türkiye olarak şunu savunuyoruz ki hiçbir Balkan ülkesinin bölge dışında yer alan başka devletlerle olan ilişkisi, onun bölgedeki komşularıyla arasına mesafe koyacak bir mahiyette olmamalıdır.” dedi.

Türkeş,  Cumhurbaşkanı  Recep Tayyip Erdoğan’ın  Beştepe Millet Kültür ve Kongre Merkezi’nde, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca düzenlenen “Balkan-Rumeli Buluşması”nda Balkan Federasyonu üyelerini kabulünde ber konuşma yaptı.

Balkanların  Türkiye için sıradan bir coğrafya olmadığını belirten Türkeş, bazı Balkan şehirlerinin, coğrafi olarak  İstanbul’a, çoğu Anadolu şehrinden bile daha yakın olduğunu vurguladı.

Osmanlı Devleti’nin ölüm-kalım mücadelesi verdiği “Fetret Devri”nde, devletin toparlanıp yeniden kurulduğu yerin Balkanlar olduğuna işaret eden Türkeş, bu coğrafyanın geleceğini şekillendiren Balkan Savaşları’nın,  Türkiye’nin de en büyük dramlarından biri olduğunu dile getirdi.

Türkeş,  Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunda Balkanlardan gelenlerin fikren ve bedenen ciddi emekleri olduğunu belirterek, ” Türkiye de başlı başına bir Balkan ülkesidir ve tarihin şu güzel cilvesine bakınız ki, uzun yıllardır  Türkiye’ye göç eden Balkanlı kardeşlerimizle, şimdi, başka coğrafyalardan gelen göçleri birlikte göğüslüyoruz. Bugün  Türkiye, bağımsızlık, egemenlik ve toprak bütünlüğüne saygı ilkeleri çerçevesinde bütün Balkan ülkeleriyle ikili ilişkilerini dostça bir şekilde sürdürürken, bu ülkelerle çoklu platformlardaki işbirliğine de büyük özen göstermektedir.” ifadesini kullandı.

Cumhurbaşkanımıza Verdiğimiz HediyeAyrıca Raporumuzu ve Kitabımızı da kendilerine taktim ettik.

Reklamlar