Dr. Nedim BİRİNCİ
Tarih: 25 Ağustos 2021

Bulgaristan’da iyi kötü yürümeye çalışan parlamenter demokrasiyi kısır hale getiren ne oldu?

Ortak cevabın Boyko Borisov olacağından kuşkum yok.

Meclisi hiçe saydı. Gidip hesap vermedi. Bakanlar kurulunu da hiçe saydı. İşleri “Jeep” camından idare etti. Ne gibi sıkıntısı vardı da, Bakanlar Kuruluna uğramaz olmuştu. Yapması gereken ne gibi çok açıl işler vardı da, yatağını tekmelemiş ve kanepelerde yatıyor ve eş dosta yem oluyordu.

Bu soruların hepsinin cevabı er ya da geç ortaya çıkacaktır. Halk Borisov’un ipin ucunu neden kaçırdığını mutlaka öğrenecektir.

Yukarıdaki soruyu Slavi Trivonov’a da sormak gerekir, çünkü o da anlaşılan ipin ucunu kaçırdı ve devrilip yokuş aşağı tekerlenmeye başladı.

Bu gibi soruları kime sonsan, şimdi artık  şovumun Slavi Trifonov’a ve henüz 2 yaşını doldurmamış, tay durmaya çalışan partisine işaret ediyorlar. Çocuk parti yürümeyi çabuk öğrendi amma durmayı pek bilemiyor ve yakında yere düşer çarpılabilir.

Şimdiye kadar topluma TV üzerinden, eğlence programları sunulan akşam yayınlarında süregelen parlamenter düzen eleştirilerine millet sanki bıktı:

120 milletvekilli, yeni bir meclis ve belki de gerek duyulursa yasal üstünlüğün uygulanıp uygulanmadığını izleyecek” 20-30 kişilik bir senato düşüncesi aşılayan Trifonov oldu. Başsavcılığın yargıdan ayrılması, savcıların ve polis amirlerinin halk tarafından seçilmesi de, al da başına sür fikirler ama hiç biri tutmadı. Bizde lanet var ve halk lehinde olan kök salamıyor, tutsa da yemiş vermiyor.

Bu durumda, halka hayal aşılamak ve sonra her şeyi kısır bırakmak suçsa, Bulgaristan’da anormal durumu yaratanlardan odur diyebiliriz. Anormal durum dediğimde, sözüm öncelikle beş denemede bir hükümet kuramayan kısır parlamentodadır.
Halkın hevesi kırıldı. O öyleymiş bu böyleymiş, iyi de kişisel işlerin politikayla ne işi olur. Politika ancak tüm halkın ve devletin menfaatlerini kapsayandır. Bu bilinç yerleşmeden zaten hükümet kurulamaz ki…

Bu noktada olmak üzere problem Slavi Trifonov’un ABD Başkanına danışmadan, saatini ayarlamadan iş yapmaya kalkışından aksıyor da diyebilirim.
Çünkü biz artık Amerika’nın sömürge sel uzantılarından biriyiz. Başkan Jeo Biden Bulgaristan’da  yalnızca ve bir tek özel görevlisi Ekonomi Bakanı Kiril Petkov’a hukuk üstü haklar tanınmasını isterken, Slavi’nin aklını kaşıyan “halkı bayıltmak için seçim üstüne seçim”, “senato kurmak”, seçim sistemi değiştirmektir geliyor ki, olacak gibi değil.  İşte bunların toplamı kendiliğinden oluşan ve toplumu sarsan çelişki topu olabilir.

Ve şu an bu düğümü çözelim lütfen.

Konumuz önce “Demokratik Bulgaristan” partisi. Kanada’dan gelen ve uçak alanında Ekonomi Bakanı atanan Kiril Petkov, çifte vatandaşlığını kaldırmadan Ekonomi Bakanı atanmakla Anayasayı deldi mi? Deldi! Yani Anayasayı delebilen ve tutuklanmayan, görevinden atılamayan bir kişi Bulgaristan gençleri için bir “Süpermen” değil de nedir?
Bu SÜPERMEN hemen “Demokratik Bulgaristan” partisine üye oldu mu? Oldu! Partinin 100 kişilik Yönetim Konseyi’ne bir hamlede üye oldu mu?
Oldu! Bu partinin eş başkanı olan, Amerika’da okumuş, “Bulgaristan İçin Amerika Vakfı” üyesi, Başsavcı İvan Geşev’in istifasını ve hukuk reformu isteyen, hukukun üstünlüğü için direnen Hristo  İvanov’a herkesin önünde “sen dur şimdi, boş boş konuşma” dedi mi? Dedi. Köprülerden tampon lastiği ile atlayan bir hukukçu 25 yaşında bir kızı banka gözetleyicisi tayin etti ve 8 bin  avro maaş verdi. Gençleri peşine takmasına yermez mi?

Ve bu olaylardan hemen sonra, “Demokratik Bulgaristan” partisinin oyları, Slavi Trifonov’un “Var Böyle Bir Halk” partisinin oyları gerilemeye başlamaz mı? Başladı!

Maya Manolova’nın “Aya Kalk Bumgaristan Biz Geliyoruz!” hareketi ikiye çatladı mı? Çatladı. Herkes “Milletvekili Hacıgençev ve grubu Hak ve Özgürlükler Partisine geçiyor” dedi. Üstelik aynı politik gruptan olan milletvekili Bayan Tatyana Donçeva’nın “Arda” Kırca Ali futbol timi maskesini takması, özellikle de DPS Genel Başkanı Cumhurbaşkanı Rumen Radev’le görüşmesinde, “Senin Vatanın Neresidir?” sorusuna cevabında Cumhurbaşkanının suratına “Ata Vatanımız aynı olabilir” yanıtını yüzüne yapıştırması, Bulgaristan’ı gerçekten karıştırdı.

Demek istediğim, oyuna bir tek “hukuk üstü sihirbazın” da katılmasıyla BÜYÜK TABLO değişiyor. Hemen ardından GERB partisi “seçimlerin ikisi de bir günde ve 2 ay sonra, Kasım başında yapılmasını istedi” ve şimdiye kadar açıklanmasa da 11 Temmuzda seçim makinalarından 450-sinin arıza vermiş olmasına seçimler eski usul yapılsın önerisi geldi. İlginçtir, elimizdeki 2 500 seçim makinesi hem Cumhurbaşkanı ve hem de 47. Halk Meclisi seçimlerinde aynı anda kullanılamıyormuş, yeni 2 500 seçim makinası satın alınması ise, 100 milyon Avro yeni masraf. Şu da ortaya çıktı.
Cumhurbaşkanı seçimi ile 47. Meclis seçimi ayrı ayrı günlerde yapılırsa, devlet bütçesine 200 milyon leva yeni masraf eklenecek ki, seçmen bunu da istemiyor.

Yeni durumda seçmen homurdanmaya başladı.
Alttan, alttan  Slavi Trifonov adam olsaydı, boğazına kadar borç batağında olduğunu seçmenden gizlemeseydi, belki de yenir yutulurdu, ama işin içinde iş, taşın altında yılan varmış demeye başladılar. Dış ülkelerden gönderilen Kiril Petkov gibilere karşı tepki sert, “ömründe yoğurt satmaktan başka hiçbir iş yapmamış bir gençten, sürü çobanı olmaz” diyorlar.

Erken seçim niyeti olgunlaşırken, 2020 yılı Bulgar muhalefeti politik olarak ham, yetersiz ve perspektifsiz çıktı.
Kamu oyu oluşturan günlük ve haftalık gazetelerde “Bulgaristan’ı ancak TARAFSIZ BİR BAŞBAKAN ve GERB – BSP – DPS KOALİSYONU kurtarabilir başlıklı yazılar çıktı.

GERB – Avrupalı Bulgaristan Vatandaşları 63 milletvekili.
BSP – Bulgaristan Sosyalist Partisi 36 milletvekili.
HÖH-DPS – Bulgaristan Türklerinin Hak ve Özgürlükler Partisi 29 vekil.

4 Nisan olağan seçimlerinden sonra çıkan siyasi analizlerde, kimse dikkate almak istemese de GERB ikinci partiden 8, üçüncü parti (BSP)den de 11 puan öndeydi.
Üstelik Bulgaristan eyalet ve belediye makamları GERB partisinin kontrolünde bulunuyordu.
Son 3 ayda BSP partisi 2017 seçimlerine göre 44 milletvekili kaybetti ki, % 50’den fazladır.
Pozisyon, seçmen kitlesi ve milletvekili sayısını koruya bilen, siyaseti yapıcı ve halka açık parti ise bir tek Hak ve Özgürlük Partisi kaldı.
Bu 3 partinin 11 Temmuz’da çıkardığı milletvekili sayısı 128’dir ve hükümet kurmaya yeterlidir.
Zaman, partiler arası zıtlaşmalara ve inatlaşmalara son verme zamanıdır. Burada iş, hem kendine hem de dünyaya küs BSP partisinde bitiyor. Ortak bir seçim ve hükümet programı her an kurulabilir.

25 Ağustos 2021 itibarıyla, Bulgaristan protesto hareketinin LİDER çıkaramadığı ve tek politik platform etrafında birleşemediği gün ışığına çıkmıştır.  Kasım 2021’de yapılacak 2. erken meclis seçimi için de birleşemiyorlar. Sanki bir tek ortak noktaları yok ve alternatifsizliğe yenilen enerjileri tükenmeye başladı.

4 Nisanda ve 11 Temmuzda yapılan seçimlerde Bulgaristan’da politik mihver oluşmadı. 121 sandalye ile seçimi kazanan parti de olmadı. Politik güçler ufaldı. Aralarındaki temas kesildi. Tarafsız değerlendirildiğinde bugün Bulgaristan’daki en istidatlı politik güç GERB ve lideri Boyko Borisov’tur. Cumhurbaşkanı Rumen Radev ve emrindeki “seçim hükümeti” 11 Temmuz seçimlerinde valileri ve polis amirlerini değiştiren, Romen mahallelerinde seçim örgütçülerini toplatıp, köy muhtarlarına da “seçim işlerine karışmayacaksınız” talimatı gönderilmesi bile, GERB ve DPS partilerini politik sahneden atamamıştır.
Dikkati çeken önemli unsur ise, 12 Mayıstan beri Bulgaristan’ı idare eden Gen. Stefan Yanev hükümetinin 30 yıldan beri devam eden uygulama dışında bir yenilik sunup halkın yüzünü güldürememesidir.

Belirtilmesi gereken bir başka incelik de, yeni durumda GERB lideri ve eski Başbakan Boyko Borisov ve yeni seçimlerde (çifte vatandaşlık engelini halledebilirse) onun karşısına çıkacak şahıs, Amerikan uşağı, yüzde yüz “Demokratik Bulgaristan” seçim komisyonu başkanı Kiril Petkov olacaktır. Bu yüzleşmede daha zeki ve daha deneyimli olan Borisov’un üstün geleceğini şimdiden yazıyorum. Sorun yine sabit ve güvenilir bir hükümeti kurabilecek kişi kimdir nokrasında düğümleniyor. Bu da, henüz tay duramayan partilerin arasında değil, geçmişi olan, halkın çekisinden ve çilelerinden, adalet ve özgürlük isteklerinden, demokrasi atılımlarından gelen partilerle olabilecek bir şeydir. Bugüne kadar yazdığım yazılarda savunduğum görüşlere ters olduğunu bile bile bu işi 3-5 yıl için GERB-BSP-DPS koalisyonu üstlenmek zorunda olmalıdır. Seçim hazırlıkları böyle bir hamle yüklü olmalıdır derken, örnek olarak, hafta sonunda Razgrat’ta düzenlenen son GERB şehir merkezi mitinginde, Deliormanlı Türklerin böyle bir oluşumdan yana olduğu yaşandı. Bu yeni adımı en zor BSP partisinin atacağını tahmin ediyorum ama şu da var, bu adımı atamazlarsa çok yakın zamanda yok olma tehlikesiyle yüzleşeceklerini de bilmelidirler.

2-3 ay gibi bir zaman kesimi çok kısa bir süredir.
Bugünden başlayarak deneyimli politik partilerin “ben şöyle yaparım, onunla olmam, bunu gene asla istemem vs vs” lakırdılardan vaz geçip, ciddi bir siyasi propaganda ile meclisi doldurmaya çalışmaları zamanı gelmiştir. Seçim ardına seçim ve Cumhurbaşkanı Radev’in “ah ben şu yürütmeyi de ele geçirsem ve paşalığımı sürdürsem” hesapları memleketimiz için felaket olur. Anayasamızı çiğneyen bir Cumhurbaşkanı “zamanının dolduğunu” kabul etmek zorundadır. Biz Bulgaristan Türkleri Seçime böyle hazırlanmalıyız ve 47. Bulgar Halk Meclisine 50 milletvekili sokarak, ORTA DİREK PARTİ VE GÜÇ olma emel, plan ve programımızı gerçekleştirmek zorundayız. Bize “Vatanın Neresidir!” sorusunu soranlara cevabımız ancak bu olmalıdır ve kısmetse olacaktır.

HÖH DPS partisinin iktidar yolunu ve hamlelerini değiştirmesine gerek yoktur. Yol bir, dava bir, aynı ufukta buluşarak kardeşleşme özlemimiz de bir olmuş ve olacaktır.

Kendine ayar vermesi gereken bir parti varsa o da Sosyalist Partidir.

Her dalımızda bunalım yaşarken, geleceğimizi yeniden değerlendirmek ve çökmek istemiyorsak, boş kafaların, yumruk sallayanların ve boş lafların toz dumanından kurtulup yolumuza devam etmeliyiz.

En iyi günler sizin olsun.

Okuyanlara ve paylaşanlara özel teşekkürler.

Reklamlar