Kırcaali merkezinde eşiyle beraber dönerci lokantası işleten Rasim Kamber, şansını yurtdışında deneyip, daha sonra kazancını memleketine yatırmayı seçen bir genç.

4 yıl önce Belçika’dan gurbetten dönen 1987 doğumlu Rasim Kamber, Bursa’da çocukluk yıllarında öğrendiği dönercilik mesleğini kendi işletmesinde icra etmeyi seçti.

Zor dönemlerden geçtiğimiz bu pandemi dönemlerinde genç girişimcilerin de işleri zorlaştı. Virüs karşıtı önlemler, insanlar arasındaki endişeler, sıcak döner karşısında 12-13 saat maske, eldiven zorunluluğu genç aileyi de biraz etkiledi.

OHAL döneminde bir ay boyunca restoran kapalı kaldı, ancak girişimlere rağmen, hükümetten bir destek gelmedi.

Bütün bu durumlara rağmen Rasim Kamber Kırcali’lere lezzetli dönerini satmaya ve lokantasını genişletme hayallerinden vazgeçmiyor.

32 yaşındaki Rasim Kamber : “Avrupa’nın şartlarını görmek üzere gurbette gittim. Orada çalıştım 14 yıl. Oradaki kalabalık beni cezbetmedi. Ben daha sakin yaşamayı, daha az stresi tercih ettim. Kırcali bana daha güzel geliyor” dedi.

“Kırcaali çok güzel bir şehir, genci olan bir şehir. Ama o canlılığı sadece yaz aylarında yaşıyor şehir. Çünkü bütün Avrupa’dan, Türkiye’den insanlar kendi şehrine geliyor. Yazları buraları çok canlı oluyor”.

Yatırım için, hizmet sektöründe sizinki gibi küçük yatırımlar için uygun bir yer midir?

“Benim şansıma herşey iyi gitti. Ayaktayım hala. Birçok arkadaşım var, geldi şansını denedi. Ancak tutunamayıp, Almanya’ya, İsveç, Belçika’ya gidip, yeniden orada çalışmaya başladılar. Şansım yaver gitti, işimin başında durdum”.

Yurtdışında memleketi özlediniz mi?

“Herkese doğduğu yer güzel gelir. Bana da burası güzel geldi. Ama bu demek değildir ki, Avrupa’ya gidilmeyecek. Bizim pasaportumuz AB pasaportu ve onunla dünyanın birçok ülkesine gidip, çalışma hakkımız var”.

Covid-19 krizi sizi etkiledi mi? Zor dönemden geçiyoruz, size bu nasıl yansıdı?

“Bizim açımızdan hiç kolay olmadı. Bize her şey iki katına zor oldu. Eldivenlerle döner kesmek, yüz maskeleriyle 13 saat çalışmak bizim açımızdan çok zor. Hele ki dönerin başında o sıcakta  çok zorlandık.

Bu koronavirüs de bizi hayli etkiledi. Biz kira ödüyoruz, dükkanın elektriği, suyunu ödüyoruz. Oysa devlet tarafından hiç bir yardım yapılmadı. Devlet ve programlardan bir leva yardım almadık”.

Devlette yüz günü aşkın süredir protestolar sürüyor, bir memnuniyetsizlik var. Yönetimde ne demek istersiniz?

“Her vatandaşı düşünüp de, hareket etmeleri lazım. 60/40 gibi programlar insanlar için bir çözüm değil, insanlara adil gelir lazım.

En ufak bir örnek- 200 leva ile geçinen bir emekli, 50 leva elektriği geldiği zaman ne yiyip, ne içecek?  Bir ekmek olmuş bir leva, suyunu, elektriğini neyle ödeyecek bu vatandaş…

Bizim de giderlerimiz çok. Ben Covid-19 döneminde bir ay kapattım. Bir aydan sonra yine kapattım, ameliyat olmam gerekirdi. Be bu sene iki ay çalışmadım ve devlet tarafından hiçbir katkı olmadı”. 

Röportajın tamamını aşağıdan dinleyebilirsiniz.

BNR

Reklamlar