Rafet ULUTURK

Kurucu Meclis:

Osmanlı İmparatorluğu ile Büyük Devletlerin arasında Berlin Antlaşması’nın imzalanması esas alınarak eski Bulgaristan Başkenti Veliko Tarnovo kentinde 10 Şubat 1879’da, yeni Bulgar tarihine Kurucu Meclis olarak geçen, ilk Bulgar parlamentosu toplandı. O zaman henüz kurulan Bulgar Prensliğinde yaşayan tüm halk topluluklarından temsilcilerin katıldığı bu meclisin bileşiminde 229 milletvekili vardı. Ana ödevleri Anayasa kabul etmekti.  Milletvekillerinden bir kısmı halk tarafından seçilmişken, birçoğu da, o zaman yürütmeyi elinde bulunduran Geçici Rus İdaresi tarafından atanmıştı. Üçüncü bir grupsa yeni oluşan Bulgar devlet makamlarında çalışanlardan oluştu. O dönemde Bulgaristan’da parlamenter gelenek diye bir şey olmadığı gibi, politik partiler de toplum sahnesinde yerini almamıştı. Bugünkü Bulgaristan’ın en eski geleneklere sahip olan Sosyalist Partisi, bir Bulgar Sosyal Demokrat Partisi olarak 1991’de kuruldu.

 

Kurucu Meclisin bileşimi:

İlk Bulgar meclisinde büyük toprak sahipleri (çorbacılar), fakir köylüler, Batı ülkelerinde yükseköğrenim almış Bulgarlar ve okuma yazması olmayanlar, Bulgar ve Türkler, Türkleri sevenler ve Rusçular, Tsarcılar ve Cumhuriyetçiler, devrimciler ve Hıristiyan din adamları, şair ve gazeteciler vb. yer aldı. Halkın her tabakasından vekiller el ele verip 2 (iki) ay yoğun çalışmadan sonra, tarihe Tırnovo Anayasası olarak geçen, ilk Bulgar Anayasasını hazırladı ve onayladı.

İlk mecliste yer alan 30 Türk milletvekili Anayasa hazırlama çalışmalarına yoğun olarak katkıda bulunmaya çalıştı. Onlar başlıca Deliorman, Dobruca ve Rusçuk bölgelerindendi. Değişik halk ortamından gelen ve parlamenter çalışmalarda hiçbir deneyime sahip olmayan bu milletvekilleri arasında Anayasa hazırlama çalışmalarında çok ağır günler, sert tartışma gelişti ve daha sonraki yıllarda Bulgar politikası üzerinde derin etki ve güç sahibi olacak, iki politik eğilim oluştu. Bunlar daha sonraki, Bulgar tarihinde derin izleri olan liberal ve konservatif akımlarıdır. İlk meclisi ve toplumun liberallere ve konservatiflere ayrışımı o dönemin Batı parlamentarizminin etkisi altında olmuştur.

 

a)      Heyecanlı ve taşkın liberaller:

 

Bulgar liberal akımının doğal temsilcileri uyanış çağı şairlerinden Petko Karavelov ve Petko Slaveykov, Osmanlı hükümetinin eski danışmalarından Dragan Tsankov ve Stefan Stanboolov’tur. Anayasa üstüne savunulan iki farklı konsept iki politik kanat arasında sert tartışmalara neden oldu. Kurucu Meclis’te Anayasa Hazırlık Komisyonu kuruldu. Bu komisyona öğrenim düzeyi yüksek olan vekiller girdiler. Avrupa Monarşileri Anayasalarını incelediler. Bulgaristan koşullarına uygun olacak yeni bir Anayasa üzerine çalıştılar. O zamana ilişkin yazılan roman ve hikâyelerde bu vekillere “poturlular” denmiştir.

Osmanlı’nın hezimetiyle sonuçlanan Plevne Savaşı (1877–78) hemen sonra meydana gelen bu gelişmelere Geçici Rus Hükümeti ve bu iktidarda hukuk işlerine bakan Sergey Lukyanov etkin katıldı.  O, Kurucu Meclise bir Anayasa taslağı sundu. Bu çalışma Rus İmparatoru II. Aleksandır zamanında Rusya’da hakim olan Liberalizm görüşleriyle kaleme alınan bir temel kanun önerisiydi ve sert geçen tartışmalardan sonra onaylandı. Bu gelişmeler, birkaç ay öncesine kadar, tutuculuğuyla bilinen feodal Osmanlıda yaşayan ahalinin son derece hür bir anlayışla bir anayasal düzen kurulmasında ilk adımlardan biri oldu. 1976’da Osmanlı Anayasa ilan etse de, bu anlayış halk arasına henüz yayılmamış ve yaşam hakkı kazanmamıştı. Bu yüzden, 1878’de Osmanlı’dan kopan Bulgar Prensliği kendi Anayasasını kabul etmek istiyordu.

Özgürlükçü fikirler içren ve halka çok geniş demokratik haklar tanıyan bir liberal esaslı temel kanunun derlenip toplanıp gelişme olanakları tanımasından fazla halka ve topluma zarar vereceği görüşünde olan Anayasa Komisyon üyelerinden bazıları, öneriye karşı çıkarak, geleneksel yani tutucu olan bazı görüşler savunmaya başlayarak giderek konservatif kanadı oluşturdular. Tutucuların birkaç temel isteği de vardı. Onlar, Bulgar parlamentosunda alt ve üst kamara olmak üzere iki aşamalı bir yasama organı oluşturulmasında direndi. Bu öneride,

İngiliz, Fransız ve Amerikan parlamentolarından örnekler ve hukuksal ve felsefi esaslandırma yr aldı. Öneri bir rapor şeklinde tartışmaya sunuldu. Bu raporda, geleceğin parlamentosuna seçilecek adaylardan mal mülk durumu ve öğrenim sertifikası istenmesi şart koşuluyordu. Tutucular, cahil kişilerin yasama organında işi olamaz görüşündeydi. Senato üyeleri hakkında sunulan öneride, onlardan küçük sayıdaki bir kısmın halk oylamasıyla seçilmesi, daha fazlasını Prens’in kendi kontenjanından din adamları, yargıçlar ve bilim kurumlarından seçerek göstermesi görüşü vardı. Senatonun en önemli ödevi meclis çalışmalarını kontrol etmek olacaktı. Yine bu raporda bir milletvekilinin 25 bin (yirmi beş bir) oyla seçilmesi önerildi. Raporda temsili görevlerin başı olan Prens’in hakları da belirlenmiştir.

 

b)     Tutucu görüşlerin üstün gelmesi:

Bu önerilerle öncelikle meclisin parti temsilcileri arasında bir kapışma ve tartışma kursusu olması önlenmeye çalışılırken,  Bulgaristan’ın o dönemde içinde bulunduğu durum dikkate alınarak bir yasal düzen kurulması hedeflenmişti.

Pek tabii, eski komitacılar, haydutlar, devrimciler ve ulusal kurtuluş davasına katılan havariler Anayasaya ilişkin esas görüşlere yer verilen bu raporu çok tutucu buldu ve tartışma açtılar. Eleştiriye geçenler liberal kanadı oluşturdu. Parlamento iki gruba ayrıldığında fikri netleşmemiş olan kalabalık ortada kaldı.

İki grup arasında kalan ve liberallere mi katılayım yoksa tutucuları mı destekleyeyim ikilimi yaşayan meclis çoğunluğunun içindeki önemli gruplardan birini de Türk, Pomak, Müslüman ve Osmanlıdan yana olan Bulgar meclis üyeleriydi. Yürütülen hem sert hem de çok heyecanlı Anayasa tartışmalarında bardak her gün taştı. Sözlerin yetmediği yerde el kol hareketleri ve yumruklar harekete geçti.

Özünde tutuculuk olan bir Anayasa önerisinin onaylanmasını önlemeye çalışırken en fazla çaba harcayan vekillerden biri kuşkusuz şair Penço Slaveykov oldu. Onun Meclis kürsüsünden defalarca sorduğu soru şuydu: “Osmanlıdan köy ağları (çorbacılar) tarafından idare edilmek için mi kurtulduk?” Senato oluşturulmasına da karşı çıkan Slaveykov, Anayasa’nın ülkede cepheleşme ve tabakalaşmaya yol vermediğinden dolayı, mecliste üst kamara oluşturulmasının toplumun tabakalaşmasına neden olacağı görüşüne tepkisinde sertti.

Liberaller kanadın başka bir etkileyici hatibi de, Petko Karavelov’tu. O, Makamların ve görevlı memurların mümkün olduğu kadar daha az zarar ve mümkün mertebe daha fazla fayda getirmesini sağlayan bir ilkeyi esas alınarak, makamların ve görevli kişilerin, yasa kurucu tarafından esas alınan ilkeleri bütün komisyon üyelerinin baş tacı etmelerinde, direndi. Komisyonun tartışmaya sunduğu raporda dikkati çeken nedir, sorusunu yönelten Karavelov şöyle konuşuyordu: “İlkesi olmayan ama bol rüzgârla savrulan dört başlık. Tez yerine, kork tavuk.” Slaveykov ve Karavelov’un konuşmaları salonda büyük bir heyecan ve kahkaha uyandırınca, Rus hukukçu Sergey Lukyanov tarafından kaleme alınan Anayasayı mı, yoksa Tutucu kanadın sunduğu Raporu mu destekleme konusunda ikircimli olanlar liberal görüşe katıldı.16 Ocak 1879 günü Lukyanov Anayasası onaylandı.

 

Ne yazık ki, iki yıl sonra tutucuların ifade ettiği tehlike ön aldı ve Hürriyetler sulanmaya başladı. Ülkede bir sıra politik kriz yaşandıktan sonra, Tırnovo Anayasası bir müddet için feshedildi ve yetkilendirme rejimi yürürlüğe girdi.

 

Bunlar, demelerimizin de katıldığı, 135 yıl önce meydana gelen, Kurucu Meclis olaylarıdır.

Şimdi biz günümüz Bulgaristan’ındaki duruma ve Meclis genel kuruluna bir göz atalım.

O zaman olduğu gibi şimdi de Meclis Seçim Yasası Değişikliği görüşüyor.  Sosyalistler ve Hak ve Özgürlükçüler geçen ay “Potovets” kampında yaptıkları ortak toplantıda, bundan böyle yasa önerilerini önceden birlikte görüşüp kabul ettikten sonra Genel Kurula sunacağız demişlerdi, yine tutmadılar. Seçim yasasında değişiklik önerisi Sosyalistlerden geldi.

Birinci sunumda HÖH destekledi, “Ataka” çekimser kaldı. GERP karşı oy kullandı. İstenen nedir: Sosyalistlerle özgürlükçü Türk partisi arasındaki görüş ayrılıkları bu defa çok derin.

Bir deha HÖH meclis grubu, yasadan “oy kullanacak olan birinin belirli bir süre Bulgaristan’da ya da AB ülkelerinden birinde yaşaması şartının kaldırılmasında” direniyor.

İkinci, özgürlükçüler “ana dilinde seçim propagandası yapma hakkı”nı yasallaştırmak istiyor.

Üçüncü: Sosyalistlerin şu değişiklik önerisine de karşı çıkıyorlar: Değişiklik teklifinde, seçim bültenlerinin sayılmasında AB Parlamento seçimleri esas ve temel alınmasını öneriyor ki, bu böylece kabul görürse, Türkiye’de yaşayan soydaşlarımızın AB Parlamento seçimlerine katılması temel alındığında, yerel ve meclis seçimlerindeki soydaş oyları sayılmayacaktır.

Sosyalistlerin özel isteklerinde ise, muhtarların direk oylamayla seçilmesi, Sofya, Plovdiv ve Varna merkezlerinde, belediye danışmanı seçimi yalnız merkez belediyelerde değil, tüm büyük beledîlerde yapılması isteniyor.

Halen devlet yardımı almayan politik oluşumlara seçimlerde 40 000 (kırk bin) leva verilmesi önerilirken, bir partinin toplam oylarının % 7’sini alan bir aday lehinde olmak üzere, seçmen milletvekili aday listesinde sıralama değişikliği yapılması hakkını kullanmayı isteyebilir.

Sahte oy pusuları kullanılmasını önlemek amacıyla bu defa seçim bültenleri Bulgaristan Halk Bankası matbaasında basılacak ve üzerlerinde seri numarası olacaktır, bülten kopandan koparıldıktan sonra seri numarası koçanda kalacaktır.

Merkez Seçim Komisyonu bundan böyle Cumhurbaşkanı tarafından atanmayacak, ancak mecliste seçilecektir. Şimdiye kadar 350 kişiden az nüfusu olan yerleşim yerlerinde muhtar seçimi yapılmıyordu, artık 100 kişisi olan köylerde bile muhtar seçimi yapılacaktır.

Ataka” partisi ise zorunlu oy kullanma hakkı getirilmesinde ısrar ediyor.

 

Görüldü üzere, Sofya meclisi, daha Tırnovo kurucu Meclisi’nde çözülmüş olması gereken sorunları çözmeye çatılıyor.

Reklamlar