Partizani (Pirece) köyü, Şumen’e 50, Burgas’a 100, Varna şehrine ise yaklaşık 80 kilometre mesafededir. Köy, neredeyse bu üç şehrin orta noktasında yer almaktadır. Rivayetlere göre Partizani (Pirece), 350-400 yıllık bir tarihe sahip. Bunun en sağlam kanıtı ise köydeki eski cami yıkıldığında, caminin 1680 yılında yapıldığına dair bir kanıt bulunmuş olmasıdır. partizani-koyu-sumenKöyün ilk kurucuları, önce Stara Plani­na’­nın (Kocabalkan) kuzey yamaçlarında, Kamçı nehri yakınlarında bir yeri mesken edinmişler. Anlatılanlara göre, köyün ilk sakinleri arasında Karamanoğlu beyliğinden de aileler bulunuyormuş. Köy halkı, pire gibi çalışkan ve hareketli olduğu için köye ‘Pirece’ demişler. Köyde, eski yıllarda çok büyük zenginler de yaşamış. Bunlardan ikisi Hacı İsmail ve Halil Efendi’dir. Hacı İsmail ve Halil Efendi akraba imiş. Hacı İsmail, Halil Efendiden daha önce yaşamış. Rivayetlere göre Halil Efendi’nin 300 dekardan fazla tarlası, 200 attan oluşan bir de at çifliği varmış. İnek, koyun ve keçi sürülerinin ise sayısı belli değilmiş.
Köy, 500 haneye ulaşmış. Osmanlı-Rus Harbinden sonra köydeki Türkler göç etmek zorunda kalmışlar. 1905-1910 yıllarında, köye daha çok Veliko Tırnovo tarafından göç eden Bulgar aileler yerleşmiş. Bunların dışında Smyadovo’dan 18, Lüleburgas ve Stara Zagora’dan da 16 hane gelmiş. 2. Balkan Harbinden sonra, o yıllarda Yugoslavya topraklarında bulunan Bosilegrad ve Dimitrovgrad şehirlerinde kalan Bulgarlar da bu köye göç etmiş. Bunların sayısı, tahmini olarak 40-50 hanedir. Yeni gelenler, önce Partizani köyüne yakın bir tepeye yerleşmişler ve köy halkının onlara karşı nasıl bir tavır takınacağını gözlemlemişler. Yazın, 2 ay çadırlarda kalmışlar, fakat kış yaklaşınca köylüler onları köye almaya karar vermiş. “Kış aylarında orada dayanamazlar, biz Müslümanız, bize merhametsizlik yakışmaz” deyip onlara bağrını açmışlar. Yeni gelen Bulgar aileleri, boşalan evlere yerleştirmişler, onlara kap kacak ve büyük baş, küçük baş hayvan infak etmişler. Onlara tarla da verilmiş.
Köyün adı, 1933 yılına kadar Pirece olarak kalmış. 1933-34 yıllarında adı Gançovo olarak değiştirilmiş. 1950 yılında ise, Partizani olmuş. 1950-51’de, Türkiye’ye 1 aile, 1978’de 5-6 aile ve 1989’daki son büyük göçte 137 aile göç etmiş. Bunlardan 70’i geri dönmüş.
1944-45 yıllarında köyün nüfusu 2000 civarındaymış, şu anda köyde 1180 kişi yaşamakta ve bunların yüzde 40’ı Bulgar, yüzde 60’ı Türk.
Köy, 1976 yılına kadar belediye imiş. Belediye olduğu dönemde Medovets, Polyatsite, Lopuşna ve Arkovna köyleri buraya bağlıymış.

Eğitim

1947’den 1958 yılına kadar dersler cami odasında yürütülüyormuş. Türkçe ve Arapça okutuluyormuş. Bulgarca derslerini ise Boris Velinov adında bir öğretmen okutuyormuş. 1960’da, köye yeni okul binası inşa edilmiş. 1962-67 yılları arasında okul, lise statüsüne kavuşmuş ve adı da ‘Köy Tarım Meslek Lisesi’ olmuş. 1968’de, okul tekrar orta okula dönüştürülmüş. Demokrasinin gelmesiyle köye muhtar seçilen ve 2000 yılının sonuna kadar muhtarlık yapan Mehmet Abdurrahim Hamza, köylünün eğitim seviyesinin iyi olduğunu aktardı. Mehmet Hamza, “1970-89 yıllarında, her genç liseyi bitirdi diyebilirim. Ama üniversite için aynı şeyleri söyleyemeyeceğim. Üniversiteye devam edenler 40 civarındaydı hatırladığım kadarıyla. O yıllarda liseyi bitirmiş bir gencin üniversiteye devam etmesi için ailesinden bir kişinin komunist partisine üye olması gerekiyordu.” diyor. 1992’de, anadilimiz Türkçenin haftada 4 saat okutulmaya başladığını aktaran Mehmet Hamza, seçmeli ders olduğu için 2000 yılından sonra Tükçeye karşı ilginin azaldığını söylüyor. Mehmet Hamza, “Maalesef anadilimiz şu anda gereken ilgiyi görmüyor. Dilerim ki, her Türk öğrenci tekrar anadilini bizim zamanımızdaki gibi aşkla şevkle okur.” diyor. Halihazırda köyde ortaokul mevcut.

Sağlık hizmetleri

1958 yılında, köye hastane inşa edilmiş. Hastane 2 katlı olup, 8 odası mevcutmuş. Önceden 2 doktor, 3 hemşire ve 1 ebe hizmet veriyormuş. 1976 veya 1980 yılında hastane kapatılmış. Şu anda köyde, 1 doktor ve 1 hemşire hizmet vermektedir.

Dini hayat

1802 yılında, şu anda adı Gançova Mahala olan mahalledeki cami inşa edilmiş. Günümüzde sadece Gançova Mahala camii açık. Merkezdeki cami, 1960 yılında mahkeme kararıyla çok eski olduğundan dolayı yıktırılmış. Köyde, muhtarlığın hemen arkasında bir de kilise mevcut. Kilise, 1935 yılında inşa edilmiş. Kilise yerini, köyün zenginlerinden olan Halil Efendi ücretsiz bağışlamış. Dürüst bir Müslüman olan Halil Efendi, her din mensubu için bir ibadethanenin olması gerektiği kanaatini taşıyormuş. “Hristiyanların da Kutsal kitabı ve Pegamberi vardır” diyerek, yaptığı bağışın sebebini açıklamıştır. Kilisenin inşaatında köydeki Türkler de çalışmış. İLHAN ŞENOL

Dini hayat. 1802 yılında, şu anda adı Gançova Mahala olan mahalledeki cami inşa edilmiş. Günümüzde sadece Gançova Mahala camii açık. Merkezdeki cami, 1960 yılında mahkeme kararıyla çok eski olduğundan dolayı yıktırılmış. Köyde, muhtarlığın hemen arkasında bir de kilise mevcut. Kilise, 1935 yılında inşa edilmiş. Kilise yerini, köyün zenginlerinden olan Halil Efendi ücretsiz bağışlamış. Dürüst bir Müslüman olan Halil Efendi, her din mensubu için bir ibadethanenin olması gerektiği kanaatini taşıyormuş. “Hristiyanların da Kutsal kitabı ve Pegamberi vardır” diyerek, yaptığı bağışın sebebini açıklamıştır. Kilisenin inşaatında köydeki Türkler de çalışmış.

 

Zaman BG

Reklamlar