Dr. Nedim BİRİNCİ
Dünyanın dikkatle izlediği bir tren geçti Kapıkule’den…
Üzerinde “Ejder Yalçın” yazıyordu. Türk savunma sanayisinin gözbebeği olan bu zırhlı araç, Macaristan’a doğru ilerliyordu. Ama bu manzara yalnızca bir ihracat haberinden ibaret değildi. Bu kare, Türkiye’nin yeniden ayağa kalktığının, sahaya döndüğünün ve artık sadece izleyen değil yön veren ülke olduğunun ilanıydı.
Bir zamanlar sadece pazar olan Türkiye, artık üretim üssü. Artık dünya, Türkiye’den sadece halı, tekstil ya da gıda değil; yüksek teknoloji, savunma sistemleri, insansız araçlar ve stratejik ürünler alıyor. Yani dünya, artık sadece mal değil, güven satın alıyor. Ortaklık kuruyor. Umut arıyor. Denge istiyor. Ve gözünü Türkiye’ye dikiyor.
Macaristan’ın Tercihi: Türk Zırhı, Türk Güvencesi
Macaristan, NATO üyesi ve Avrupa’nın merkezinde stratejik bir ülke. Güvenliği için tercihini Türk zırhlısından yana kullanıyor. Bu tercih, yalnızca teknik bir anlaşma değil; bir güven duygusunun, bir dostluk zeminine dönüşen askeri iş birliğinin yansımasıdır. Türk mühendisinin elinden çıkan “Ejder Yalçın”, yalnızca bir araç değil; bir mesajdır:
“Türk malı güvendir. Türk zırhı siper olur. Türk aklı çözüm üretir.”
Bu tercih, Batı’nın dahi Türk savunma sanayisini artık rakip değil, ortak gördüğünü gösteriyor. İşte bu yüzden Kapıkule’den geçen bu tren, sadece bir sevkiyat değil, bir stratejik dönüşümün sembolüdür.
Kapıkule: İhracatın Şeref Yolu
Eskiden Kapıkule, ithalatın sembolüydü. Avrupa’dan gelen tırlar uzun kuyruklar oluşturur, içeride sabırsızlıkla beklenirdi. Bugün ise Türkiye’den çıkan trenler var, arkasında gururla dalgalanan Ay Yıldızlı bayrakla…
Kapıkule artık sadece sınır değil, geleceğe açılan bir vitrindir.
Türkiye’nin sanayi gücü, Balkanlar’dan Avrupa’ya giden her rayda, her tekerde yankılanmaktadır.
Türkiye: Alan Değil, Veren Güç
Dünya değişti…
Türkiye de değişti…
Bir zamanlar sadece dışa bağımlı, alıcı konumunda olan Türkiye; şimdi kendi tankını, SİHA’sını, fırkateynini, tüfeğini, yazılımını, uydusunu, zırhlı aracını üreten ve ihraç eden bir devlet haline geldi.
Bu, sadece ekonomik bir başarı değil; stratejik bir bağımsızlık ilanıdır.
Bu, yalnızca ihracat değil; yeni bir dünya düzeninde Türkiye’nin söz sahibi olmasıdır.
Ders: Türkiye’yi Hafife Alanlar, Türk Malını Sırtında Taşır!
“Made in Türkiye” artık sadece bir etiket değil, bir markadır.
Güvenin, dayanıklılığın, özgün mühendisliğin ve geleceğin sembolüdür.
Bugün Macaristan alıyor…
Yarın Afrika, Orta Asya, Balkanlar ve Latin Amerika…
Türkiye, yalnızca ürün değil; model ihraç ediyor.
Çünkü dünya artık görüyor ki; Türkiye sadece üreten değil, yön veren ülke.
Ve Gençliğe Çağrı: Artık Sıra Sende!
Ey Türk genci!
Bu geçişi gör. Bu kalkışı fark et.
Kapıkule’den Macaristan’a giden sadece bir zırhlı değil, senin geleceğin!
Sen, sadece izleme!
Kalk, öğren, üret, katkı sun.
Çünkü bu çağ, Türk Çağı olacaksa; onu inşa edecek olan sensin.
Türkiye ayağa kalktı.
Şimdi sıra sende.
Dünya yönetimine hazır ol!
