Ahmet ÇOLAK
Yıl 2024’ün son günleri… Sofya’daki odalarda kalem oynatılıyor, rakamlar uçuşuyor ve milyonlar havada el değiştiriyor. Ne var ki bu paralar ne üretime, ne eğitime, ne sağlığa… Tam tersine, sistemli bir şekilde halkın cebinden alınıp, belli odaklara aktarılıyor.
Son örnek mi? Devlet Rezervi’nin yaptığı 13 milyon leva değerindeki buğday alımı. Belgelerle ortaya çıkan bu “alışveriş”, aslında tam anlamıyla bir soygundur.
Tarım üreticisi Pavel Stoimenov’un sosyal medyada paylaştığı resmi belgeler Bulgaristan’daki devlet yönetiminin artık “devleti yönetmek” değil, “devletin içini boşaltmak”la ilgilendiğini apaçık gösteriyor. Çünkü:
-
Piyasa fiyatı 380 leva olan buğday, Devlet Rezervi tarafından 545 leva gibi fahiş bir fiyatla satın alınmış.
-
Toplamda 81 bin tonluk alımda her ton için 165 leva fazla ödeme yapılmış.
-
Ortadaki zarar değil, açıkça birilerinin cebine akan haksız kazançtır.
Bu Alım Değil, Buğday Üzerinden Vurgundur!
Peki bu para kimden çıktı? Hangi bütçeden finanse edildi?
Elbette halkın vergilerinden, yani Bulgaristan vatandaşının emeğinden… Üstelik sadece tarım sektörüne değil, toplumun tamamına etki eden bir sonuçla karşı karşıyayız: ekmek fiyatları zamlanıyor, yaşam maliyeti yükseliyor ve olan yine dar gelirliye oluyor.
Bu tür usulsüzlükler artık münferit değil, sistematik. Bulgaristan’da devlet çalışmıyor; ama çalışmayan bu yapı kendi içinde nasıl “çalacağını” çok iyi biliyor.
Nerede Bu Devlet? Nerede Bu Sorumluluk?
Basının sustuğu, muhalefetin sessiz kaldığı, savcıların dosyaları görmezden geldiği bir ülkede halk neye güvenecek?
Vatandaş olarak sormaya hakkımız var:
-
Bu alımın arkasında kim ya da kimler var?
-
Neden piyasa fiyatının %40 üzerinde buğday alımı yapıldı?
-
Bu vurgunu kim denetleyecek? Kim cezalandıracak?
-
Bu 13 milyon leva kimin hanesine “komisyon” olarak yazıldı?
Sessizlik Ortaklıktır
Bugün susan herkes, bu yolsuzluğun ortağıdır. Yarın ekmeğe ulaşamayan çocukların, geçinemeyen emeklilerin, iflas eden çiftçilerin ahı sadece bu parayı alanlara değil, bu haksızlığa göz yuman herkese dokunacaktır.
Bulgaristan’ın soydurulmasına artık “dur” demek zorundayız.
Çünkü bu sadece buğday meselesi değil.
Bu bir devletin vicdan sınavıdır.
Ve şimdilik…
Kaybeden yine halk.