Her yıl dünyada 1 milyar 300 milyon ton gıda çöpe atılmaktadır. AB’nin en yoksul ülkesi olan Bulgaristan’a ilişkin veriler, ülkemizde yıllık 670 000 ton yiyeceğin atıldığını, bayramlarda ise bu miktarın üçte bir arttığını gösteriyor. Aynı zamanda ülkenin 1,5 milyon vatandaşı yoksulluk sınırında veya altında hayat sürüyorlar.

Çöpe giden gıda maddelerinin yüzde 40 kadarı, tüketim aşamasında hanelerde atılmakta. Hanelerden başka oteller, restoranlar ve ticaret zincirleri de büyük miktarda gıda atığı üretiyor.

Hal böyle olunca akıllarda gıda atıklarını nasıl azaltabiliriz sorusu beliriyor. Bu sorunun cevabını almak üzere iş arkadaşımız Ayşe Latif, Bulgaristan Gıda Bankası Yürütüm Müdürü Tsanka Milanova ile görüştü.

Gıda Bankasının depolarından her gün 1 ton tüketilebilir yiyecek geçiyor. Kullanım süresi dolmamış olan bu gidalar, saatler içerisinde yiyecek bulamayan kişilere yönlendiriliyor. Bu şekilde devlet desteği olmadan, iş sektörü, AB programları ve gönüllülerin katkıları ile her yıl 20 bin kişiye rızık sağlanıyor.

“Sözünü ettiğiniz rakamlar küresel çapta izlenen bir eğilimi ortaya koyuyor. Bu durumun sebebi büyük miktarda yiyeceklerin üretilmesidir. Bu şekilde biz tüketicilere her zaman çeşit bolluğu ve taze gıdaya erişim imkanı sağlanıyor. Bunun sonucunda çok büyük yiyecek fazlası oluşuyor. Bu gıda maddelerinin en azından bir bölümününün çok anlamlı bir şekilde değerlendirilmesine olanak sağlayan bir çözümün bulunması sevindiricidir. Bu çözümü gıda sektöründe çalışan şirketlerle birlikte uyguluyoruz. Yurt dışından aldığımız bu modeli artık 8 yıldır 100 kadar şirketle birlikte başarı ile tatbik ediyoruz. Sanayi sektöründe bulunan ve satılamayan gıda fazlalarını zamanında değerlendirmek mümkün. Bu konuda Gıda Bankası olarak biz, gıda sanayi şirketleri ile birlikte çalışıyoruz. Fazla rızkın yönlendirildiği programlar kapsamında yiyecekler, alım gücü zayıf olan insanlara kullandırılıyor” diyor Tsanka Milanova.

Bulgaristan Gıda Bankası, yıllar içinde çok iyi kapasite oluşturdu. Taşıt araçları ve her çeşit yiyeceğin muhafaza edilebileceği depoları var. Kurtarılan gıda miktarı yıllık 290 tonu buluyor.

“Geçen yıl en büyük miktarda yiyecek bağışlayan şirkete ödül bile verildi. Bağışlarının para karşılığı 360 bin levayı buluyor. Piyasaya satamadıkları, fakat kullanım süresi henüz dolmamış olan süt, depolarımıza geldikten sonra ortağımız olan kuruluşların yardımı ile birçok yerleşim biriminde bulunan yardıma muhtaç insanların sofralarına ulaşıyor.”

Sıradan insanlar gıda bağışı yapabilir mi sorusu üzerine Gıda Bankası Müdürü şunları anlattı:

“Ayrı ayrı insanlar Gıda Bankasına bağış yapamaz. Çünkü vatandaşlar, gıda üreten, işleyen ve satan şirketlerin menşe, kalite ve güvenlikle ilgili verdiği tüm garantileri vermek durumunda değil” diyor Bayan Milanova ve evsel gıda atıklarına ilişkin şunu da ekledi:

“Son yıllarda yaptığım iş bu konuda çok hassas olmama yol açtı. Bizim ailemizde ancak kahvaltı, öğle ve akşam yemeğinde ihtiyacımız olduğu kadar alış veriş yapmaya çalışıyoruz. Herkese tavsiyem budur. Yedek stoku yapmayın. Promosyonlara aldanmayın. Ucuzdur diye aldığımız yiyeceklerin çöpe gitmesi riski çok büyük. Bu yiyecekleri ihtiyacımız olduğu için değil, sırf fiyatı uygundur diye alıyoruz.”

İş arkadaşımız Ayşe Latif, Şumenliler’e özellikle bayramlarda gıda atıklarının olup olmadığını sordu.

“Her zaman atıklarımız olur. Ama bunlar başkası tarafından tüketilemeyecek yiyeceklerdir. Tüketilebilecek olanları ise muhtaç insanlara veriyoruz. Yakınlarımız, komşularımız, sokakta dilencilik yapan insanlar. Onlara verelim fazlalıklarımızı. Çöp konteynerine yiyecek atmak doğru değil” diyor Şumenli bir kadın ve sırf promosyon olduğu için aldıklarınız var mı sorusu üzerine şu cevabı veriyor:

Çok büyük miktarda almıyoruz. Tüketeceğimiz kadar almaya çalışıyoruz. Artık biz de Avrupalılar gibi alacaklarimizi önceden hesaplıyoruz. Misafir edeceğimiz kişiler, yakınımız olduğu için ne tercih ettiklerini, neyi yiyeceklerini de biliyoruz.

“Yiyecek atmam söz konusu bile olamaz. Biz yaşlılar ekmek ve yiyeceğin değerini biliyoruz. Bayramlarda istisnai olarak artan yiyecek olabilir, ama günlük hayatta olmuyor. Zor geçiniyoruz. Atıklarımız olmuyor” diyor yaşlı bir kadın.

Gıda atıklarınız oluyor mu sorusu üzerine Şumenli bir beyefendinin sorusu şöyle oldu:

“Hayır. Tutumlu kullanıyorum. İki üç günde bitireceğim ekmeği buzdolabına alip muhafaza ediyorum.”

Genç bir anne mikrofonumuza şunları söyledi:

“Artıklarımızı konteynerin yanına hayvanlar yesin diye bırakıyorum. Çok şükür etrafımızda muhtaç insanlar yok.”

 

BNR

Reklamlar