Güzel sözlü birine ”Ağızından bal akıyor”, deriz. Neden acaba, hiç düşündünüğz mü? Çok güzel, ağızından tam anlamıyla bal akan bir insanı tanıtacağım. Nedyalka Mihova va ailesi yıllar once Dobriç’ten Prilep köyüne göç ediyor. Mihov ailesi, Dobriç’teki hayatı bırakıp arı yetiştirmek için bu köye yerleşiyor. Ayrıca arı yetiştimekle kalmıyor bir de “ Medena kışta Mihovi”/ Mihovi Bal Evi’ni kuruyorlar.
Çnce ülkemide arıcılık sektörünün durumunu sordum, dedi ki Nedyalka Mihova:

“İçimde bir sıkıntı var, çünkü çiftçilerin de dediği gibi, her yıl tarım sezonu farklı oluyor, aynı şey bizler arıcılar için de geçerli. Her geçen yılla birlikte arıcılık ve arı ailelerin durumu gittikçe kötüleşiyor ve arıcılık sektörü geriliyor. Bu kış ılımlıydı ve bizim bölgede arılar kış uykusuna neredeyse hiç yatmadılar ve dinlenmediler. Neticede daha fazla gıda tükettiler. Bahar ılımlı başladı, fakat daha sonra soğuklar bastırdı ve burada ormandaki ağaçlar çiçek açmaya başlayınca çok büyük miktarda yağmur yağmaya başladı ve hava sıcaklakları ciddi bir şekilde düştü. Şu anda durumları iyi olan arı aillerimiz de var. Bu günlerde hava sıcaklıkları ciddi bir şekilde arttı. Ama genel olarak geçen yıla nazaran arı balı hasatı düşük olacak. Arılar sabah ve akşam çıkıbiliyorlar. Buralarda arıların bal toplayacağı başka bitkiler var. Mesela Bulgarca’da “draka” dediğimiz Karaçalı var. “Drakanın” diğer isimlerini araştırdım: Çalıdikeni, Sincandikeni, Karadiken, İsadikeni’dir. Bayan Mihova sözüne şöyle devam etti: Aslında Karaçalı bir şifalı çalıdır. Meyveleri toplanıp öksürük kürü hazırlanıyor. Çok güzerl çiçek açmıştı, fakat yağmurlar sürekli yağınca Karaçalı da çiçeklerini döktü ve böylece arılara mera kalmadı. Yakınımızda bir lavanta tarlası var. Arılar oraya uçup nektar ve arı poleni topluyorlar. Ama buraya kadar bir değerlendirme yapacak olursam arı sezonu tahminlerim olumsuz yöndedir.

İlk arı balını çıkarmaya başardınız mı? Sorusu üzerine Prilep köyünden “Medena kışta Mihovi” /Mihovi Bal Evi sahibi Nedyalka Mihova şöyle cevap verdi:

“Akasya balının bir miktarını çıkardık. Kovanlıklarımız farklı bölgelerde bulunduğu için farklı zamanda çıkarmamız gerek, aslında bal çıkarmakla birlikte başka çalışmalarımız da oluyor. Bundan dolayı çıkarılacak daha biraz akasya arı balımız var. Ama yineliyorum: arı balı miktarı beklenenden ve geçen yıla kıyasla daha az olacak.

Aslında bu güzel bir fikire imza atan Mihov ailesi bu işe  ne zaman ve nasıl başladı. Bayan Nedyalka Mihova şöyle dedi:

“Medena kışta” fikri benim uzun yıllık bir hayalimdi ve kızımın ailesi sayesinde bunu gerçekleştirdiğimiz için çok mutluyum. Onlara minnetarım, çünkü onlar mükemmel gençlerdir ve başkent Sofya’daki hayatlarından, güzel karyerlerinden vazgeçip köye döndüler ve bu geçimle üstlendiler. “Medena kışta”  hem bir fikir, hem de bir dava diyebilirim. Amacımız, doğanın  verdiği  ürünleri doğal olarak tanıtmaktır, çünkü son yıllarda arı ürünlerinin tüketim kültürü kökten değişim yaşadı. Mesela insanlar gerçek arı balının kristalize olduğunu bilmiyorlar. Yani gerçek arı balının kristalize olması gerek. Bazen insanlarımız, arı balını kaynak suda sulandırıyor. Böylece “super gıda” olarak da tanımlanığımız arı balının  içerdiği gıda ve ilaç olarak  herşey yok oluyor. İşte bizim amacımız bundan ibaretti, doğanın yaratığını göstermek ve bizim bu doğa ürünlerini ne şekilde korumamız gerekiyor. Diğer bir amacımız, arıların son derece ciddi sorunlarla karşı karşıya geldiklerini göstermek ve anlatmaktır. Bundan dolayı  Albert Einstein’in sözünü evin kapısına yerleştirdik: “Eğer arılar yeryüzünden kaybolursa insanın sadece 4 yıl ömrü kalır. Arı olmazsa döllenme, bitki, hayvan, insan olmaz” demiş. Maalesef, bu fikir bir klişe olmuş ve bizler onu görmezden geliyoruz ve gerekeni yapmıyoruz. Kesinlikle sorun çok büyük. Boşuna her geçen yılla birlikte arıcılık için yılın daha kötü olduğunu söylemedim. Demek ki, gerçekten sorunun ciddiyetini kavrama zamanı geldi geçti. Yöneldiğimiz grup, burada ağırlamak istediğimiz  ve beklediğimiz insanlar, küçük çocuklu genç ailelerdir. Çünkü ben daha yaşlı nesilden olup yenilikçi fikirlere sahip bir kişi olarak gençlere şunu söylemek istiyorum, bizim doğaya yaptıklarımızı onlar tamir etsin. Şehirleşme ve şehir hayatı herkesin iştahını kabartıyor, hepimiz istiyoruz ki, herşey elmizin altında olsun. Tamam ama, biz doğayı, toprağı zehirledik ve bütün sorunlar da buradan geliyor. Tek sözle bizim ana fikrimiz ve davamız bundan ibarettir.

Yine de “Medenata kışta” dediğimiz “Bal Evini anlatacak olursak:

Bizler eski arı evlerini canlandırmaya çalıştık, yani eski zamanlardan günümüze kadar arı evlerini gösteriyoruz. Çünkü bizler bu olağanüstü iklim bölgesinde yaşıyoruz ve arıcılık çok eski asırlardan bu yana mevcuttur. Ziyaertçilerin karşı karşıya geldikleri şeyler bir taş evdir, ahşap ve daha sonra da örülü  arı kovanlıkları var. Bundan 3500 yıl önce mevcut olup İsrail’de keşfedilen çamurdan yapılan bir kovanlığı da canlandırdık burada. Daha sonra tüm arıcı arkadaşlarımın bildiği güneş mumu eriticilerri geliyor. Bunu da bir Bulgar icat etmiştir. Orada petekleri eritiyoruz, çünkü arıcı bu anda çok meşgül. Daha sonra konuklarımıza gerçek petekli arıbalını ikram ettiğimiz bir salonumuz var. Kendi ellerimizle yaptığımız arı balı ürünlerinin de satıldığı standımız var. Arıcılıktra her türkü çalışmaları da tanıttık. Petek doldurmaktan arı balının alınması kadar herşey burada var. Ayrıca 2 cam kovanımız var. Bir tanesinde arılar tam doğada olduğu gibi gelişiyorlar, yani doğada peteklerin olmadığı gibi bu cam kovanda da petek yok. Misafirleriniz arı dansını ve bal yapımını aynen doğada olduğu gibi izleyebiliyorlar. Burasa tam bir cennettir.

Gelen misafirler, hatta Dobriç’ten gelenler bile burada böyle bir cennetin olduğuna inanamıyorlar. Burası Dobruca yaylasının eteklerinde bulunan küçük bir dağ bölgesidir ve bu bölge, Dobruca’da akan tek nehir Batovska nehrini takip ediyor. Burası arılar için mükemmel bir bölgedir, çünkü arıların yeri burası, doğayla içi içe olmak. Arıcı arkadaşlarımın hoşuna gitmeyecek bu fikirm, ama gerçek bu. Arılar doğada olmalı.

Arı kovanlarını da sormadan geçemedik:

“4 kovanlıkta toplam 220 arı kovanımız var- dedi Nedalka Mihova ve devam etti. Ama doğrusunu söylemem gerekiyorsa, başarıyı arı kovan sayısı belirlemiyor.  Çünkü gözlemlerim var. Daha az kovanlarımız vardı ve çok daha fazla hizmet verebiliyorduk. Şimdi ise daha büyük sayı daha fazla miktar arı balı demektir. Bizler arı balımızı kendimiz satıyoruz  ve doğanın sunduğu nimetleri göstermeyi tercik ediyoruz.

Bu kadar kovana herhalde çok fazla insan hizmet ediyor, şeklindeki soruya bayan Mihova bakın ne cavabı verdi:

4 yetişkin ve 3 çocuk. Çocuk diyorum, çünkü onlar da son derece aktif bir şekilde kovanlıktaki işlerde yardım ediyorlar. Daha doğrusu 4 kişi çalışıyoruz. Ben ve eşim emekliyiz, ama burada çalışmaya devam ediyoruz. Dışardan insan almıyoruz, çünkü bıu son derece özel, spesifik bir iştir ve herkes bu işi yapamaz ve hatta bir dereceye kadar da tehlikelidir diyebilirim.

Birçok insan arıların arı balının dışında daha çok faydalı ürünleri insanoğluna sunduklarını bilmiyorlar:

Gerçekten de öyle, arı denince herkesin aklına arıbalı geliyor. Bunun dışında arılar arı poleni topluyor. Arı poleni Mendeleev’in Periyodik tablosundan  neredeyse tüm makro ve micro elementlerini içermektedir. Çok fazla vitaminler içeriyor. Hatta ben bazen arıları en başarılı eczacılar olarak tanımlıyorum, çünkü gidip otlardan bitkilerden faydalı şeyler topluyorlar. Benim için bir ürün daha var. Bu da Prppolis, arılar bunu ağaç tomurcuklarından topluyorlar , kendilerini tedavi etmek amacıyla. Bunları toplarken bu onların ilacı. 7 tane antibiyotik içeriyor ve ayrıca da kanserle mücadele eden daha maddeler var burada. Bunlardan olağanüstü ürünler hazırlanabilir. Bal mumunu da anmadan geçemeyecem, yine muheteşem bir ürün. Bir zamanlar Bulgaristan bal mumu ile Bizans İmpatarroluğuna vergilerini ödermiş. 

Kozmetik ürünlkerimi var, hep arı ürünlerinden hazırlanmıştır. Hatta dün bir aile geldi ve komşu bir arıcının olduğunu söylediler. Bu komşu bir tek arı balı üretiyormuş, oysa arılar o kadar fazla nimet veriyor insana. İnslar farklı bir şey farklı bir kalite arayışı içersindedeir. Kanaatimce arılar bizden çok daha fazla şey biliyor ve yapıyor.

Dobriç’in Prilep köyünde bulunan  Mihovi Bal Evi yılda ne kadar turist ağırluyor?

Tam sayı tutmadım – diye cevapo verdi bayan Nedyalka. Ama Alman, Rus, Arap turistleri organize olarak ağırluyoruz veya bizim  için duyup gelen misafirler var. Tüm yıl boyunca 1 Ocak -31 Aralık tarihine kadar misafir ağırlıyoruyz, hiç tatil günümüz yok, hatta bu gidişle tatile bile çıkmıyoruz. Ama bu misafirlemizin yayarına, bu kadar yol kattedip gelip de bizi kapalı bulmasına izim veremeyiz.

 

Şevkiye Çakır, BNR

Reklamlar