Musa VATANSEVER
Tarih 30 Mart 2021

Bulgaristan’da etnik azınlıklara saldırılar, kitle olayları, “keleş”, “otomatik silah”, “Kalaşnikov” gibi sözleri derin devletin izni olmadan, devletin kulağı delinmeden hiçbir kimse ağıza alamaz.

4 Nisan seçimlerine 7 gün kala, HÖH partisi “fahri” başkanı Ahmet Doğan’ın parti yönetimine besteci Goran Bregoviç’in  “Kalaşnikov” şarkısını doğum günü hediyesi olarak göstermesi, kamuoyunu ayağı kaldırdı.

Olay, Şumen’e bağlı “Prestoe” köyünde Hak ve Özgürlük Partisi (DPS) seçim pankartlarını dağıtan ve sokaklarda direkler yapıştıran militanlara GERB partisi dazlaklarının saldırması ve Türk partisi eylemcilerini tokatlarken, araçlarını hurdaya çıkarıp boğazlarından sıkarak hastanelik etmeleri Deliorman’da protesto dalgası yarattı. Saldırı, kırıp dökme, küfürlü yumruk sallama gösterileri Zagoriçe köyünde de devam etmiş ve etraf mahallelere de sıçramıştır. Ahmet Doğan derebeylerinin yerini GERB feodallerinin alması köylüleri fazlasıyla tedirgin etmiştir. Bu bölgede durum sakinleştirilemezse Türkler sandığa gitmeyebilirler.

Zorbalığın başladığı yerde seçim kampanyasının durdurulması gerekirdi. Son olaylar, “ben sizin ve barışın güvencesiyim” diye dem vuran A.Doğan’ın mumunun artık söndüğünü gösterdi. Sözüne kulak veren kalmadığı açık olarak belli oldu. Geçen yılın karı gibi dere tepe çalılıklar arasına sıkışmış olduğu ortaya çıktı.

Bulgar merkez ve yerel basın, Sofya elektronik medyası, günlük ve haftalık gazeteler, “bTV”, “NOVA” Televizyonları ile “Darik” Radyo Türk köyünde saldırıya suskun kaldı. 1989 Mayısında Ayaklanmamızı yansıtmayanlar aynı “görmedik işitmedik” havasına girdiler. 1972-1975 Pomak toplu katliamları, isim ve din değiştirmeler, sürgün, toplama kampı ve hapishanelere göndermeleri dünyadan gizlemişlerdi.

1984-1989 iç savaş ve soykırım denemesi döneminden

1984-1989 iç savaş ve soykırım denemesi zulmü sırasında, maneviyatımıza ve ruhumuza saldırılar esnasında, şehit kanlarımız sokakları kırmızıya boyadığı günlerde, analarımızın bütün gece ağladığı gecelerde, babalarımızı kefenle toprağa verirken gece karanlığında,  ordu birliklerinin köy ve kasabalarımızı bastığı geceler de böyle olmuştu, susmuşlardı.

Radyolar Rusça şarkılar çalıyor, TV Rus filmleri gösteriliyor, Büyük Savaşın faciasını gösterirken, sanki bize başınıza gelenlere dua edin, daha neler neler olacak bir bilseniz diyordu sanki.

Yaralılarımızı hastaneler almıyor, o zamanda susmuşlardı, işitmek istemiyorlardı. Hain Ahmet Doğan o zaman da yoktu. Şimdi de yok, anlaşılan bundan böyle de olmayacak. Başımızın çaresine bakmalıyız.

“BNT -1” TV’de “Alternatifler” programında gazeteci Bayan Genka Şekerova’nin bildirdiğine göre sözde “A. Doğan” ın mesajında ‘Kalaşnikov’ bir “ayaklanma kodu” olarak algılanmıştır. Burada yine bir tiyatro oyununu görebiliyoruz.

Ne var ki, Bulgaristan Türkleri mesaja aldırmamışlardır. GERB’in gönderdiği ve kışkırttığı dazlakları kovalayarak seçim hazırlıklarına devam etmişlerdir. Bulgar partilerinin devlet mali kaynaklarını işleterek Deliorman Türklüğünü bölmeyi başarması ayrıca eleştirilere neden olmuştur. Halkın ağzındaki gerçek “GERB partisi çökerken kuduruyor, dikkatli olalım!” şeklinde şekillenmiştir.

HÖH politik yönetiminin tercihli oy kullanma yasağı ise seçmen tarafından kınanmıştır. Dazlakların kurmay başkanı Peevski mumunun sönmesiyle başlayan, HÖH-GERB didişmeleri ve danışıklı döğüşlerinin Türklere Deliorman’ı zindan etmeyi amaçladığı belirtilirken yeriliyor. Aynı zamanda, bazı elektronik yayınlar, hain A.Doğan’ın “Kalaşnikov” şarkısıyla “Bulgaristan’daki menfaatlerinize sadığım” işaretini Moskova’ya bir daha gönderdiğine dikkat çekenler oldu.

Böyle bir patlama zaten bekleniyordu. Balonlar art arda patlıyor. Önce Peevski balonu, ardından A. Doğan balonu, seçim günü de B. Borisov balonu patlayacaktır.

Çünkü HÖH Partisi’nin 400 bin oy alacağını gösteren son anketler yeni parlamentoda dengeleri allak bullak edeceği gibi, GERB partisinin tek başına hükümet kuramayacağı gibi, meclise girecek partilerden hiçbiri ile de hükümet kuramayacağını gün ışığına çıkardı. Borisov’un Başbakanlığı ise artık kabul edilmiyor. Seçmen yalan dinlemekten bıkmış. Razgrat’ta paketleme fabrikası açıyor, konuşmasında “Corona virüs aşı” fabrikası açtığını anlatıyor. Sırbistan’a tek kolu olmayan  “gaz boru hattı döşüyor” Bulgaristan’a gaz gelecek diye abartarak bir şeyler anlatıyor v.s.

Tek çare, memur maaşlarını % 30 arttıran ve emeklilere 50 leva veren, subay, polis ve birinci sınıf devlet memurları emekli maaşlarını 700 levadan 1200 levaya çıkaran Borisov’un seçimleri kazanamayacağının kesinleşmesi, toplumun ekonomik sorunlarının çok derinleştiği ve bu hükümetin rüşvetçilikle kararan yüzünün aklanmayacağını herkese göstermiş oldu.

Son çare olarak, seçimden sonra, birinci parti olsa bile, Borisov’un koltuğundan inmesi ve başka birini Başbakanlığa getirerek, partisinin liderliğini korumak zorunda kalacağını bir alternatif olarak öne çıkardı, bu olmazsa Cumhurbaşkanı Rumen Radev’in inisiyatifi ele alarak geçici hükümetle Bulgaristan’ı yeni bir genel seçime götürmesi de artık net olarak önümüzdeki ufukta görünüyor.

Şimdiki seçim sonuçları, 5 sosyolojik ajansın 4 Nisan seçim sonuçları konusunda % 30 katılım ortamında şöyle biçimleniyor.

Katılım sayısı 2 – 2.5 milyon seçmen.

İç ve dış oyların toplamı. Kayma oranı % 3.

GERB partisi toplam 800 bin oy.

BSP partisi toplam 600 bin oy.

HÖH-DPS partisi toplam 400 bin oy.

“Var böyle bir halk!” partisi toplam 350 bin oy.

“Demokratik Bulgaristan” toplam 250 bin oy.

***

“Diril Bulgaristan!”, “Dazlaklar Hükümetten Dışarı!”,  VMRO-BND,  NDSV ve “Cumhuriyetçi Bulgaristan” gibi partilerin oyları 100’e ulaşmadığından dolayı hepsi % 4 barajının altında kalıp 45. Halk Meclisine giremeyecekleri açıklanmıştır.

4 Nisan’da satın alınacak oylarla ilgili resmi tahminler.

Seçim yaklaştıkça kurye servisleri adreslere koli dağıtmaya devam ediyorlar. Kolilerin içinde GERB partisi tarafından paketlenmiş gıda paketleri ve mesajlar var. Roman mahallelerine giden kolilerin içinde oy başı 100 levalık zarflar olduğu da konuşuluyor. Pernik ve Köstendil Roman mahallerine binlerce koli taşındığı haberleri veriliyor, PİK haber yayını oy satın alma ve seçim sonuçlarını etkileme eylemlerini resimlerle belgeledi.

Hükümete raporlandığına göre, 12 bin seçim merkezinden 2 554 ‘ünde oyların gıda dağıtarak, para ödeyerek, iş gösterilerek bazı yerlerde de bedava ilaç dağıtılarak, benzincilerde kullanılmak üzere bonolar dağıtılarak etkilendiği haber olmuştur.

Haberde, 170 bin oyun 780 seçim sandığına hangi partiye atılacağı şimdiden kesin tespit edilmiş durumdadır.

Söz konusu olan tüm oyların 690 bini % 19’ına tekâmül ediyor. Demek oluyor ki, Bulgar meclisindeki her 5 milletvekilinden birisi, peşin ödemeli satın alınmış oyla milletvekili seçilmiştir. Bu kişilerin listesi şimdilik gizli tutuluyor.

***

“Var böyle bir halk!” partisinin virüs koşullarında merkez TV ve radyo görüşmelerinin hiçbirine katılmaması seçmeni etkilemiştir. Statüko partileriyle tartışmalara ve görüş alış verişlerine katılmanın anlamsız olduğuna katılsalar da, sistem değişikliği ve çoğulcu (majoriter) oy kullanma sistemine geçilmesinin, posta ve internet üzerinden oy kullanma kolaylık ve önceliklerinin daha ısrarlı anlatılmasında direniyorlar. Anketlere göre, Bulgar seçmenini % 15’i genel seçimlerle ilgi siyasi partiler ve siyasi hareketlerle ilgili doyurucu bilgilenme olanağı bulamamıştır.

“Demokratik Bulgaristan” partisi 2020 yaz ve güz aylarında hareketlenen protesto eylemleri oylarını hanesine çekince “Diril Bulgaristan!”, “Politik Sistem Bizi Öldürüyor!” ve ”Dazlaklar İktidardan Sökülmeli!” gibi isimlerle siyaset sahnesine çıkan ve seçime katılan değişiklik isteyen akımın lideri olarak sivrilen eski kamu denetçisi Bayan  Maya Manolova seçimin ana sorunlarını şöyle açıklamıştır.

“Biz insanların en acıl sorunlarını seçime ön planda taşımaya çalıştık”. Bunların başında gelen halkımızın yoksullu, fakirlik, açlık, çok yetersiz olan emekli maaşları, emekçi maaşlarının yetersiz olması, sağlık sistemimizin sorunlarla başa çıkamaması, Bulgaristan doğasına el kaldırılmış olması, tekellerin halkı amansız sömürüsü, genç insanlara hiçbir seçeneğin olmaması ve birçok başka sorundur.

Bunlar sol ya da sağ problemler değildir. Sağlık sisteminin yetersizliğinden çeken hem sol hemen sağcılardır. Kimse otobiyografisinden kaçamaz. Solcu olan sol, sağcı olan sağdır. Protesto hareketlerine katılanlar sol cephedendik. Solun da ucu var ve bu uç kanatta saldırtanlar çıkıyor, diktatörlük isteyenler, sol milliyetçi (Ataka partısı) ve ırkçılar sivriliyor. Sağ uçtan da milliyetçi, ırkçı faşistler başkaldırıyor. Örneğin bir Nazi şiarı olan ve bizde “Bulgaristan her şeyin üstünde! diyen VMRO ve NFSB milliyetçileri sağcı, ırkçı faşistlerdir. 2017’den beri VMRO partisi lideri Krasimir Karakaçanov savunma Bakanı ve Başbakan Yardımcısı, NFSB başkanı Valeri Simyonov da Başbak Yardımcısı ve Halk Meclisi Başkan Yardımcısı gibi görevlerde bulunmuş ve Bulgar iç ve dış siyasetini olumsuz etkilemiştir. Biz seçim platformu olarak. Solcu ve sağcı ayırımı yapmadan bir vatandaş platformu açıkladık. Şunu hemen belirtmeliyim, son 11 yılda Borisov hükümeti döneminde biriken problemler başlıca sosyal alandandı. 300 leva (150 Avro) emekli maaşı ile ayı çıkarmak çok zor. Kirasını ödeyemeyen, ilaç alamayanlar grubu büyüyor. Bizim temel ödevimiz sosyal problemleri çözmek olacak, emekli maaşlarını artırmak başta gelecek. Avrupa Birliğinden, Sofya hükümetine değil, direk olarak emeklilerimize /2 biner leva/ karşılıksız yardımda bulunulmasını ve biriken borçların ödenmesinde yaşlılara el uzatılmasını istiyoruz.”

Emeklilere, Corona virüsü ile mücadelede giderlerini karşılamak için biner Avro verilmesi sorunu Avrupa Birliği yönetiminde de ele alınmıştır.

“Cumhuriyetçi Bulgaristan” partisinin Yurtdışı Bulgaristan Vatandaşları Bakanlığı kurulmasını desteklemesi de dikkat çekti ve destek buluyor.

Reklamlar