Hak ve Özgürlükler Hareketi (HÖH) partisi, iktidardaki partileri ayrımcılıkla suçluyor. Bunun nedeni, seçim kampanyası sırasında ana dilinde Türkçe propaganda yasağının kaldırılmamasıdır. Seçim Kanunu’nda son değişikliklerin yapıldığı sırada ana dilinde propaganda yasağı kaldırılmadı.

Kırcaali Milletvekili Erol Mehmet’in Meclis kürsüsünden HÖH Meclis Grubu adına okuduğu deklarasyonda, ”HÖH partisinin Seçim Kanunu’nda değişiklikler yapılmasına ilişkin kanun tekliflerini reddederek Bulgaristan’ın Avrupalı Geleceği İçin Vatandaşlar (GERB) partisi, 1,5 milyon Bulgaristan vatandaşına ayrımcılık yapmakla övünüyor ve alkış bekliyor” denildi.

Mehmet, Başbakan Boyko Borsov’u ve GERB Meclis Grubu Başkanı Tsvetan Tsvetanov’u HÖH ile GERB arasında ittifak olduğu yönünde, tercihli oy sistemi hakkında yazılıp çizildiği halde insanların seçimlerde ikamet şartının kaldırılmadığını, Türkçe propaganda yasağının kaldırılmadığını görmemesinden dolayı eleştirdi.

Mehmet’in ifadesine göre bu, onların 1,5 milyon Bulgaristan vatandaşına ayrımcılık yapmakla övündüklerini gösteriyor.

Milletvekili, “Başka bir örnek vereceğim ve bu çok güncel – Başbakan Borisov geçen hafta Sırbistan’daydı ve Sırpların Dimitrovgrad şehrinin eski adı olan Tsaribrod’un belediye tabelasına yazılmasıyla eski ismini geri vererek hoşgörü göstermesinden dolayı mutluydu. Bizde binlerce yer, köy ve şehir adı daha 1934 yılında askeri darbeden sonra değiştirilmişti, fakat şimdi de değiştiriliyor” diye sözlerine ekledi ve Anayasa hukukunun sona erdiğini kaydetti.

Mehmet, bu şekilde, Bulgar demokrasisinin değerlerinin itibarsızlaştırıldığını belirtti.

Mehmet’in ifadesine göre tüm Bulgaristan vatandaşları, etnik mensubiyeti fark etmeksizin, yaşadığı yer neresi olursa olsun ve ana dili nasıl bir dil olursa olsun, seçmekte ve seçilmekte serbesttirler.

Milletvekili, bundan başka azınlıklara mensup yaşlıların Bulgarca anlamadığını ve bilmediğini ve bu durumda, ana dilinde propaganda yasağının hakları sınırlandırdığını ve temel değerlere aykırı geldiğini söyledi.

Mehmet, ”Günümüzdeki mobil ve küresel dünyada tek dilliliğin dayatılması ve belirli bir bölgede diğer tüm dillerin yasaklanması mümkün mü, bir dilin konuşulmasının yasaklanması demokratik mi, çağdaş zamanda başka hangi despot olmayan bir devlet insanların ana dilinde konuşmasını yasaklıyor, Türklerin, Yahudilerin, Romanların kendi kökenlerinden koparılması mümkün değil” diye konuştu.

 

Kırcaali Haber

Reklamlar