Hayatını kaybeden efsane sporcu Naim Süleymanoğlu’nun kader arkadaşı Halil Mutlu, Türkiye gerçeklerini anlattı. Halil Mutlu, salonlarda isimlerinin olmamasını siyaset yapmamalarına bağladı.

Naim Süleymanoğlu’yla birlikte Türk halterinin kaderini değiştiren isim olan Halil Mutlu ile vefatının üzerinden iki ay sonra çok sevdiği ve “Kahramanımdı” dediği Naim ağabeyinin mezarını ziyaret ettik. Edirnekapı Mezarlığı’nda, İstiklal Marşımızın yazarı Mehmet Akif Ersoy’un yanı başında yatan Süleymanoğlu’nun henüz mermerlenmemiş, boyalı kalemle yazılmış ismi bile yavaş yavaş silinmeye başlayan mezarı başındayız.

Getirdiği karanfilleri tek tek Naim Süleymanoğlu’nun mezarına özenle yerleştiren Halil Mutlu, duasını okuyup, toprağı suladıktan sonra başlıyor her kelimesini özenle seçtiği o sözler:

Ne anlatsam ne söylesem azdır Naim abi için. Her şeyden önce benim kahramanımdı. Ben halterin ne olduğunu bile bilmiyordum. Bulgaristan’da yaşayan bir Türk olarak Bulgarca öğrenmem lazımdı. Hem Bulgarca öğrenmek hem de köydekilere hava atmak için başladık bu spora. Bir ay sonra da Naim abiyi tanıma şansım oldu. ‘İşte onun gibi olacaksınız’ denmişti. O yüzden sevdim ben bu sporu. Şimdi onu anlatmaya kelimeler yetmez. Bulgaristan’daki Türklerin sesini duyurmasından mı başlasam, Time’a kapak oluşundan mı, ilkleri başarmasından mı? Ne anlatsak az kalır. Gelmez onun gibisi bir daha…

“BİRİLERİNİN ASKERİ OLMADIK”

Benim adıma salon yok ve bundan sonra da olmasını istemem. Keşke bugüne kadar verseydiniz. Allah geçinden versin ben gittikten sonra verebilirler, yaşarken kıymet bilmedikten sonra bir önemi yok zaten. Bizim salonlarda adımız yok çünkü bizim gibi insanlar siyaset yapamıyor. Siyaseti becerenlerin adı var. Ben spor yaptım. Benim için hiçbir görüş önemli değil. Hiçbir görüşe de yanaşmadım. Birinin askeri olmadım. Biz bunu beceremedik, beceremediğim için de çok mutluyum. En azından insanlar her zaman bana sporcu gözüyle bakıyor. Bu nedenden dolayı bizim hiçbir yerde ismimiz yoktur.

“BÜROKRASİ NE İSTERSE O”

Naim abi ile 2012 seçimlerinde aynı yönetimdeydik ve o döneme kadarki en başarısız federasyona karşı biz adaydık. Listede Naim Süleymanoğlu ve Halil Mutlu var! Biz o seçimi kaybettik. Devlet büyüğümüzün desteğine rağmen kaybettik. Bürokrasiyi alt edemedik. Devlet büyükleri ‘Git aday ol, halteri kurtar’ dediler. Ama bürokrasi yine en doğru yaptığını yapıp bizi oyun dışında bıraktı. Biz yan yana gelsek bile bürokrasinin istemediği yerde bir şey yapamıyoruz. Bu bürokrasi işte sporcuları dışarıda bırakıyor. Biz dünyaları kaldırdık ama o koltuktakileri kaldıramadık.

“HAMZA’YI BİZDEN SAYMIYORUM”

Rahmetli (Süleymanoğlu) gibi ben de boşluktayım. Naim abiden başlayın en sona da beni koyun. Şeref (Eroğlu), Bahri (Tanrıkulu), Atagün (Yalçınkaya) neredeler bunlar? Bugüne kadar ne yapmışlar. Boşlukta kalan bunlar mı yoksa boşlukta bunları bırakan birileri mi var? Bugün ‘Biz bunlara kucak açtık’ diyenler bilin ki kucak falan açmıyor. Hamza’nın (Yerlikaya) bizi oralarda doğru anlatması gerekiyor. Neden bizim telefonlarımıza çıkmadığını Hamza’ya sorun. Hamza’yı işte bu yüzden bizden ayırıyorum, saymıyorum. Siyaset mi? En âlâsından teklif geldi 2004’te en garantisinden, en bankosundan. Ben görevden kaçmadım ama haltere hizmet etmek istediğimi söyledim.

 

Mesut YILDIRIM, Sözcü

Reklamlar