BGSAM
Tarih: 3 Eylül 2021

Sizin Vatanınız Hangisidir?”

Şimdiki Bulgaristan Cumhurbaşkanı Rumen Radev bu soruyu Hak Ve Özgürlükler Partisi (DPS) Genel Başkanı Mustafa Karadayı’ya Cumhurbaşkanlığında sorduğu 16 Ağustos 2021 tarihinden beri, Bulgaristan’da etnik nefret ve düşmanlık kırmızıçizgisi uzuyor.

Önemle belirtmek yerinde olur: 1985’in 24 Aralık sabahı Bulgar totaliter komünist devletinin isim değiştirme kılıfı içinde başlattığı “öze dönüş” şiddeti Bulgaristan’ı tüm etnik, dil, din ve kültür azınlıkları ve Bulgar komünist şoven toplumu olmak ikiye bölmüştü. Bu yara, 1989 Milli Türk Ayaklanmasında 50-60 Bulgar aydın, insan hakları ve demokrasi savaşçısı dışında, Bulgarların hepsi korkutulmuş ve Türklere karşı düşmanlıkla şişirilmiş, silahlandırılmış ve saldırıya geçirilmişti. Büyük sayıda şehit verdik. Hapishane, toplama kampı, sürgün ve büyük göç trajedimiz unutulmadı

Demokrasi ve özgürlük, adalet ve eşitlik mücadelesinde ön saflardaydık

32 yıldan beri Bulgaristan’da demokrasi ve özgürlük, adalet ve eşitlik mücadelesinde ön saflardayız. 2020 yılında Türklerin, Pomakların ve Çingenelerin manevi desteğiyle yurt dışından dönen yurttaşlarımızın ve gençlerimizin öncülüğünde patlayan mafya ve oligarşi uşaklarının iktidarına ve yönetim biçimine karşı halk isyanı, ilk aşamada başarılı oldu. Güçlü protestocu atılımları Hak ve Özgürlük Hareketi ile Türkiye Cumhuriyetindeki 1 milyon soydaşımız arasında yeni düğümler bağladı ve geniş dayanışma, birleşme ve eylem birliği yolları açtı. Daha 2009’da 600 bin oya ulaşmıştık, şimdi ise bu oyları 800 bine çıkarmak için şahlanıyoruz. Bulgaristan milliyetçi kimliği bundan korktu.

Biz olmadan buraları hep yabancılarla yönetilmeye devam edecek. Vatanımız ve Ana Vatanımızı Seçim günü göreceksiniz…

Cumhurbaşkanı Rumen Radev, Bulgaristan toplumunda ve politikasında orta direk olan Türk, Pomak ve Çingenelerin köklü politik örgütü HÖH-DPS partisi Genel Başkanı M. Karadayı’ya Vatanımız, Anavatanımız ve Kadim Vatanımız gibi temel konularda dil uzatıp saldırı başlattı. İlk kez olmak üzere, Bulgar insan hakları örgütleri, demokratikleşme hareketi ve adalet atılımları biz Türklerden, azınlıklardan yana tavır aldılar.

“PİK” medyasında yayınlanan ve Cumhurbaşkanı Radev’in 14-21 Kasım 2021 tarihlerinde yapılması kesinleşen ve Halk Meclisinde onaylanan Cumhurbaşkanı seçimlerinde “yurtsever” kabuğu içine gizlenen Bulgar milliyetçilerinin, ırkçı ve faşistlerinin oylarını almak amacıyla etnik azınlıklara karşı NEFRET körüklemesini şöyle kınanıyor:

PİK. Yazan:
Zwezdomira Mastagorkova Tarih: 19 Ağustos 2021 / Yayın no: 408350

“Bulgaristan Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığında birkaç dakika önce Hak ve Özgürlükler Hareketi (DPS) yönetimiyle başlayan danışma görüşmesinde, Cumhurbaşkanı Rumen Radev’in davranışı bir benzeri daha olmayan, saldırgan, terbiyesizce, gücendirici, medeni olmayan, aşağılayıcı ve insan dışıydı”.

Bulgar Cumhurbaşkanlığı kurumunun istilacısı, farklı etnik kökenli olduğundan dolayı, bir Bulgaristan vatandaşına “Senin Vatanın Hangisidir?” sorusunu sorma küstahlığında bulundu. Hiçbir Bulgaristan vatandaşının Mustafa Karadayı’nın yerinde olmasını ve bu yüzkarası alçaklığı yaşamasını istemem. Doğduğu tarihten bugüne 51 yıldır ve bilinçli yaşamı boyunca Vatanının Bulgaristan olduğunu medya önünde ifade ederken Karadayı’nın gözleri dolmuştu.

Güya “Yahudilerini kurtaran, etnik hoşgörü konusunda dünya kamuoyunda örnek olarak gösterilen” Vatanımızda 21 yüzyılda bu türden bir konuşmanın Cumhurbaşkanlığında başlatılıp yürütülmesi gerçekten de akıllara durgunluk verici niteliktedir. Bu diyalogun Bulgaristan Cumhurbaşkanlığında yapılması ahlaksızlıktır, Bulgaristan vatandaşlarını şoka soktu. Cumhurbaşkanlığı tüm halkı birleştirmek kaynaştırmak için varolduğunu da anlayamamış anlaşılan. Cumhurbaşkanı Radev, Olimpiyat gururumuz Taybe Hüseyin’e, sanatçı Hilda Kazasyan’a ve şampiyon Armen Kazasyan’a da “Senin Vatanın Neresidir?” sorusunu soracak mı?

Medyalar önünde, halkın izlediği bir canlı yayında, görüşmede hazır bulunan Radev heyetinden hiçbir cumhurbaşkanlığı görevlisinin müdahale ederek bu utanç verici tartışmayı durdurma teşebbüsünde bulunmaması da yüzkarası bir olaydır.

Bulgar halkı en sonunda uyanıp fenalığın gözüne bakarak, en kısa sürede en kesin önlemleri alarak, Rumen Radev’i sadece Cumhurbaşkanlığından değil, tüm toplumsal hayattan da atmazsa gerçekten herkes şoka düşecektir. Bizce tüm parti Başkanları Boyko BORİSOV’un yaptığı gibi onunla konuşmamaları iyi bir başlangıç olabilir.

Rumen Radev güya “isim değiştirme” döneminde Bulgar gizli polisi (DS) ajanı olarak çalışmıştır ve onun gibi kadrolar 21. Yüzyılda Bulgaristan devletinde görev alamazlar, almamalıdırlar.

Artık bunların kullanma süreleri çoktan geçmiştir, bunu kullanan devletler ölüme daha çabuk yaklaşacaklardır. Bunu bizler buradan tüm gerçek vatanseverlere duyuralım. Akli dengesi yerinde olan herkes bunu çok rahatlıkla kavrayabilir. 1989 yılında Türklerin bir kısmı terk etti ve hala Bulgaristan kendine gelemiyor bunu gören işiten yok mu zannediyorsunuz.

Bulgaristan’daki politik partilerin hepsi hiç zaman kaybetmeden bir araya gelerek, Rumen Radev tarafından başlatılan etnik savaşıma son vererek, Bulgaristan devlet kurumlarının şerefini yeniden sağlamalı ve Cumhurbaşkanı Radev’in görevinden alınması için halk oylaması yapılmalıdır.

Radev, bu günden sonra Bulgaristan’ın ölüm tellalıdır.

PİK.
Yazar Nidal Algafari. Tarih: 20 Ağustos 2021 / Yayın no: 274944

Cumhurbaşkanı Radev’in Hak ve Özgürlük Partisi Genel Başkanı Mustafa Karadayı’ya Vatanı konusunda saldırısı yeni bir savaşın başlangıcıdır. Radev, HÖH-DPS partisinin ve Türklerin 14 Kasım 2021 seçimlerinde kendisine oy vermeyeceklerini bildiğinden dolayı, onları incitti ve nefret dilini daha sert saldırılarda kullanmaya başladı. Radev, etnik nefret dilini ve düşmanca söylevi Cumhurbaşkanlığı kampanyasına dahil etti.”

PİK yayınının Bulgaristan vatandaşı Nidal Algafari ile çifte vatandaşlık üstüne yaptığı söyleşiden bir alıntı:

Sayın Algafari, sizin Suriyeli kökleriniz var. Bu konuda sizden, Bulgaristan’da vatandaşlık konusunun ne kadar ciddi bir sorun olduğunu öğrenmek istiyoruz.

Ben Suriyeli değilim. Ben bir Bulgaristan vatandaşıyım. Suriye vatandaşlığım kan bağlarımdan geliyor. Babamla annem nikâhı Suriye’de kıymışlar. Suriye vatandaşlığımı otomatik olarak almış oldum.

Bu size problem mi yarattı?

Problem şu ki, çifte vatandaşım ve Suriye vatandaşlığından kurtulmak istesem de, yasalara göre vazgeçemiyorum, olmuyor.

Bu vatandaşlık durumu sizin ve sizin durumunuzda olan Suriyeliler için Bulgaristan’da toplum ve kamu kurumlarınızda görev almanız için engel mi?

Bulgar kamu yönetimine katılabilmem tamamen olanaksızdır, çünkü yasalara göre, milletvekili, bakan, başbakan ve cumhurbaşkanı olamam! Yine bu yasaklar cümlesinden olmak üzere, Anayasa Mahkemesi üyesi, savcı, yargıç ve başka sorumlu görevlerde çalışamam. Bu arada, notere gidip, Suriye vatandaşlığımdan vaz geçmek istiyorum bana bir bildirim tanzim ediniz deyip, apostil de alarak bu belgeyi Suriye Büyük Elçiliğine götürsem, kapıdan çevrilirim. Böyle bir evrakı ne Bulgar devlet kurumları tanzim edip onaylar, ne de Suriye makamları bana dikkat çevirir. Vatandaşlık çok ciddi bir müessesedir ve Cumhurbaşkanı vatandaşlık konusunda keyfi davranamaz.

Bundan böyle Radev’i siyasi hayatında Türklerden kurtaracak kişi yoktur. Bilmediği ise kendisi de olduğu gibi bu güne kadar tüm Cumhurbaşkanlarını Türklerin seçtiğiydi. Belki de Doğanla ben bunu aşarım havalarına girmiş olabilir. Amma bu sefer “YADA TAŞI”NA çarptığını yakında anlayacaktır. Yani sonunu kendisi getirmiş oldu. Cesaret edenlerin dahi siyasi hayatları tehlikeye girer, çünkü o bizim kırmızı çizgimizi ezdi geçti. Bundan böyle sıra bizlerde. Senin sonunu getirecek olan da bu kendi hareketin olacaktır. Bu böyle biline.

“Eden bulur” yapılan şeylerin karşılığı olduğunu söyleyen bizim atasözümüzdür. Bu atasözümüz kötülük edenin başına o büyüklükte bir kötülük geleceğini de ifade eder. Bir de “ne ekersen onu biçersin” atasözü de bizimdir. Dahası da var; Ne ekersen onu biçersin. Çalma elin kapısını, çalarlar kapını. Alma mazlumun ahını çıkar aheste aheste. Zulüm payidar olmaz. Etme bulma dünyası. El elden kalmaz, dil dilden kalmaz. Kimsenin ahı kimsede kalmaz. Emek olmazsa yemek olmaz. Kişi ne yaparsa kendine yapar. Ne doğrarsan aşına, o çıkar karşına. Bunlar gibi benzerleri çoktur. Kalın sağlıcakla, bizi izleyin yenilikleri öğrenin doğru karar verin. Doğru bilgilerle doğru kararlar alınır.

Böylece, boşuna ilahi adalet fikirleri oluşmuş olamaz. Yaşamımız da boşuna olamaz. İçimizde olan bu dürtüyü bizler taşıyoruz. Dünyada her şeyin dengesini bulacağı inancı ile yaşıyoruz. Bu sayede günlük hayattaki dengesizliklere de katlanıyoruz. İlahi adalet geç gelir amma bir gün gelir…

Bilgi paylaştıkça çoğalan bir hazinedir.

Bildiklerinizi kendinize saklamak (bencillik, egoistlik) yerine, paylaşmak öğretmek hem sizin bildiğiniz konu hakkında bildiklerinizi tekrar etmenize, hem de öğrettiğiniz kişinin sizin bulamadığınız, göremediğiniz şeyleri bulup size öğretmesine yol açabilir.

Bu yüzden bilgi paylaşıldıkça artar.
Okuyanlar lütfen paylaşsınlar.

Reklamlar