İbrahim SOYTÜRK
Tarih: 11 Mayıs 2021

Memleketimde vatandaşların birbirini anlamaması çok acı bir gerçek. Bir mücadelenin içinden çıkıp, corona koşullarında gece karanlıklarında miting ve gösterilerden 4 Nisan 2021’de daha önce görmediğimiz 6 partili bir Halk Meclisi bileşimi çıktı. Meclise yürüyen muhalefet partilerinden gençlerin boyundaki kravatlara, yürüyüşlerine baktım, birçokları hafif sakallı, bazılarının kafaları jiletle kazınmış, saçları belik örgülü kimileri, hepsi biraz ürkek, biraz fazla umutlu ve yabancı bir yere girdikleri her hareketlerinden belliydi.

Amacınız nedir? Sorusuna cevapları her aynı oldu. “GER partisinin köklerini kazımak!

Bir şeyin kökünü kazımak için önce bu kökleri söküp çıkarmak gerek.

45.Meclis bunu yapamadı.

Bir ay bir hafta çalıştılar ve karşılarına dikilen kötülükler dağını birinci hamlede aşmalarının mümkün olmayacağının farkına ve bilincine varınca, çekilmeye ve yeni seçime gitmeye karar verdiler.

Cumhurbaşkanı Rumen Radev yeni seçimler için 11 Temmuz 2021 tarihini gösterdi. Cumhurbaşkanlığı güvenliğinden sorumlu Gen. Stefan Dinçev Yanev seçim hükümetine başbakan oldu. Bakanlar başlıca 2013, 2014 ve 2017 seçim hükümetlerinden seçilmiştir.

Adalet Bakanı sosyalist partinin üstün nitelikli hukukçularından YanaKİ Stoilov oldu.  Dış İşleri Bakanı Bulgaristan’ın Danimarka Krallığı Büyükelçimiz Svetlan Stoev çağrıldı. Kültür bakanı görevine, protesto gösterileri öncülerinden, “zehirli üçlü” grubundan biri olan Velislav Minekov atandı. Sağlık Bakanlığına D-r. Stoyço Katsarov; Savunma Bakanlığına Dış İşleri Bakanlığında NATO’dan sorumlu Georgi Panayotov ve İç İşleri Bakanlığına da hukukçu ve milli soruşturma şubesi başkanı Boyko Raşkov vs atandılar. Kurulan yeni hükümet, 1879’da kurulan birinci Bulgar hükümetinden beri sıralamada 55. Hükümettir. Birinci ödevi 46. Halk meclisi seçimlerini yolsuzluklara yol vermeden şerefli bir şekilde gerçekleştirerek, 56. olağan hükümet kurulana kadar ülkeyi yönetmektir. Seçim hükümetinde Türk Bakan yoktur.

Bulgaristan’da 9 600 seçim makinası var ve bunların paraları henüz ödenmemiş, 500 makinaya daha ihtiyacımız var ama sorun şimdilik askıda. Dış ülkelerde seçime katılmak, isteyenlerin dilekçelerinin altına elektronik imza istenmeyecek. Bu dilekçeler internet üzerinden konsolosluklara gönderilecektir.

Türkiye’de sandık sayısına kısıtlama yok. İnternet üzerinden Bulgar Konsolosluklarından birisine haber iletmeniz yeterlidir. Seçim günü sandık başında Bulgarca doldurulan Deklarasyonları evde doldurup ancak seçim seksiyonunda imzalayabilirsiniz. 4 Nisan 2021’de yapılan seçim esnasında bu Bulgaristan Dış İşleri Bakanlığında karara bağlandı ve Milli Seçim Komisyonunda da onaylandı ve T.C. Konsolosluklarına gönderildi.

Seçim ve seçim makineleriyle ilgili bizde konuşulan bir konu var.  Helsinki’de çıkan “Demokrasiyi Haklamak!” kitabı bizde de çıktı ve elden düşmüyor. Yazarı ve dünyaca bilinen hacker HARİ HUSTİ, “her sandıktan istediğiniz partiyi birinci çıkarırım” diyor. Biz seçim makinelerini Venezuela’dan almışız ama adam onları da uzaktan haklıyormuş. Estonya “seçim uzmanıymış” ve bizim Milli Seçim Komisyonuna da “yardım edeyim” dilekçesi göndermiş. Artık 4 Nisan seçimlerinden tam 36 gün sonra, sandık başı tutanaklarının her birinde birkaç yanlış olduğu açıklandı ve örnekler TV ekranlarında gösterildi.

Bu seçimler ne gibi sonuçlar verir:

Kendi kişisel görüşümü bildirmezden önce, Bulgaristan’ın bilinen sosyologlarından Antoni Gılıbov’a göre, 45. Halk Meclisi komisyonlarında birden bire patlayan kavga, kavga ve kapışma seçim kampanyasında devam edecek benziyor. GERB partisinin 12 yıldan beri devam eden yolsuzlukları birer birer acıktığında ve orta kesimin sahneye çıkarak tutum beyan etmesi bekleniyor. Şimdiye kadar meydanları dolduranlar gençler ve aydınlardı, şimdi seçim yaklaştıkça orta katmanın hareketlenmesi bekleniyor. Bu gelişme GERB partisini bezdirip geri itecektir.

Benim görüşüm ise şöyle. Bulgaristan’da politik partiler kızışmaya ve parçalanarak ufalmaya devam edecek. Bu süreç 2001 yılında Başbakan İvan Kostov’un yıkılması ve yerine II Simeon hareketinin geçmesiyle başladı. 1997’de tek partili BDGB (Birleşik demokratik güçler Birliği hükümeti kurulabiliyorken, 2001’de 3 partili iktidar kuruldu. 2005’te bu süreç böyle devam etti. 2009’da Boyko Borisov’u sahneye davet edenler dağılıp saçılan politikayı toplayamadı. 2009’dan 2021’e kadar 800 bin oy kaybeden GERB partisi Bulgaristan’a demokrasi taşıyıp yerleştirmek için bir şey yapmadı. Memleketin nüfusu bile bilinmiyor. Halk bu işler “kısır” diyor. Toplum kısır, meclis kısır, umut kısır…

Bazı politika uzmanlarına göre, Bulgaristan sosyalizm yıllarında birinci bunalımını 1959’da yaşadı. O zaman Türkler kooperatif tarlalarına tütün dikmemişti. Herkes Sofya’daki T.C. Büyükelçiliğine ve Konsolosluklara vize için dilekçe göndermeye başlamıştı. 1977’de de ciddi bir bunalım yaşamıştık. Sanayileşme devri bitmiş ve toplum çarkı durmuştu. 1988’de güya “soya dönüş” adlı baskı, terör ve zulüm devleti bitirmiş, para suyunu çekmiş ve T. Jivkov pes etmişti.

Adına “Gestapo” dedikleri, eski 6. Şubenin 6. Dairesinin şefi olan şimdi Prof. Dimitır İvanov’un kaleme aldığı ve sonunda yer verdiği “VI. Şube” eserinin son sayfasında yayınlanan VI. Şube Generallerinin arasında Ahmet Doğan ve Osman Oktay’ın fotoğrafı da yer alır. Bu kitapta, 1988 yılında bunalım diz boyu olunca ve Türkler ruhen Ayaklanma hayallerine dalınca elini işten çektiği günlerden birinde General  D-r İvan Hariev ile Todor Jivkov arasında geçen bir görüşme anlatılmıştır. T. Jivkov ile Genç Doktor Hariev “Çavdar” partizan müfrezesinden yakın dostturlar. Gen. Dr. Hariev, durum değerlendirmesi niteliğinde olmak üzere, elinden geldiğince bir kısa eskiz yazmış ve yakın arkadaşı olan, 1990’dan sonra HÖH-DPS merkezinde çalışan ve Ahmet Emin tek kurşuna kurban gitti gün, “yeter bu kadar” diyerek işten uzaklaşan ve ardından oturup “Şeytan” kitabını yazarak, Doğan hainliklerini birer bire gün ışığına çıkaran yazardır. İşte bu birkaç imzalı “mektubu” 1988’de Tç Jivkov’a götüren Genç D-r. Hariev “Bunalım çok derin. Çıkamıyoruz. Dönemiyoruz. Sen artık bunadın, yoruldun, yaşlandın ve dolayındakiler tarafından sürekli aldatılan birisi oldun. İstifa et. Yerine beni öner. Ben parti ve devlet yönetimine geçince seni koruyacağım. Bunu yapmazsan seninle hesaplaşacaklar. Senin için korkuyorum.” demiştir.

Bulgaristan’da 2001’de başlayan ve günümüze kadar derinleşen bunalımın 1988 yılı bunalımına benzediğini anlatıyorlar. 2020 yılı yaz aylarında kızışan kitle protesto eylemlerini de 1989 Mayıs Türk Ayaklanmasının 32 yıl gecikmeli devamı olduğu belirtiliyor.

Soruyorum: Boyko Borisov’un da yanına giden ve “işler böyle böyle uzatma, bitirelim şu işi ve sen de rahatına bak” diyen oldu mu acaba? Bunu sormamın nedeni ise, 11 Mayıs tarihinde GERB partisinin milli video konferans çağırması ve parti başkan yardımcılarından ikisini ve komisyon üyelerinden de üçünü görevden almasıdır. Jivkov da başkaldıranları hemen eziyordu. Gen. D-r.  İvan Hariev de samimiyet faturasını zor ödemişti.

***

Mecliste taraflar birbiriyle temas kuramadılar. Meclis yapılanamadı. Komisyonların hepsi kurulamadı. Daha ilk günde başlayan kavgalar son güne kadar sürdü. Değişim, yenilenme isteyenler ile kısır Bulgaristan sorunlarını çözmek istemeyenlerin yüzleşmesi ve meclisin kilitlenmesi ilk defa yaşandı. Güçler birbirine o kadar sert çarpıştı ki, hatta kavgasız gün geçmedi.

Şunu bir düşünsenize. Hak ve Özgürlükler Partisi HÖH-DPS emekli maaşlarının yeniden hesaplanarak yükseltilmesine karşı çıktı. B
iz Türkler Bulgaristan’ın en yoksul ve çaresiz insanlarıyız. HÖH-DPS  Doğan yönetiminde günah partisi oldu. İnsanların ekmek parası için birbirine bıçak çektiği haberlerini alıyoruz. 1989’da Bulgaristan’da 14 milyon koyun vardı, günümüzde 1 milyon 200 bin kalmış. HÖH-DPS susuyor.
Koskoca Dobruca 5 kişinin çiftliği haline geldi. HÖH-DPS susuyor! BULGAR TABAK soyuldu kapandı, ekmek teknemiz kırıldı. HÖH-DPS susuyor! Halkımız HÖH-DPS yönetiminin susma ve görmeme parasından yaşadığına işaret ediyor. Bu durumun değişmesini isteyen güçlerin yanında olmak istiyoruz. Bizim karnı ve gözü toklarla işimiz olmaz.

45. meclis ancak 3 komisyon kurabildi. Bir yasama organı olarak bina edilemedi. İş kavgalar işleri köstekledi. En küçük meclis koalisyonunun lideri Bayan Maya Manolova’nın kurduğu Borisov’un yönetim yıllarını denetleme komisyonu, Başbakan Borisov’un rüşvet, yolsuzluk, dolandırıcılık ve haraç perdesini açınca, oy veren seçmen TV programlarına kilitlendi.

 Şunu hemen belirtelim. Merkez basın ve medya Borisov’u tutuyor, karışık işlerini gizlemeye çalışıyor. Örneğin, Hollanda’dan 28 yıl derin dondurucuda kalmış et ithal ettiler, gümrükler salmadı, izinler Başbakan Borisov’un baskısıyla alınmış ve bu etlerden salam, sucuk yapmışlar. Halk tepkili tabi. Stara Zagora kentinde “Gradus” isimli piliç çiftliği var. Türkiye’ye mal göndermişler, gümrükteki sağlık kontrolünden geçmemiş, gerekli izinlerin verilmesi için yine Başbakan Borisov Ankara’ya tel. açmış. Bu konu Halk Meclisi komisyonunda yolsuzluklardan biri olarak gündem oluşturdu. “Gradus” şefi Borisov’a külçe altın vermiş vs vs. Kendi kendimizi besleyemez olmamız bir yana tükettiğimiz gıdaların kalitesi çok kötü. Dananın kuyruğu tam burada kopuyor. Tekstilde de bize satılan malların hepsi sıra dışı (Outlet).

Böylesi olağanüstü karmakarışık bir durumda, demek istediğim, meclis mahkeme değildir, yolsuzluk varsa Savcılık harekete geçsin ve mahkemeler son sözü söylesin, işler tam bu noktada kokuyor, yargı sistemi tıkanmış ve bağımsız çalışmıyor, yasaların üstünlüğü unutulmuş, ceza yasası da rafa kaldırılmış. Sözde hapishanede tutulan birçok dolandırıcılıktan palazlanmış Bulgar zengin var, ama davalar hep erteleniyor, haklarında kesilmiş ceza yok, kırılmış kalem yok.

Politik güçler dengesinde sanki bir eşitlik var ve yenişemiyorlar. 11 Temmuz 2021 seçimlerinde de başpehlivan güreşi olmayacak, “başpehlivan çıkmayacak” diyorlar, çünkü “Var Böyle Bir Halk!” Partisi başkanı Slavi trifonov “ben bu seçime girmeyeceğim” dedi. GERB lideri Boyko Borisov da bu kafada. İşleri uzaktan yönetmek istiyorlar. Halk lideri olmadan, bir öncü olmadan ileri gidemeyiz. 46. Meclis de hükümet kuramazsa beklenmedik olaylar olabilir. Borisov, oligarşi- otokrasi yönetimine adımlamıştı, bir adım ötesi diktatörlüktür.

Seçimleri tarafsız değerlendirme devam edeceğiz.

Okuyanlar lütfen paylaşsınlar.

Hayırlı ramazanlar.

Teşekkürler.

Reklamlar