İbrahim SOYTÜRK
Tarih: 04 Ağustos

Hükümet Meselesi

  • Politik bunalımdan çıkılamıyor
  • Cumhurbaşkanı Rumen Radev ile “Var Böyle Bir Halk” partisi arasından kara kedi geçti.
  • Yeni seçimleri eski Başbakan Borisov kazanabilir.
  • HÖH-DPS mecliste yalnız kaldı.

2 yıldan beri Borisov hükümeti değişsin, yılbaşından beri de yeni hükümet kurulsun diye direnirken, yalnız seçmen ve kamuoyu değil, siyaset ve milletvekilleri de iyice yoruldu. Bu yolun en uzun kısmı, televizyon ve radyo tartışmalarında yüründü. O kadar tartışmalı ve çelişkili anlatımlardan seçmenin kafası karıştı ve “şu yenilerden bir şey olmaz” tezi üstün gelebilir. “Seçmen oyunu bize verdi” sözleri iyice aşınmaya başladı.

Gerçeği söylemek gerekirse, 1934-1944 arası Çarlık döneminde toplanamayan, teması kesen, tek elden yönetilen Bulgaristan siyasetinde diyalog yoktu. Dolayısıyla yuvarlak masa da yoktu. Ters konuşanların kellesi hep kaymıştı.

1944-1989 yılları arasında da Vatan Cephesi kılıfı içinde Komünist Partisi tek yumruk halinde ve diktatör Todor Jivkov’un emrinde idare etti.  Milletvekillerini de hep BKP gösterdi. Hükümetleri o kurdu. Bulgaristan’da parlamenter demokrasi, temas kültürü, yuvarlak masa görüşmeleri ve “hükümet kurma” pazar asla yapılmamıştır

1990 yılı başında Polonya’da “Dayanışma” sendikası başkanı Leh Walensa yuvarlak masa kurduktan sonra Bulgaristan’da da kuruldu. Komünistler, adını güya “sosyalistler” olarak değiştirenlerin cephesi ile kendilerine anti-komünistler olarak tanıtan Demokratik Güçler Birliği (CDC) ile ilk kez Yuvarlak Masaya oturdular. CDC’yi Jelü Jelev, Sosyalistleri de Andrey Lukanov yönetti.  Alınan kararların başında, 1971 Anayasası’nın birinci maddesinden “işçi sınıfının öncüsü olan komünist partisinin toplumdaki yönetici rolünün kaldırılması ve çok partili erken seçim yapılması, Yüce Halk Meclisi seçimi yapılması ve Anayasa değişikliği yapılması gibi konularda anlaşıldı. Böylece Bulgaristan’da birkaç haftalık yuvarlak masa kültürü yaşandı ve 30 yıldan beri bir daha yuvarlak masa kurulmadı ve neticede 4 Nisan 2021 tarihinde meclise giren 6 parti arasında temas olmadığı, hükümet kurulmasının imkânsız olduğu saptandı ve 11 Temmuzda erken seçim yapıldı.

Bulgar anayasasına göre, yeni başbakan ve hükümet üyelerinin seçimde en fazla oy alan ve hükümet kurmakla görevlendirilen politik partinin meclis grubu seçer. Belirlenen kabine bir hafta içinde başbakan adayı tarafından (halen bu görev Pl. Nikolov’e verilmiştir) Cumhurbaşkanına sunulur ve o da birkaç gün sonra güvenoyu için başbakanı ve hükümet listesini Halk Meclisine sunar. Bu işlemin “liste cumhurbaşkanına sunulur” bölümünün bu hafta tamamlanması bekleniyor. Yani Bulgaristan’da politik bunalım devam ediyor. Bu defa buradaki kilit nokta, Başbakan Pl. Nikolov’un ve ardından kabine üyelerinin de meclis grubu tarafından değil, şahsen parti başkanı Slavi Trifonov tarafından seçilmiş olmasında düğümlenmiş bulunuyor. Olayın bir anayasa ihlali olduğunu iddia edenler artıyor. Güven yitiriliyor. Kurallara uyulması isteniyor.

1990 yılına bir daha dönersek, yuvarlak masa toplantılarında Hak ve Özgürlükler Hareketi (HÖH-DPS) yoktu. Türk partisinin 46. Halk Meclisinde hükümet oluşturma temaslarına katılması da engellendi. Türkler politik oyun ve iktidar dışında bırakılmak isteniyor. Oysa Bulgaristan halkına 1989’da  demokrasi ve özgürlük ufkunu açan,  aynı yılın Mayıs ayında Bulgaristan’a deprem yaşatan Türk milli ayaklanması, devlet zulüm güçleriyle Müslüman azınlığın çarpışması ve devlet ve rejimini tekmeleyerek Bulgaristan’ı terk eden Müslüman Türk kitlesidir. O tarihten başlayarak Bulgaristan’da toplum, halk ve iktidar olma mayası dağılmış, gök çökmüş, toprak delinmiş ve meclis toplayıp hükümet kuramayan bir siyasi bunalım içinde bulunduğumuz ortadadır. Bulgar toplumunu toparlayan, birbirine yapıştıran ve kenetleyen gücün Müslüman Türkler olduğu bir daha kanıtlanmış oldu.  Olayın günümüze yansıyan bir başka örneği daha var. “Var Böyle Bir Halk” partisi 11 Temmuz seçimlerinde toplam oyların ancak % 9’unu aldı. Bu siyasi güçle bugün azınlık hükümeti kurulmaya çalışılıyor ve 2 partinin lafı birbirini tutmuyor, bir ortak belge altına imza atmak bile istemiyorlar.

Böyle bir olay 1917 yılında Rusya yaşanmıştır. Seçmen sandığa küsmüş ve seçimden tek başına hükümet kuracak bir siyasi parti çıkmamıştır. O zaman Alman kanzleri Bismarck’ın ajanı olan V.İ. Lenin “Var Böyle Bir Parti” şiarıyla öne atılarak 70 yıl süren Sovyet diktatörlüğünü kurmuştur.

Var Böyle Bir Halk” hükümeti başbakan adayını ve 18 hükümet üyesini açıkladı. Bu yeni partinin aslında çok zengin bir elit kadro havzası yok.  Bakanların bazıları daha önce de bakanlık yapmıştır.

Bakanlar Kurulu hakkında değişik çevrelerden farklı fikirler yükselmesi doğaldır. Şu da var, onların hepsi bizim memleketin çocuklarıdır. Bu defa da en sert eleştiri Başbakan Plamen Nikolov’a geldi. Önce yüksek lisans diploması olmadığı, ardından da felsefe bilimleri konusunun “Diyalektik Maddecilik” ile ilgili olduğu ve sonunda Sofya “Kliment Ohridski Üniversitesi”  Felsefe Fakültesinde kaydı olduğu, fakat savunmasını yapmadığı açıklandı.

Olay hem Üniversite Rektörü Prof İlçev hem de Eğitim ve Teknoloji Bakanlığı tarafından doğrulandı.

Neyse, Bulgaristan Anayasasında Başbakan’ın Profesör, Doçent, Doktor ya da feylesof olması gibi bir kural da olmadığından, bu kazan kaynamadı.

Güven oylaması yapılmasından tam 1 hafta önce “Var Böyle Bir Halk”, Bulgaristan Sosyalist Partisi” (BSP), Demokratik Bulgaristan (DB) ve “Ayağa Kalk Bulgaristan, Biz Geliyoruz!” partileri heyetleri arasındaki görüşmelerde eğitim, sağlık, adalet, ekonomi ve sosyal reformlar yapılması gibi konularda görüş birliğine varıldı. Fakat henüz ilgili anlaşma ve sözleşmeler imzalanamadığından güvenoyuna katılacakları emin değildir.

Tabii bu gelişmelerin hepsi B. Borisov ve partisi ve dolayısıyla Bulgar mafya ve oligarşisi lehinde gelişmelerdir.

Bu nasıl bir parçalanış ve dağılıştır?

 Bulgaristan’da Rusya’cı, Batıcı ve Osmanlıcı parçalanışı daha 1878’de başladı ve milli ruh ve ulusal değerler etrafında toparlanma asla sağlanamadı. Bulgarlar geçen asır hem Almanya’ya, hem Rusya’ya hem de Osmanlı’ya savaş açtı. Hep yenildi ama bir türlü uslanmadı.

1990’dan sonra Sofya meclisinde sol sağ, komünist anti-komünist, totaliter rejimci ve hukukun üstünlüğü taraftarları; sol-liberal, sah-liberal ve aşırı liberaller; sosyalist, sosyal demokrat ve demokratik sosyalistler ve güya yurtsever, milliyetçi, aşırı-milliyetçiler maskeli faşistler arasında politik ve ideolojik kavga durmadan sürdü.

30 yıldan beri devam eden bu kapışmada büyük sayıda Rusofil ve Rusofob oyundan düştü, hatta 45. ve 46. Meclis seçimlerinde Volen Siderov’un aşırı rusofil “Ataka” partisi; Makedon asılı aşırı Bulgar milliyetçilerinin VMRO-BND’un Kr. Karakaçanov ve An. Cambazki yönetimindeki popülist partisi; Valeri Simyonov’un güya Bulgaristan’ı kurtarmak için çalışan Türk düşmanı, aşırı milliyetçi (NDSB) partisi ve Moskova’ya bağlı başka bir popülist kuruluş olan “Volya” partisi ve onların toplam 39 milletvekili de 11 Temmuz’da Meclis dışı kaldı.

Ne var ki, Meclis içindeki parçalanma bu defa sokaktan, protesto eylemlerinden geldi. 4 Nisan seçimi parçalanmış doğdu. İlk perdede “Eski durumun korunmasını isteyenler” /istatükocular/ ile reformcular, değişim ve dönüşüm – sistem değişikliği – isteyenler birbirine düştü. Bu kavga bugün meclis kürsüsünden püskürtülen ateşte devam ediyor.

Birinci gruba, istifası istenen Avrupalı Bulgaristan Vatandaşları GERB partisi ve 2017-2021 yılları arasında faşist hükümet ortakları dediğimiz üç partiden oluşan güya “Yurtsever Cephe” /VMRO-BND, NDSB ve ATAKA/ partileri ve üstelik sosyalistlerin BSP partisi ve Türklerin HÖH-DPS partisi aynı küfeye kondular. Meclisteki sandalye sayısı olarak değerlendirdiğimizde bu değişim şöyle şekillendi:

26 Mart 2017 seçimlerinden sonra oluşan son durum:

GERB  – 95 milletvekili

Güya “Yurtsever Cephe”  – 27

BSP – 80

HÖH – DPS  – 26

“Volya” – 12

GERB partisi parlamenter çoğunluğu (95 milletvekili) Güya “Yurtsever Cephe”  (27 milletvekili) ile buldu.

Genelleme yapmak gerekirse 2017’de 44. Sofya meclisi program açıklamadı, hiçbir reform yapmadı, yolsuzluk almış yürümüş ve mafya oligarşi sınıfı iktidarını güçlendirmiş ve AB’den gelen karşılıksız paralar, fon paraları, sosyal yardımlar halka dağıtılmamış ve Bulgaristan halkı eski kıtanın en fakir topluluğu durumuna düşürüldü. Burada her konuda pasif kalan 240 kişilik bir meclisin halkı ezmeye ve suyunu çıkarmaya kenetlendiğini görebiliyoruz.

11 Temmuz 2021 seçimlerinden sonra meclisteki durumun değişmeden sürmesinden yana olan siyasi partiler milletvekili sayısı olarak azaldı. Halkın tepkisi dile geldi, ama hiçbir partiye tek başına iktidar olma yolu da açmadı.

GERB                62 milletvekili

BSP                   36 milletvekili 

HÖH – DPS       29 milletvekili
—————————-
Toplam: 127 milletvekili.    (2017’ye göre azalma 113 milletvekili).

Burada % 50’den sadece 3 milletvekili eksik olan ve değişiklikler isteyen politik güçleri sahneye çıkaran durumun bazı özellikleri var.

/Statükocu/, (değişiklikler istemeyen güçlerden) BSP ile HÖH-DPS de 2009’dan beri iktidardaki Başbakan B. Borisov, GERB partisi ve yönetim usulünü eleştirdi. Yolsuzluklarla suçladı. Hükümet kurmayacağı gibi meclis desteği de vermeyeceğini açıkladı. Böylece GERB partisi mecliste ikinci parti, fakat kabine kurma güç ve alternatifi olmayan bir parti durumuna düştü.

İkinci grup: 4 Nisan 2021 meclis seçimlerinde üçüz doğdu ve 11 Temmuz seçimlerine doğru şöyle bir iç evrim gösterdi.

Bulgaristan Seçimleri 4 Nisan ve 11 Temmuz 2021

Partilerin adı              Milletvekili sayıları   Nisan               Temmuz

1) “Var Böyle Bir Halk”                                  53                    65

2) “Demokratik Bulgaristan”                          34                      39

3)  “Ayağa Kalk BG., Biz Geliyoruz!”              14                      13

———————————————-

                                                 Toplam:          101   ( + 16 )       117    

 

11 Temmuz seçimlerinde 1. Parti olan “Var Böyle Bir Halk” başbakan adayı Plamen Nikolov başkanlığında kabineye güvenoyu istemeye hazırlanıyor. Bugün (04 08 2021) tarihi itibarıyla Bulgaristan Sosyalist Partisi (BSP) azınlık hükümetini desteklemeye en yakın bulunuyor. “Demokratik Bulgaristan” ve “Ayağa Kalk BG, Biz Geliyoruz!” ikilisinden birincisinin Slavi Trihonov hükümetine güvenoyu ve destek vermeyeceğinden söz ediliyor. Öte yandan en öncelikli sorunun 12 yıldan beri uygulanan yönetim yöntemlerinin değiştirilmesi olduğu belirtilirken, sosyal konulara ve özellikle emekli maaşlarının ve sosyal yardımların yükseltilmesine vurgu yapılıyor. 2008’den beri Bulgaristan’da emekli maaşlarına zam yapılmamıştır.

 

Fakat bugünkü durum ve içinde bulunduğumuz parçalanmışlık, birlik ve beraberlik kurma yollarının hepsinin kapalı olması, derin bir siyasi bunalım içinde bulunulduğunu gün ışığında tutuyor. Önümüzdeki hafta meclis azınlık hükümetine güvenoyu vermiş olsa bile, bunalım sürecek ve ana sorun Avrupa Birliği fonlarından pay isteyenlerle kanlı bıçaklı kavga şeklinde sürecektir.

Kavganın sertleşeceği başka bir konu da dış siyaset ve özellikle de Kuzey Makedonya ile ilişkiler sorunudur. Yeni Başbakan devlet televizyonu BNT-1 “Panaroma” programında “Bulgaristan’daki Makedon azınlığa azınlık hakları tanınması gerektiğini dile getirdi ve milliyetçi toplum “milli çıkarlar” bayrağı kaldırarak patladı.  Yeni kabine Makedonya sorununu çözmekten yana tavır alırsa düşürülmesi istenecektir.

Hala bir sır olarak saklanan ve “Demokratik Bulgaristan” ve “Ayağa Kalk Bg. Biz Geliyoruz!” partileri güvenoyu vermez ya da güvenoyuna parlamenter destek sağlamaz ve salondan çıkarsa, meclis içi çelişkiler daha da sertleşecektir. Yine nedenleri hala açıklanmamış olsa da  Cumhurbaşkanı Radev ile en büyük partinin başkanı olan Slavi Trihonov arasındaki temasların kesilmesi de başlı başına bir problem olur ve belki de çok derinleşirse, III. Boris Zamanında 1942’den başlayarak yaşandığı gibi, yürütme görevleri bütünüyle Bakanlar Kuruluna devredilebilir. Şimdiki Başbakan General Stefan Yanev’in “program hükümeti” gibi hükümetler böyle yönetim biçimini üslenmeye ve meclisi kapamaya çoktan hazırdır.

Tartışmaları çok yakından izliyoruz.

Avrupa Birliğinden önümüzdeki yıllarda gelecek olan 29 milyar avro amaca yönelik, çalmadan, kapmadan, yolsuzluklara kurban olmadan kullanılırsa Bulgaristan’ın kalkınma raylarına gireceğine inanlar artacaktır.

“Covid” belasının “Delta” türünü hafife almayınız. Temizlik, mesafe, dezenfeksiyon kurallarına uymak ana vazifemizdir.

Cumhurbaşkanı seçimleri 21 Ekim 2021 tarihindedir.

İkinci erken meclis seçimi yapılacaksa ilk siz işiteceksiniz.

Okuyan ve paylaşanlara teşekkürler.

Reklamlar