BG-SAM

Kırcaali   Medresemiz Mahkemede

(Sözlükler “Medrese”nin ‘boş tartışmaların yapıldığı bir yer olduğu yazsa da,  Bulgaristan Türk ve Pomakları Medreselerimizin bir aydınlık ocağı olup, bunlarda İslam dini ile birlikte çağdaş bilimin ana kollarında ders verildiğini iyi bilir. Kırcaali Medrese’si de Doğu Rodop aydınlarının yetiştiği bir irfan merkezi olarak yıllar yılı görev yapmıştır.”

Bulgaristan Cumhuriyeti’nde bundan böyle eşit haklı vatandaşlar olarak varolabilme davamızın çok önemli ve aktüel bir halkasını oluşturan Müslümanlara ait olan fakat XX. yüzyılda iktidarlar tarafından el konarak elimizden alınıp devlete, belediyelere veya başka Bulgar kurumlarına devredilen ve daha sonra da değişik vesilelerle defalarca el değiştiren tüm mal ve mülklerimizi geri alma, sahiplenme ve işletme mücadelemiz devam ediyor.

07.03. 2014 günü Vidin İl Mahkemesi’nde görülen Vidin Konağı’nı geri alma davamız bir ertelendi. Mahkemeye baskı yapmak için şehre iki koldan milliyetçi güçler geldi. Protestocu alayının birinde futbol holiganları Bulgar bayrağı sallayıp sloganlar atarken, bir de ırkçı Volen Siderov’un “Ataka” partisinin vurucu güçleri aşırı sloganlar atıp pankartlarla belirdi. Polis protestocuları İl Adliye sarayından uzakta gemleyebildi.

Bir önceki mahkeme Kırcali İl Mahkemesinde görülmüş ve 7 Nisana ertelenmişti.

Kapalı kapılar aradında yapılan duruşmanın tespit ve belgeleri dosyaya girdi. Şimdi konuya sizinle birlikte daha detaylı bakmak istiyoruz.

BAŞ MÜFTÜLÜĞÜN DEVLETİNE KARŞI YÜRÜTTÜĞÜ KIRCAALİ MEDRESİ DAVASI:

Duruşma günü 25 Şubat 2014.

Duruşma yeri Kırcaali İl Mahkemesi.

Mahkeme Başkanı Georgi Miluşev.

Dava konusu: Halen Kırcaali Tarih Müzesi olarak kullanılan ve “Medrese” adıyla bilinen tarihi binanın ve arazisinin Kırcaali İl Müftülüğüne geri verilmesidir.

İkinci oturum.

Duruşma salonunda tarafların avukatlarından, bilirkişilerden ve birkaç gazeteciden başka kimse salınmamıştır.

Duruşma 2 saat sürmüştür. Müftülük temsilcileri bina ve arsası üzerindeki mülkiyet haklarını hukuksal gerekçelerle kanıtlamıştır. Duruşmada BİLİRKİŞİLER dinlenmiş ve DÖRT TANIKA sorular sorulmuştur. Dimitır Dimitrov isimli bir bilirkişi tarafından hazırlanıp dava dosyasına alınan teknik uzman incelemesinde (ekspertiz) eksiklikler olduğu tespit edilmiştir. Mahkeme Başkanlığı, Dimitrov’tan, 1922 – 2006 yılları arasında yapılan şehir düzenlemesi kayıtlarında bu arsanın geçirdiği değişikliler de dahil olmak üzere, mülkün sahibini değiştirmesi gibi kamulaştırma gibi tedbirleri de dosyaya alması gibi bazı ek tespitlerde bulunması istemiştir.

Duruşmada, Kırcaali Müftülüğünün medrese binasının kurulduğu arsa mülkiyetiyle ilgili 1922 yılında tesis edilmiş bir tapuya sahip olduğu görülmüş ve kanıtlanmıştır. Bununla birlikte, aynı dönemde, Kırcaali Müftülüğünün Medrese binasını değişik süreler için kiraya verdiğini belgelendiren kira sözleşmeleri de mahkemeye sunulmuştur.

Bu evraklar 1951 yılına kadarki yıllara aittir. 1951’de medrese binasına ait arsa ve Medrese binası devlet tarafından kamulaştırılmıştır.

1978’de her hususunda bir devlet mülkü olan bu taşınmaza ait olan evraklar ikinci kez tanzim edilmiştir.

1994’te Medrese binası Kültür Anıtı olarak ilan edilmiş ve halen Kültür Bakanlığı idaresinde bulunuyor.

Bir Orta Asya yüksek mimari stilinde kurulmuş olan Medrese binasının mimarı, Sankt Peterburg Sanat Galerisi’nde görev yapan Rus yüksek mimar Pomerantsev’tir.

Bu bina İslam Okulu Medrese olarak tasarlanmış ve inşa edilmiştir.

DURUŞMA ESNASINDA BELİREN GERİLİMİ DİKKATE ALAN YARGIÇ VESELİNA KAŞIKOVA, DURUŞMAYI ERTELEDİ VE GEREĞİNİ GÖRME TARİHİ OLARAK 8 NİSAN 2014’Ü BELİRLEDİ.

Yargıcın dava tutanaklarına giren yeni istekleri:

a)      1950; 1994 ve 2008 yıllarına ait olup Medresenin devlet mülkiyetine ait olduğuna ilişkin tanzim edilen evrakların detayları üstüne bilgiler;

b)      Medrese binasını ve bütün arazisini komple yeniden değerlendirecek yeni bir teknik ve yüksek mimar bilirkişi heyeti raporu hazırlanması.

Belirli bir süre önce konuyla ilgili bir açıklamada bulunan Bulgaristan Müslümanları Yüksek Tinsel Konseyi Başkanı Şabanali Ahmet Müslümanların Medreseyi ve arsasını geri alma davası ve öteki mal mülklerinin iade edilmesine ilişkin açtıkları davalarla ilgili şöyle demiştir:

“Yıllar önce Müslüman Müftülüklerine ve vakıflarına ait olan taşınmazlar için 2012 yılında yürürlüğe giren Diyanet Yasasına göre davalar açılacaktır. Bu gerekçeyle arşivlerden çıkardığımız evraklarla bütün ülkede davalar açtık. Halen Tarih Müzesi olarak kullanılan Kırcaali Medresesi için açtığımız dava, bunlardan biridir.

Yapılan araştırmalar, Sofya Baş Müftülüğü ve Kırcaali İl Müftülüğü’nde davanın kazanılmasından sonra Medrese binasının hangi amaçla ve hangi işlerde kullanılacağı konusunda şimdilik kesin bir karar alınmamış olmasıdır. Bazı görüşlerde ki Şabanali Ahmet de benzer bir görüş arz etmiştir, Medrese binası Tarih Müzesi olarak kullanmak üzere kiraya verilebilir.

2013 yılında Kırcaaliyi ziyaret eden, o zaman Türkiye Cumhuriyeti Başbakan Yardımcısı görevinde bulunan Bekir Bozdağ’ya, MERDRESE binasının büyükçe bir resminin hediye edilmesidir. Yine bu ziyareti esnasında Sofya’da BC Başbakan Yardımcısı Zinaida Zlatanova ile görüşen Bekir Bozdağ Kıraali Medresesi konusunu masaya yatırmıştır.

Kırcaali’deki Medrese’nin yasal yoldan iade edilmesi isteği, Kırcaaliye bağlı Cebel şehrinde 19 Mayıs 2013 tarihinde yapılan “Bulgarlaştırma sürecini protesto etme” ve “soya dönüş” çılgınlığı kurbanlarını anma mitinginde gündem oldu.

Edirne Göçmenler Derneği Başkanı Zürfeddin Hacı oğlu, yerli Müslüman topluluktan kalabalık bir grubun ve Hak ve Özgürlükler Partisi yöneticilerinin hazır bulunduğu bir ortamda yaptığı hararetli konuşmasında, Kırcaali MEDRESE Okulunun bir an önce Kırcaali Müftülüğüne iade edilmesi çağrısında bulundu.

Hacı oğlu bu anma töreninde şöyle dedi:

Bir okul ve eğitim irfan merkezi olan bu MEDRESE Okulu halkımıza hizmet etmesi için, dedelerimizin topladığı kurban derisi paralarıyla kurulmuştur. Medrese bizim mülkümüzdür ve devletin bütün vakıf taşınmazlarımızı geri vermesinde direneceğiz. Medrese arsasına kuracağımız bir camide Cuma namazımızı kılabiliriz.

Pek tabii ki, Kırcali şehrinde Balkanların en modern ve çok zengin ve derin eğitim veren, Türkçe, Bulgarca ve İngilizce öğretimiyle birlikte, teknik bilimlere ve sosyal bilimlere ağırlık tanıyan, ortak değerlerimizi ön plana çıkarıp yaşatacak bir kolej eğitim merkezi, ardından da Blagoevgrat’ta Amerikalıların kurduğu gibi bir enstitü kurulabilir. Burada büyük sayıda Bulgaristanlı öğrenciyle birlikte tüm Balkan ülkelerinden ve Doğu Avrupa ülkelerinden öğrenciler de eğitim alabilir. Özellikle Türkiye’de Doğu Avrupa ülkelerinde Feytullah Gülen derinin kapanmasıyla, daha etraflı, daha bilinçli, daha onurlu ve egemen kadro yetiştirme gereksinmelerine böylece kapı açılmış olur. Bizi ve geçmişimizi, tarihimizi ve geleceğimizi başkalarının bilmesini ve savunmasını istiyorsak onlara kültürel değerlerimizi ve açılıklarımızı aşılamak zorundayız.  Bunu ancak derneklerimiz, soydaşlarımızın federasyonları ve kültür ve yardımlaşma kulüpleri ile birlikte yapabiliriz. Dava ortaktır.

Devam edecek.

Reklamlar