Sevginar Baştekin, Bulgaristan göçmeni bir ailenin kızı. 13 yaşına kadar Bulgaristan’da yaşadı. Türkiye’de geldiğinde Pertevniyal Lisesi’ne girdi. O yıllarda sabun üretimine merak sardı. Kendi kendine denemeler yapıyor, araştırıyordu. “Kimyager olmalıyım” diye düşündü ve İstanbul Teknik Üniversitesi Kimya Bölümü’ne birincilikle girdi.

Öğrenim hayatı boyunca hep çalışkan ve meraklıydı. Kendini hep laboratuvarlarda hayal ediyordu. Bu hayaline de okulu bitirir bitirmez kavuştu. Özel sektörde, Türkiye’nin ünlü bir laboratuvar zincirinde uzman olarak çalışmaya başladı. Ancak yapmak istedikleri farklıydı ve 2000’li yılların başında ortaklarıyla birlikte ilk girişimini kurdu. Türkiye’de olmayan temizlik ürünlerini üretme hevesiyle yola çıktı.

Hammaddeleri kendisi temin edip, formüller üzerine çalıştı. Ve ilk ürünü bir leke çıkarıcısı oldu. Bu ürün ona çok farklı kapılar açtı. Yabancı şirketler peşine düştü. Bu ürünle sağladığı başarı ona güç verdi ve diğer temizlik ürünlerini de üretmeye başladı. Türkiye ve Amerika’da ödüller aldı. Bir marka yarattı. Bu markayla Türkiye’nin önde gelen market zincirlerine ulaştı. Yurtdışına ihracat yapar hale geldi. Ancak çok ortaklı yapı 2008 yılında Sevginar Baştekin’in hiç tahmin etmeyeceği bir biçimde çöktü.

 

HER ŞEYİNİ KAYBETTİ

İlk şirketi çok ortaklı bir aile şirketiydi ve şirketi iyi yönetememişlerdi. Sevginar Baştekin o dönemde eşinden de ayrıldı. İki çocuğuyla birlikte her şeye sıfırdan başladı. İlk şirketten elinde kalan yalnızca bir masa ve sandalyeydi. O ise “biz kez yaptıysam yine yaparım” diye düşündü ve çalışmaya başladı. 1K Kimya’yı kurdu. Sevginar Baştekin o günleri şöyle anlatıyor: “Kendim, kızım ve oğlum için çalışmalıydım.

Çok moralsiz ve dibe vurmuş bir dönem geçirdim. Ama kendime olan inancım ve güvenim yeniden ayağa kalkmamı sağladı. Hayatımdaki ikinci iş girişimime çok darbeli ama deneyimli başladım. Yalnızca üretimi iyi bilmenin yeterli olmadığını öğrenmiştim. 1K Kimya’nın inşasında geçmişte edinmiş olduğum acı tecrübelerden fazlasıyla ders aldım.

Şunu biliyordum ki bir girişimci olarak Ar-Ge yapabilir ve en iyi ürünleri üretebilirsiniz, geliştirdiğiniz ve tasarladığınız ürünler Amerika’da ödül alabilir, dünyanın pek çok ülkesindeki market raflarında markanız ve ürünleriniz yüz binlerce adet satabilir, ama şirket yönetmeyi bilmek çok daha önemli ve çok daha zor.

Yeni bir girişime başlıyorsanız ve üstelik kadınsanız, 10 parmağınızda 10 değil 15 de değil, sonsuz marifetinizin olması gerekiyor. Daha önce hem bir aile şirketi hem de dışarıdan yabancıların ortak olduğu aynı zamanda birden fazla farklı üretim ve satış konusu ile iştigal eden bir şirketin beş ortağından biriydim.

Kendi geliştirdiğim temizlik ürünlerinin üretiminden sorumlu Üretim Müdürü’ydüm. Üretim ve Ar-Ge’de edindiğim deneyim benim için iş hayatında büyük bir veli nimet oldu. Halen kendi kurduğum firmada bizzat üretimin başındayım. Her aşamayı denetliyorum, takip ediyorum”

 

HAYALİM YEMYEŞİL BİR FABRİKA

Şu an kaç kişi çalışıyor şirketinizde? 

60 kişilik bir ekibimiz var. Çalışanlarımızın yüzde 50’si kadın.

 

Cironuz ne kadar?
2017 yılına geldiğimizde Eylül ayı itibariyle, ilk 8 ay için 15 milyon liralık ciro elde ettik.

 

Bu yıl Garanti Bankası, Ekonomist Dergisi ve KAGİDER’in yarışmasında Yılın Kadın Girişimcisi seçildiniz. Hayalleriniz nedir?

Markam HighGenic ile kadınların temizlik çilesine son verecek, daha az yorulmalarını ve kendilerine vakit ayırmalarını sağlayacak bir formül geliştirmek için çok uzun zamandır çalışıyorum. Çünkü evin temizliği ve düzeninden sorumlu bir kadın olarak hepimizin yaşadığı sıkıntıları çok iyi biliyorum. Biz çalışan kadınlar hafta sonu dinlenmek isterken, sabahın erken saatlerinde temizlik görevi ile güne başlıyoruz.

Kendiniz için vakit kalsın istersiniz ama o vakti bir türlü yetiremezsiniz. Bir kadın olarak keyif alarak ve kolayca hemen bitirebileceğim temizliği hayal ettim hep. Kirleri, tozları, mikropları hayatımızdan temelli çıkaramayız belki ama istediğimiz zaman onları uzaklaştırmanın en yeni metotlarını keşfedebiliriz diye düşündüm. Ve yıllardır üzerinde çalıştığım formülü sonunda buldum. Aslında keşfettiğim “akıllı temizlik” metoduydu.

Akıllı temizlik yani kalıcı ve pratik temizlik. Bunun için de sadece gerektiğinde temizlik yapmak üzere kullanılacak çok amaçlı tek bir ürüne ihtiyaç vardı. Çıkardığım yeni ürünüm silikonlu temizleyici kadınların kendine vakit ayırabilmesi için akıllı temizliği öğreten bir formül. Hayalim ise yemyeşil bir fabrika ve sadece doğal ekolojik biyolojik kozmetik ve temizlik ürünleri geliştirmek ve üretmek.

Var mı böyle ürünleriniz?
Formülünü kendi geliştirdiğim ekolojik biyolojik oda kokusu TÜBİTAK’tan proje desteği aldı. Henüz üretilmedi. Çünkü bu ürünlerin üretim maliyeti çok yüksek. Satışı da çok yüksek ve Türkiye’de tüketim bu konuda yeteri kadar bilinçli değil, talep az. Ama ileride bunu mutlaka yapmak istiyorum.

Markanızın logosunda siz mi varsınız?
Evet. Logoda benim siluetimin olduğu marka kullanma fikrimiz 2011 yılında ürünlerimizi ve markamızı farklılaştırma düşüncesinin yanında esas amaç ürünün arkasında bir kadın olduğunu, ürünü tasarlayan, geliştiren kimyager ve gerçek bir kadın olduğunu vurgulamak istedik. Her şeyi ile ürünlerimizin arkasında olduğumu vurgulamak istedik.

Neler üretiyorsunuz?
Temizlik için çok çeşitli ürünler. Ancak hemen hemen hepsinde bir yenilik var. Leke çıkarıcıdan, ödül de aldığımız silikonlu temizleyiciye kadar. 2016 yılında silikonlu temizleyici ürünümüzü tüm marketlerde ve sektörde kategori yaptığımız gibi bu yıl başladığımız ve piyasaya sürer sürmez yine çok ilgi ve beğeni alan ‘Sirkelim’ gibi doğal içerikli ve organik çok amaçlı temizleyici ürünlerimizin çeşidini 2018 yılında arttıracağız. Yeni ürünlerimiz 2018’de çıkacak.

Silikonlu ürünün diğer ürünlerden farkı ne?
Bu ürün su tutmayan, kirlenmeyi de geciktiren bir ürün. Temizlik yapan kadınlar için efsane bir ürün oldu diyebilirim.

İhracatınız nasıl?
2018 yılının en önemli hedeflerinin başında ihracatı arttırmak ve markamızı dünya market raflarına konumlandırmak geliyor. Fuarlara katılacağız bunun için.

 

Video’yu izlemek için tıklayınız…

 

Elif Ergu, Hürriyet

Reklamlar