Dr. Nedim BİRİNCİ

Konu: Azerbaycan Konferansında konuşma

Sayın dostumuz İbad HÜSEYİNLİ – önce hoş geldiniz! Güzel memleket Azerbaycan’dan selam getirdiniz! Geldiğiniz için teşekkür ederiz! Aramızda bulunmanız hepimiz için büyük bir mutluluktur. Sizinle kıvan ve övgü duyuyoruz.

Sayın Belediye Başkanım, sayın misafirler, Bulgaristanlı değerli konuklar, kıymetli dostlar siz de hoş geldiniz.

Türk dünyasının Efsane Kahramanı İBAD HÜSEYİNLİ’nin 45. Yaş gününü böyle törensel bir ortamda İstanbul’da kutlamak, şerefli yaşamıyla yiğitlik destanı yazan KAHRAMANLA Azerbaycan-Türkiye Bulgaristan üçlü uluslararası ortamında birlikte olmak, hakikatte çok anlamlı ve kıvan vericidir.

Türk Dünyası büyüdükçe kaynaşıyor. Aynı ufka yöneldik! Omuz omuza yüceliyoruz.

Tarihi yazan halklardır. Büyük tarihler büyük halkların eseridir. Osmanlı tarihi, Türk soylarının ortak tarihi olduğu gibi… Etnik boyları aynı olan halklar tarih içinde bir renk bütünü oluştururken birbirlerine yakınlaşıp kaynaştır veya serpilip farklı renkler gösterir. Bizim yakınlaşmamız güçlü bir süreç olarak derinleşiyor. Bizim örneğimizde, kardeş halkların geçmiş ve geleceği, özlem dokusu hep aynı oldu. Bugün Türkiye Azerbaycan kardeşliğinde, Bulgaristanlı Türklerin Türk dünyasından ayrılmaz kaynaşmış bir parça oluşunda, bunları görebiliyoruz. Birimizin zaferi, hepimizin ortak utkusudur. Birimizin kahramanı hepimizin ORTAK KAHRAMANIDIR. Sayın İbad Hüseyinli de, hem Azerbaycan, hem Türkiye halkının, hem Bulgaristanlı Türk ve Müslümanların, tüm Türk dünyasının ortak kahramanı, gururlandığı kahramandır.

Onu anlatmadan Azerbaycan’ı, Azerbaycan’ı anlatırken de onun kahramanlıklarını anlatmadan olmaz. O yeni Azerbaycan’ın parlayan yıldızlarındandır.

Yıldızlar karanlık gecelerde parlar. O da Azerbaycan halkının en karanlık ve en zor günlerinde, vatan savaşında, ölüm kalım kavgasında doğdu ve parladı. Bu bakıma, Azerbaycan’ı aydınlatan yıldızı Azerbaycan’dan ayırmak nasıl olanaksızsa, halkın kahramanlarını yücelterek sevmesine de asla mani olunamaz. Bugün işte böyle bir kahramanla birlikte olmamız, çok anlamlıdır. Çünkü tarih yazan kalem ucu – halk savaşçıları ve en zor günlerin ölümsüz kahramanlarıdır. Bu yüksek unvanın İbad HÜSEYİNLİ kardeşimize yeni Azerbaycan’ın kurucusu, büyük önder Haydar ALİYEV tarafından verilmesi ve vurgulanması özellikle büyük önem taşıyan bir olaydır. Daha da önemli olansa, aynı meşalenin Cumhurbaşkanı İlham Aliyev tarafından daha onurlu ve daha yüksekte taşınmasıdır ki, bunun son büyük örneği DE GEÇEN HAFTA SONA EREN BAKÜ AVRUPA HAZIRLIK OLİMPİYATLARIDIR.

Olaylara yine bu açıdan baktığımızda, Türkiye’de ve Bulgaristan’da da hayatlarını halk davasına adamış nice halk kahramanlarımız var. Yalnız 1984-1990 döneminde Bulgaristan’da 12 bin Türk sürgün edildi, cezaevlerinde ezildi, illegal mücadele verdi.  Uyanan halkımız ayaklandı. Totaliter baskı ve zulüm rejimini devirmek isteyenlere öncü oldu, uyandırdı ve ayaklandırdı. Bu davamızda çok sayıda Kahramanımız şehit oldu . Memleketimizin köy ve şehirlerine dikilen kahraman anıtları önünde taze çiçek demetleri eksik olmuyor.

Azerbaycan halkının yiğitliği tüm Türk dünyasına örnektir. Türk dünyası, dünya edebiyat ve kültürü Nizami’siz, İslam Felsefesi Fuzulüsiz olamaz. “Işık Doğudan Gelmiştir” diyenlere Meşale olan dev aydınlarımız, Yaşlı Kıtayı ve bütün dünyayı aydınlattılar. Sevgilisine kavuşmak için dağları delen Ferhat, öz olanın insanın içinde, biçiminse dışa yansıyan olduğunu dünyaya anlatandır. Ancak yenilenen özle, arınan ruhla, kanatlanan yürekle dağların delinebileceğini insanlığa ima eden de odur. Bu çırpınmada Şirin’in güzelliği önemli değil, Ferhat’ın gözlerinin ne gördüğü önemlidir. Dünyaya bu bakış açısını getiren Azerbaycan aydınları dünya halklarının aydınlanmasına olan hizmet ve katkıları muazamdır.

Fuzuli ise, öz olanı görebilmek için ona dışardan bakılması gereği bilgeliğini getirdi. Dünyayı değiştirmek için kalıpların dışına çıkıp bilimle donanmanın gereğine parmak bastı. Azerbaycan toprağından, dağlarından, Azer’den gelen bu sonsuz bereket dünyada aydınlık ateşlini yakan çıra oldu. Ne mutlu Türküm Diyene! –felsefesinin temelinde olan Türklüğün ortak değeri, işte budur.

Bir de şuna işaret etmek istiyorum. Azerbaycan halkı ve şu an aramızda bulunan İbad Hüseyinli gibi onun ünlü kahramanları özden, hepimizin özü olandan, Türk kimliğimizden ve benliğimizden ödün vermemenin ibret örneğidir. O geleceğimizi belirleyenden ödün vermeme savaşının ölümsüz kahramandan biridir. Daha somut bir ifadeyle, onun kanıyla ve canıyla savunduğu Karabağ – anavatan olan Azerbaycan’dan bir parçadır. O toprak kurtarılacak ve Azerbaycan olacaktır. Düşman ne yaparsa yapsın, 80 yıl Rus ezgisine dayanan Azerbaycan halkı bu defa da üstün gelecek, galebe çalacak ve Utkan olacaktır. Zafer haklı olanlarındır. Zafer Güçlü Azerbaycan olacaktır. Azerbaycan’ı Nizamisiz, Fuzulisiz, Haydar Aliyev’siz, İlham Aliyev’siz ve daha nice kahramansız hayal etmek mümkün değilse, Karabağ’sız tasavvur etmek veya kabullenmek de mümkün değildir ve olamaz.

Sayın dostum İbad Hüseyinli, doğum gününüzü bizimle, değişik diyarlardan ama aynı yürekte çarpan dostlarınızla birlikte kutlama arzunuz çok anlamlıdır. Genç kuşağı kahramanların mayasıyla mayalamak ve onlara kahramanlık ruhuyla aşılamaktan daha asil hiçbir şey olamaz. Doğum gününüz kutlu olsun. Sizlere önce sağlık ve mutluluk, haklı davanızın zaferle sonuçlanmasını ve Azerbaycan halkına sizin gibi daha nice KAHRAMANLAR doğurup yetiştirmesini diliyoruz. Sağ olun! Yarınlarımız birlikte olsun! Teşekkür ederim.

Reklamlar