Bu yaz aylarında Sofya oldukça ferah hal alıyor. Duraklarda kalabalık yok, toplu ulaşımdaki kargaşa azalıyor, trafik rahatlıyor, meydanlarda, sokaklardaki canlılık azalıyor. Hatta metrodaki trenler bile sanki daha hızlı gidiyor…Tramvay, otobüs duraklarında veya taksi bekleyenler ellerinde bavullarla tüm sene hayal edilen tatil yolculuğuna çıkıyor.
Fotoğraf: Milka Dimitrova
Sofya’da kalanlar için güzel zaman geçirecek imkanlar var. Vitoşa’nın gölgelerinde veya parkların yeşilliğinde tatil tadında zaman geçirilebilir. Dağ eteklerinde kurulan kapalı siteler, içlerinde havuzlarla, yeşil alanlarla, Vitoşa’dan akşam üzeri esen serin rüzgarla Başkentlilere farklı bir atmosfer kazandırıyor.
Sofya’nın merkezinden kaçan, şehrin kenarında dağ eteklerinde yaşamayı, çocuklarına temiz hava teneffüs ettirmek isteyenlerin sayısı artıyor. Bebek arabası süren anne, baba manzaralrına pek sık rastlanmasa da, bunun Sofya’daki olağan tablolardan olmasını ister gönül.
Bulgaristan Başkentinin “İstiklal Caddesi” diyebileceğimiz ana cadde ise “Vitoşka” adını taşıyor. Kısa bir süre önce Vitoşka Caddesi yeni düzenlemeden geçti, tamamaen trafiğe kapatıldı, iki etrafına çiçekler konuldu, banklar yerleştirildi… Caddeyi çevreleyen mağazalar ve biribirinden güzel ve şirin kafeteryalarla, cadde üzerine yerleştirilen sempatik masalarla tercih edilen bir yer oldu!
Öğlen sonraları Sofya için en güzel yer “İvan Vazov” Milli Tiyatrosu önündeki meydan
Burada insan oturup bir kahve yudumlar, soğuk bir içecekle serinler ve uzakta görülen Vitoşa Dağının tepelrini seyre dalar. “Vitoşka” caddesi başkentlilerin buluşma noktası. Dünyaca ünlü markaların butikleri, şık vitrinler müşterilere adeta cazip davetiyeler sunuyor.
Sofya’ya Ağustos’ta gelen turistler mutlaka Vitoşka’ya oturup bir bira içer, dondurma ve soğuk bir kokteylle yaz atmosferini yakalar.
Öğlen sonraları Sofya için en güzel yer “İvan Vazov” Milli Tiyatrosu önündeki meydan. İnanılmaz güzel şadrıvanlar, fıskiyeler, sokak müzisyenlerinin klasik ve caz müzik korosu, şehrin adeta “olmazsa olmazı” haline gelmiş seçkin bir görüntü sunuyor gelenlere.
Yeni tiyatro sezonu Ekim ayında başlıyor. Yakınında bulunan “Bılgariya” konser salonu ise, sonbaharda klasik müzik konserleriyle canlanacak.
Milli Tiyatro bahçesinde eline kitap almış okuyan gençler, çocuklu aileler, kalabalık insan grupları var. Bu arada sokak satranç ustalarının da buluşma yeridir. Bir yandan satranç oyuncuları, öte yandan da birçok kişi onları izliyor ve hoş bir karmaşa yaşanıyor.
Bir süre öncesine kadar bisikletler görmek pek mümkün değilken, bugün artık bisikletçiler kentin normal bir tablosunu oluştururuyor. Bisikletler, patenler veya kaykaylar kent manzarasının bir parçası oldu. Hatta Sofya’nın birçok yerine bisiklet yollları yapıldı.
Başkentlilerin çoğu eskiden beri dağcıdır. Bunun da elbet mantıklı bir açıklaması var-Vitoşa, Lülin, Plana ve Lozen Dağı Sofya’yı çevreleyen dağlardır.
Dağın sağlıklı havasını teneffüs etmek, farklı zorluklarda olan dağlara tırmanmak, yürüyüş yollarında sağlık turları yapmak, “Belyata voda” – Beyaz veya Bela Su adıyla ünlü eski dağ kaynağı çeşmesinde buz gibi soğuk su içmek- hep dağın nimetleri arasında!
Vitoşa Dağına teleferikler kaldırıldı, şehiriçi ulaşım da zorlaştı, fakat istek olunca, imkansız diye birşey yok.
Sofya yaz aylarında sizi bekliyor!
