Seçime giderken

Tarih: 21 06 2018

Yazan: Rafet Ulutürk, BULTÜRK Genel Başkanı.

Konu: Dönmem bu yoldan geri

Seçim kapıyı çaldı. Pazar gün sandık başındayız. Ana-vatanımızın kaderi sevgili kalbi gibi ellerimizde! Biz şarkıyla türküyle yetişmişiz.

Seçim meydanlarında Türk halkının birlikte söylediği şarkı şudur.

Rehber tuttun yüreğimi
Düştüm sevdanın ardından
Göç eyledim, gayrı durmam
Dönmem geri senin yolundan.

Rehber tuttun yüreğimi
Düştüm sevdanın ardından
Rehber tuttun yüreğimi
Düştüm sevdanın ardından
Zor olsa da ah zor olsa da,
Dağlar duman kar kış olsa da.

Yolun sonu bir sır olsa da
Dönemem geri senin yolundan
Zor olsa da, ah zor olsa da,
Dağlar duman, kar kış olsa da.

Çeken bilir derdimizi
Yanıp, buran gönlümüzü
Alsalar da ömrümüzü
Dönmem geri senin yolundan.
Alsalar da ömrümüzü
Dönmem geri senin yolundan.

Zor olsa da ah zor olsa da
Dağlar duman kar kış olsa da
Yolun sonu bir sır olsa da
Dönmem geri senin yolundan.

Zor olsa ah zor olsa da
Dağlar duman kar kış olsa da
Yolun sonu bir sır olsa da
Dönmem geri senin yolundan.

***

Dernek merkezimizde her akşam seçim toplantısı yaptık.
Tüm Parti adaylarını birer birer dinledik. Tartıştık.

Durulduk mu?!

Evet!” diyemem. Biz ancak birlikte türkü söylerken arınırız. Hem de anıra anıra söylerken buluşur yüreklerimiz.  Biz Türk’üz. Gözlerimiz dolar, sebebini bilmeden.

Alman olsa bira içerken arınır.

Bulgar olsa rakıya uzanır, biz Türkü söyleriz.

Biz Türk’üz. Belki de sadece Küba’da ve Türkiye’de var bu adet.
Binlerce kişinin birden türkü söylemesi “Dönmem bu yoldan geri!” türküsü bir yemine dönüştü.

İbadet gibi. Kimimiz TV başında, kimimizin kulağı radyoda sanki birlikte ant içiyoruz…

Ben, o kadar dünya gezdim,  Türküleri bir ağızdan tekrar tekrar söyleyen başka bir halk tanımadım, görmedim.
Biz kükreyen bir halkız. Ne güzel değil mi!

Pazar güne  (24 Haziran 2018) karar verip oyumuzu kullanacağız.
Sandığa türkü söyleyerek gidelim diyorum.
***
Bulgaristan Türkleri Kültür ve Hizmet Derneği BULTÜRK Genel Başkanı sıfatıyla, ben soydaş kardeşlerime gidin şu partiye verin oyunuzu demedim. Herkesin özgürce seçme hakkı var. Her birimiz özgürüz. Eleştirili, elemeli 2 ay yaşadık.

Her birimiz gerçekleri görebildi. 1989’da biz geldiğimizde Türkiye’de bir tek TEKNOLOJİK PARK YOKTU. BUGÜN 77 TEKNOLOJİK PARK DÖRDÜNCÜ SANAYİ DEVRİMİNİ ÖRS ÜZERİNE YATIRMIŞ TOKMAKLIYOR.

Biz bölgemizin değil dünyanın öncülerinden biri olduk. 

Kocaman Almanya 1 milyon sığınmacıya tahammül edemedi. Yıkılıyor. Biz dört milyonu misafir ettik. Vatanlarını terörden arıttık, misafirlerimizi geri göndermeye ve kendi köy ve kentlerinde onlara ev ve barınak, iş kurmaya çalışıyoruz.

Gerçekleri görelim kardeşler!

Emperyalizm ve uşakları 15 Temmuz 2016’da bizi yok etmeyi denedi, kapı eşiğine dayandı ve düştü, kafasını patlattı. İşte burada her şeyi anladık, kavradık. Savunmaya geçmedik, geri çekilmedik. Fırat Kalkanı ile biz vurduk, Afrin operasyonuyla biz vurduk, şimdilerde Kandil operasyonuyla yine biz vuruyoruz. 24 Haziran’dan sonra daha şidetli bunlara devam edeceğiz.  Türkiye, 24 Haziran’dan sonra içeride değil dışarıda tartışılacak. Dünya şaşırtıcı bir güç yükselişine tanık olacak. Bu gerçeği de unutmayalım. 15 temmuzda biz Türk ruhuyla bir daha karıştı, yeniden mayalandık. Yolumuz açıktır. Bayrağımız dalgalanıyor. Karnımız tok. Unutma!

***

Bu seçimde iki tablo çıktı ortaya:

Birisi, AK Partinin sunduğu yön ve yol.
Hedefte çok yönlü kalkınma, çok yönlü büyümeye projelere devam var.
Büyük Yeni Türkiye ufukta!…

Türkiye Cumhuriyeti kendi kaftanına sığmaz oldu.

Bölgesel ve dünya siyasetinde daha saygın, belirleyici ve öncü bir rol üsleniyor. NATO ve dünya ekonomik işbirliği çerçevesinde Doğu ile Batıyı birleştiren ve  daha önce hiçbir zaman yapamadığımız kadar Batıya kaymayı ve merkez konuma yerleşmeyi başaran bir devlet olduk. Balkanlar baştan başa Türkiye ile nefes alıyor.

Avrupa Konseyi’nin Sofya toplantısında gevelediği Batı Balkanlar projelerinden hiç biri Türkiye dışında gerçekleştiremez, gerçekleştirilemeyecektir. Yakın Doğu’da Türkiye Cumhuriyeti dışında bir çözüm olamaz. Türkiye, Rusya ve İran arasındaki işbirliği, kendi paralarıyla alış veriş yapmaları dünyanın çivisini oynattı. Olaylara böyle bakalım lütfen.

***

İki koalisyon ve iki parti bülteni verilecek elinize:

Bir defa bu seçimlerde 2 oy kullanacağız.
Meclis TBMM milletvekili oyu: Seçtiğiniz parti karesi mühürlenecek. Bu bültende 9 parti var.
Cumhurbaşkanı oyu: Seçtiğiniz Cumhurbaşkanı adayının köşesi mühürlenecek. Bu bültende de 6 aday var.

Oy kullanan her vatandaş sandık kurulu görevlilerine kimliğini sunmak zorundadır. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı kimliği olmayan oy kullanamaz!

Mühürsüz oy kullanılamaz. Sandık kurulu saat 06’da görev başında olacaktır.

Seçimimizi, seçtiğimiz parti ya da Cumhurbaşkanı adayı resmin altına yuvarlağı mühür vurarak yapacağız. Yani seçimde 2 mühür vurulacak.
Birisi,
milletvekili için seçtiğimiz parti amblemi altındaki yuvarlağı, ikincisi de seçtiğimiz Cumhurbaşkanı adayı için Cumhurbaşkanı fotoğrafı altındaki yuvarlağı vurulacak.
Bu ayrılıklar bültenlerde çok açık ve anlaşılır biçimde işaretlenmiştir.

Burada Soydaş Oylar Recep Tayyip ERDOĞAN’a ve ilk turda başarmalıyız.
Yani Erdoğan ve Bahçeli en zor maçlarına çıkmaktalar…

CUMHUR kazanırsa tarihte görülmemiş bir zafer elde edecek.

BÜYÜK TÜRKİYE, GÜÇLÜ DEVLET, GÜÇLÜ LİDER, GÜÇLÜ TÜRKİYE

Koalisyonlar, (ittifaklar). Burada da Oylar MHP verelim ki, MHP’yi barajdan soydaşlar kurtarsın.
Birisi meclis seçimi, ikincisi de Cumhurbaşkanı için kurulmuştur.
Birisinin adı “Cumhur” ittifakı, ötekisinin de “Millet” ittifakıdır.

Cumhur” ittifakına AK Parti, Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) ve Büyük Birlik Partisiyle (BP) birlikte katılıyor.  AK Parti, 600 kişilik yeni mecliste çoğunluk sağlamayı ve yasal değişikleri daha kolay çıkarırken, devlet ve yürütme işlerini daha yetkin bir biçimde denetlemeyi amaçlıyor. Bu koalisyonun adayları Cumhur ittifakında siyasi partilere verilen oyla seçilecektir.

“Cumhur” ittifakının Cumhurbaşkanı adayı, Cumhurbaşkanımız, Sayın Recep Tayyip ERDOĞAN, halkımızın tanıdığı, vasıfları bilinen, cesur ve atılgan, bilge, Türkiye’yi dördüncü teknolojik devrime taşıyan, dünyaca kabul edilen bir Büyük Lider. Türkiye Cumhuriyeti’ne Büyük Türkiye, Büyük Yeni Türkiye yolunu açan halkımızın itibarını kazanan ERDOĞAN ve BAHÇELİ oldular.

1923’te Atatürk tarafından kurulan Türkiye Cumhuriyet devletini daha yüksek bir aşamaya taşıyarak 21. Yüzyıla hakkettiği yere götüren, hepimize yeni bir ufuk açan halk önderi olarak tanınmış ve yurt içinde ve dışında TÜRK LİDER olarak kabul edilmiştir. Bu olay böyle algılanmalıdır.

***

Tek partisi siyasi sistemden, bundan 70 yıl önce çok partili siyasi sisteme geçmeyi başaran Türkiye Cumhuriyeti’ni biz 1989 göçmenleri, çok partili bir demokratik sosyal devlet olarak bulduk. Bizim için çok farklı bir ortamdı. Çünkü bir parti ile devletin iç içe girmiş ve totalitarizm uygulayan birçok sıkı yasaklı toplumsal düzenden geldik ki, zulme susmak, var olabilme şartıydı. O kadar çok yasak yamanmıştı ki, bize ve eziklik üniformamız olmuştu.
Her şeyden, bir şey söylemekten, herhangi bir konuda yanlış yapmaktan korkuyorduk. Bu korku, kimliğimizi hemen hemen yok etmişti. Ruhumuzu boğuyordu. Biz, geçmişi, dili, dini, kültürü yasaklanmış, ismi değiştirilmiş, atalarının mezar taşları yıkılmış bir toplumsal ortamdan çıkıp, Türklüğün özgürlük denizine girdik.

Bu siyaset sayesinde hükümetten değişik yardımlar alarak Türkiye’ye yerleştik, ev bark sahibi olduk, çocuklarımızı okuttuk, everdik, sosyal yardımlardan faydalandık, iş bulduk çalıştık, hatta birçoğumuz emekli olabildik.

İşte bu seçim öncesi emeklilerimiz de herkes gibi 1000 TL Bayram harçlığını aldı.

Bize eşit haklı vatandaş muamelesi yapıldı, biz de çalışan bir ekonomik ve sosyal sisteme katıldık, onun motoruna güç kattık. Demokratik hakları, insan haklarının soydaş-vatandaş ayırımı yapılmadan, tam adil bir ortamda uygulandığını gördük, yaşadık, yaşıyoruz.
Bulgaristan’da ve Türkiye’de seçime katılma hakkımızla, siyasete aktif katılmaya davet edildik. Soydaşlarımızı siyasette daha özgürce ama daha aktif katılmaları yolunu açan ise, dernekler, kulüpler, federasyon ve konfederasyonlarımız etkin oldu ve insanlarımız da bunu kabul etti.
İşte böyle bir ortamda ve belirli bir mesafeden olmak üzere, biz Türkiye seçim kampanyasını izledik ve artık karar verip, oyumuzu katılacağız. Bize el uzatan, omuz veren Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip ERDOĞAN ve MHP Genel Başkanı Devlet BAHÇELİ oldu.

Son günlerde 2 çok büyük olaya tanık olduk. Birisi, Dünya’nın en büyük hava limanı olan Trakya Atatürk Hava Limanına Sayın Recep Tayyip ERDOĞAN ilk iniş yaptı.
29 Ekim Zafer bayramında hizmete açılıyor. 90 milyon yolcuya hizmet verecek.
Bu kapasitenin 2023’te 150 milyon yolcu olması bekleniyor.
Türkiye ilk uçağını 1946’da yapmıştı. Yolu kesilmişti. Yaptırmadılar.
Ne var ki, XXI. Yüzyılda bu durum sıçramalı değişti. Türkiye havacılıkta şampiyon oldu.

Dünyanın en büyük sivil hava limanına sahip oluyoruz. Kutlu olsun.

Öteki başarı da yine havacılıkla, ama bu defa askeri havacılıkla ilgilidir. Türkiye uzman ve mühendislerinin yoğun katılımıyla yapılan, tüm zamanların en üstün nitelikli avcı bombardıman uçağından (F 35)  ilk ikisi ABD Kaliforniya’da TSK pilotlarına teslim edildi. Avrupa, Türkiye’yi, TSK başarılarını kıskanıyor. Bu uçaklardan ilk pakette sipariş edilen 30 adet ve ardından 100 adetlik savaş filosu, bir çokların uykusunu kaçırdı. Balkanların, Karadeniz, Yakın Doğu ve Kafkasların hava güvenliği artık bütünüyle TSK kontrolüne geçiyor.

Önce havadan büyüyen Büyük Yeni Türkiye Saray Bosna’dan Bağdat’an, Bakü’ye, Türkmenistan’a ve Arap alemine kadar baştan başa uzanıyor. Bu, AK Partinin 16 yılda Türkiye’yi taşıdığı yeni doruklardan biridir. AK Parti Ana-vatanımızı XXI yüzyıla şerefiyle ve onurla taşımıştır. Bu atılım Cumhurbaşkanı adayımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde hayat hakkı kazandı.

Bu atılımların, Büyük Yeni Türkiye’ye doğru devam etmesini istiyorsak, oyumuzu Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a ve MHP’ne vermek zorundayız. Yüz yıl sonra en büyük yükseliş dönemi başlıyor.
Biz yükselirken onların gerilediğini artık görünmeye başladı. Zihinlerimiz diri, yumruklarımız sıkı, onların aklını alacağız. Milletimiz, bu topraklardaki bin yıllık ferasetle bu büyük yükselişe, yürüyüşe omuz verdi, yer yer hepimizden öne çıktı, 15 Temmuz gecesi dünyanın siyasi tarihin değiştirdi. İşte son bir gayretle kendi sistemimizi Cumhur ittifakıyla birlikte kuralım.

***

İkincisi koalisyon da, “Millet” ittifakıdır.  Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), yeni kurulan İyi Parti (İP) ve Sadet Partisi (SP) arasında oluştu. Burada teknik bir işbirliği görüyoruz. Herkes bu 3 partiden birine yani seçtiğine oy verecektir. Bu ittifakının amacı barajı sınırlamaktır.

Türkiye siyasi muhalefeti ilk defa olmak üzere bir seçim ittifakında buluştu. Bu AK Parti girişimiyle yapılan yasa değişikleriyle mümkün oldu. Demokratik ortamda siyaset sistemimizin gelişmesinde yeni bir aşama olarak değerlendirilebilir. Burada demokrasinin halka daha da yayılması, küçük partilerin seçim ittifakı yaparak, % 10’luk barajı aşmasını ve yasama organına girmesini sağladı. Bu Türkiye’de bir ilktir.

Türkiye siyaseti çok partilidir. Seçimler çoğulcu sisteme göre yapılıyor. 
Seçim kampanyalarında blok, birlik, ittifak gibi olgular  (“Millet” ittifakı ve “Cumhur” ittifakı) ilk defa oluşsa da Türkiye’de daha önce koalisyon hükumetleri kurmuştur. Ne var ki, bu siyasi kabineler Bülent Ecevit ve Necmettin Erbakan gibi çok deneyimli ve geniş vizyonlu siyaset adamları tarafından yönetilse de uzun ömürlü olmamış ve birçok köklü sorunu çözememiştir.
Bülent Ecevit 1974’te CHP’nde tek kişilik dönemi kapatarak, çok partili demokratikleşme yolunda başarılı olmuştu.

Necmettin Erbakan ise, Anadolu sermayesini yaratan liderdir. Anadolu’yu sanayileştirmiş ve turizm yatırımlarına önem vererek Türkiye’ye yıllık 35 milyon kapasiteli bir turistik merkez olma yolunu açmıştır. O, Türk Milli Sermayesini hedef birliğinde buluşturan liderdir. Yapılan Türkiye siyasi ve ekonomi tarihinde çok önemli bir inkişaf dönemdir.

Ne var ki, XX. Yüzyılda Türk sermayesi ve demokrasisi tüm Türkiye’ye baştan başa yayılamadı. İç istihdam alanların ve pazarının belirli bir kısmı Doğu bölgelerde sakat, eksikli ve ölü kaldı. Bunun en büyük engeli, dış güçler destekli PKK saldırılarının ülkemizin Güney Doğusunun endüstrileşmesine, uygarlaşmasını ve sosyal sorunlarının başarılı ve kökten çözülmesine engel olunmasıdır. Yıllarca süren PKK terörü şartlarında yerel ve bölgesel sanayileşmenin başarılı olması beklenemezdi. AK Parti Türkiye’nin aynı doku üzerinde farklılıklarıyla bütünleşmesi için çalışan siyasi kitle partisidir.

***

Vatan Partisi (VP) ile Halkların Demokrat Partisi (HDP) seçimlere bağımsız, ittifaklar dışı katılıyor. Vatan Partisi’nin Cumhurbaşkanı adayı Doğu Perinçek’tir. HDP Cumhurbaşkanı adayı Selatin Demirtaş ise (HDP) halen Edirne kapalı cezaevinde bulunuyor.

Bazı yorumlarla ilgili görüşlerimiz.

Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a karşı yöneltilen bazı ithamlara anlam veremedik. Örneğin CHP Cumhurbaşkanı Muharrem İnce, Cumhurbaşkanlığı hükumet sisteminde, AK Parti liderine de Sayın Erdoğan’ın Türkiye’yi totalitarizme götüreceğini iddia ediyor.

Bu kabul edilir bir tez değildir ve olamaz. Çünkü totalitarizm ancak tek partili ülkelerde oluşmuş ve anayasa ve yasaları rafa kaldıran baskı ve terör rejimi kurmuştur. Totalitarizmde yargı felce uğrar.
Yazılarımızda verdiğimiz örneklerde,1944-1989 dönemi Bulgaristan pratiğine defalarca değindik. Ülke, Bulgaristan Komünist Partisi (BKP) tarafından tek başına idare ediliyordu. Parti ile devlet kaynaşmıştı. Yasama, yürütme ve yargı ayrılığı yoktur hepsi birliktedir.

Türkiye’de böyle bir durum yoktur.

Cumhurbaşkanının bakanlar kurulu üyesi olacak bakanları kendisinin ataması, bakanlar kurulunda değişiklikler yapması, 7 Haziran 2015 trajik örneğinin, siyasi sistem sıkıntılarının tekrar etmemesi için geliştirilmiştir. Büyük ülkelerde Cumhur-başkanlarının böyle hakları vardır. Bakanların halk tarafından seçildiği ülke yoktur.
Bakanlar ya meclisten ya da meclis dışından seçilir.

Daha demokratik bir Türkiye yaratabilme yolunda 24 Haziran 2018 seçimlerinde AK parti çok önemli bir adım daha attı. TBMM’de halkın her kesiminden seçmenin temsil edilmesini sağlamak amacıyla, bir defa mecliste milletvekili sayısını 600’e çıkardı.

Terörle mücadele seçim günü de devam edecek.

24 Haziran’da kullanılacak her oyun güvenliği için gerekli ulusal önlemler alınmıştır.
Sandık dokunulmazlığı garanti altına alınmıştır.
Oyların sayılması birçok organ tarafından aynı anda gerçekleştirilecektir.

Güçlü devlet, güçlü millet, güçlü hafıza, güçlü gelecek tasavvuru ile yıldızlaşan bir ülkeyi bütün dünyaya göstereceğiz. Küçük şahsi hesaplar peşinde yürümeyin. Vatan ekseninde düşünün, tarih ekseninde, Türkiye’nin geleceği ekseninde karar verin.

Biz büyük bir imparatorluğun üç kıtaya dağılmış çocuklarıyız. İki yüz yıldır acıyla, vatansızlıkla, ezilmişlikle, muhtaç bırakılarak, korumasız bırakılarak yaşamak zorunda kaldık.
Bu ülkenin 21. Yüzyıl’a dair en büyük sınavını başarıyla geçelim, yolumuz açılsın.
Sandığa gidin, Türkiye’nin geleceğine, “Türkiye ekseni”ne oy verin. Bu fırsatı 100 yıl bekledik şimdi ise bunu kaçırmaya hakkımız yok, birlik ve beraberlik, ölümden başka her şeyi çözer…

24 HAZİRANDA HEPİMİZ SANDIK BAŞINA.

DEMOKRASİ SANDIK DEMEKTİR.

OY, KULLANILMAZSA DEĞERSİZDİR.

SANDIK HUZURLU GELECEK DEMEKTİR.

 

Reklamlar