Seyhan ÖZGÜR

 

Türkiye’deki seçmenlerde ruhsal değişme ve yeni yönelme gözleniyor.

HÖH-DPS partisi yalanlarına doyanlar şimdi şansı: BÜLTEN 9

GERB partisi şimdiye kadar seçimlerde 9 defa art arda en fazla oy kazandı.

2009’da tek başına iktidar oldu. 2 ay önce AB Genel Kuruluna 7 millevekili gönderdi.

Partinin halkçı tavrı destek buluyor. ANKET SONUÇLARINDA  oylar GERB’e akıyor.

Parti 5 Ekim 2014’te 10. seçim zaferini kutlamaya hazırlanıyor.

 

Bulgaristan’ın en büyük politik partisi GERB 05 Ekim 2014 Pazar günü yapılacak erken parlamento seçimlerinde ONUNCU SEÇİM ZAFERİNE kutlamaya hazırlanıyor. Kuşkusuz GERB partisi tüm öteki partilerden daha fazla oy alsa ve 121 milletvekili çıkarsa bile, sandık mücadelesindeki rakibi Bulgaristan Komünist Partisinin (BKP) devamı olan Bulgaristan Sosyalist Partisi (BSP) yok olmadıkça pek rahat edemeyecek!  663 milletvekili adayından 98 gizli polis ajanıymış, dosyalıymış, onlar nalı atsalar bile öldüklerini beyan etmezler. Yani biraz daha beklemek mi lazım ne? Çünkü memleketin derdi bir değil üçtür.

 

Dert Bir, meclisi sosyalist şimali komünistlerden arıtmak.

 

Dert İki, meclisi gizli polis ajanı ve dosyalılardan arınmalı, yani onları seçmemeliyiz. En fazla dosyalı gizli ajan JÖH-DPS listelerinde gizleniyor. İsimlerimizi değiştiren, sizi tutuklayan, işkence eden, hapse atanları vekil yapamazsınız. Bir de vicdan azabı çekmek var!

 

Dert Üç, HÖH-DPS partisindeki gizli polis ajanları, dosyalılar, oligarşi hademeleri, general torunları, kalın enselilerin şirket temsilcileri, dalkavuklar, dalavereciler, dolandırıcı, rüşvetçi ve yalancılardan temizlemek ödevlerin ödevi oldu. Bu tipler Hak ve Özgürlükler Hareketinin ciğerini kemiren illetlerdir ve onlardan temizlenmeden yaşayamayız, var olamayız, teslim olur, köle olmayı kabul ederiz. En önemli olansa Türk ve Müslümanların Hak ve Özgürlük davasına ihanet eden gizli polis ajanı elit-kadrodan şimdi de çok aktiv ve yönetici konumda olan Ahmet Doğan, Lütfü Mestan, Kamen Konstantinov, Danıyel Peevski ile Nikolay Tsonev’ten mutlaka ve ne pahasına olursa olsun kurtulmak zorundayız. Onlara verilecek her oy kalbimize saplanmış yeni bir hançerdir. HÖH-DPS partisine oy yok! Kullanılacak oy 9.

 

 

Sergey Stanişev kaçtı ve ardına bakmıyor. Kokuşmaya başlayan totalitarizm uzantısı Sosyalist Partisi Başkanı Sergey Stanış’en Brüksel’de Türklere ve Müslümanlara karşı konuşacak kadar ileri gitti. Bir partinin lideri kaçmakla kurtulamaz, yönettiği katliamcı çetenin ölümünden de sorumludur. Ölsünler de ben bayram edeyim diye bir film yok. Brüksel’de 4 yıl kalırsın, sonra?

 

Sosyalistler 25 yıldan beri totalitarizmi yaşatma hırsına yenik düştü, yoruldular.

Her gün yeni bir parti başkanı seçseler de işlerin yoluna girmesi umudu yok. 2014 seçimlerinde onların rolü bugün mü ölürüm yoksa bir iki gün daha dayanabilirim derdidir. 110 yaşında olan bu partide genç yok gibi. Dönemeçleri ve yaya yolunu iyice şaşırdılar. Bulgaristan’da özürlü arabası için özel şerit olmadığına çok zorlanıyorlar. Kerten kele olsa, kuyruğu bir kopar iki kopar, rengi bir değişir iki değişir, her şeyin bir sınırı ve sonu var. Bastonlu seçmen grupları önünde şimdiki konuşmaları hep “ölümsüzlükle” ilgili ve artık sonun geldiğini hakikatten sezdiler. Su baskını, deprem ve başka büyük felaketler kapı çalarken köpekler uğuldar, sıçanlar, yılanlar ortaya çıkar ve sığınmaya yer arar. Yaşlı seçmen meydanlarda, debelenip koşuşturuyor. Bu debelenme BSP partisinin söndüğüne işarettir. Düne kadar BSP Başkanı olan Sergey Stanış “BEN ARTIK AVRUPA BİRLİĞİ MİLLETVEKİLİ SEÇİLDİM” dedi ve kimseye hoşça kal demeden, babasının sadık yoldaşlarına bir şarap ikram etmeden, uçağa binip kaçtı. Erken seçim kampanyası umurunda değil. Yeni seçilenlerden bazıları Brüksel’den aldıkları yüksek maaşları sözde “seçim işlerine”gönderip vefa borcu öderken, Stanışev’in  aklı kendi derdinde.Otobüsle son kez gittikleri  “Buzluca Tepesinde” içilen biraların ve kişi başı dörder köftenin paralarını partiye ödetmiş. Şimdi “Ver elini Brüksel! Bak İşine Yoksul Bulgarya!” Böylesi var mı? L. Mestan’la “Kartal Köprü” öpüşmesini çok tez unuttu?

 

Mirasçılardan hayır yok.

 

BSP bu seçimsel “ölümden” sonra hangi evladımızın aracılığıyla yaşamaya devam edeceğiz, derdine düşmüş, toplanıp müzakere ediyorlar.

“ABV” partisi yani eski sosyalistlerden Cumhurbaşkanı Georgi Parvanov ile irtibatları koptu.  Selam sabah kesildi. Paralar eski partinin elinde kaldı. Yaşlı ve zorda olan seçmenlere bu paylaşımdan pay düşmedi. Çarın tarla, orman ve Köşklerini geri verdiler de yoldaşların BKP’ye ödedikleri aidatlar geri evirilmedi. Gönüllü emek günleri için de bir şey alamadılar.

Bulgaristan’ın “en erkek kadını” olan Bayan Tatyana Donçev’a 4 dönem sosyalist milletvekilliğinden sonra parti liderlerinin yüzüne bakmıyor. Ayrıldı. “Hepsi kokuşmuş!” diyor. Kokan kaşar iyidir, diyeceğim ama dilim dönmüyor.  Son konuşmasında “Millet Meclisi Cenaze evi mi?” dedi. Olacak iş mi! Seçime “XXI. Yüzyıl” partisiyle kendi başına katılıyor bu seçimlere, seçilmese de, ne olacak ki? O ahşap sandalyelerde oturmak zaten canına geçmiş… Kürsüye çıktıkça “Başkan Cumhuriyetine geçelim ve bu iş bitsin,” diyor.

 

Cenneti kirletmesinler:

 

110 sene politik sahnede yaşayıp da ardında güvenilir gençler bırakmadan yok olup gitmek iş mi?!  Son merasim bir anma törenidir. Bir ritüeldir. Bu işin, masası kurulacak, defin merasimi,  ayinleri, miras taksimi vs. vs. olur, bunları kim yapacak, masrafı kim çekecek. Bu yıkımın ardından büyük masraflar var. Bir de Heykel falan masrafları olur.

Bu olaya biraz da üzülmemek işten değil, çünkü BSP’ ye oy veren, bu partiyi seven, bu parti saflarında önce Çingenelerin, ardından 1972’de Pomakların, daha sonra yani 1985’te Türklerin isimlerini değiştirip “kahraman” olan nice kadrolar var! Ne yazık ki, o zaman onlar partinin sözüne inandılar, yalanlarına kandılar, zavallı insanlarımıza itmediklerini bırakmadılar, zulüm boğaza çıktı, ağılamayan hane kalmamıştı ve kendi ailevi gece işlerine bakmadılar. Geceleri haydutluk yapacaklarına sıcacık yatakta kadınlarının koyununa girselerdi, şimdi torunları olurdu. Etraflarında gençler dönerdi. Şu anda görüldüğü üzere, sandıkta sakladıkları ve defin töreninde tabut içinde giydirilecekleri en iyi takım elbiselerinin sol yakasına takılacak altın, pırlanta, sarı kırmızı, şeritli şeritsiz madalyalardan başka hiçbir şeyler kalmamıştır. Şerefleri bile! Adama sen bu madalyayı nasıl hak ettin? Almasaydın, almakla ayıp ettin, eşekten at olmuyor, bir şey olsa katır çıkıyor, Çingene, Pomak ve Türklerin donuna poturuna, ismine, kitabına, dinine imanına dokunmakla  ayıp etmişsin, Türk’ten Bulgar olur mu?! ” desen işitecen yok. Çünkü adamlar partileri kadar yaşlı, kulakları duymaz olmuş, gören işitmiyor, işiten yürüyemiyor, yatağa düşense kalkamıyor. Bir ulusal facia değil de nedir bu! Onlar adına üzülüyorum. İnsanız sonunda! Bu adamların ömürlerinin en iyi yılları biz Türklerle, Pomaklarla, Çingenelerle uğraşmakla geçti. Şimdi öğrendim ki bazıları defin elbisesinin cebine parti biletini de peşin koymuş. Cennet kapısını açar umudu! Öğrendim ki, insanın belleğindeki hücreler öldükten 40 gün sonra sönüyormuş. Bir düşünsenize, bu adamlardan bazıları Cennet kapısına dayanacak, bizi küçük düşürmek için oralarda bildikleri bilmedikleri yalan yanlış şeyleri anlatacaklar… Biz böyle böyle yaptık “hepsinin mezar taşlarını bile çıkardık, onların mezar taşı yok, sakın cennete almayın” demeye kalkacaklar. Tanklarla köylerine girdik, binlercesini hapse attık ve bir o kadarını da sürgünlerde aç susuz süründürdük diye anlatacaklar. Adamların başka yaptıkları bir iş yok ki, kapıya varınca bunları kusacaklar… Parti biletini gösterecekler, sökerse tabii. Yeni biletlerde “dinsiz” oldukları yazmıyormuş. Paçayı kurtaran olabilir.  Öyleyse cehennemlik olana kadar yaşasınlar, diyorum. “Yaşasın BSP!” başka deyeceğim bir şey yok. Ölmeleri çok kötü! Cennetin temiz kalmasını istiyorum ve “çevrecileri” işbirliğine davet ediyorum.

 

En büyük kötülükler görmüş de olsak, mezara kazık kakmak yoktur adetlerimizde.

90 yaşındaki dede ve neneler, elleri bastonlular” artık kışlık konserve yapmaktan başka hiçbir işe yaramayanlar, elektrik faturasına yansımasın diye radyo ve TV dinlemeyen, köy meyhanelerine yalnız seçim önü toplantısında gittiklerinden dolayı rakı ve şarabın bile tadını unutan bu zavallılar… BSP partisi bu seçimde son nefes verirse ne yapacaklar? Bu çok ciddi bir sorun. Ulusal önem taşıyan bir sorun haline gelebilir. “Ben senden önce öleyim!” sohbeti başladı.  Bu sözün şu dönemde “sayın yoldaşlar beni yalnız bırakmayın!” anlamındadır. İnsanlar bu iş doğal olarak temizlenmeden topum arınamaz, diyorlar.

 

Onların geçmişi ve zaten az kalan kabristan yolundaki tüm umutları, partiye bağlıdır. Bir çelek de olsa mutlaka gönderilir. Umutla beklemek var bu işte, çelenk olmasa, bir demet çiçek. En büyük kötülükler görmüş de olsak, mezara kazık kakmak yoktur adetlerimizde. Ayine davet edilsek “iyi biliriz” deriz. Kader işte. Kurtulan adam kurtulduğuna bakar.

Boyko Borisov’un erken seçim zaferini kutluyorum.

Bulgaristan Çarlığı 1908–1945) ; Bulgaristan Halk Cumhuriyeti (1945–1989) ve Bulgaristan Cumhuriyeti (1990–2014) tarihlerinde GERB partisinden başka hiçbir Bulgar partisi Türklerden 13 ve Müslüman Pomaklardan 12 olmak üzere

 toplam 25 milletvekili adayı göstermemiştir;

Boyko Borisov’tan başka hiçbir Bulgar politikacı Türk ve Müslümanlara

10 Bakan yardımcılığı vaat etmemiştir.

 OYUIMUZU GERP PARTİSİNE VERELİM.    9 nolu bülten.

 

ÖLEN ÖLSÜN KALANLAR BİZİMDİR.

 9 n.o’lu  BÜLTENİ KULLAN LÜTFEN!

 

9 n.o.’lu BÜLTENLE YOLUMUZA DEVAM!

HÖH-DPS partisine oy vermenin anlamı yok.

GERB kazandığında dolandırıcılık ve rüşvet işlerinden hepsi topluca ceza evine girecektir. Adalet isteyenlerin bülteni № 9

Onuncu seçim zaferinin uğurlu bülteni № 9.

Reklamlar