Musa VATANSEVER

HÖH partisinin ajan ve casus merkezinden röportaj.

“Saray” ile “casus, ajan, hafiye okulu arasında direk bağ var.

Ajanlar yalnız HÖH partisini değil devleti de kemiriyor.

Sarıca arılar sokmaya adam arıyor.

Bulgar toplumunda 25 yıldan beri devam eden totalitarizm uzantılarının gizli kazan kapağı artık açıldı. Bu işte BG Haber ve BG Stratejik Araştırma Merkezi ve “Bulgaristan Türklerinin Sesi” gazetesi büyük rol oynadı. Gazetenin yeni sayısı artık Bulgaristan’da elden ele dolaşıyor.

Halkın konuşmasına bakılırsa, şu Başbakan Boyko Borisov 2. kez Başbakan oldu, şoför koltuğuna oturdu arabanın dümenini sağ sola çeviriyor ama araba batağa saplanmış gibi bir türlü yerinden kımıldamıyor. Sanki Rodoplar’da kara saplanmış… Uzun zaman yerimizde saydık. Canı sıkılanlar haklı. Yolcu yoluna deyenler çoğalıyor. Yıllar geçiyor. Bir kuşağın ömrü neredeyse bir iş yapmadan bakınmakla geçti.

Gazeteler, öteden beri işleri frenleyenin, Bulgar halkının kalkınmasına engel olanların başında: Birinci yerde “saray” kurdu Ahmet Doğan’ındır, diyor. Bu işe daha derin bakalım dedik. Son zamanda “devlete en çok engel olan, reform yapılmasını frenleyen Kütüphaneciler Enstitüsüdür deyenlerin sesi iyice yükseldi. Bu enstitünün Rektörünü tanıtıyoruz. “Multigrup” şirketi CİO’su, 37. halk meclisinde HÖH milletvekili; L. Berov hükümetinde Bakanlar Kurulu Sekreteri, Ahmet Doğan’ın çok yakını, 2007’de “ajan dosyalarının” açılmasıyla hafiye olduğu ortaya çıkan bir komünist; 2010’da özel  “Bibliotekarski İnstitut” yani Kütüphanecilik Enstitüsü (UniBİT) kurup kendini Rektör tayin eden Stoyan Dençev. Ana amacı İç İşleri Bakanlığı’na ve Bulgar istihbaratına kadro eğiten bu özel enstitüde eski komünist-totaliter rejimden 7 gizli polis ders vermektedir. Enstitü HÖH-DPS yönetimiyle koordineli çalışıyor. Yetiştirdiği kadrolar Türklere ve Müslümanlara, daha ötesi azınlık topluluklarına karşı çalışacak uzmanlık almaktadır. Türkler arasında hafiyelik yapacak kadrolar çok yoksul ailelerden, hatta sokaktan seçiliyor ve kendilerine lüks ortamda eğitim sağlanıyor.

Enstitü yönetiminde en önemli figür ise, totalitarizm döneminde BKP MK Politik Büro ve Sekreterliği ile gizli çalışan devlet güvenlik servisi “DS” arasındaki uyum sağlayan “Altıncı Şube” yöneticisi 25 yıldan beri totalitarizm uzantısı siyasi yayın organı “Duma”; “Rusya Bugün” ve “ Zemya” gibi gazetelerin sahibi Dimitır İvanov.  Bu siyasi polis şefi artık elinde Prof. Dr. çantası ile geziyor.

5 yıldan beri fazla ses çıkarmadan kıkırdayan bu “sarıca arı yuvası – enstitü” kazanının  kapağını kaldıran haftalık Sofya gazetelerinde “168 Çasa” –(168 Saat) gazetesinden Bayan Hortenziya Markova ile Hristina Teodosieva adında iki genç ve cesur gazeteci oldu. Onlar,  geçen hafta kendilerini öğrenci kılığına sokup, yine geçen hafta makamını boş bırakmak zorunda kalan, gizli polis “DS” yerine kurulan, Devlet Güvenlik Ajansı “DANS” Başkanı Tsvetlin Yovçev’in derslerine girebildiler. Yovçev, HÖH-DPS-BSP-“ATAKA” ortak hükümetinde İç İşleri Bakanı idi. D-r Yovçev bu özel enstitüde “Casusluk ve Karşı Casusluk” dersi veriyor. Genç gazeteciler, aynı gün öğleden sonda ise, Devlet Güvenlik Ajansı “DANS” eski Başkanı doçent Konstantin Kazakov’un “Stratejik Casusluk” dersini de gizlice dinlediler.

 

Bu özel gizli sivil polis ve casus yetiştirme merkezinin kod adı “UmiBİT”.

Kuşkusuz “UniBİT” içine sızan, kayıtsız öğrenci olarak ilk kez konferansa katılan bu bayanların tespitleri ve izlenimleri olağanüstü ilginç olduğu kadar, Bulgaristan devlet yapısında totaliter tümörün neden devleti zorladığına, neden hiçbir konuda ileri adım atılamadığına ve 25 yıldan beri neden gerçek ajan ve hafiye temizliği yapılamadığına güçlü projektör tutuyor. Aynı zamanda, ülkemizde HÖH ile gizli polisin el ele olduğu gerçeği de kanıtlanmış oldu. Öyleyse olaya daha yakından bakalım:

HOCALAR KİMKİMLERDİR? 

Bir: “UniBİT” kitapları kitapçılarda satılmayan bir kapalı enstitüdür. İki hocanın da ders sunmaya başlarken söyledikleri ilk cümle, bu konuda dışardan “kitap aramayın” not almanıza da gerek yok, dinlemeniz yeterlidir, demesi dikkat çekicidir. Bu cümleyi söyleyen Ts. Yovçev “Casusluk ve Karşı Casusluk” dersinde İsrail’in Araplara karşı cami kapılarında dilencilik yaparak yetiştirdiği ve Albay ve General rütbesine yükselmiş casusları anlatmıştır. Dikkati çeken nokta Hocaların örnekleme yaparken devamlı İslam dinine, Müslümanlara karşı Yahudilerin başarılı savaşından örnekler vermesi olmuştur.

“UniBİT” casus yetiştirme merkezinde ders veren hocalar özel seçilmiş ve yetiştirilmiştir. “168 Saat” şöyle yazıyor: “Eski gizli casus örgütü “DS” den sekiz ajan, DPS-HÖH hükumetlerine katılan 3 bakan, gizli servis DANS’tan 3 özel yetkili uzman ve Ahmet Doğan’ bağlı 5 özel ajan bu enstitüde ders veriyor.”

İki: “Ulusal Güvenlik” kürsüsünde görev alan 20 öğretmen arasında, komünist gizli servis sistemi yöneticilerinden 5 adet şube amiri yer alıyor: DANS şefi Ts. Yonçev, DANS şefi K. Kazakov,  MULTİGRUP CİO-su Stoyan Dençev; “VI. Şube” Amiri Dimitir İvanov vs.

Bu enstitü Bulgaristan’da gizli polis şef ve ajanlarının en yoğun biçimde derse girdiği bir eğitim kurumudur. Örneğin, yılda devlet bütçesinden 20 milyon leva hibe alan bu enstitüde gizli polis yetiştirilen “Ulusal Güvenlik” kürsüsü öğrencilerine ülke çapında en yüksek burs veriyor, yemek, içmek bedavadır. Hocalar evlerinden siyah “Volvo” Jeep ile girilmektedir.

Üç: “UniBİT” enstitüsünde Türklere ve Müslümanlara karşı çalışacak ajanların yetiştirilmesine katılan, şahsen Ahmet Doğan haini tarafından seçilmiş ve kimileri de yeni başkan Lütfü Mestan tarafından önerilmiş ve enstitüye yerleştirilmiş isimler görev alıyor. Bu kişilerden bazıları şunlardır:

  • MÜMÜN TAHİR. O, Lütfü Mestan ile Şükrü Tahir’in (Orlin Zagorov) yakın

Akrabası ve köydeşidir. Komünist rejim zamanında ajan adı “Yosif” (Münün Tahir) olan bu  gizli polis ajanı Mastanlıya bağlı Nanovitsa muhtarlığı köylerinde “DS” ajanı avlama işinden para almıştır. Bir hain, gizli polis hafiyesi olarak bilinir. Sofya’ya getirilince acele doktor ve doçent ilan edilmiştir. Bu gidişle “Akademisyen” olabilir, çünkü Bulgaristan Türklerine yaptığı kötülüklerin hakkı hesabı yoktur. Düşmana yapılan hizmetler de gün gelir ödüllendirilir. Artık bu yönde ilk adım atılmıştır, isim değiştirme ve Bulgaristan’da Müslüman kültürün yok edilmesi işinde başı çeken Haytov adına verilen “Haytov Nişanı”na layik görülmüş ve göğsüne takmıştır. Şimdi Türkler arasında çalışacak gizli ajan yetiştirme işinde öncüdür. Bir yıl önce “Türkler Bulgar’dır” dersi vermek üzere UniBİT enstitüsüne alınmıştır. Bulgaristan Cumhuriyeti’nde Türklerin başına tarifi zor olan belalar açan A. Doğan’ın “Bulgar Etnik Modeli”ni destekleyen ve okuyanın da hiçbir konuda ne dediğini anlayamadığı saçmalıklarla dolu onun yazdığı sözde “kitaplarla” Bulgarca bir şeyler yazarak ilerlemeye çalışıyor.  Kırcaali’den alınıp Sofya’da yükseltilirken birinci aşamada Bulgar Yazarlar Birliğine alınan, bir sıra Bulgar Yazarlar Birliği Yönetim Kuruluna sözüm ona “seçilen” sonra da “kabiliyetsizlik ve bencil- küstahlık” nedenleriyle sıkılmış paçavra gibi sokağa atılan ajan “Yosif “ odur. Kültür Bakanı atanmasının da üçüncü günü,  Kültür Bakanlığı’nda “Türklerin Kültürel Kalkınmasını Engelleme Şubesi” şefliğinden onu sokağa atan ise, Vejdi Raşidov’tur. Bakan Raşidov ajan YOSİF’i (M. Tahir), bir ajan-provokatör olarak görevden uzaklaştırmıştır. Türkiye’de görgü tanıklarının verdiği ifadelerde, 1984’ten sonra tutuklanan ve İç İşleri Bakanlığı MVR Kırcaali Amirliği koğuşlarına düşenlerin kendine gizli polis subayı süsü veren ajan Yosif tarafından tartaklandığı, onun hafiyeliği sonucu 23 kilinin “Belene Ölüm Adasına” sürgün edildiği yazılıdır. Hafiye – ajan “Yosıf” gizli polise Türkler aleyhinde hizmet vermeye devam ettiği için “dosyası” henüz açıklanmamıştır. Ajan “Yosif”in kör cahilliğine rağmen,  (Mümün Tahir) Sofya’da 3 basamak birden yükseldi. HÖH-DPS’nin bağlı olduğu gizli servisin ve totaliter tümörün içinde görev almasında ona devamlı arka olan ajan “Pavel” yani HÖH Başkanı Lütfü Mestan’dır. Bu işbirliğinin sonu yakındır, çünkü kazanın kapağı açıldı ve kokusu bütün ülkeyi sardı.

  • MARYANA GEORGİEVA. “UniBİT” sözde (kütüphanecilik enstitüsü) ama

aslında Türklere, Müslümanlara ve Tüm azınlıklara karşı kışkırtıcı çalışan gizli polis ajanı eğitme ve yetiştirme enstitüsüdür. Bu enstitüde gözde hocalardan biri HÖH-DPS Genel Başkanı Lütfü Mestan’ın gözdesi, metresi, Bulgar dili üslup hocası, Türk ve Müslümanların öz partisi olan DPS’den  2. dönem milletvekili, 2013–2014 yıllarında Pl. Oreşarski hükümetinde Spor Bakanı olan Prof. Maryana Georgieva’dır. Prof. Georgieva “Kitap ve Toplum” kürsüsünde hocalık yapıyor. Derslerinde Osmanlı, Türkler ve Müslümanlar aleyhinde yazılmış olan Bulgar ve Dünya edebiyatı eserleri üzerinde çalışma yöntemlerini öğretiyor. Kemiklerinin iliğine kadar Türk düşmanı olan Georgieva şu an derse girmiyor, çünkü 43. mecliste milletvekili olması hoca olarak çalışmasına engel oluyor. Georgieva’nın Türk partisinden milletvekilliği adaylığı şahsen Başkan L. Mestan tarafından önerildi ve desteklendi. Georgieva, Başkan Mestan’ın akıl hocası olarak bilinir. Politik hazırlığı sıfırın altında sıfır olan Başkan L. Mestan büyük potlar kırmasın diye yanına takılan Prof. Georgieva onun demeçlerini kaleme alıp uygun üslupla incelttiği gibi, HÖH – DPS partisinin Bulgar demokratik kamuoyu ile aşılmaz çelişkilere düşmesi için de özen gösteriyor. Onun etkinlikleri ve kırdığı potlar sonucu HÖH partisi bugün toplumla ve tüm partilerle çelişkiye düşmüştür. Politik kışkırtıcılık yöntemlerini iyi bilen ve kullanan Georgieva’nın Bulgaristan etnik azınlıkları davasına hiçbir katkısı olmamış ve olamaz. O, “UniBİT “ ajan yetiştirme enstitüsü ana kadrolarından olup, derin devletle kopmaz bağlarla bağlı olduğundan, yeni Bulgar ulusal ideolojisinde azınlık düşmanlığı, azınlıkların tecrit edilmesi, devamlı sömürülerek ezilmesi ve soysuzlaştırılması konularında da uzmanlaşmıştır.

 

  • İSKRA GEORGİEVA. Derin devletin derinliklerinden olan “UniBİT” – ajan

yetiştirme merkezinde Türk ve Müslümanlara karşı etkin ve yönetici mevkilerde görev alacak, hainlik yapmaya hazır kadro eğitme özellikle dikkate alan şahıstır. Bu konuda özelleşmiş kürsüde çalışan ve bu özel polis enstitüsünün YÖNETİM KONSEYİ üyesi olan, yine HÖH-DPS liderliği tarafından yükseltilen bir isim olan eski Çevre Bakanı ve halen HÖH-DPS listesinden seçilen Avrupa Birliği Parlamentosu Genel Kurulu üyesi ve HÖH-DPS grubu AB Liberaller Parlamenter Grup Başkanı İSKRA GEORGİEVA çok faal bir öğretim üyesidir.  O, Ahmet Doğan ile çok yakın ve sıkı ilişkiler içindedir. Bu “kıdemli” özel yetenekli hoca halen Brüksel’de görevli olduğu için derse giremiyor, ama enstitü ile yakın ilişkilerini devamlı canlı tutuyor. . Georgieva A. Doğan haininin “sarayda” kutlanan son doğum gününe eşiyle birlikte katılmıştır.

 

  • ORHAN İZMAİLOV. Kasim Dal ve Korman İsmailov partisinden milletvekili

adayı gösterilen ama halktan gerekli oyu alıp seçilemeyen, çok uzun zaman “Ajan Dosyaları” açıp kapama merkezde çalışan Orhan İsmailov’un hayat yolu da ilginçtir. Dosya karıştırma işine Kasım Dal’ın arkalamasıyla atanmıştır. Lütfü Mestan, Güner Tahir, Kasım Dal gibi derin devlete hala gerekli olan gizli polis ajanlarının dosyalarının birer birer temizlenmesi işini O. İsmailov yapmıştır. O, bu kirli işleri kendi elleriyle gerçekleştirmiştir. Sonunda mükâfat olarak Reformcu Blok siyasi partisi tarafından Savunma Bakanı Yardımcısı görevine atandı. Doktora tezini bu özel enstitüde gizli belgeler üzerine derlendirme yaparak savundu.  Savunması da kapalı kapılar ardında gizli yapıldı. Hatırlanacağı üzere, Ahmet Doğan da  doktora tezinde Bulgaristan Türklerini eritme konusunu işleyerek İç İşleri Bakanlığına bağlı Sofya “Simeyonovo” Polis Enstitüsünde yine ajan-doktor, ajan-doçent, ajan-profesör, sivil polisten albay, gizli polisten generaller vs. önünde, halktan tamam gizli ve demokratik kamuoyuna bilgi sızdırmadan kapalı kapılar ardında savunmuştu. Bu doktora tezinden başımıza gelenleri anlatmama gerek olmadığı kanısındayım. Şimdi artık Dr. Orhan İsmailov’a karşı mecliste muhalefet oluşmasının nedeni ve bu arada, neden Hak ve Özgürlük Hareketi meclis grubunun Orhan İsmailov’un Savunma Bakanı olması lehinde oy kullandığı gün ışığına çıktı. O, bir UniBİT kadrosudur.  Yani totalitarizmi devlet güvenlik sistemi içinde yaşatma görevine hizmet eden biridir. “Dosya Komisyonu” nda yaptığı işi yani “bu bizim adamdır” dosyalarını temizleme işini, askeri casusluk ve karşı casusluk sisteminde çalışmış ve çalışan ajan dosyaları açılırken de yapacaktır.. Güneş balçıkla sıvanmaz ve görülen köy kılavuz istemez.

Yeri gelmişken şunu eklemek istiyorum:

 

Demokratik Almanya Cumhuriyeti’nde de ajan dosyaları açıldı. Ne var ki, açılmazdan önce, halka en büyük kötülükleri yapmış olanlar derin devletten “aman bizim ajan dosyalarımızı yok edin” ricasında bulunmuştu. Bu istek karşısında, derin devlet düşünmüş taşınmış, “yaksak” dosyalar arasındaki bağ kopacak ve anlaşılır, “eritsek” gene olmaz derken, en sonunda özel bir kâğıt kıyma makinesi icat edip “kıyalım” kararında birlik olmuşlar. 39 bin özel ajan- hafiye dosyası kıyılmış. Bu olay 1989’da olmuş, tam zamanı ise Berlin Duvarı’nın yıkılmasından 2 ay öncesine rastlar. İki Almanya’nın birleşmesinden sonra alınan ilk kararlardan biri “kıyılan dosyaların” yapıştırılarak okunur hale getirilmesi ve hafiye, muhbir, jurnalci, hain, dönek yazılarının bire dek incelenmesi ve gerekli sonuçların çıkarılması olmuştur. Dosya kıymıklarının toplanıp seçilip yapıştırılması 25 yıl devam ettikten sonra, geçen hafta bir açıklama yapıldı. Kıyılan ajan evraklarının birleştirerek okunur hale getirme içinde 1 000 kişi çalışmıştır.  Açıklamada dosyaları imha edilen ajanlardan yarısının günümüz Almanya Cumhuriyet’inde yüksek makam görevlisi ve birçoklarının da gizli servislerde çalıştığı açıklanmıştır.

 

5) TSVETAN SEMERVİEV. Bulgaristan’da da 1990’da ajan dosyalarının bir kısmını imha eden eki İç İşleri Bakan Atanas Semerciev mahkemeye verilmişti ama bir sonuç çıkmadı. Şimdi oğlu Tsevetan Semerciev UniBİT ajan yetiştirme enstitüsünde “Bilgi Teknolojileri” kürsüsünde konferans veriyor.

Hatırlanacağı üzere, HÖH-DPS-BSP-“ATAKA” hükümeti zamanında (Haziran 2013-Temmuz 2014) Bulgaristan İç İşleri Bakanlığında “solucan” operasyonu gerçekleştirilmiş, İç İşleri Bakanlığı bilgileri ele geçirilmiş ve bilinmeyen bir merkeze servis edilmiştir. İpuçlarının UniBİT enstitüsüne uzandığı ve olayın mahkemelik olduğu biliniyor. 4.2 milyarı levası çalınan ve halen kapatılan  Korporatif Ticaret Bankası (KTB) de devlet güvenliğindeki finans işleri bölümlerinin aforoz edilmesinin kesin sonucu olduğuna işaret ediliyor. Bu açıdan bakıldığında HÖH-DPS partisinin devlet bünyesinden sökülmesinde direnenler sanki tamamen haklıdır.

 

  • STOYAN DENÇEV. UniBİT totaliter düzeni yaşatma, devlet güvenlik sistemini

ayakta tutma, Türkleri, Pomakları, Romanları ve diğer etnikleri asimile etme, onları bir kaşık suya muhtaç bırakma, kar altında çürüseler, evlerinde su çıksa bile kimseye yardım etmeme siyasetini ne pahasına olursa olsun sürdürme enstitüsünde çok önemli görev alan Rektör,  St. Dençev’in kendisidir. O, A.Doğan’ın Bulgaristan Müslümanlarının özelleştirme bonolarıyla Yönetim Kuruluna katıldığı  “Multi Grup” şirketinin Bulgar ekonomisini çökerten talancı çalışmalarında Genel Müdürlük yapmıştır.  Başbakan Lüben Berov hükümetinde Bakanlar Kurulu Sekreteri görevinde bulunduğu sürede Bulgaristan’da soyguncu ve zorbacı murta – kalın enseli asi – çetesi kuruldu. HÖH lideri Doğan çevresinde kurulan firmaların Amerikan Yahudilerinin “Rotşild” şirketinin İsviçre koluyla bağlanmasını sağlayan da odur. Bulgaristan sanayi ve tarımının çökertilmesinde halkımızın can damarından son damla kanın da emilmesinde olağanüstü büyük rolü vardır. Bu arada Avrupa Birliğinden Bulgaristan Türk, Pomak ve Çingenelerinin eğitim ihtiyaçları, kültür ve medeni açıdan geri kalmışlığın aşılması, anaokulu, ilkokul, lise, kültür merkezi, okuma evleri açılması ve çalıştırılması için gelen hibe paraların hedef dışı kullanılmasında büyük gayretkeşlik göstermiştir. Son amacı hainlik olan değişik gizli doktora tezleri hazırlatıp savunulmasını sağlayan ve ajan olarak eğitilen zavallı kız ve oğlanlara yüksek burs vererek kirli ve iğrenç işler için kadro olarak hazırlanmalarına harcanması hırsızlıktır ve suçtur. Bu işlerde Doktor A. Doğan ile Prof. S. Dençev çok sıkı işbirliği yapmıştır. Bu çalışmaların son amacı devler güvenliğini çökertmektir.

25 yılda Türk, Pomak ve Çingene mahalle, köy ve kasabalarında bir tek yeni okul kurulmadı. Bir tek okul onarılmadı. Yüzlerce okulun kapanması parasızlıktandır. Onarılan bazı okullarımız Türkiye, Japonya, Almanya ve bazı başka dış devletlerin direk yardımları ve müdahalesiyle gerçekleşti.  AB yönetimi Bulgaristan’daki çarpıklığı gördü. Eğitim için gönderilen paraların kaybolduğunu fark ve tespit etti, fonları rafa kaldırdı.

 

7) DİMİTİR İVANOV.  Totalitarizm polisinin en tehlikeli, an azgın ve saldırgan politik ve ideolojik kollarını birleştiren VI Şubenin yöneticiliğini yapmıştır. Todor Jivkov’a yakınlığıyla bilinir. 1984–1989 isim değiştirme, kovuşturma, tutuklama, hapsetme, sürgün etme ve her türünden zulmetme işlerinde belirleyici rol oynamıştır. “Altıncı Şube” kitabının yazarıdır. Bu eserin 362-3 sayfasında BULGARİSTAN TÜRK KURTULUŞ HAREKETİ ÇAĞRISI adlı bir bildiriye yer verilmiştir. Bu gizli hareketi kuran A. Doğan’dır. Bu Çağrıda 1985 Mayısında Ahmet Doğan ve arkadaşları tarafından kurulan bu direniş hareketinin ana ve temek hedefinin Bulgaristan Türk aydınları ve Hocalarla hesaplaşmak olduğu yazılıdır. Son 30 yılda A. Doğan belası Bulgaristan Türk aydınlarının kökünü kurutmaya çalıştı. Bu işte “Altıncı Şube” Generalleri ile birlikte oldukları tamamen ve kesin ortadadır. Bu bağlara son verilmeden,  HÖH partisi Bulgaristan Türk azınlığının, Bulgaristan Müslümanlığının öz partisi olamaz, hak ve özgürlük davamız bu gidişle mum gibi söndürülecektir, adalet ve demokrasimiz bugün de boğulmaya ve yok edilmeye çalışılıyor. HÖH partisi yönetimi, A. Doğan tayfası totalitarizm, gizli polis “DS” ve yeni gizli polis sisteminin politik kadrolarıdır.  Öngörülü açıklama yapan arkadaşları, soydaşları tebrik ediyoruz.

 

PASTAYI DAĞITAN OYUNDAN ÇEKİLMELİDİR.

Bugün artık, kazanın kapağının kalkmasıyla, A. Doğan’ın Gotse Delçev’in Koçini köyünde 2009’da “pastayı dağıtan benim” demesinin gerçek anlamı gün ışığına iyice çıktı.  Evet, pastayı dağıtanın o olduğu artık kesin anlaşıldı. Daha da kesin olan ise şudur: Halkımızın en güncel ve acil ihtiyaçlarının karşılanması için gönderilen paralar Türklere, Pomaklara ve Çingenelere karşı gizlice zorlayarak eritme planları hazırlanmasına, gençler arasından yeni kuşak hain ajan ve hafiye çakalı sürüsü yetiştirilmesine harcanmış ve harcanmaktadır. Halkın ihtiyaçlarına gönderilen paralar halka karşı kullanılmıştır.  Kendilerine hiçbir yerde, hiçbir devlet görevinde, hiçbir makamda iş verilmemesi gereken ajan “Yosif,(Mümün Tahir)” ajan “Pavel (Lütfü Mestan)”, ajan “Sava” (Ahmet Doğan)  gibi hainlerin bugün de Türklüğümüze, Bulgar demokratik güçlerine, Bulgaristan’da adalet düzeni kurulmasına harcandığı ve gerçek demokrasi lehinde harcanmaya devam edildiği ortadadır. 25 yıldan beri “hiç bir şey değişmedi” deyenlerin işaret ettiği nokta budur. Totaliter zulmün hainlik ocakları bu merkezlerdedir. Bu bakıma “şu isim değiştirme işinde Türk ajanların parmağı var” iddiasında direnenlerin işaret etmek istediği işte bu hainlerin faaliyetleri, dönekliği, küstahlığı, ikiyüzlülüğü ve alçaklığıdır. Memleketimizde sarıca arı kovanlarına tabak tabak şerbet sunulduğu artık ortadadır. Ajanların ve hainlerin özel beslendiği gün ışığına çıkmıştır. Bu yenir yutulur gibi bir şey değildir. Başbakan B. Borisov hükümeti devletin ruhunu sarmış bu kanser tümörünü söküp atarsa gelecek seçimlerde Türklerin ve Müslümanların oylarının yarısını hemen alır. Kimse çamçasın…

 

POLİS HALKA HİZMET VERMEYE BAŞLARSA

GERB PARTİSİ TÜRK VE MÜSLÜMANLARDAN ÇOK DAHA FAZLA  OY ALIR.

Bu bakıma Borisov’un geçen hafta özel bir girişimle gizli servis DANS Başkanı Yosifov ile İç İşleri Bakanlığı Sekreteri Lazarov’u görevden alması, İç İşleri Bakanlığına Bakan olarak Bayan Rumyana Bıçvarova’yı, bakanlık sekreterliğine de Gergi Kostov’u ataması çok anlamlıdır. Bulgaristan yargı sisteminde ve 60 bin görevlisi olan polisinde değişikliklerin, yenilenmenin, beklenen köklü reformların yapılıp “güvenlik gücünün devlet ve halk güvenliği ve huzuru için var olan bir sistem oluşturmasını sağlamak,” yürütme ve yargıyı birbirinden ayırmak kaçınılmaz olmuştur. Bu arada devlet güvenliğinin kendi kadrolarının kendi imkanlarıyla yetiştirmesi, UniBİT gibi çarpık amaçlı özel enstitülerin hizmetlerinden kesin vazgeçmesi de zorunlu hale gelmiştir.  Kısa adı UniBİT olan kütüphanecilik enstitüsü bir “sarıca arı ve eşek arısı” yuvası olduğundan mutlaka dağıtılmalıdır. Devlet bütçesinden ve Avrupa Birliği’nde eğitim fonlarından beslenmesi durdurulmalıdır.

Bu arada HÖH-DPS partisi ile ajan ve katil yetiştirme merkezi ile temaslarını hemen kesmelidir.

 

ZAVALI YETİMLERDEN AJAN YETİŞTİRME MERKEZİ KAPANMALIDIR.

Anasız babasız, yoksul ve geçimini sağlayamayan ya da Feytullah Gülen’in Sofya okulunda okuyan ve mutlaka polis olmaya heveslenmiş geçlerin UniBİK merkezine çekilmesine son verilmelidir. Gençlerin kafalarının yıkanması merkezleri, Türklere ve Müslümanlara karşı ajan hazırlama merkezleri hemen kapatılmalıdır. Reform denince, halk düşmanı, azınlıkları eritme gibi konularda doktora ya da başka uzmanlık ya da bilimsel tez savunmuş olanlarının bilimsel unvanları geçersiz kılınmalı, görevlerine son verilmeli ve devlet sisteminden çıkarılmaları zamanı gelmiş de geçmiştir. 2013 Haziranında A.Doğan ile S. Stanişev ‘in gizli servis DANS Balkanlığına atadığı, dedesi Türk düşmanı generallerden olan Daniyel Peevski olayı unutulmamalıdır. Hak protestoları Peevskiyi görevden çekilmeye zorlamıştı. Halk yine ayaklanıp ajan yetiştirme enstitü UniBİT’in kapatılmasını sağlamalıdır. Bu yönde ilk adımları atan B. Borisov hükümeti reformlarını kesin desteklemesi inancı kök salmaya devam ediyor ve edecektir.

Reklamlar