ibrahim-soyturk İbrahim SOYTÜRK

Konu:  Cumhurbaşkanı seçiminin perdesi kalkıyor.

 

O kim? Bugün 6 Temmuz 2016 henüz bilinmiyor. Beklenen ciddi adaylar henüz açıklanmadı. Bulgaristan’da son Cumhurbaşkanı seçimi 22 Ocak 2012’de yapıldı ve Bulgaristan’ın Avrupa Gelişimi için Vatandaşları (GERB) Partisinin adayı Rosen Plevneliev seçildi. Plevneliev demokratik Bulgaristan Cumhuriyeti’nin dördüncü Cumhurbaşkanı oldu ve 29 Nisan 2016’da sona eren görev süresini sonuna kadar tamamladı.

Mesleği mühenmdislik mühendisi olan Cumhurbaşkanı daha önce Bulgaristan Bayındırlık ve Yerel İdareler Bakanı görevinde bulundu. Siyasete reformcu ve Batı yanlısı, Avrupa ve Atlantik değerlerinin savunucusu, Amerikancı çizgiye bağlı bir kişilikle katılan Plevneliev, görev süresi boyunca ilkesel tutum izleyerek ülkenin Avrupa Birliği ve Birleşik Amerika ile işbirliğini derinleştirmeye ve NATO’nun Güney Doğu Avrupa mevzilerinin pekişmesine katkılar sundu.  Amerikancı siyaset çizgisine bağlılığı ile tanındı.

1992’de kabul edilen son Bulgaristan Anayasası Cumhurbaşkanına temsili haklar tanımış, yürütme üzerindeki kontrol işlevlerini gerektiğinde “veto” hakkı kullanmakla sınırlandırmıştır. Son 5 yılı kapsayan Plevneliev dönemi iç siyasette demokratikleşme, totalitarizm kalıtlarından temizlenme, adalet, eğitim ve sağlık alanlarında köklü reformlar yaparak sosyalleşme, insan haklarının tanınması ve dilve dinle özgün kültür geliştirmek isteyen etnik hazınlıkların beklediği örgütlüklerin tanınması bakımından kitlelerin gerçek gereklerini kucaklama yolunda büyük ve ciddi adımlar atılamadı.

Plevneliev döneminde Bulgaristan’da üç hükümet değişti. Onu Cumhurbaşkanlığı Sarayına taşıyan Başbakan Boyko Borisov yönetimindeki GERB partisi kabinesi 13 Mart 2013’te halk yığınlarının enerji mafyasına karşı yoğun protesto eylemlerince istifaya zorlandı. Başbakanı Marin Raykov aynı partiden gösterilen ve 2 ay iktidarda kalan geçici seçim hükümeti, Muhalefet güçlerini –Bulgaristan Sosyalist Partisi (BSP) ile Müslüman/Türklerin partisi olan Hak ve Özgürlükler Partisi (DPS) – iktidara taşıdı. Bir maliye uzmanı olan bağımsız Plamen Oreşarski başkanlığında kurulan hükümette Türk partisinden 4 bakan görev aldı. Bu hükümetin ana ödevlerinden biri olan enerji sektöründeki yolsuzluk ve rüşvetle başa çıkmaktı.

Bulgaristan’da enerji endüstrisi dendiğinde akla gelen  “Kozloduy” Atom Elektrik Santrali; “Belene” İkinci Atom Elektrik Santralı Tasarımı; ikisi yabancı birisi yerli elektrik dağıtım şirketleri ve “Maritsa İstok” kömür madenleri ve ısı elektrik santralidir. O dönem tüm dikkatler “Belene” İkinci AES üzerinde toplanmıştı. Çünkü inşaatına devlet organının izni olmadan başlanan ve 2 milyar levadan fazla harcama yapılan, reaktörleri Rusya’ya sipariş edilen bu proje ödeneksizlikten durdu. Tesis temellerine gömülen milyarlar bir yana, Rusya Bulgaristan’ı uluslar arası mahkemeye verdi ve bu ay Stokholm Mahkemesi kararını açıkladı. Bulgaristan sipariş ettiği donanımı alamadığı için 550 milyon Euro ödemek zorundadır. Enerji alanında ortaya çıkan büyük çelişkiler elektrik tüketici fiyatlarının tırmanmasından da kaynaklandı.

Oreşarski hükümetini ciddi sarsan olaysa, HÖH-DPS partisi milletvekili, Rusya oligarşi sermayesinin ülkemizdeki temsilcisi D. Peevski’nin  DANS – Devlet Ulusal Güvenlik Ajansı Başkanı atanması oldu. Meclisin bu kararını kabul etmeyen sivil toplum örgütleri aylar süren gece protestolarına başladılar ve il merkezlerine de yayılan yürüyüşler Peevski istifa etmeden sokaklardan çekilmedi.

2014 yılının 6 Ağustos tarihinde BSP-HÖH hükümetinin düşmesi iki parti arasında keskinleşen ve genelde Brüksel’den gelen AB fonların dağıtımından kaynaklanan ödeneklerin paylaşılmasına ilişkindir. Bu ayrılıktan sonra sosyalist parti ile hak ve özgürlükçüler arasındaki ayrılık çukuru derinleşmeye devam etti ve şu an iki parti de, Bulgar siyasi hayatının ikinci ve üçüncü gücü olarak muhalefette bulunuyor. Yine aynı dönemde olmak üzere, Sosyalist Partiden resmen uzaklaşan HÖH, eski Genel Başkan Lütfi Mestan yönetiminde Bulgaristan’ın Avrupa Gelişimi için Vatandaşları GERP partisi başkanı Boyko Borisov’la yakınlaşma aramaya koyuldu. Bu çabalardan ancak mecliste yeni dış onaylanırken,  bu arada iflas eden BTK – Bulgar Kooperatif Ticaret Bankası’nın müşterilerine olan 3.6 milyar borcunu ödeme ve adalet reformu yolunu kesme işlerinde “koltuk değneği” olma doğdu. Bulgaristanlı Müslüman/Türklerin devlet görevlerinden sökülüp kazınması ve yürütmede işlerine atanmalarının önlenmesi siyaseti 2014 sonunda başladı. 1990’dan beri bu anti-Türk ve azınlıklar düşmanı siyasi yönelim ilk kez siyasi arenaya taşınmış oldu. Bu siyasi çizginin taşıyıcısı olarak aşırı milliyetçi ve ırkçı olarak tanımlanan ve aleyhlerinde açılan davalar Anayasa Mahkemesi’nde görüşülen sözüm ona “Yurtsever Cephe” (PF) partisi siyasi sahneye çıktı ve meclise yerleşti.

7 Kasım 2014’te Bulgaristan’da bir koalisyon ortaklığı olarak İkinci Boyko Borisov kabinesi kuruldu. Böylece Bulgaristan seçmeni aynı partiden (GERB) başbakan ve cumhurbaşkanı çıkararak yeni bir siyasi irade ortaya koydu. Gerek birinci kabinesinde gerekse ikincide neyi reform edeceğini siyasi platformuna almayan GERB partisi, ikinci hükümetine 5 siyasi olgunun buluşmasından oluşan Reformcu Blok (RB) hareketinden 5 bakan atayarak, adalet, sağlık, eğitim, savunma gibi bakanlıklarda dönüştürülmesi kaçınılmaz olan işleri reformculara, sosyal alandaki yenilenme ödevlerini de eski cumhurbaşkanı G. Parvanov yönetiminde sosyalist partiden ayrılan ABV partisinden Kalfin’e yükledi. Aradan neredeyse 2 yıl geçti, fakat hiçbir reform halk yararında işler duruma getirilerek gerçekleştirilemedi.

Cumhurbaşkanlığı Plevneliev döneminde seçim yasasında reform yapılması isteğiyle 500 bin imza toplandı. Seçimlerin zorunlu, elektronik, çoğulcu ve orantılı sistem usulünce yapılması istendi. Bu istekler mecliste budandı. Meclisten çıkan yasa önerisini Plevneliev veto etti. Şimdi dosya Anayasa Mahkemesi’ndedir.

Meclis komisyonlarında olağanüstü aktif olan “Yurtsever cepheciler” gerçekçi istekleri ters yüz çevirebildi. Türkiye’de bulunan ve çifte vatandaşlık durumundan kaynaklanan yasal haklarını kullanırken, Bulgaristan seçimlerine yaşadıkları bölgelerde açılan sandıklarda oy kullanma hakkına çok sert kısıtlama getiren öneriyi meclisten geçirdi. Sandık sayısı azaltılırken, seçime iki defa katılmayan soydaşların vatandaşlık hakkını kaybetmesi 26 yıldan beri ilk kez gündeme getirildi. Türkiye Cumhuriyeti’nde yaşı 18’in üstünde olan ve seçme ve seçilme hakkı olan 710 bin soydaşımız olduğu dikkate alındığında bu yasa çarpıtmasının insan haklarımıza, doğal haklarımıza, vatandaşlığımıza, özgürlüklerimize faşist bir saldırı olduğu ortaya çıktı. Sert tepkiler arttı. Türkiye’deki tüm soydaş dernek ve federasyonlarının, tüm sivil toplum örgütlerinin aynı hedefte, soydaşlarımızın öz haklarını birlikte savunma davasında cephe oluşturma zamanıydı. Fakat bizim dernekçiliğimizde “böbürlenme”, “kendini diğerlerinden üstün görme”, “her zaman ben haklıyım hastalığı” var ki, bu defa da bu engeli aşamadık. Örneğin BULTÜRK ve Bal-Göç arasında Bursa’da yapılan görüşmelerden de pek bir şey çıkmadı. Bu ayrıkların uzlaşmazlığını derinleştiren hasım güçler aramızda sanki ki, Bulgaristan’daki iftar sofralarında ve DOST partisi lider ekibinin Türkiye’nin Trakya köy, belde ve kentlerinde ve İstanbul’da dernek merkezlerinde yaptığı birkaç toplantıda dile gelen söylevlerde bu şakıdı. Eşitlik olmadan birlik olamaz. Kendinden, kendi geçmişinden kuşkulanan ve korkan lider ve insanlarla ortak eylem noktalarında buluşmak zor olur. Bunun için taraflar arasında uyum noktalarını birbirine düğümleyecek yeni bağımsız ama akil bir oluşuma ihtiyaç var. Bu bakıma yıllar içinde BULTÜRK’ün Cumhurbaşkanı Plevneliev ile yazışma ve görüşmelerinden ders alınması yararlı olabilir.

Cumhurbaşkanı Plevneliev seçim kanunu yasasında değişiklik yapılması kapışmada Türk seçmenden ve soydaşlarımızdan taraf oldu. Görev süresi sırasında Baş Müftülüğümüzü birkaç defa ziyaret etti. 2016 Ramazanı başlarken Baş Müftülük görevlileri başta olmak üzere, Hıristiyan ve Yahudi din adamlarına, politik erkânla birlikte iftar verdi. Bu şeref, 138 yıllık III. Bulgar Çarlığı ve Cumhuriyet döneminde bir ilk oldu ve kısmetse yepyeni bir başlangıç olur.

Mayıs ayında ikinci dönem seçilme hakkını kullanmak istemediğini, bu kararının kişisel ve ailesel gerekçeleri olduğunu açıklayan, bu konuda kişiliğine yapılan baskıları ret eden Rosen Plevneliev, dış siyaset alanında 5 yıl boyunca çok aktif çalıştı, Bulgaristan’ı ziyaret eden diş ülke devlet başkanları 5-6 defa arttı, özellikle 2015’ten sonra keskinleşerek derinleşen Rusya – Batı çelişkisinde, “Biz bir Avrupa ülkesiyiz” konumuna bastı, yapıcı, barışçı, anti-terörist siyaset çizgimizi AB Genel Kurulu kürsüsünden açıkladı. Amerikanın Bulgaristan’da 3 askeri üs kurmasına, NATO konumlarının pekişmesine ve Romanya, Türkiye ve Ukrayna ile birlikte Bulgaristan’ın da katılımıyla bir Karadeniz Savunma Filosu kurulmasına, hibrit savaşta beraberliğimizin güçlenmesine destek verdi. Balkanlar’ın Avrupa ve Atlantik siyasetinde kenetlenmesine önemli katkıda bulundu.  O, Türkiye – Bulgaristan dostluk ve işbirliğinin, “terör” tehlikesine karşı ortak mücadele etme ve dayanışma, ticari ilişkilerin genişleyerek derinleşmesinden yana çıktı.

Bulgaristan’da 2016’da yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçimleri için Sofya parlamentosuna iki öneri sunuldu. Sosyalist Parti seçimlerin 23 Ekim 2016 tarihinde yapılmasını isterken,  iktidarda olan GERB partisi 6 Kasım 2016’ya işaret etti. Bu hafta meclis gündemine alınması beklenen önerilerin kesinleşmesinden sonra, Cumhurbaşkanı ve Cumhurbaşkanı Yardımcısı adaylarının ikişer ikişer açıklanması bekleniyor. Sosyalist Parti adaylarını 30 Temmuz’da Kocabalkan’ın “Buzluca” tepesinde yapılacak ulusal mitingde açıklayacak. GERB partisi ise, parti içi seçimle önce 10 aday arasında seçim yapmaya çalışırken, aday belirleme komisyonu son iki aday üzerinde somutlaşmıştır.

Bu seçimde,  3 yıllık ömrü olan, Reformcu Blok (RB) partiler grubunun sivil toplum örgütleri ve merkez sağ güçlerin ortak adayını çıkarması bekleniyor.

2012 seçimlerinde soydaşlarımızın ve Bulgaristan Türklerinin ilk bağımsız Türk Cumhurbaşkanı ve Başkan Yardımcısı adayını yükselten Bulgaristan Türkleri Kültür ve Hizmet Derneği –  BULTÜRK 2016 seçimlerinde soydaşlarımızı ve memlekette biçimlenen bağımsız Müslüman/Türk hareketlenmesinin, tüm sefil ve yoksullarla, işsizlerin ve diğer etnik ve dinsel azınlıkların ortak /Müslüman Türk adayını yükseltme hazırlıklarını tamamlıyor. Birçok görüşme yapılmıştır. Bu görüşmelere bizzat BULTÜRK Genel Başkanı Rafet Ulutürk ve dernek yönetiminden seçkin temsilciler katılmıştır. Temaslar devam etmektedir.

Resmi açıklamalar  GERB ve BSP gibi büyük siyasi güçlerin yapacağı açıklamaların ardından yapılacak ve gerek soydaşlarımızın arasında, özellikle İstanbul’da ve memleketimizin dört bir yanında çok geniş kapsamlı bir kampanya yürütülerek ilk kez gerçek bir yaratıcı platformla halka inilecektir. Elektronik iletişim araçları ve basın organlarıyla da desteklenecek olan bu kampanyada, Bulgaristan Türklerinin öz davası, HÖH partisinin ihanetleri, parçalanmalar ve açılan yeni ufuk gündem olacaktır. Bulgaristanlı olup yaratıcılar cephesinde yerlerini sıcak tutan tüm yazar ve şairlerimizin, toplumcularımızın, halkın onurunu ve ruhunu ayakta tutan akıl kardeşlerimizin, gençlerin bu kampanyada aktif yer almasını bekliyoruz.

 

Reklamlar