levent1 Levent RASİM

Konu: Oyun kurmayı öğreniyoruz.

Susan Bulgarlar şimdi kara kara düşünüyor. Tam bir bunalım, tam bir çökmüşlük, tam da dibe vurmuş bir ortamda Bulgaristanlı Müslüman-Türklerin, tüm diğer ezilmişleri de siyaset arenasına çağırarak Sorumluluk, Özgürlük, Tolerans ve Demokrasi demesi ve DOSTLUKTAN ne ileri ne geri adım atarım, adımı da değiştirtmem özümü de değiştirtmem demesi, memlekette deprem yarattı.

Memleketimizin dirilmesi için son derece gerekli değerleri siyasi hayata taşıyan bir partinin Sofya Şehir Mahkemesi’nde hukuk ilkeleriyle ilintisi olmayan havadan sudan uydurma gerekçelerle tescil edilmemesi, Bulgaristan’da adalet olmadığına inanmak istemeyenlere de “Kral’ın çıplak olduğunu” gösterdi.

Bu olay, vatandaşların üçte ikisinin var olan siyasi partileri, bu arada Hak ve Özgürlük Partisi (DPS) çetesini de kesinlikle reddedip tarih çöplüğüne atmaya hazırlandığı bir sırada oldu. Vatandaş partili Cumhurbaşkanı istemiyor. Bağımsız yapılanmayla siyaset sahnesine dikilmeye hazırlanıyor. 1989’da demokrasi, adalet ve insan hakları mücadelesinde başı çektiğimiz gibi bağımsız bir siyasi yapılanma yolunda ilk adımı atanlar yine biziz. Deliorman, Koca Balkan, Güney Doğu ve Batı Rodoplar, Pirin yöresi bağımsız siyasetçi olsun diyor.

26 yıldan beri seçmeni defalarca tuzağa düşüren, hepimize yalnız kötülük eden Hak ve Özgürlükler Partisi’nin 2016 seçimlerinde yine aday göstermemesi herkesi yeniden tiksindirdi. Politikaya girmekten korkanlar partiyi kapatsın çığlıkları yükseltiyor.

Sofya Şehir Mahkemesinde üç aydan beri çok gergin duruşmalarda devamlı mücadele veren DOST parti yönetimi kamuoyunda sempati buldu. Bir partinin adının DOST olmasından korkanlar, parti üyelerinin isimlerinden ürkenlerin çırası söndüğünü herkes gördü. Mahkemede çifte standart uygulanması, yarısının ismi Rusçadan, diğer yarısının adı da Batı dillerinden alınmış olan (GERB, ATAKA) vb partilerin tescilinde sorun çıkarmayan mahkemenin, DOST Türkçeden geldiğinden kılçıklaşması, başlı başına suç tescil ettiği gibi, yargıcın görevden uzaklaştırılmasıyla sonuçlanmalıdır.

Bulgaristan’da bir anayasal hak olan örgütlenme hakkının farklı dil ve dinli etniklerden olan vatandaşlar için farklı uygulanması 1944’ten beri ilk kez mücadele arenasına taşındı, gizlilik kalkanı kırıldı, mahkeme kararları yorumlanmaz, tartışılmaz, itiraz edilmez saçmalığı darbe aldı. DOST yönetimi Bulgaristan’da adalet kavgasında yeni bir sayfa açtı. Sahneye, kurmak istedikleri partiyi savunan serbest politik kimlikler, bireyler çıktı. Bulgaristan’da 1944-1989 arasında etniklerden serbest siyasi kimlik biçimlenmesine engel olmak için çekilen zulmü bilenler, DOST yönetiminin bireysel kimlikli aydın kişiliklerle sahneye çıkması ve mükemmel bir Bulgarcayla defalarca ve her defasında parlak savunuda bulunması herkesin dikkatini çekti, birçok milliyetçinin hayatını kararttı. İnsanlarımızın, 1989 direnişlerimiz de yüzde yüz siyasi nitelikli kimlik davası olsa da, aydınlarımızın memleketten kovulması sonucu ve totaliter baskı ve terörün sert ve ağır yükü altında, haklarımızı Bulgar iletişim ortamına çıkarak savunmamıza bir yere kadar engel olmuştu. DOST’un sahneye çıkmasıyla bu aşama aşılmıştır.

Radyo ve TV yayınlarında “DOST partisi Temyiz Mahkemesinde tescil edilmezse, ülkemizde nazizme ve faşizme doğru ilk adımların atılacak” dendi. Son yıllarda tırmanan ırkçı milliyetçiliğin boynuzları iyice göründü. Bulgaristan azınlıklarının ezgin durumunu Avrupa Birliği ve büyün dünya görebildi. Bulgar hukukçular, birinci derece Sofya mahkemesinde DOST aleyhinde kararı, olmamış bir şeyi –hayal ürünü bir olguyu – (parti üyelerinin mitinglerde “DOST DOST” diye alkış tutabileceği varsayımını) delil olarak gösterip karar almanın tüm hukuk ilkelerine aykırı düştüğünü, kurguların hukuk emsali teşkil edemeyeceğini, daha doğrusu suç teşkil ettiğini dile getiriyor.

Şu özellikle bilinmelidir. 1944 yılından beri ilk kez olmak üzere Sofya Şehir Mahkemesi’nde alınan bir karara Bulgaristan Türkleri bu kadar hazırlıklı, bilgili ve cesur karşı çıktılar.

DOST dosya savunması ve Bulgaristan Cumhuriyeti Temyiz Mahkemesine gönderilen dilekçe etnik haklarımızın ve bir sivil toplumda eşit vatandaş haklarımızın savunulması açısından olağanüstü büyük önem taşıyor. Şimdiye kadar bizimle ilgili yürütülen davalardan hiç biri bu denli geniş bir kitleye taşınamamış ve hep geri adım atılmış, haklarımız çiğnenmiş, ya rafa kaldırılmış ya da hasıraltı edilmişti. Davamız DOST sayesinde er meydanına taşınıyor. Hepimiz haklı davamızın ardında kilitlenmeliyiz.

DOST Partisi Genel Başkan Lütfi Mestan’ın “bTV” sabah programında, Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Hafızov’un “NOVA TV” programında ve Genel Başkan Yardımcısı Prof. Maryana Georgierva’nın BNT 1 TV Programında yürüttüğü tartışmalar, anti-Türk maya ile malanmış Bulgar TV gazeteciliğinin konum değiştirmesine, gerilemesine ve sözüm yerindeyse biraz kendine gelmesine neden oldu. DOST yönetimi büyük destek buldu. Mahkemenin ön yargılı karar aldığını, siyasi baskı altında bulunduğunu herkes öğrendi.

Müslüman/Türklerin Hak ve Özgürlüklerinden dem vuran ve sahte slogan yükseltmekle geçinen HÖH-DPS partisinin tutumu biz Deliormanlılara “Susamış Güvercin” masalını anımsattı.

Çok susamış bir güvercin bir resimde gördüğü su bardağını sahici sanmış ve hızla üstüne uçmuş. Sert yüzeye çarpan güvercinin kanatları kırılınca yaralanıp yere düşmüş.

Bu masal, DOST’un tescili engellemek için elinden geleni ardına bırakmayan HÖH partisini bekleyen trajediye işarettir. DOST hareketinin tescil edilmesini engellemek isteyenler toslayacaktır.

DOST davası tamamen haklıdır, halkın desteğini ardına almış ve mutlaka muvaffak olacaktır.

İyi hazırlanmış savunma da bir bakıma oyun kuruculuğudur.

Reklamlar