Parfüm kokulu sabunların yeni yeni hayatımıza girdiği düşünüldüğünde, meyve kokulu sabunların bundan en az üç yüz yıl önce ülkemizde kullanılmaya başlanması sabunlara tarihi bir işlev de yüklüyordu. Görenlerin plastik meyvelere benzettiği, ancak bilenlerin fark edebileceği meyve sabunları , tarihte hem temizlik hemde süs eşyası olarak kullanılırdı. Elma, armut, üzüm,şeftali, kiraz,muz,kavun,çilek. Kayısı, limon şeklinde üretilen ve her birine has kokusuyla dikkat çeken myeve sabunları 19. Yüzyılda Edirne’nin en önemli ticaret maddesiydi. Bitki ve otlardan imal edilen yağların burun , ciğer doğrudan ve deri tarafından vücuda alındığını kabul edersek  bu sabunların süs olmaktan çıkıp , doğal ilaç işlevi üstlendiğini görüyoruz. Meyve esanslı sabunların, bugünkü limon, şeftali ve elma kokulu sabun ve şampuanlara temel oluşturduğunu söyleyebiliriz. Eskiden temizlik şimdi ise sadece süs aracı olarak

Kullanılan meyve sabunları , bildiğimiz yeşil sabunların eritilmesinden elde ediliyordu. Sıvı haline getirilen sabun, içine birkaç damla gül yağı konduktan sonra soğuyana kadar bekletiliyor. Daha sonra sabun yoğrulmasına geçiliyor. Hangi meyvenin kokusu verilmişse hamura onun şekli veriliyor. Son olarak ta aslına uygun olarak boyanıp hazır hale geliyor. Üretilen sabunların hepsi piyasada satılmaz, büyük bir kısmı padişahın isteği üzerine İstanbul’a Topkapı Sarayı’na gönderilirdi. Mis kokulu meyve sabunları, aynı zamanda çok değerli süs eşyası eşyasıydı. Özellikle padişah kızları ve cariyeleri çeyizlerine, odalarına bu sabunları koyarlardı.  Ayrıca padişahların yabancı devlet başkanlarına gönderdiği hediyeler arasında meyve sabunlarıda konulmasına özen gösterilirdi.

Reklamlar