26 Mayıs 2018 tarihinde Kırcaali’de düzenlenen Türk Pedagoji Okulunu ikmal eden mezunlar buluşması düzenlendi.

Buluşmada Organizasyon Kurulu adına Doç. Dr. Kasım Yunusov bir konuşma yaptı.
Konuşmayı Kırcaali Haber Gazetesi okuyucularıyla paylaşıyoruz.

“Hoş geldiniz değerli sabık öğretmenlerimiz ve saygılı sabık öğrenci arkadaşlarımız!
Bu görkemli 26 Mayıs gününde, 24 Mayıs Slav alfabesi, Bulgar eğitimi ve kültürü bayramı heyecanı ile özlemini çektiğimiz buluşmamızı gerçekleştiriyoruz. Bu mesleki bayramımız vesileyle, Organizasyon kurulu adına Sizleri bir kez daha kutluyoruz!

Çok maalesef bizlerin buluşmamız hayli gecikti. Birçok öğretmenlerimiz ve öğrenci arkadaşlarımız aramızdan ebediyen ayrılmış bulunmaktadır.

Saygıdeğer öğretmenler ve öğrenci arkadaşlar,
Kırcaali Türk pedagoji okulunun tarihi, 9.9.1944 yılında ülkemizde gerçekleştirilen siyasi devrimden önceki dönemden kalan son derece ağır miras ile bağlıdır.

Dahası var, bu miras hususu, bundan böyle, yıllar boyu toplumuzun gündemini tayin etti. Bu hususu göz önüne alarak, 9.9.1944 devriminden sonra idareye gelen Vatan Cephesi hükümeti toplumun yeni baştan yapılandırılmasını amaçladı. Bunun ışığında, 1951 yılında bu okulun açılışı, eğitim alanında alınan yaraların sarılması ile ilgili düzenlenen geniş kapsamlı programın parçasıdır, bu programın ürünüdür. Bilindiği gibi Bulgaristan Türk ahalisi yeni döneme % 95 cahillik oranı ile girdi.

Bu kararın son derece doğru ve zamanında geldiğini defalarca dile getirmiştik ve bu gün de tasdikliyoruz. Yeni ruhta, çağdaş layık eğitim verecek bu tip yeni okullardan son derece ihtiyaç duyuluyordu. Pedagoji okulumuz tam manasıyla böyle bir okul idi.

Fakat kararın uygulanması ve okulun faaliyete geçmesi hiç de kolay olmadı. Bu süreç Bulgaristan’ın ve genellikle dünyanın gelişiminde yaşadığı çok ağır döneme rastladı. II. Dünya savaşından henüz 5-6 yıl geçmişti. Ülkenin her çapında açlık ve sefalet hakimdi. Bu açıdan okul için alınan devlet kararı çok cesur ve hoşgörü davranışı olarak değerlendirebilir. Dolayısıyla çok büyük öğretmen yetersizliği yaşanıyordu. Bu nedenle hükümet Azerbaycan’dan öğretmenler getirmek mecburiyetinde kaldı. „Nüvvap“ okulu mezunları da kullanıldı, öğretmen enstitülerini ikmal etmiş uzmanlar tayin edildi. Okul bu kadroları ile başarılı olarak çalışarak ilk mezunlarını çıkardı. Birkaç yıl sonra Sofya üniversitesinden kadrolu öğretmenler gelmeye başladı ve okulun seviyesi daha da yükseldi.

Okul sorunları için konuşurken başka birinden söz etmek gerekir. O da biz öğrencilerden kaynaklanan zorluk da mevcut idi. Çok büyük bir öğrenci kesiminin Bulgar dili hazırlığı düşük seviyede idi. Bu durum hem öğretim sürecine engel oluyor hem de kişisel hazırlığımıza mani oluyordu.

Aynı zamanda, bu yıllarda ülkemizde yeni eğitim sisteminin temelleri atılıyordu, bu bağlamda çok ciddi ilkeler, mekanizmalar, yüksek talepler ve yöntemler uygulanıyordu.

Dolayısıyla okul yönetim kurulunun uygun kararları, öğretmenlerimizin çok değerli yardımları, biz öğrencilerin de ısrarlı çalışmalarımız, çabalarımız sayesinde mesleğimize çok iyi hazırlık gördük. Okulumuz her yıl yüzden fazla öğrenciyi mezun edip, Güney Bulgaristan’ın ilkokullarına gönderiyordu. Tahminimizce, kaba bir hesaba göre ayakta kaldığı nispeten kısa sürede okulumuzdan 1500 civarında öğrenci mezun olmuştur.

Meslek aşkıyla yanan genç oğlan ve kızlardan oluşan bu muhteşem ordu, ülkemizin Güney kesimindeki okul ağının çehresini değiştirdi. Edindikleri bilgi ve beceri, sahip oldukları, taşıdıkları yüksek sorumluluk duygusu ile onlar genç neslin eğitimi ve sefaletin önlenmesi savaşına katıldılar. Pek tabii ki, başarılar da gecikmedi.60. yılların ortalarında ülkemizde okuma yazma bilmeyenin kalmadığı ilan edildi. Yalnız bu değil. Yoğun olarak oturduğumuz bölgelerde Türk ahalisinin eğitim seviyesi de yükseldi. Bu muazzam davada okulumuzun da büyük payı olduğunu söyleyebiliriz.

Burada bir parantez açarak kaydetmek gerekir ki, 9.9.1944 devriminden sonra ülkemizde oturan siyasi yönetim sistemi çok iyi başladı, maalesef kötü devam etti, ardı kesilmeyen deformasyon olayları hayatımızı altüst etti, kendisinin sonu da, herkese malum, uçurum oldu ve tarih sahnesini terk etti. Yeri ve zamanı olmadığından bunu daha fazla incelemeyeceğiz, eleştirmeyeceğiz.

Kırcaali pedagoji okulu bizlere çok şeyler verdi. Onun önemini farklı boyutlarda izleyebiliriz. Her şeyden önce bizler burada mükemmel, manevi değeri yüksek ve yine yüksek seviyede toplumsal önemi olan öğretmen mesleği edindik

Okulun bizlere çağdaş kültürü ile yüklü yaşayış tarzına sahip medeni kişiler olarak yetişmemizde büyük katkısı oldu. Kısaca, bu gün sahip olduğumuz tüm manevi zenginliğimizde okulumuzun önemli payı olduğunu düşünüyorum.

Bizler burada yaratıcılık meziyetlerimizi geliştirmek, onları ifade etmek imkanlarını bulduk. Derslerimizde ve ders dışı çalışmalarımızda aldığımız bilgiler bazında, bazı öğrenci arkadaşlarımız edebiyat yaratıcılığında ilk denemelerini yaptılar. Daha sonra bu alanda çalışmalarını sürdürerek, ülke içinde ve ülke dışında ad yapmış yaratıcılar sırasına girdiler ve okulumuzun şanını daha yükseklere taşıdılar. Burada Recep Küpçü, Sabri Alagöz, Süleyman Yusuf, Ömer Osman, Halim Salim, Mustafa Keloğlan, Mehmet Alev, Ahmet Mehmet vb. arkadaşlarımızı zikredebiliriz.

Okulumuzun öğrencileri genellikle öğretmen olarak kendilerini gerçekleştirdiler. Fakat aramızdan hayli bir kesimi belediye ve sancak çapında toplumsal örgütlerde ve belediye yönetimlerinde hizmet verdiler. Bu alanlarda da onurlu çalışmalarıyla okulumuzu laikiyle temsil ettiler. Sınıf arkadaşımız Cemil Rasimov uzun yıllar ülkemizde Kooperatif Birliğinin Merkez yönetim kurulunda hizmet verdi. Çok semereli çalışmaları ile yönetim kurulunun takdirini kazandı.

Lise düzeyindeki her okulun eğitim- öğretim çalışmalarında başarı kriteri olarak öğrencilerin eğitimlerini yüksek ve yarı yüksek okullarda devam etmesi kabullenir. Bu yönde de okulumuz başkalarından geri kalmadı. Mesleki pedagojik özelliğine rağmen, hayli arkadaşlarımız eğitimini üniversitelerde ve öğretmen enstitülerinde devam ettiler ve farklı bölümlerde ortaokul ve lise öğretmenleri olarak mezun oldular. Az bir miktar da tıp, tarım mühendisliği, spor uzmanlığı, gazetecilik, hukuk vb. ikmal ettiler. Aramızdan bazıları da bilim alanında ad yaptılar, doktoralarını savunarak üniversitelerde öğretim üyeleri olarak çalıştılar. Örneğin, Prof. Dr. Hüseyin Memiş, Prof. Dr. Hüseyin Şevki, Doç. Dr. Kasım Yunusov, Dr. Sabri Alagöz bunlardan birkaçıdır. Sadece 10-12 yıl ayakta kalmış bir okul için bu hiç de küçük başarı sayılamaz.

Şu an bulunduğumuz hayat yolculuğumuzun yüksek basamağından, Bizler, sabık Türk pedagoji okulun mezunları olarak, tüm katılımcılar adına, bizlere sağlanan maddi koşullar ve imkanlar için emeği geçen tüm yetkili organlar ve kurumlara sonsuz minnettarlığımızı sunuyorum.

Burada, özellikle, bizlerin manen öğretmen olarak yetişmemizde değeri biçilmez katkıları olan unutulmaz öğretmenlerimize, bu sayıda eğitimcilerimiz yani mürebbilerimiz de dahil, tümüne şükranlarımızı sunuyorum. Onlar bizlere hayatının, öğretmenlik kariyerinin en verimli, en semereli gençlik dönemini hediye ettiler. Verdikleri emeğin hiçbir parasal eşdeğeri yoktur, hiçbir şeyle ölçülemez!

Değerli arkadaşlar, izninizle, burada 2 sabık öğretmenimize, Sayın K. Piştikova ve Sayın Dimitrov’a özel teşekkürlerimizi sunmak istiyorum. Onlar okulumuzda en uzun yıllar çalışmış öğretmenlerdir. Sayın Dimitrov daha fazla okulumuzun yönetim kurulunda görevli idi. Hem öğretmen hem de yönetici olarak öğrencilerin saygısını kazanmış, daima sevgi ile anılan bir kişi olarak kalmıştır. Sayın Piştikova da daha ilk yıllarda okulumuza gelmiş, mükemmel hazırlıklı ve yüksek yetenekli bir öğretmen olarak okulun kapanışına dek görevini icra etmiştir. Öğrenciler tarafından çok takdir edilen bilgi aktarma tarzına sahiptir. Teorik derslerden başka O uygulamalarımızı, pratik çalışmalarımızı yönetiyordu. Ders müşahedelerinden sonra kendisinin yönetiminde yapılan konferanslar bizleri öğretmen yaptılar, diyebilirim. Tüm öğretim süreci detaylarına giriyor, bizlere çok önemli uyarılarda bulunuyordu.

Sevgili öğretmenlerimiz Sizlere bir kez daha teşekkürlerimizi sunar, bundan böyle sağlıklı ve uzun yıllar yakınlarınız, sevdikleriniz ile birlikte mutlu hayat temenni ediyorum!“

Organizasyon kurulu adına
Doç. Dr. Kasım Yunusov
26 Mayıs 2018 yılı

 

Kırcaali Haber

Reklamlar