Tarih: 17 Ağustos 2018

Yazan: Dr. Nedim BİRİNCİ

Konu: Yeni atılımlara hazırlanıyoruz.

Bulgar tarihçiler ve diğer bilim insanları tarihte daha uzun ve derin izler bulmak için eşelemeye devam ederken, kimi defa istemeye istemeye olsa da önemli gerçekleri ifade etmek zorunda kalıyorlar.

Bulgar halk psikolojisinin önemli bilginlerinden olan Prof. Dr. Lübomir Georgiev – Sofya “Kl. Ohridski Üniversitesi Psikoloji Fakültesi Dekanı – “Poglem Video” söyleşisinde “500 yıl süren Osmanlı devrinde Bulgar nüfus 2 milyon kişi artmıştır. Kölelikten söz etmemiz söz konusu olamaz. Son 30 yılda ise nüfusumuz 2,5 milyon kişi azaldı.” dedi.

2,5 milyon Bulgar vatandaşına Türkiye’ye kovulan 500 bin “Büyük Göç” mağduru katılmamıştır.

Dünya istatistiklerine göre, sansür uygulayarak halkın beynini karartma işinde, 179 ülke sıralamasında, 111. yerde olan Bulgaristan’da, 1 650 000 (bir milyon altı yüz bin) yaşlı vatandaş sefalet çıtasının altında çok derin bir mağaraya tıkılmış ve can çekişmeye devam ediyor. Bu konuda hükümet makamları sürekli yalan haber üretiyor ve halkı kandırmaya çalışıyorlar. Yabancı ülkelerde çalışanlardan gelen yardım paraları olmasa bu kategorinin yok olması birkaç ay meselesi olmuştur. Bunun sebebi ise, ihtiyarların birçoğunun sosyal yardımlarla (135 leva) geçinmek zorunda olduğu ve bu paranın ilaç için bile etmediğidir.

Bulgar basını durumun gerçek yüzünü açıklamaya çalışırken “Türk esaretinde bile bu kadar çekmemiştik” ifadesini kullanıyor. Sözde Türklerle yaşarken zorluk çekmişlermiş…

En büyük işçi konfederasyonu olan (KNSB) son açıklamasında, “çalışanların % 72’sinin geçinebilmeleri için gerekli olan asgari gelirin altında aylık ücret aldığını” duyurdu.

Konuya değinen tanınmış gazeteci – yazar Kivork Kivorkiyan, “oligarşiyi temsil eden üst yapının tüm çabalarıyla Bulgaristan halkının geçmişi karartılmaya ve tamamen silinmeye çalışıyor. Vatandaşlar boş bellekle bırakılmak isteniyor. Belleksiz – hafızasız – bir halk yaratılarak pastelin gibi yoğuracaklar, ezip bükecekler! İstedikleri şekle sokmak istedikleri bir halk yaratmak istiyorlar!” diye yazdı “Fakti.bg” yayınında. (17 08 2018)

Yazar Kivork Türklerden Çingene ve Pomaklardan söz etmese bile, bizim üzerimizde son 70 yılda çok yoğun bir çalışma var. 6 ay Sofya’da çalışan Avrupa Konseyi’nde, bu memlekette Türk, Pomak, Çingene, Ulah, Yahudi, Ermeni, Gagauz ve Tatar da yaşıyor tümcesinin kurulmadan yazılıp çizilmesi herkese dudak ısırttı. Hep Balkanlardan söz edildi ama Balkanlarda 80 halk azınlığı yaşıyor ve bunların kimlik, din, anadil, kültür vs hakları var bunlar nasıl sağlanacak ve geliştirilmesine imkân sunulacak mı denmedi. Herkes dilini yutmuş maaş gününü bekliyor…

Bulgar halkının ve bu halkı oluşturan Bulgarlar dışındaki etniklerin dinsel ve kültürel zenginleşerek gelişmesine gereksinim var. Batı dünyasında din solmuş kuruyor. Bu arada XX. yüzyılda İslam dini yeşerip dallanıyor, bu gerçeğe de değinen yok. Türkiye, tarih değiştiren adımlar atıyor. Başkan Sayın R.T. Erdoğan’ın Amerikan Başkanı D.Trump’un yaptırımlarına, ekonomik ve mali saldırılarına göğüs gerdi. Ödün vermeden durumdan çıktı. Mağdur hakların hepsine örnek oldu. Ama değinen yok.

Akıllarına ilk gelen Kırım Savaşı’nda zorlanan Osmanlı’nın 1876’da dış borçları 200 milyon Sterlin olduğunda “iflas ettiğini açıkladığı” gibi, Büyük Başkan Sayın Erdoğan yönetimindeki Türkiye Cumhuriyeti’nin de “iflas” demesini gece gündüz beklediler. Filibe (Plovdiv) döviz bürosu 14 Ağustos’un akşam saatlerinde “YTL almıyoruz!” dediğinde sanki bayram ettiler. Gazeteciler “Düyünü Umumiye” nin Bulgarcasını aramaya koyuldular. Bir gün sonra faiz ve kur sisi kalkmaya başlayınca şaşırıp kaldılar.

Türkiye’nin eski Türkiye olmadığını, kökten değiştiğini, güçlendiğini, farklı bir dayanıklılık sergilediğini bütün dünya gördü. Herkes güçlünün yanında yer almaya sıraya durdu. 1959; 1970; 1980; 1990 ve 2001 darbeli, parası dalgalı, ekonomisi sallantılı, halkı tedirgin ve umutsuz Türkiye tarih oldu. D. Trump ve ardındaki tuzakçı soyguncular ile darbeciler el uzatsa Türkiye’de tutacak olmadığı ortaya çıktı. Eskiden istedikleri an Generallere askeri darbe yapıp kasalarını doldurup kaçıyorlardı. 10 yılda bir aynı tuzağı kurmaya alışmışlardı.

Sayın Erdoğan’ın dünya düzeninde köklü değişikler gerektiğine işaret eden “Dünya beşten büyüktür” sloganı dünyaca destek buluyor. Kamuoyunda tartışılan ana konu Başkan Sayın Erdoğan’ın öngörü derinliği oldu. Katar’dan, Rusya’dan, Almanya’dan sonra Çin de Türkiye’nin yaptırımlı saldırıya karşı aldığı tedbirlere ve izlediği isabetli siyasete destek geldi.

Büyük Yeni Türkiye’nin başarılı hamleleri Bulgaristan vatandaşlarının siyasi yapıda, seçim sisteminde ve sosyal alanda köklü değişiklilerin hemen gerçekleştirilmesi yolunda hareketlenmesi dikkati çekiyor.

Öyle olsa da, Bulgar psikologlarına göre, halkın üzerine korku çökmüş, geniş taban kesimde büzülüp sinme var. İnsanlar yoksulluk, kir pas, koku çeki içinde yaşamaya alışmışlar. Köklü değişiklik olursa, devlet memurlarının polis, öğretmen, doktor, yargıç, savcı ve sigorta ve vergi dairelerinde çalışanların % 30’unun işsiz kalacağı iddia ediliyor.

Bulgaristan’da şu dönem tartışılan 2 tarih var.

Birincisi 13 Eylül, ikincisi de 16 Eylül günüdür.  13 Eylülde muhalefet güçlerinin Sofya’da yılın dev gösteri ve mitingini düzenleyip “Kartal Köprü” de toplanarak hükümetin istifa etmesini, faşistlerin iktidardan kovulmasını ve demokratik erken seçim yapılmasını istemelerine hazırlık görülüyor. Bu gösteri ve mitinge ülkenin il merkezlerinde otobüsle nümayişçi taşınacak, sivil toplum örgütleri ve sendikalarla birlikte emeklilerin katılması da öngörülüyor.

İkinci gösteri, duyurulara göre 16 Eylül günü saat 15’te Sofya’da Halk Meclisi meydanında toplanacak ve özellikle Batı Avrupa ülkelerinde çalışan ve okuyan, Eylül ayında Bulgaristan’a tatile yapan gurbetçi vatandaşlar katılacak. Basında yapılan haberlere göre, 16 Eylül 2018’de Sofya’ya toplanacak olan gurbetçilerin sayısı büyük olacak ve yerli müzik gruplarının da katılacağı eylemin sabaha kadar devam edecek. “Antenab.com” yayını Almanya, Fransa, İspanya, İsveç, İtalya ve başka Batı Avrupa ülkelerinden gelenlerin yerli vatandaşlar tarafından desteklenmesi ve hükümetin düşürülmesi öngörülüyor.

Hazırlıkları başlayan büyük siyasi gösterinin sloganı şudur:

MİLLİ HAİNLER VE CANİLERLE GÖRÜŞMEK İSTEMİYORUZ!
HÜKUMETİN İSTİFA ETMESİNİ VE 1989 YILINDAN BERİ İKTİDAR OLAN BÜTÜN GÜÇLERİN YARGILANMASINI İSTİYORUZ!

Gurbetçi temsilcilerinin yayınladığı isteklerse şöyledir:

  • Siyasi partilerin mecliste işi olamaz! 240 kişinin devletimizi alabildiğine soymasına tahammülümüz yok. Hapsi sorgulanmalı ve yargılanmalıdır.
  • Majoriter seçim sistemi uygulanmalıdır! Halk tanıdığı ve güvendiği kişileri meclise göndermelidir. İsviçre Seçim Modeli uygulanmalıdır. Parti listelerine göre seçim yapılması yasaklanmalıdır. Devleti soyanlardan hesap yargılanmalıdır. Davalar uzun sürebilir.
  • Vatanımız insansız kaldı.

Yabancı ülkelerde ekmek parası, huzurlu hayat aramaya zorlandık. Biz vatanımızdan kovulduk. Ağır gurbet koşullarında ömür törpülemeye zorlandık. Gurbetçilerin hepsinin kalbinde memleket sevgisi yaşıyor. Analarımızı, babalarımızı, kardeşlerimizi, çoğumuz çocuklarımızı gözleri yaşlı arkamızda bırakarak ekmek parası aramaya gittik. Biz 16 Eylül günü iktidardan hesap sormaya geliyoruz.

VATANDAŞLAR,

Son umut sönmemiştir. Biz hala yaşıyoruz. Gelin, birlik olalım ve bu soyguncu hükümeti, faşistlerle ortaklık yapan eski komünistlerin torunlarını iktidardan devirelim! Şimdiye kadar idarede olan oligarşi ve mafyaya karşı ele ele verelim. Bizi bir yudum ekmeğe muhtaç eden iktidarda katiller var, Bulgar halkına karşı soykırım işleniyor, birlik olup hepsini çöpe atalım ve hesap soralım.

SOMUT İSTEKLERİMİZ ŞUNLARDIR

  • Dolaysız demokrasi istiyoruz.
  • Geleceğimizle ilgili halk oylaması düzenlenmelidir.
  • Vatanımızın yönetim biçimi konusunda ulusal ve yerel referandumlar yapılmalıdır. Son söz halkındır!
  • Seçim sistemi değiştirilmelidir. Blokçeyn teknolojiler kullanılarak sandık başına gitmeden, her vatandaş bulunduğu yerden, elektronik yolla oy kullanacak ve halkın gerçek görüşü ve istekleri öğrenilecek ve tarafsız bir iktidar tesis edilecektir.
  • Partiler seçime katılmayacak. Halk kendi adaylarını kendisi gösterecek ve hiçbir baskı altında kalmadan kendisi seçecektir. Devlet görevlilerinin her birinden kişisel sorumluluk arama mekanizması oluşturulacaktır.
  • Baş Savcı, Başbakan, Cumhurbaşkanı, Bakanlar, Yargıçlar, Muhtarlar, polis müdür ve amirleri halk tarafından direk oylamayla seçilecek ve seçmen her zaman ve her yerde kendilerinden hesap sorma hakkına sahip olacaktır.
  • Avrupa fonları, devlet bütçesi ve devlet ve belediye projeleri, ihaleler halkın gerçek temsilcileri tarafından kontrol dilecektir.

***

Sonuç: Merkezimize akan bilgiler, Bulgaristan’ın değişikliklere gebe olduğunu haber veriyor. Bulgaristan bizim vatanımızdır. 1989’da başlattığımız demokratik dönüşümler davamız yarım kaldı. 30 yıldan sonra Avrupa’yı gidip gören, gurbet havasını koklayan Bulgarların da demokrasiden ve adaletten yana fikir değiştirdiğini kanıtlıyor.

Özellikle siyasi sistemin, seçim sisteminin değiştirilmesi ve katillerden, talancılardan, azınlıklara zulüm edenlerden ve etnik azınlıkların insan haklarını tanımayanlardan hesap sorulması davasında bizim de katkımız olacaktır. Bu konuda BULTÜRK ve BGSAM ve diğer dernek ve federasyonların kararlarını ve görüşlerini size bildireceğiz.

Ortak karar alma ve eyleme geçme hakkımız gizlidir.

Okuyun ve çevrenizle paylaşınız.

Bizi izlemeye devam ediniz.

Okuduğunuz için teşekkür ederiz.

Reklamlar