Bir romanda nelerden bahsedilmesini beklemeyiz? Tuvaletlerden mesela. Sineklerden. Bitkilerin üreme biçimlerinden. Gündelik hayatın sıradan detaylarından. Bunlar her ne kadar “doğal” şeyler olsalar da romanlara giremeyecek kadar yersiz ya da önemsiz görülürler genelde. Bulgar yazar Georgi Gospodinov ise bütün bu dışlanmış konulara kucak açarak “muzip” bir roman çıkarmış ortaya: “Sineğin bakışını anımsatan çokyönlü bir roman. Ve onun gibi, ayrıntılarla, sıradan gözün görmediği küçücük şeylerle dolu bir roman.”

Bir boşanmayla başlıyor hikâye: Bir yazar olan anlatıcı, karısından ayrılıyor ve eski hayatıyla birlikte görünüşe göre akılcı benliğini de geride bırakıyor. Kahramanımız dış dünyadan giderek koparken, biz de onun iç dünyasının dolambaçlı dehlizlerine çekiliyoruz. “Doğal” bir romandan bekleneceği üzere, anlatı çizgisel bir doğrultuda değil zikzaklarla ve fragmanlarla ilerliyor; iç içe geçen kurmaca katmanları kimi zaman gerçekliğe göz kırpıyor.

“Kendi hayatımızı anlatmanın imkânsızlığı hakkında bir kitap,” diyor Gospodinov, Doğal Roman için – ama yaratıcı bir yazarın yapacağı gibi, bu imkânsızlığın içindeki imkânları keşfedip kullanmayı iyi başarıyor.

 

YAZAR HAKKINDA:

1968 doğumlu Bulgar yazar. Öykü ve roman yazmanın yanı sıra şiir ve oyunlar da kaleme alan Gospodinov, Bulgaristan’ın 1989 sonrası en çok çevrilen isimlerinden biridir. Doğal Roman’ı (Apollon, 2010) yirmi üç dile, öykü kitabı Ve Başka Öyküler ise sekiz dile çevrilmiştir. İkinci romanı Hüznün Fiziği İtalya ve Almanya’da, aralarında Premio Strega Europeo ve Haus der Kulturen der Welt Preis’in bulunduğu dört uluslararası Avrupa ödülüne layık görülmüştür. Yazar, 2010’da ABD’de yayımlanan Best European Fiction antolojisinde yer almıştır. Gospodinov halen Sofya’da yaşıyor.

 

Çevirmen: Doç. Dr. Hasine Şen Karadeniz

Reklamlar