Konu: Bulgaristan gazetelerinden tercume

Osman Oktay kitap yazdı .  HÖH entrikaları pazarda.                  

Çok güzel bir şey oldu. Hak ve Özgürlükler Partimizin -HÖH – (DPS) kurucu alayına daha 1990’da katılan ve 12 yıl Örgüt Sekreteri görevinde bulunan, Genel Başkan Ahmet Doğan ile birlikte hainlikler sepetini ören Osman Oktay, anlaşılan içindeki kangrenin ince sızısına dayanamadığı için, HÖH hicranını kalem ucundan kitaba akıtmış.

Her yazar gibi, O. Oktay da, düşündüklerini önce basına aktarmaya başladı. HÖH-DPS 9. Kurultayında Mustafa Karadayı’nın Başkan seçilmesini vesile ederek, kitabı o sayfadan açmış.

Uzunca anlatımın kısa özetini veriyoruz:

HÖH şeref başkanı Ahmet Doğan’ın burnunu silip atacağı yeni mendil M. Karadayı’dır. Onun güncel işler başkanı görevine getirilmesi suskunluğuna mükafattır. Doğan yeni özel kalem müdürünü, öldürülmezden önce aynı işi y6apan Ahmet Emin’in yerine yeni erkek sekreterini atarken, HÖH 9. Kurultay delegelerinin hepsi birden aldatıldılar.

Sofya’nın eski Valisi Rosen Vladimirov, Mustafa Karadayı’ya  parasızdan ucuza, birkaç değersiz senet karşılığı Başkentte daire vermişti. Bu mülkün skandal ateşi şimdi alevlenecek. Birkaç hafta önce bu konuda meclis komisyonu kurulmasına çalışıldı. Şimdilik bastırıldı. Aralarında Lütfü Mestan da olmak üzere, bu dalavereden birçok HÖH’lü yararlandı.

HÖH kurultayında Doğan mumya gibiydi. 10 Kasım 1989’da Todor Jivkov hayalete dönmüştü, Doğan da ona benziyordu. Seyrederken locadakinin Doğan’ın balmumu büstü olduğunu düşündüm. Sesini işitmedim. İki yanında Emel Etem ile Ramadan Atalay’ın sımsıkı oturduğu dikkatinizi çekmiştir.Onlar da kim. 2001’de Razgrat ve Ruse semim listelerinde kendilerini daha ön sıraya yazdıklarından ötürü, Doğan ikisini de listeden çizmişti. O zaman büyük skandal yaşanmıştı.  İkisini de partiden atmak istedi, sonra sözünden döndü. Emel Etem’i Bakan yaptı, şimdi ikisini beraber gördük.  E.Etemi yükseltmesinin nedeni, onun ardına saklayarak Delyan Peevski’yi yaratmaktı. Etem, devlet yedeklerinden sorumlu Başbakan Yardımcısı görevindeyken, onun Çingene Mirço ile birlikte çalıp çırpmasına göz yumdu ve Peevski sermayesi o zaman birikti.

***

Osman Oktay’la bu konuda yapılan söyleşi:

Soru: HÖH yeni aktüel işler  Başkanı Mustafa Karadayı’nın politik kariyerinin nasıl başladığını anımsıyor musunuz?

Yanıt: Kırcaali’nin şimdiki Belediye Başkanı Hasan Aziz, Sofya’da (BİAS) enstitüsünde öğrenciyken bir gün ofisime geldi ve HÖH partisinden ilgilendiğini söyledi. O zaman Filip Dimitrov başbakandı. Üniversiteli örgütleri kurmaya birlikte karar verdik. Ondan “Akademik Dernek” kurmasını istedim. HÖH partisinin tescil ettirilmesinden bir yıl sonra, ben partiye bağlı gençlik derneği olmasını istemiştim, fakat Ahmet Doğan ile Kasım Dal karşı çıkmıştı. Gerekçelerinde, biz Bulgaristan Komünist Partisi ve partiye bağlı gençlik örgütü olan “Komsomol’u” kopyalamamızı önlemek vardı. Bu nedenle ben de farklı hareket ettim. Hasan Azizten Sofya üniversitelerindeki Türk isimli öğrencilerin hepsinin listesini hazırlamasını rica ettim. 150-200 kişiydiler. İlk buluşmaya davet etmeyi önerdim ve “Öğrenci semti”nde birkaç saatliğine bir kahve kiraladık. Davetiyeleri HÖH yerine, Hasan Aziz imzalamıştı.

Soru: Doğan, bu görüşmeye geldi mi?

Yanıt: Ahmet Doğan’ın büyük bir zayıflığı var. O, üniversiteli ve genç kızlarla flört yapmayı sever. Biz  bundan yararlandık. Buluşmadan bir gün önce, çalışma odasına girdim ve ona şunu söyledim: Biliyor musun bizim Türk ve Pomak üniversite öğrencileri bize bir sürpriz hazırlamışlar. Buluşma düzenleme kararını, kahvehane kiraladıklarını ve bizimle tanışmak istediklerini anlattım. Ve o da bir ahmak feylesof gibi şöyle dedi: Tabii, genç kızları görmeye kim gitmez. Ertesi gün oradaydık. Ve bizim projemiz böyle hayat buldu. Ve orada ön hazırlıkları tamamlanan “Akademik Dernek” projesi öğrenciler tarafından dile getirildi. Doğan öneriti desteklerken, Varna, Plovdiv, Ruse ve Burgas şehirlerindeki yüksek okul ve akademilerde de bu gibi derneklerin kurulmasını istedi. Belirli bir zaman sonra bu derneklerin hepsi birleşerek  HÖH partisine bağlı Ulusal Öğrenci Akademik Derneği oluştu. HÖH Gençlik Örgütü işte böyle kuruldu.

Soru: Bu Gençlik Örgütü partiden bir kol muydu?

Yanıt: Bağımsız olsun diye, bir onu HÖH’ten ayrı tescil ettirdik. Fakat şimdi sizin birinci sorunuza dönelim izninizle. Günlerden bir gün ofisimin kapısında Mustafa Karadayı belirdi. Onu, Borino köy muhtarı göndermişti, de-pe-se-li dostlarımsa kendisini kabul etmemi önermişlerdi. Karadayı gençlik örgütüne katılmak istedi. Ona Hasan Azizle ilişkiye geçmesini öğütledim ve o gençlik örgütümüzü böyle buldu. Hasan Aziz ulusal gençlik örgütünden sorumlu iken, o da Sofya örgütünden sorumluydu. Matematikçi ve ekonomi okuyan Karadayı gibi bir gencin el altında bulunmasından daha iyi ne olabilirdi. Birleşik Demokratik Güçler’de (ODC) Cumhurbaşkanı için Jelü Jelev ile Petır Stoyanov arasında seçim yaparken, oyları saymak için bilgisayar merkezi oluşturduk. Bu merkeze HÖH kotasından Karadayı’yı önermiştim. Bu merkezde diğer parti ve örgütlerden gençler çalışıyordu. Onu, daha sonra Merkez Seçim Komisyonuna aldıklarında,  o giderek bir seçim uzmanı olarak yetişti.

Soru: O daha sonra nasıl yükseldi.

Yanıt: 2001’de HÖH partisi seçim kurmayının başına geçtiğimde, iki iş yaptım: Bir tüzel kişi olarak, tescili ayrı yapılacak ve kendşi banka hesapları olacak bir  Seçim Fonu oluşturulmasını önerdim. Fikrim sponsor paralarının fona serbestçe girmesini ve amaca yönelik kullanılmasını sağlamaktı. Fon yönetimine tarafsız kişiler alınmasında direndim. Hasan Ademov’un fon başkan ve Mustafa Karadayı ile “sarayda” öldürülen Ahmet Emin’ın ise üye seçilmesini uygun gördüm. Öyle de oldu. Bu an çok önemlidir.

Soru:  Neden?

Yanıt: Çünkü böylece paraları Ahmet Doğan’dan alabildim. Paralar parti kasasına girmeyecekti, kullanılmaları için de A. Doğan’ın imzasına gerek yoktu.  Kötü olansa, Doğan’ın şu sözünü ettiğim kişileri bugüne kadar kullanmasıdır. H. Adem’i iki defa bakan yaptı. O ise, minnettarlık ifadesi olarak, Fon etkinlikleri konusunda susuyor, çünkü mafya ve şirketler çemberi arasındaki bağlılık bu fon aracılıyla gerçekleştiriliyordu.  Doğan, en çok güvendiği kişi olan Ahmet Emin’i bu şemanın içine ördükten ve onu tüm dalaverelerinde aracı yapmayı başardıktan sonra, iki çocuğunu arkada bırakan genç baba, hayatına kıymak zorunda kaldı.

Soru: Biz artık Mustafa Karadayı’nın partide en yüksek göreve ayak bastığını görüyoruz.

Yanıt: Fon işleri konusunda ve bazı başka işlerle ilgili susmasının ödülüdür bu. Ben partiden ayrıldıktan sonra, Doğan Karadayı’nı  özelleştirme sonrası kontrol işleri başkan yardımcılığına atadı.  Parnik mafyası başkanı Rosen Vladimirov ise, hiç kimse tarafından tanınmayan biri olsa da, Sofya – kent valisi görevine getirildi.  Vladimirov Karadaytı’ya birkaç kuruşa daire verdi. Birkaç hafta önce bu konuda meclis komisyonu kurulmak istendi. Sonra olay bastırıldı. Bu imkandan birçok kişi yararlandı. Onlardan biri Önal Lütfi’dir.

Soru: HÖH partisinin “aktüel işler”  (operatif) başkan değimine bu kadar fazla vurgu yapmasının nedeni nedir?

Yanıt: Doğan İran yönetim modelini Bulgaristan’da canlandırıyor diyen meslektaşınız Koritarov doğru olana işaret etti. İran’da ulusun ruhsal önderi olan bir Ayatollah var. Ülkenin cumhurbaşkanı ve başbakanını, idari yöneticilerini atayan odur. Meclisin bu kişilerin nasıl kabul ettiğine bakılmaksızın son söz her zaman Ayatollah’ındır. Doğan eskiden Ahmet Emin hakkında “erkek sekreterim” demişti. Şimdi de kurultaya katılan delegeleri aldatmak için “operatif” başkan değimini kullandı. Karadayı, onun yeni özel kalemi, kalem odası şefi ya da erkek sekreteridir.

Soru: Onun görevi ne olacaktır?

Yanıt: Dogan ile tüm dış faktörler arasında aracılık yapacak. Zamanında Ahmet Emin bu işi görüyordu. Doğan onu parti içi kontrol, muhtarlar ve onların çevresindeki şirketleri yönetme işinde kullanacaktır. Diğer kurumlarla işleri uyum lamayı sağlayacaktır. Günümüzde bazı kişilerin, kurduğu şirketin gerçek sahiplerinin kim olduğu anlaşılmasın diye anonim şirket kurdukları gibi, Doğan da bu oğlan ardına gizlenme formülünü geliştiren kişidir. Doğan, Fon’un üyelerinden her birinin ardına gizlenmeyi başardı, onlar imza attılar ve sorumluluk taşıdılar. Doğan’ın gölgesi Karadayı’nın vicdanına yüklenecektir. O, kimi kullanacağını iyi biliyor. Son yıllarda Doğan’ın geliştirdiği sanat işte budur.

Soru: Daha somut olabilir misiniz?

Yanıt: Doğan önce kendilerine güvendiği kişileri sonra parti içinde ve geldikleri bölgelerde gözden düşürme işinde ustalaştı. Şu dönemde, son seçimleri kaybettiği Kuzey Doğu Bulgaristan’dan güçlü bir Başkan çıkaracağına, “hiç bir kimsenin tanımadığı bir yöreden” Karadayı gibi bir kişiyi başkan gösterdi. Borino’da Türk yaşayan 3 köy var. Onların isimleri Pomaklarla birlikte değiştirilmiştir. Memleketteki diğer Türkler o yörede Türk yaşayan köy olduğunu bile bilmiyordu.  Doğan yeni liderin boynunu boyunduruğa takacağını, Lütfi Mestan gibi kafa sallamayacağını biliyor. Yeni başkan kendini güçsüz ve kimsesiz his ettikçe, Doğan’ın gölgesine sığınacaktır. Bu kararıyla Doğan Türkleri DOST partisine tava içinde sunmuş oldu. Durum pembe değildir.

Soru: Ahmet Doğan uzun bir zamandan beri kalabalık forumlara katılmamıştı. Onun HÖH Kurultayında belirmesi sürpriz oldu mu?

Yanıt: Bir mumya gibi görünüyordu. Bakarken onu 10 Kasım 1989’daki Todor Jivkov’a benzettim.  Kurultay’daki Doğan’ın bir balmumu figürü mü, yoksa o kendisi mi diye düşündüm. Sesini işitmedim. İki yanına Emel Etem ile Ramadan Atalay’ın oturduğunu gördünüz mü? Onlar kim biliyor musunuz?  Dolandırıcılıklarından dolayı Doğan 2001’de ikisini de Razgrat ve Puse milletvekili listesinden kendi eliyle çizmişti. Doğan kovduğu kişileri, sonra görevlerine çevirerek kullanıyor. Kendileriyle sorun yaşadığı kişiler şimdi onun çok yakınında oturanlardı. Vaktiyle Emel Etem’i bakan yaptı. O, devlet yedeklerinden sorumlu iken arkasında Delyan Peevski’ye zengin olma imkanı sağladı.

Kurultay’da çok ilgi çeken başka kişiler de vardı. Onlardan biri, daha 90’loı yıllarda HÖH partisinde en fazla istenmeyen kişilerden biri olan Önal Yütfü idi. O, Lüdmila Jivkova’nın Kültür Komitesi’nde çalışmıştı. Bulgar makamlarının Arap devletlerindeki istasyon şefi görevinde bulunmuştur.  Daha sonra anlaşıldığına göre, HÖH milletvekili olarak, 90’lı yıllarda Bulgar gizli siyasi polisine sürekli rapor vermiş, Gizli Polis Birinci Şubesi’nden subay olduğu ortaya çıktı. HÖH biz bir NATO-cu ve AB’den yana bir partiyiz yaygarası koparırken, bu kişinin 9. Kurultayı açmasını anlayabilmek gerçekten çok zor. Doğan kendisi de gizli polisten bir subayı olduğuna göre, bugünde Birinci Şube’de çalışmaya devam ettiğine ve gerçek dosyasının hala gizli tutulduğu bilindiği bir zamanda Avrupa’ya ve dünyaya nasıl işaret veriyor acaba? Ben, DOĞAN’IN  gerçek dosyasının Moskova’da gizlendiğini öğrenebildim. Ben tüm bunları ve “Geçiş Dönemi“nde meydana gelen akla fikre sığmaz olayları büyük bir teferruatla olmak üzere Hak ve Özgürlükler Hareketi (HÖH-DPS) partisini anlattığım birinci kitabımda ele alıyorum.

Reklamlar