Raziye ÇAKIR

İstanbul Bultürk Genel Merkezine 14.09.2013 saat 22.00 da 7’den 70’e üyeler gelmeye başladılar. Burada Bultürk ’ün merkezinde aralarında kaynaşma, tanışma ve sohbetler yapıldı.Ardından otobüsler geldi ve herkes dışarıya çıktı, yaşları 7’den 70’e varan üyelere 40 yaşına kadar olanlar 2.otobüse üstü ise diğer otobüse diye gelenleri yönlendiriyorlardı. Herkes yavaş yavaş otobüslere yöneldiler ve yerlerini almaya başladılar. Herkes yerlerine oturduklarında dernek yönetiminden başkan ve yönetiminden Dr.Nedim BİRİNCİ, Muazzez YURDAKUL, Bayrampaşa Belediyesinden Belediye Başkan Yrd. Ahmet TÜFEKÇİ ve Koordinatör Sn.Yüksel AYDIN bey de Çanakkale’ye gidenlere kısa birer konuşma yaptılar ve hayırlı yolculuklar dilediler. Otobüslerde görevli olarak Dr. Nedim BİRİNCİ ve Durmuş MUTLU da yerlerini aldılar ve Bayrampaşa’dan yola çıktılar.
Yolda giderken görevliler biraz bilgi verdi.1240065_10151837374748917_1366978957_nÇanakkale şehitler anıtı Türk’ün tükenmezliğinin simgesi, birlik ve beraberliğimizin kanıtıdır. Çanakkale savaşlarında şehit düşen yaklaşık 253 bin şehidimizi simgeleyen abidelerin en görkemlisidir. Bu anıt, hepimizin gönlünde geleceğe güven yansıtan, Türk milletinin en zor döneminde bile yedi düveli dize getirebileceğini ve yüz binlerce şehit pahasına vatan topraklarını ebediyen koruyacağını gösteren anıtımızdır.
Anıtın projesi 1944 yılında MSB tarafından açılan yarışma ile belirlenmiştir. Bu anıtımız ilk olarak Gelibolu Yarımadasında Alıçıtepe’de yapılması planlanmış ancak arazinin bozuk olması ve denize uzak olmasından dolayı vaz geçilmiştir. Daha sonra Hisarlık burnunda Morto’ya hakim 50 metre rakımlı olan Hisar Burnuna yapılmıştır.
1952′de yapımına karar verilmiştir. 19 Nisan 1954′te temeli atılmıştır. Ancak çeşitli nedenlerden dolayı (müteahhitlerin yolsuzlukları, yeterli miktarda para bulunamaması gibi) birkaç defa yapımı durmuştur ve nihayet 15 Mart 1958′de sadece gövde kısmı yapılabilmiştir.
Bu anıtımız Milliyet gazetesinin açmış olduğu kampanya ile yeterli para toplanınca 1960′da tamamlanarak. 20.08.1960 tarihinde açılışı yapılmıştır
• Anıtın kapladığı alan: 625 metre kare
• Ayak sayısı (sutun sayısı): 4 adet
• Ayaklar arasındaki mesafe:10 metre
• Bir ayağın ebadı: 7.5×7.5 metre
• Anıtın kadisinden itibaren yüksekliği: 41.70 metre
Anıtın bulunduğu bölge 25 Nisan 1915 günü İngilizler tarafından işgal edilmişse de 27 Nisan da yarımadaya ayak basan Fransızlara bırakılmıştır. Dört sütun üzerine oturtulan abide milletimizin sağlam temellere dayandığını ve yıkılmaz olduğu anlamını taşımaktadır. Uzaktan bakıldığında da Mehmetçiğin M harfi şeklinde gözükmektedir. Anıtın tavanına mozaikten Türk bayrağı işlenmiştir.
Aynı zamanda abidenin altında birde müze bulunmaktadır. Çanakkale şehitler abidesi milletimizden toplanan 2.386.251 liralık bağış ile inşa edilerek Türk Milletinin şehitlerine armağanı olmuştur. Abidenin dört ayağında sekiz rölyef bulunmaktadır. Denize bakan dört tanesi deniz savaşlarını, karaya bakan dört tanesi de kara savaşlarını anlatmaktadır. Ayrıca anıt içinde ki 25 m.lik bronz bayrak direği Amerika’da yaşayan soydaşımız Nazmi Celal tarafından hediye edilmiştir. Aynı bayrak direğinden Anıtkabir’de de bir adet bulunmaktadır. 2005 yılında restorasyondan geçen anıt 2007 yılında bulunduğu alana yeni şehitlik inşa edilerek son şeklini almıştır.

ÇANAKKALE ŞEHİTLER ABİDESİ ŞEHİTLİĞİ
1. Dünya Savaşında 19 Şubat-17 Aralık 1915 tarihleri arasında Çanakkale Boğazı çevresinde İtilâf Devletleri deniz ve kara kuvvetleriyle Osmanlı ordusu arasında yapılan Çanakkale Muharebelerinde şehit düşen yaklaşık 253.000 şehidimiz için Seddülbahir’de Çanakkale Şehitleri Anıtı’nın yanındaki alana inşa edilmiştir. Genelkurmay Başkanlığı’ndan alınan 15.000 Çanakkale şehidi künyesi içinden 500′er ve erbaşla 100 subayın künyeleri seçilmiş, mezar taşları yaptırılmıştır. Projesini Yüksek Mimar Nejat Dinçel’in yaptığı şehitlikte, ayrıca yüzlerce şehidin adı mermer bloklara yazılmıştır. İnşaatta, Selçuklu kervansaraylarında görülen, doğaya dayanıklı Kayseri taşı kullanılmıştır. Şehitlik’te namazgâh, şadırvan, otopark, mezarlık bölümleri bulunmaktadır. Heykeltıraş Prof. Tankut Öktem’in “Yaralı Asker Anıtı” ve Metin Yurdanur’un “Mustafa Kemal Çanakkale’de Anıtı” şehitliğe ihtişam vermektedir.
Şehitliğin yapımına 1991 yılı sonbaharında başlanmış, kış mevsiminde ara verilmiş, inşaat 1992 yılı baharında tamamlanmış ve 25 Mayıs 1992 tarihinde düzenlenen bir törenle halkın ziyaretine açılmıştır.
2004 yılında yapılan değişiklik ile temsili şehitliğimiz anıtın önündeki platforma alınarak ay-yıldız şeklinde yeniden düzenlenmiştir. Buradaki temsili şehitlikte adı Mehmet olan ve memleketi yazan 131 temsili şehit kabri bulunur.
Anıt ve Şehitliğin tam karşısında 3×45 metre ölçülerinde Çanakkale Savaşlarında kahramanlık olaylarını anlatan bir rölyef yer alır.

Çanakkale Müzeleri – Çanakkale Arkeoloji Müzesi
Çanakkale Arkeoloji Müzesi’nin başlangıcı 1911 yılına kadar inmektedir. Bu yıllarda çevreden toplanan eserler Çanakkale Ortaokulunda depolanmaya başlamış, daha sonra bunlar Çarşı Mahallesi’ndeki 1936 yılında onarılan bir kilisede bir araya getirilmiştir. Müze memurluğu olarak hizmet gören bu müze 1936 yılında ziyarete açılmıştır. Bundan sonra yeniden düzenlenmiş ve 30 Ağustos 1961 tarihinde, daha sonra da Barbaros Mahallesi, Atatürk Caddesi’nde yapılan yeni müze binasına taşınarak 1984 yılında ziyarete açılmıştır.
Müzede Frank Calvert koleksiyonu, Troia antik kenti buluntuları, Beşiktepe’den çıkarılan Prehistorik buluntular, Helenistik ve Roma dönemlerine ait buluntular, Troias ve Mysia bölgesi antik kentlerinden getirilen mezar stelleri ve ostothekler, Çan ve Yenice tümülüslerindeki MÖ.VII.-II.yüzyıla ait eserler, Bozcaada (Tenedos) nekropolü eserleri teşhir edilmektedir.

Çanakkale Boğaz Komutanlığı Müzesi
Deniz Kuvvetleri Komutanlığı, Çanakkale Boğaz Komutanlığı’na bağlı olan bu müze 1982 yılında ziyarete açılmıştır. Müzede fotoğraflar, resim galerisi, Çimenlik Kalesi ve Nusret Mayın Gemisinin maketi bulunmaktadır. Müzenin birinci katında Çanakkale Savaşı’nı anlatan fotoğraflar, askeri üniformalar, nişanlar, paralar, sancaklar, savaşta kullanılan araç ve gereçler sergilenmektedir.
Ayrıca Çanakkale Savaşı’nda büyük yararlılıkları görülen Nusret Gemisinin bire bir ölçüsünde yapılmış ve Çimenlik Parkına yerleştirilmiş maketi, çeşitli eski gazete küpürleri, gemi fenerleri, ışıldak, pusula gibi gemicilikte kullanılan seyir malzemeleri sergilenmektedir. Bu müzeye bağlı olan Çimenlik Kalesi’nde de 16 Türk devletine ait bayraklar, silahlar ve savaşlarda kullanılan araç ve gereçler ile çeşitli toplar sergilenmektedir.

Bigalı (Çamyayla) Atatürk Evi
Çanakkale Savaşları sırasında Atatürk’ün 19.Tümen Karargâhı olarak kullandığı iki katlı bu ev 1973 yılında müze haline getirilmiştir. Bu evin alt katında iki, üst katında üç odası bulunmaktadır. Bunlardan üst katta Atatürk’ün çalışma ve yatak odası ile yaverinin odası bulunmaktadır. Burada Atatürk’ün kişisel eşyaları, deri evrak çantası, sivil ve askeri giysileri, günlük mutfak eşyaları ve fotoğraflar sergilenmektedir.
Atatürk bu evde 275 kg.lık mermiyi omuzu ile kaldırıp top namlusuna süren Seyit Onbaşı’nın öyküsünü dinlemiştir.
Hadımoğlu Konağı Türk Evi Etnoğrafya Müzesi
Hadımoğlu Konağı 1973 yılında varislerinden Milli Emlâk tarafından satın alınmış, daha sonra Kültür Bakanlığı’na devredilmiştir. Kültür Bakanlığı Hadımoğlu Konağını 1995-1996 yılında restore etmiştir. Hadımoğlu Konağı XVIII.yüzyıl Osmanlı konağıdır.
Bu konağın sahibi olan Mustafa ve Ahmet isimli iki kardeş Konya’nın Hadım kasabasından gelerek Bayramiç’te dabaklık (dericilik) yapmışlardır. Kısa sürede zengin olan kardeşler Osmanlı hükümetinden Bayramiç Sancaktarlığını almışlardır. Hadımoğlu konağı günümüze iyi bir durumda gelmiş Türk Sivil Mimarisi örneklerindendir. Dış görünümü ile adeta bir kaleye benzeyen bu konak iki katlı olup, haremlik ve selamlık bölümlerinden oluşmaktadır.

Çanakkale Ruhu ve Maneviyatı
18 Mart 1915’teki Çanakkale Deniz Savaşı ve onu takiben bir yıl süren Gelibolu Yarımadası’ndaki kara savaşları, “Çanakkale ruhu”nu bugünlerde giderek yükseltiyor. Çanakkale’yi Çanakkale yapan, milletimizin diriliş ruhudur.
Bizim milletimiz kadar düşen, düştüğü yerden de kalkmasını bilen, esarete alışık olmayan, öldü zannedilirken yeniden dirilen başka millet yoktur. Eğer bu topraklarda şimdilerde Çanakkale ruhu bizi bir daha heyecanlandırıyorsa, bu kendi değerlerimiz üzerinde bir defa daha ayağa kalkıyor olmamızdandır.
Çanakkale ruhu, bizim inanç değerlerimizle yoğrulan milli ruhumuzdur. Kur’an seslerinin, Çanakkale Boğazı’nın yamaçlarında, Gelibolu’nun bayırlarında bir kanlı savaşın nakaratı olduğunu görebilenler ancak o ruhu anlayabilir.
Bizim milli ruhumuz, en son dinin, Anadolu toprağında, insanımızın güzel hasletleriyle yoğrulan muhteşem yapısıdır. Bu milli ruh bugün, husumete vakitleri olmayan muhabbet fedailerinin, ilhamlarını dünyanın dört bir yanına taşımalarıyla yeni bir sevdaya tutuldu. Bu sevdanın tutkusuyla, Çanakkale’deki aşkın heyecan birdir: Yaşatmak..
Yaşamak için değil, yaşatmak için sancı çekmek. ‘İnsanoğlu’na ait bu en yüksek duyguyu anlamayanlar, Çanakkale’de tamamı şehit düşen İstanbul Erkek Lisesi’nin son sınıf talebelerinin ölüme koşmalarını anlayamazlar. Halid Bin Velid’in söylediği de oydu: “Bekleyin, sizin dünyayı istediğinizden daha fazla ahireti arzulayan bir ordu geliyor…” Çanakkale zaferi, İngiliz ve Fransız donanmasına geçit vermedi. Bizim var olma kararlılığımızı perçinledi, hasımlarımızın bizi parçalamalarının önüne geçti. Rusya’da Bolşevik ihtilaline fırsat tanıyarak Rus Çarlığı’nın Doğu Anadolu’yu işgalini önledi. Ama Çanakkale’nin anlattığı başka bir şeydi. Dili, rengi, etnik kökeni farklı millet evlâtları vatan toprağında omuz omuza yatıyordu. Bu bir. İkincisi, 250 bin kaybımızın (şehit, yaralı, hasta, kayıp) büyük çoğunluğu genç ve münevver nesildi. Yani biz Çanakkale’de bir milleti yeniden ihya edecek nesli kaybetmiştik.
Bugün de dirilişimiz Çanakkale’nin anlattığını doğru anlamamıza bağlı.
Yeniden dilimize, rengimize, etnik kökenimize bakmadan kardeş olmalıyız. Dün bunu hissiyatımız sağladıysa bugün aklımız, mantığımız sağlamalı. Bugün akıl, insan haklarının, özgürlüklerin, fikir ve ifade hürriyetinin, inanç ve ibadet özgürlüğünün, yani bireyin öne çıktığı, şeffaflığın ve herkesin hesap vermesinin sağlandığı, yani hukukun üstünlüğünün geçerli olduğu demokratikleşmeyi işaret ediyor. Bu, başka bir ifadeyle, kendi değerlerimize bağlı kalarak, kendimiz olarak ayağa kalkıp evrensel insanî değerlerde buluşmayı anlatıyor. Dün Çanakkale’de İngiltere ve Fransa düşmanımızdı, ama bugün, Avrupa Birliği içinde onlarla tam üyeliği bir devlet politikası haline getirdiğimiz iki ülkedir. Dünyanın gittiği yeri doğru okumalı, Çanakkale’yi bahane edip intikam peşinde koşmayı değil, Çanakkale’deki milli ruhu diri tutarak Türkiye’nin güvenlik, refah ve özgürlük ülkesi olması için çalışmalıyız. Çanakkale ile övünebiliriz, bu bizim hakkımız. Ama bilimde dünya üniversiteleri arasında son sıralarda, insan haklarında en gerilerde, milli gelirde bilmem kaçıncı sırada bir ülkenin insanları olmanın övünülecek değil, utanılacak bir durum olduğunu herhalde inkâr edemeyiz.
Çanakkale’de bu milleti ihya edecek nesli kaybetmiştik. Şimdi o nesil yeni bir baharda yeniden geleceğimizin bayırlarını, bahçelerini, ovalarını, yaylalarını süslüyor. Çanakkale’de toprağa düşenler, şimdi sadece sınırlarımız içinde değil, dünyanın dört bir yanında diriltmek üzere dirildiler. Çanakkale ruhu işte budur..

Çanakkale Anıtları ve Kaleleri

Çimenlik Kalesi
Çimenlik Kalesi, Kilitbahir Kalesiyle birlikte boğazın en dar yerine (1253 mt.) 1461-1462 yıllarında Fatih Sultan Mehmet tarafından yaptırılmıştır.Kalelerin inşa işlerini Gazi Yakup Bey yürütmüştür. Muhtemelen kalelerden artan malzeme ile de Lapseki-Çardak’taki Gazi Yakup Bey Külliyesini yaptırmıştır.Sahil tarafına Sultan Abdülaziz tarafından Aziziye Tabyası eklenmiştir.

Eceabat Çamburnu Kalesi
Gelibolu Yarımadası Tarihi Milli Parkı Yönetim Merkezi bu kalenin içinde yer almakta. Kalenin yapımına 1807 tarihinde padişah III.Selim zamanında başlanmış,1820 tarihinde padişah II.Mahmut döneminde bitirilmiştir.19 Şubat 1807 tarihinde donanmasıyla Çanakkale Boğazını geçen İngiliz Amirali Duekworth’ın, on gün boyunca İstanbul’u kuşatıp başarılı olamayınca geri döndüğünde, Çanakkale Boğazından çıkarken iki İngiliz kalyonu Çamburnu Kalesindeki toplarla batırılmıştır. Yüzyıllarca İngiliz donanmasının en çok kin duyduğu kale olmuştur.

Seddülbahir Kalesi
Venediklilerin 1656’da Kuzey Ege adalarını işgal etmeleri üzerine padişah IV. Mehmet zamanında Avrupa yakasında Seddülbahir Kalesi,Anadolu yakasında Kumkale Kalesinin yapımına 1657 yılında başlanıp,1659 yılında tamamlanmıştır.Her iki kalenin tüm inşa masrafları Padişah IV.Mehmet’in annesi “Valide Turhan Sultan” tarafından karşılanmıştır.Köprülü Mehmet Paşa’nın Sadrazamlığı sırasında Mimar Mustafa Ağa ve Frenk Ahmet Paşa eliyle inşa edilmiştir.

Kilitbahir Kalesi
Boğazın Avrupa yakasına 1462-1463 yıllarında Fatih Sultan Mehmet tarafından yaptırılmıştır. Kalenin inşaasını Gazi Yakup Bey yürütmüştür. Kilitbahir Kalesine 1541-42 yıllarında Kanuni Sultan Süleyman tarafından Sarı Kale (Kule) eklenmiştir. 1893-1894 yıllarında onarım görmüştür.

“Dur Yolcu” Yazısı
Çanakkale ile özdeşleşen “Dur Yolcu” yazısı 29 Ekim 1960 tarihinde, yazının sahil tarafındaki Değirmen Burnu Tabyası’ndaki askeri garnizonun komutanı Albay Turan Şekip Pınar tarafından Çanakkaleli Asteğmen Seyran Çebi görevlendirilmiş ve bu yazı Sayın Seyran Çebi tarafından yapılmıştır. Burada Şair Necmettin Halil Onan’ın Çakıl Taşları şiir kitabında yer alan “Bir Yolcuya” şiirinin ilk mısrası yazılıdır.

Seyit Onbaşı Anıtı
Şehitlik ilk kez 1919 yılında tesis edilmiştir.Rumeli Mecidiye tabyası girişinde, 18 Mart 1915 Boğaz Savaşı sırasında şehit olan Ispartalı Ali Çavuş,İvrindili İsmailoğlu Mehmet, Mustafa oğlu Süleyman ve şehit 13 Türk topçusu yatmaktadır. Savaş sırasında yapılan şehitlik,tabyanın dağ tarafındaki selvi ağaçlarının arasına yapılmış. 1962 yılında şehitlerimizin kemikleri şimdiki şehitliğe taşınmıştır.

Havuzlar Anıtı
Bu şehitliğimiz Kerevizdere’de şehit olan subay ve askerlerimizin anısına,Çanakkale Şehitlerine Yardım Derneği tarafından 1961 yılında yapılmıştır. 6 mt. yüksekliğindedir. Anıtın üzerinde; 2.Tümen Kurmay Başkanı Yzb. Kemal, 126.Alay Yaveri Selanikli Mülazım İsmail,Kırşehirli İbrahimoğlu Hüseyin Çavuş, Nasuh Onbaşı,Kelecikli İbrahimoğlu Hüseyin, Eskişehirli Mehmetoğlu Abdurrahman,İnegöllü Mehmetoğlu Mustafa,Ankaralı Kadiroğlu Sadık,Konyalı Mikailoğlu Şerif Ali, Çankırılı Elvanoğlu İbrahim’in adları yazılıdır.Burası 18 Mart Boğaz Savaşında 4 adet 12 cm. muhasara topunun bulunduğu,savaş sırasında askerin cepheden geri döndüğü ve cepheye sevk edildiği çok önemli bir lojistik merkezidir. Bu mevki seyyar sargı yeri olarak da kullanılmıştır.

Son Ok Anıtı
Alçıtepe Köyü ile Zığındere Sargı Yeri Şehitliği arasında, köy mezarlığının dışındadır. 1948 yılında devletimiz tarafından Kirte Muharebeleri Şehitleri anısına yaptırılmıştır. 07 Haziran 1915’te kazandığımız III.Kirte Savaşı Zaferini sağlayan 120 mm. Topçu bataryamızın süngü hücumundan bahseder.
İbrahim Artuç’un 1915 Çanakkale Savaşları kitabında burasının 5.Topçu Alayı 2. Batarya olduğu, İngilizlerin Zığındere’den şiddetli saldırısı üzerine topçu Grup Komutanı Alman Binbaşı Binhold, buradaki batarya komutanı Teğmen Arif’e (Tanyeri) “toplarınızı tahrip ederek geri çekiliniz” emrini vermiştir.Emre uymayan Teğmen Arif,elde kalan son topları ateşler ve ingilizleri ekin biçer gibi biçer. Ardından topçu erler ve çevreden bulduğu toplam 150 askerle buradan Zığındere yönüne süngü hücumu yaptırır. Büyük bir zafer elde ederek Alçıtepe’yi kurtarır. Bu hareket Güney Cephesinin kaderini tayin etmiştir.

Zığındere Nuri Yamut Anıtı
Zığındere batısında,Keçi Deresi Silahendaz yamaçlarında, Gelibolu II.Kolordu Komutanı Nuri Yamut Paşa tarafından 1943 yılında yaptırılmıştır. Mimarı Asım Kömürcüoğlu’dur.
Bu bölgedeki on bin şehidimizin anısına yapılmıştır. Köylülerin ifadelerine göre, harmanda demet taşıma işinde kullanılan kanatlı öküz arabaları ile 80 araba şehit kemiği toplanmış,bu anıtın altına gömülmüştür. Anıtın içindeki mermer kapak,kemiklerin konduğu yerin ağzıdır.

Yarbay Hasan Bey Anıtı
Bu anıt savaşlar sırasında,bu bölgede asteğmen olarak görev yapan,1955 yılında Gelibolu II.Kolordu Komutanı olan Orgeneral Muzaffer Alankuş tarafından Fransız cephesindeki Kerevizdere Şehitleri adına yapılmıştır.

Mehmetçik Şehitler Abidesi (Büyük Şehitler Abidesi)
Seddülbahir bölgesinde Morto Koyu’nun doğu ucundaki denizden yüksekliği 45 metre olan Hisarlık Tepe üzerinde yapılmıştır. Çanakkale Şehitleri Abidesi antik Eleaus’un kalıntıları üzerinde yapılmıştır.
41.70 m. yüksekliğindedir. Bu abidenin yapımına Çanakkale savaşları’ndan tam 39 yıl sonra başlanabilmiştir. 1944 yılında M.S. Bakanlığının açtığı proje yarışmasını Mimar Doğan Erginbaş’ın projesi kazanmıştır.
İstanbul’da 1952 yılında toplanan Şehitlikleri İmar Cemiyeti anıtın yapılmasına karar vererek bağış kampanyası açmıştır.Türk ulusu bu kampanyaya büyük ilgi göstermiştir. Toplanan paralarla eldeki proje uygulamaya girmiş, 19 Nisan 1954’te Abidenin temeli atılmıştır.1958 yılında açılan ikinci kampanyada 2.386.251 lira toplanmış ve yarım kalan abide inşaatı 1960’ta bitirilmiştir. 7.5 m. genişlikte, 10 metre aralıklı 4 ayak üzerine oturtulan Abide;müzesi,mermer kaplaması,etrafının ağaçlandırılması gibi unsurlar o zamanlar bitirilememiş, eksikliklerinle beraber törenle açılmıştı. Bu belirtilen eksiklikler günümüzde tamamlanarak Abideye uygun duruma getirilmiştir. 1999 yılında Abide ayakları üzerine o zamanlar yapılamamış 8 adet rölyef,İstanbul Menkul Kıymetler Borsası Başkanlığının maddi, Arena tv. programı yapımcısı Sn. Uğur Dündar’ın manevi destekleri ile, Abide mimarı Prof. Doğan Erginbaş’ın gözetiminde,Prof. Ferit Özşen tarafından yapılarak tamamlanmıştır.Bu rölyeflerde, “Çanakkale’de Mustafa Kemal ve arkadaşları”,“Yurtta Sulh Cihanda Sulh”, “Nusrat Mayın Gemisi”,“Savaşlarda Düşman Gemilerinin Batırılışı”,“Siperlerde Mustafa Kemal Mehmetçiklerle” ve “Çanakkale’de Topçu Bataryaları”ndan görüntüler yer almaktadır. 2004 yılındaki düzenlemelerde tavanının iç kısmına mat cam seramiğinden Türk Bayrağı yapılmış, daha önce tamamlanamayan çevre düzenlemeleri yapılmıştır.2007 yılında da depreme karşı güçlendirme çalışmaları yapılmış,altındaki müze alanı genişletilmiştir.
18 Mart 2008’de bayrak direği 70 metrelik yeni direk ile değiştirildi. Antalya B,Şehir Bld. 22.5×15 m. ebadında 337.5 m2 bir bayrak hediye etti ve göndere çekildi.

İlk Şehitler Anıtı
03 Kasım 1914’te müttefik donanmanın yaptığı bombardımanda kale cephaneliğine isabet eden bir mermi, cephaneliği infilak ettirmiş,5 subay ve 81 erimiz parçalanarak şehit olmuşlardır.Anıt 1986 yılında yapılmıştır.04 Mart 1915’te buraya çıkarma yapan sabotajcı İngiliz deniz komandolarına karşı savaşan 27.Alay 3.Tabur 10.Bölük erlerinden Bigalı Mehmet Çavuş,tüfeğinin ateşleme mekanizması bozulunca, siper küreği ile düşman üzerine saldırarak ağır yaralanmıştır.

Yahya Çavuşu Anıtı
İlk anıt 1962 yılında Çanakkale Şehitleri Anıtlarına yardım derneği tarafından yaptırılmıştır.Bu ilk anıtta 25 Nisan 1915’te savaşın ilk günü 26.Alay,3.Tabur,10.Bölükten şehit olan subay ve eratttan 18 kişinin adı vardı. Şehitliğin son hali Kültür Bakanlığı tarafından 1992 yılında yeniden düzenlenmiştir.

Helles Anıtı
1924 Yılında yapılan anıt 33 metre yüksekliğindedir. Anıt, hem Gelibolu Yarımadası Savaşları için hem de bu savaşlarda yaşamını yitirmiş 20763 kişinin anısına yapılmıştır.

Atatürk Anıtı
Gözetleme Tepe’de II.Dünya Savaşı yıllarında önlem olarak bir birliğimiz vardı. Burada görev başında şehit olan 3 askerimiz var. Anıtın hemen arkasında üç tane şehit mezarı var. Mezarların üzerinde yazılı hiçbir şey yok. Anıt, Eskişehir Kor.İş.Tb.1.Bl.tarafından 1939 yılında yapılmış. Anıtın denize bakan yüzünde mermer üzerine Atatürk portresi işlenmiştir.
Mehmetçiğe Saygı Anıtı
Kabatepe-Conkbayırı yolu üzerinde,Albayrak Sırtı güney ucundadır.Türk askerinin yaralı düşman askerine yaptığı yardımı simgeler.Avustralya Genel Valisi Casey’e,1964 yılında Avustralya’ya ilk atanan büyükelçimiz Baha Vefa Karatay güven mektubunu verirken, 1915 yılında Çanakkale’de üsteğmen olarak görev yapan Casey, şahit olduğu Türk askerinin yaralı bir yüzbaşıya yaptığı yardımı anlatır. Anıt üzerinde Lord Casey’in anısı yazılıdır.

Kanlısırt Anzak Anıtı
Anıtın altında küçük bir ibadet yeri (şapel) yer almaktadır. Kanlısırt platosunun düzlüğünde bulunmaktadır. Anıt, Avustralyalıların ana anıtı,Yeni Zellandalıların dört anıtından biridir.
Anıt,Gelibolu Yarımadası’nda savaşan ve mezarları bilinmeyen 3268 Avustralyalı,456 Yeni Zellandalı,denize defnedilen 960 Avustralyalı ve 252 Yeni Zellandalıya atfedilmiştir. 1920-1925 yılları arasında yapılmıştır.

57. Alay Anıtı ve Şehitliği
57.Piyade Alayı, 25 Aralık 1892 yılında Trablusgarp (şimdiki Libya’da) da 15.Nizamiye tümeni kuruluşunda oluşturulmuş, daha sonraları 19.Tümen kuruluşunda Balkan Savaşına katılmış ve savaştan sonra dağıtılmıştır. 28 Ocak 1915’te 19.Tümen kuruluşunda Tekirdağ’da tekrar törenle kuruldu.
Tümen komutanlığına atanan Sofya askeri ateşesi Kurmay Yarbay Mustafa Kemal 01 Şubat 1915’te Tekirdağ’da göreve başladı. Mustafa Kemal teşkilatını tamamlamaya çalışırken, Başkomutanlıkça tümenin Çanakkale Müstahkem Mevki Komutanlığı’nın genel ihtiyatını oluşturmak üzere çok acele Eceabat’a gönderilmesi emredildi.
Tümenin piyade alaylarından 58- 59.Alayları, kuruluşlarını tamamlayamadıklarından bunların yerine Suriye bölgesinde seferberliğini tamamlayarak İstanbul’a gelmiş bulunan 6.kolordu’dan iki alay (Urfa bölgesinde seferber olan 72. Alay’la, Halep bölgesinde seferber olan 77. Alay) 23 ve 24 Şubat günleri Eceabat’a gönderildi. 25 Şubat 1915 tarihinde de 19.Tümen karargahı,57. Piyade Alayı ve tümenin öteki birlikleri Eceabat’a geldiler. 5. Ordu’nun kuruluşundan sonra 26 Mart 1915’te 19.Tümen,ordunun genel ihtiyatı ve 3. Kolordunun kuruluşunda yer almış olarak Bigalı köyü ve dolaylarına intikal etti. 25 Nisan 1915’te çıkarma başlamış, düşman Merkeztepe-Kanlısırt hattına kadar ilerlemişti. 19.Tümen Komutanı Mustafa Kemal kendi insiyatifi ile 57.Piyade Alayını savaşa sürdü.Bu yiğit alay, Kocaçimen Tepe’den Conkbayırı yönünde adeta bir sel gibi akarak düşmanı geriye attı. Padişah Sultan Reşat’ın 30 Kasım 1915 tarihli emriyle gösterdiği üstün yiğitlik ve yararlığın anısı olmak üzere Altın ve Gümüş İmtiyaz Madalyalarıyla Harp Madalyası verilmiştir. Bu tarihten sonra da bir çok savaşa katılmış, Galiçya’da ve Filistin Cephelerinde kahramanca savaşmıştır. 57.Piyade Alayı Anıtı,Çanakkale Savaşları sırasında kahramanlıkları destanlaşan ve tamamı şehit olan 57. Piyade Alayı Şehitleri anısına T.C. Kültür Bakanlığınca yaptırılmış,12 Aralık 1992 yılında açılmıştır.

Conkbayırı Parkı Anıtı
Conkbayırı yazıtları beş adettir.1970 yılında yapılan yarışmayı kazanan Mimar Ahmet Gülgönen’in tasarımı olan yazıtlar devletimiz tarafından yaptırılmıştır.Conkbayırı Mehmetçik Anıt ve yazıtları, buradaki korkunç savaşlarda yaşamlarını yitiren kahraman Türk askerleri için dikilmiştir. Yapımı Conkbayırı Mehmetçik Parkı Anıtı Yaptırma ve Yaşatma Derneğince başlatılmış, 1981-1982 yıllarında Tarım Orman ve Köy İşleri Bakanlığına bağlı O. G. M. tarafından tamamlanmıştır.

Üsteğmen Nazif Çakmak Anıtı
9.Tümene bağlı 64.Piyade Alayında bölük komutanıydı.8 Ağustosta saldırıya geçen Yeni Zellanda kuvvetlerine karşı Conk Bayırı Zirvesini savunurken şehit düştü.Mareşal Fevzi Çakmak’ın küçük kardeşidir.

Kemal Yeri Anıtı
Buraya Kemal Yeri adı,Fahrettin Altay’ın teklifiyle 5-6 Mayıs 1915 tarihinde verilmiştir.
Atatürk’ün Mayıs ortalarına kadar savaş idare yeri olarak kullandığı tepededir. Gelibolu Yarımadası Tarihi ve Milli Parkı Müdürlüğünce buraya bir Anıt-Yazıt konmuştur. Anıt Yazıtta “Benimle birlikte burada muharebe eden bütün askerler kesin olarak bilmelidirler ki! Bize verilen namus görevini eksiksiz yapmak için bir adım geri gitmek yoktur. Uyku, dinlenme aramanın, bu dinlenmeden yalnız bizim değil, bütün milletimizin sonsuza kadar yoksun kalmasına sebep olacağını hepinize hatırlatırım” diye yazmaktadır.

57. Alay Komutanlığı
57. Alay, Çanakkale Savaşı’nın başlangıcı kabul edilen Anzak Çıkarmasını durdurmak amacıyla 25 Nisan 1915 sabahı harekete geçen Osmanlı alayıdır.
19. Fırka’ya bağlı üç alaydan (72, 77 ve 57) biri olarak Tekirdağ Yarkışla mevkiinde 1 Şubat 1915 tarihinde kurulan[kaynak belirtilmeli] 57. Alay’ın alay komutanı, Hüseyin Avni Bey (Arıburun)’dir.
22 Şubat 1915 tarihinde 19. Fırka Komutanı Yarbay Mustafa Kemal tarafından törenle sancağı verilen 57. Alay, 23 Şubat 1915 tarihinde Çanakkale’ye doğru yola çıkarak, 25 Şubat 1915 tarihinde eski adı Maydos olan Eceabat’a vardı. 19. Fırka’nın bağlı olduğu 5. Ordu Komutanlığı’nın Enver Paşa tarafından kurulmasından sonra 57. Alay, genel ihtiyat (yedek) olarak 26 Mart 1915’te Bigalı Köyü’ne intikal etti. Bu tarihten, 24 Nisan 1915 tarihine kadar bizzat Yarbay Mustafa Kemal ve Binbaşı Hüseyin Avni tarafından sürekli eğitime tabi tutulan 57. Alay Bigalı Köyü ve Turşun bölgesinde tatbikatlar yaptı.
Bigalı Köyü’nde eğitim ve tatbikat faaliyetlerini yürüttüğü sırada 57. Alay’ın birkaç kez 5. Ordu tarafından yeri değiştirilmek istenmişse de Mustafa Kemal’in çıkartmanın yapılacağı yere en yakın noktalardan biri olmasından ötürü Bigalı Köyü’nde kalma yönünde ısrarcı olmuş ve bunda da başarılı olmuştur. Böylece 57. Alay, Bigalı Köyü’nde kalmış, 25 Nisan 1915 sabahı, kendisine bu yönde bir emir gelmemiş olmasına rağmen Mustafa Kemal’in kişisel inisiyatifiyle düşman çıkartmasını haber alır almaz Conkbayırı’na doğru hareket etmiştir. 57. Alay’ın, Conkbayırı’na hareket eden 3 taburu ve bir dağ bataryasını oluşturan yaklaşık 3000 subay ve asker, Conkbayırı’na varıldığı anda bizzat Mustafa Kemal’in yönetiminde kendisinden yaklaşık 4-6 kat daha büyük bir düşman gücüne karşı taarruza geçmiştir.
Daha sonrasında mevcudunun üçte ikisini kaybeden alay, savaş ortalarında takviye edilmiştir. 13 Ağustos 1915’te alay komutanı olan Hüseyin Avni Bey karargaha düşen bir top mermisi yüzünden şehit olmuştur. Yerine Binbaşı Hayri Bey atandı; alay Keşan bölgesinde konuşlandırılmış ve eksikleri giderildikten sonra; bağlı bulunduğu 19. Tümen’le birlikte yeni kurulan 15. Kolordu bünyesinde Galiçya Cephesi’ne gönderildi.
Burada büyük yararlılıklar gösterdikten sonra mevcudunun büyük kısmı burada erimiş ve 1100 kişi kalan alay, cephe gerisine alınarak eksikleri giderildi. Sonrasında yeniden cepheye alındı; fakat Rusya’da Bolşevik Devrimi’nin çıkması üzerine burada savaş sonlandı. Kolordu bu sefer Sina ve Filistin Cephesi’ne yollandı.
57. Alay burada büyük yararlılıklar göstermesi’ne rağmen, İngilizler tarafından çembere alındı. Mevcudu 2 gün içinde makineli tüfek bölükleriyle birlikte 260 kişiye düştü. Megiddo Muharebesi sırasında kalan mevcut esir edildi.

Bu güzel gezi için BULTÜRK Derneği Genel Başkanımız Rafet ULUTÜRK’e ve tüm emeği geçenlere teşekkür ederiz.

Reklamlar