İstanbul’un en eski derneklerinden biri olan Türk Ocaklarında BULTÜRK Derneğinin öncülüğünde Basın Toplantısı düzenlendi.

KONU: Bulgaristan Komünist yönetimi 1944 / 1989 mezalim dönemi yöneticileri Devlet Başkanı Todor Jivkov, İç işleri bakanı Georgi Tanev ve Baş savcı Kostadin Kotsaliev hakkında suç duyurusunda bulunmak suretiyle yargılanmalarını sağlamak.

Img_5601

Aydın FİDAN-Fatih Kaymakamlığı Derneği, Celal ÖCAL-Türk Dünyası İnsan Hakları Derneği, Mustafa AKGÜN, Mahmet ORAL, Mustafa Kemal MAHDUM-Afganistan İpek Yolu Vakfı, Sabri İskender, Elif GÜNEŞ, Rafet ULUTÜRK, Müjgan DENİZ, Osman BÜYÜKKAYA-Türk Dünyası Konseyi, Halil Bey Belene’de Komunistlerin işkencelerinden geçerek Türkiye’ye gelenlerden.

Değerli basın mensupları,

Bulgaristan Türkleri Derneği kısaca BULTÜRK olarak bu basın bildirimizi sizlerle paylaşmak istedik. Bu gün Bulgaristan’da yaşayan ve Bulgaristan’dan göç etmek zorunda kalmış göçmen soydaşlarımız adına tarihi bir gündür.

1944 ile 1989 yılları arasında Bulgaristan’da ve Komünizm sistemi altında yaşamak zorunda kalmış ve İnsan Hakları Evrensel Beyannamesindeki temel hak ve hürriyetleri hiçe sayan, mezalimlere maruz kalmış soydaşlarımız adına en azından yüreklerimize su serpilecek kutlu bir gündür.

Kendi vatanında müstemleke muamelesi gören Bulgaristan Türk’ü 1944 ile 1989 yılları arasında yaşadığı insanlık adına da utanç veren komünist sistemin insan eliyle ve aracılığıyla tüm Dünya’nın gözü önünde; Kendi benliklerinden koparılmış, isimleri değiştirilmiş hatta mezar taşları bile yok edilmiş ve buna karşı koyup onur mücadelesi verenler ise, bazılarının akıbeti belli değil, bazıları gördüğü işkenceler sonucu hayatları kararmış ve bazıları da örneğin Belene zindanlarında hayvanların önüne yem diye atılmışlardı.

Bu öyle bir insanlık dışı uygulamaydı ki, önü alınamaz bir bilinmeyenlere doğru giderken, başta sadece Türk’lere uygulanan bu mezalim, daha sonraları Pomak’lara, Romen’lere ve hatta bazı Bulgar’lara da aynı işkenceler uygulandı ve bu işkence ve eziyetleri yönetim adına, devlet adına yaptılar.

İşte bu şartların getirdiği sonuç; Milyonlarca insan öz vatanlarını, evlerini, barklarını, geçmişlerini ve nihayet anıları ile birlikte tüm varlıklarını da bir kalemde silip, yeni bir umuda doğru göç ettiler. Bu göç sırasında yalnızca Allah’a ve Türk Devletine yani Türkiye Cumhuriyet’ine güvendiler.

Değerli Basın mensupları,

Bultürk olarak bize Bulgaristan’dan 1989 mezalim yılı öncesi yönetiminde bulunan Todor Jivkov dönemi ve hatta hayatta olan dönemin iç işleri bakanı Georgi Tanev ile Baş Savcısı Kostadin Kotsaliev’in bu karanlık dönem ile ilgili olarak yargılanmasının önünü açacak girişim için fikrimiz sorulduğunda hiç tereddüt etmeden bu talep, bizim de talebimizdir dedik.

Merkezlerinin Sofya’da olduğunu bildirdikleri Hana Arend Vakfı, 22.01.2016 saat 10.00’da yine Sofya’da bu konu ile ilgili olarak bir basın toplantısı yapacaklarını bildirdiler. Vakıf yöneticileri bizim bu konuda ne düşündüğümüzü hatta ortak olarak bu konuda bir şeyler yapıp-yapamayacağımızı  bildirmemizi talep ettiler.

Bultürk olarak bizler, bizi heyecanlandıran böylesi bir çalışmanın kimin tarafından geldiğini araştırıp karar vermek yerine, doğruluğuna ve gerekliğine inandığımız bu fikrin behemehal uygulamaya sokulması arzusundayız. Ayrıca, bu girişimlerinden dolayı Hana Arend Vakıf yöneticilerine şahsım ve teşkilatım adına teşekkürü bir borç bilirim.

Hamaset söylemleri yerine eyleme geçmenin gerekliliğine inanan teşkilatımız, müteveffa Todor Jivkov başta olmak üzere hayatta bulunan iki adamı nezdinde mahkum edilmesi, dönemle ilgili hesap sorulması, belki sembolik bir durum olabilir.

Ancak bu davalar, tarihte yeni fasıllar açacağı gibi, başta Bulgar devleti olmak üzere tüm dünya devletlerine de örnek teşkil etmesi açısından son derece önemlidir.

Bu vesileyle tüm soydaşlarımıza duyuruyoruz ki, Sofya’da 22 Ocak 2016 tarihinde saat 10*00’da yapılacak olan bu basın toplantısına ön yargılardan arınmış olarak katılınız. Katılınız çünkü, kimsenin yaptığı yanına kar kalmasın ve yüreğimize bir nebze olsun ferahlık gelsin. Özellikle Belene sürgününe uğramış soydaşlarımız ve dahi tüm bu soy kırımdan etkilenmiş kardeşlerimiz yakın bir gelecekte olası bir hak iadesi karşısında hakları zayi olmasın ve hak sahibi olabilsinler.

Biz Bultürk teşkilatı olarak, bu konunun basın toplantısı ile sınırlı kalmayacağını, konunun yakinen tarafımızca da takip edileceğini, ilgili makamlarca girişimde bulunacağımızı, konunun hassasiyetine binaen ilgili tüm kamu oyumuza bildiririz.

Bil vesile hepinize en derin saygı ve sevgilerimizi sunarız.

 

                                                                                           20 Ocak 2016

Rafet ULUTÜRK
BULTÜRK Derneği
Genel Başkanı

Reklamlar