Bulgaristan’da iktidardaki Bulgar Sosyalist Partisi’nin (BSP) parlamentoya sunduğu seçim yasa tasarısı tartışılıyor. Tasarıdaki iki konu, ülkede yaşayan yaklaşık bir milyon Türk ve Türkiye’deki yüzbinlerce Bulgaristan vatandaşı göçmeni yakından ilgilendiriyor.`

Seçim yasa tasarında Türkler açısından önemli olan birinci konu, seçim propagandası döneminde siyasi partiler tarafından düzenlenen miting ve toplantılarda ülkenin resmi dilinden farklı bir dilde propaganda yasağının kaldırılması.

Mevcut yasaya göre, örneğin Türklerin en yoğun yaşadığı Kırcaali bölgesinde bir Türk köyünde Türk bir siyasetçinin seçmene ana dilinde hitap etmesi yasak.

Tasarıda bu yasağın kaldırılmasına ilişkin madde bulunmuyor.

Türkleri yakından ilgilendiren ikinci konu ise yurtdışında yaşayan vatandaşların oy kullanabilmek için seçim gününden geriye dönük olarak altı ay boyunca Bulgaristan’da ikamet etmiş olmaları şartı. Bu şart, Türkiye’de yaşayan ve çifte vatandaşlığa sahip yüzbinlerce Bulgaristan Türkünün Bulgaristan’daki doğum yerlerine gelerek oy kullanmasını engelliyor.

Yasa tasarısında bu şartın kaldırılması da öngörülmüyor.

HÖH iki konunun yeniden düzenlenmesini istiyor

İktidardaki BSP’nin koalisyon ortağı ve üyelerinin büyük bir bölümünü Türklerin oluşturduğu Hak ve Özgürlükler Hareketi Partisi (HÖH), Türkleri ilgilendiren bu iki konunun seçim yasa tasarısında tekrar düzenlenmesini istiyor.

HÖH milletvekili Çetin Kazak, partisinin tutumunu açıklarken vatandaşların anayasal haklarına vurgu yaparak ikamet zorunluluğunun bu haklara aykırı olduğunu belirtti.

Yürürlükte olan seçim kanunu ile parlamentoya sunulan tasarıda da ikamet zorunluluğunun kaldığını hatırlatan Kazak, yabancı dilde propaganda ve ikamet zorunluluğu ile ilgili öneri sunacaklarını kaydetti.

Israrla “ana dilde” propaganda yerine “yabancı” dilde ifadesini kullanmayı tercih eden Kazak, eğer Türklerin ana dilde siyasi propaganda yapma yasağı parlamentoya sunulan tasarıda olduğu gibi kalırsa ve ikamet zorunluluğu kaldırılmazsa “karşı oy kullanacak mısınız” sorusuna “evet” demedi.

Kazak, Türkleri ilgilendiren tasarıdaki bu iki konunun tüm siyasi partilerin sorumluluğunda olduğunu ifade etti.

HÖH’ün tutumu ve ülkedeki Türklere ait sivil toplum kuruluşlarının yasa tasarısıyla ilgili tepkisizliği, şimdilik ana dilde propaganda yasağının kaldırılmasının zor olduğunu gösteriyor.

 

Nahit Doğu

Reklamlar