Bulgaristan medyası,  Türkiye‘nin Burgas Başkonsolosluğu’nda görevli ataşe Uğur Emiroğlu’nun ‘istenmeyen adam’ ilan edildiğini öne sürdü.  Bulgaristan  Dışişleri Bakanlığı ise bu ve benzer konulardaki iddialarla ilgili açıklama yapmayacağını duyurdu. Bulgar medyası, istihbarat kaynaklarına dayandırdığı haberinde Emiroğlu’nun Şumnu’daki imamlardan ‘ajan ağı’ oluşturmaya çalıştığını iddia etti.

“Persona non grata” ibaresi, diplomasi dilinin bir parçasıdır. Bu İtalyanca kökenli söz, “istenmeyen adam” anlamına geliyor. Bu söz ile, yabancı bir ülkede görev yapan bir diplomata akredite edildiği ülkeyi kuralları ihlal ettiği, casusluk yaptığı keşfedildiği veya iki ülke arasındaki ilişkilerin kötüleştiği zaman terk etmesi gerektiği söylenmektedir. Diplomaside bir kişinin “persona non grata” ilan edilmesine sık sık rastlanmıyor, buna gelinmesi için nedenler gerçekten ciddi olmalıdır.

Ancak bu Türk diplomat ve Türkiye’nin Burgas’taki Başkonsolosluğu’nda sosyal işlerden sorumlu ataşe Uğur Emiroğlu ile oldu. Bulgaristan Dışişleri Bakanlığı, bununla ilgili ayrıntı vermedi ve diplomatın sınır dışı edilmesini yorumlamadı. Bu normaldir, diplomasi pratiği böyledir. Ama diplomasi, sözün bundan sonra anonim diplomatik kaynaklara dayanan kitle iletişim araçlarının olduğunu bilmektedir. Medyalar ise konuyu araştırdı ve diplomat Uğur Emiroğlu’nun hayatı ve geçmişi üzerine ışık tuttu. Eğer bütün duyduklarımız ve okuduklarımız gerçekse, bu kişi tırnak içinde diplomat ve klasik anlamda bir “persona non grata”.

Anonim diplomatik kaynaklara göre, Emiroğlu konsolosluk işlerine bakmak yerine Bulgaristan’daki Müslümanlar diyaneti ile ilgili faaliyetler ve propaganda ile uğraşmıştır. Bu da diplomat statüsüne aykırıdır. 2015’te Burgas’ta diplomat olarak akredite edilmesinden önce Uğur Emiroğlu, aralarında Türkiye’nin Bursa kentinin ve Fransa’nın Strasbourg kentinin bulunduğu birçok kentteki Müslüman topluluklarının müftüsü olmuştur. Diplomasi dokunulmazlığı ile kendisi, Doğu Bulgaristan’daki Müslüman toplulukları arasında dolaşmaya ve yerel imamlara camilerdeki çalışmalarını nasıl doğru bir şekilde yapmaları için akıl vermeye başlamış. Dahası da var. Hak ve Özgürlükler Hareketi’ndeki iç mücadele bağlamında belli siyasi kişiler için ajitasyon yapmıştır. Bu ise artık “par excellence”, yani sözcüğün tam anlamıyla özerk bir devletin iç işlerine müdahaledir.

İLK HAMLE SOFYA’DAN

Edinilen bilgiye göre Bulgaristan Dışişleri Bakanlığı, Ankara’ya bir nota vererek Diyanet İşleri Başkanlığı mensubu olan ve Türkiye’nin Burgaz Başkonsolosluğu’nda Sosyal Hizmetler Ataşesi olarak görev yapan Uğur Emiroğlu’nun diplomatik görevle bağdaşmayan şekilde Bulgaristan’ın içişlerine karıştığının tespit edildiğini öne sürüp, söz konusu kişiyi “istenmeyen adam” ilan ederek ülkeden ayrılmasını talep etti.

Ankara ise Sofya’nın bu iddialarının doğru olmadığını ve ‘istenmeyen adam’ ilanına bir anlam verilemediğini bildirdi. Bulgaristan, tutumundan vazgeçmeyince Türkiye misillemede bulundu. Türkiye Dışişleri Bakanlığı da, Bulgaristan’ın İstanbul Başkonsolosluğu’nda görevli Konsolos Zorrnitsa Petrova Apostolova’yı ‘istenmeyen adam’ ilan ederek, Türkiye’yi terk etmesini talep etti. Ankara ve Sofya’nın bu sert diplomatik tutumları üzerine her iki diplomatın ülkeleri terkettikleri öğrenildi.

“PARTİ İÇİ MÜCADELEYE KARIŞTI” İDDİASI

Sofya yönetimi, ‘Bulgaristan’ın içişlerine karışmak’la suçlanan Emiroğlu’nun istenmeyen adam ilan edilmesinin gerekçesine dair detay vermedi. Ancak Bulgaristan’ın Focus haber ajansı, Sofya yönetiminin Emiroğlu’nun Müslüman azınlığa müdahale etmesinden rahatsız olduğunu öne sürdü. Emiroğlu’nun, Hak ve Özgürlükler Partisi’nin kurucusu ve onursal başkanı Ahmet Doğan tarafından partiden atılan Lütfi Mestan’ın desteklenmesi için azınlığa baskı yaptığı öne sürülüyor.

Reklamlar