1945 – 49 yılları arasında Bulgaristan  Yunanistan sınırına yakın yerlerde yaşayan Pomak Türkleri özellikle yeni rejim açısından yeterince güvenilir bulunmadıkları için Bulgaristan’ın iç kesimine zorla iskan edilmişlerdir.

Bazen köyler tamamen boşaltılmıştı o zamanlarda. 1950 yıllarında 30 km’ye kadar olan Pomak Türkleri köyleri, giriş ve çıkışları izne tabi tutulmuştur. Böylece sürekli kontrol altında tutulan yerler statüsüne sokulmuştur, bu da 1992 kadar devam etmiştir.

Rafet Ulutürk
Rafet Ulutürk

1950 – 55 yılları arasında Tatarlar ve Türk çingenelerinin isimleri değiştirilmeye başlanmıştır. Bulgaristan Komünist Partisi Merkezi Komitesi 1962 yılında nisan ayında Çingene, Tatar ve Pomakların Türklük bilinçlerinin yok edilmesi için bir dizi uygulamayı yürürlüğe sokmuştur. İsimler değiştirildi, Geleneksel kıyafetler yasaklandı, Modern kıyafetler giymeleri zorunlu tutuldu. Yine 1964 yılında bu uygulamalardan vazgeçildi ve 130.000 kişinin Türkçe isimleri iade edilmiştir. Daha sonra 17 haziran 1970 tarihinde aldığı bir kararla Pomak Türklerinin Bulgarlaştırılması uygulamasına toplu isim değiştirmelerle yeniden başlandı. 1974 yılına kadar tehditler, hapisler, yaramalar ve öldürmeler ile bir arada olan bütün Pomak Türklerinin isimleri Bulgar isimleri ile değiştirilmiştir. Ardından Pomak Türkleri canlarını ve kimliklerini koruyabilmek için Türkiye’ye göç eden Oğuz Türklerinin evlerini satın alarak yerleşmeye başladılar.

Çok geçmeden 7 Temmuz 1978 tarihinde B.K.P. Merkez Komitesi bir karar alarak Pomak Türklerinin Türklerin yoğun olarak yaşadıkları bölgelere gelmelerini yasaklamıştı. Böylece bu konuda Oğuz Türklerinin ilgisizliği hiçbir yardımda bulunmamaları 1984 – 85 yılını getirmiş oldu. Rusların ordusunu sokmayan bu kahraman Türkler kendi aralarında bölündükten sonra Bulgarlar bile çiğneyip geçtiler. Bu arada bu konuda en çok suçu olanlar aydın kısımdır, halk bilinçsiz olduğundan onu toplu olarak suçlamak yanlış olur. Böylece 10 Kasım 1989 tarihinde yıkılması ile başlayan demokratikleşme döneminde tüm Türklere Türkçe isimlerini isteyenin yeniden geri alması için serbest bıraktılar.

Osmanlıdan ayrılarak Balkanlarda bağımsız devletlerin kurulması ile birlikte Pomak Türklerinin de problemleri başlamıştır. Pomak Türkleri 125 yıldır yoğun bir baskı, asimilasyon ve şiddetli propaganda altında yaşamaktadırlar. Bugün sayıları 800.000 civarında olan Pomak Türkleri ile ilgili çalışmalar Bulgaristan’da en hassas konuyu oluşturmaktadır.

Görüleceği üzerine pomaklar kendilerini her zaman Türk hissetmişler ve her zaman Türklerin yanında yer almışlardır. 1990 yılından sonra Bulgaristan’da diktatörlüğün yıkılması ile demakratik yapılanmaya geçilmiş ve Hak ve Özgürlük Hareketinin kurulmasında bugün emek sarfetmişlerdir. Ancak takip eden yıllarda gitgide HÖH’den dışlanmışlar veya beklentileri gerçekleşmemiştir. Pomaklar ile ilgili ciddi çalışmalara gidilmemiş, yakınlık gösterilmemiştir.

Buna mukabil Bulgarlar topyekün harekete geçerek yoğun bir şekilde propaganda yapmaya devam etmişler ve hristiyanlaştırma kampanyalarını sürdürmüşlerdir. Öte yandan Suudi destekli Vahabi faaliyetleri de yoğunluk kazanmıştır. Vahabi çalışmaları da Türklüklerini kaybettirme yönünde yoğun bir şekilde devam etmektedir. Pomakların yaşadıkları her yerde boy göstermeye başlamışlardır. Türkiye’nin ise yaptığı yardımların nereye gittiğinin, neler yapıldığının arkasını araması gerektiği düşüncesindeyiz. Türkiye’nin de alternatif çalışmalar yapması gerekmektedir.

Özellikle 1990 yılından sonra Pomak Türklerine yönelik misyonerlik ve Hıristiyanlık faaliyetleri  kat ve kat artmıştır. Diğer yandan vahabilik faaliyetleri  de çok  büyük  boyutlara   ulaşmıştır. Bu nedenle Pomak Türkleri üzerine ciddi ve sürekli bir çalışmaya gidilmesi şarttır. Bulgaristan’daki siyasi dengelerde önemli rol oynayan bu topluluk ile yapılması gereken çalışmaları şöyle sıralayabiliriz.

  •  1. Tarihi bilinç – Pomak Türklerinin Türk kökenli olduklarına dair araştırmalar yaygınlaştırılmalı ve yayınlar yapılmalıdır. Bu konuda birçok eser de mevcuttur. Bunların  bir  kısmı Bulgarca’ya tercüme edilmeli veya el kitapları basılmalı.
  •  2.  Dini faaliyetler  – Dini eğitim, yayın ve diğer etkinlikler Arapların elinden alınmalı ve T.D.A.Vakfı ile birlikte çalışmalar yapılarak, dini ve milli eğitimi bütünleştirilmeli. Aynı zamanda Hıristiyanlık  faaliyetlerinin  önüne geçilmeli.
  • 3. Kısmi göç – Pomak Türklerinin  yoğun  olarak  yaşadıkları köy ve  kasabalardan, akraba ağı geniş olan ailelerden seçilen aileler göçmen olarak  Türkiye’ye kabul edilerek” Türkiye ile olan diyalogları güçlendirilmelidir. Türkiye‘ye alınacak 50 – 60 ailenin sağlayacağı bağın etkisi iki üç kuşak sürecektir. Ancak bunlara Türkiye’de imkanlar yaratılması ve yardım edilmesi de şarttır.
  • 4. Sivil  örgütleme – Pomak Türklerinin yoğun olarak yaşadıkları yerlerde sivil teşkilatlanmalara ön ayak olunmalı, yardım edilmeli ve bu konuda eğitim verilmelidir. Bilinçli kişiler seçilerek sivil teşkilatlar kurmalarına yardım edilmeli ve faaliyetleri  desteklenmelidir. Türkçe kurslar acilen açılmalı.
  • 5. Pomak Türkleri – Hak ve Özgürlük Hareketi  ile bütünleşmeleri  için gerekli faaliyetler yapılmalı ve bunlar Bulgaristan’da yayılmalıdır. Zaman zaman Türk   düşmanları buna engel olmaya çalışacaklardır. Bu nedenle bunlara kendilerini ifade etme fırsatı verilmemeli.

II. Örgütlenme çalışmaları: Örgütlenme çalışmalarını üç başlık altında yapılması gerektiğini düşünüyoruz.

1.  Siyasi örgütlenme:

2.  Sivil örgütlenme:

3. İktisadi ve ticari örgütlenme:

Reklamlar