Ülkenin mali tacında bir inci olarak kabul edilen Korporatif Ticaret Bankası dört ay boyunca can çekiştirdi. Uzun ve biribirine zıt düşen açıklamalar ve adımlar, inandırıcı olmayan açıklamalar ve savunmalar sonucunda Bulgaristan Merkez Bankası (BNB), sonunda cesaret toplayıp ve ya bunu yapmak zorunda olduğu için mi bilinmez, bankanın ifalsını açıkladı ve lisansını iptal etti. Bir hafta önce yayınlanan banka denetleme sonuçlarına göre, söz konusu kredi kuruluşunda durumun o denli vahim olduğu açıklanınca hem Merkez Bankasını, hem de olası yatırımcıları bankayı sağlamlaştırılma , yeniden yapılandırma ve ayakta tutma niyetlerinden vazgeçirdi. İşte bundan sonra bankanın iflasının mahkeme tarafından açıklanmasına ilişkin uzun ve zor olan prosedürler başladı. Artı bir de şimdiki BNB müdürünün istifası istendi, ki birçok kişi, Merkez bankasının bu son derece kritik durumda kaotik adımlarından dolayı kendisini suçluyor. Burada önemli olan banka devinin yıkılması sonucu ödenecek yüksek paha. Bu pahayı devlet dışında, yani bizler vergi ödeyen vatandaşların dışında ödeyecek başkası değildir. Bir Bulgar atasözüne göre “Biri ısmarlar, hesabı başkası öder”.

Oysa daha yaz başında tüm sorumlu devlet kurumları ve o ana kadar itibar ve otorite sahibi olan Bulgaristan Merkez Bankası da dahil, yerli ve dünya seyircilerini banka sektöründeki süreçleri yakından takip ettiğine, ülkede faaliyet yürüten 30 kadar bankayı kontrol altında tuttuğuna ve bu sektörde herşeyin deyim yerindeyese “güllük gülistanlık” olduğuna dair açıklamalarda bulunmuşlardı. Bulgaristan vatandaşları “ağızlarından bal akan” tüm bankacılara inanarak anlının teriyle kazandıkları “beş on kuruşunu” farklı bankalara yatırıyordu. Ve böylece ülkemizdeki banka depozitoları 20 milyar avro gibi büyük bir rakama ulaştı. Söz konusu bankanın, ülkedeki banka listesinde 4.sırada yer almasını kamu sektörde ağır basmasına borçludur. Onlarca hatta yüzlerce hükümet, devlet, belediye idaresi, şirket, birlik ve kurumun Korporatif Ticaret Bankasının müşterisi olduğu ve banka hesaplarında büyük paralar yattığı ortaya çıktı.

Korporatif Ticaret Bankasının sahip olduğu mali gücle birlikte hisselerin büyük bir bölümüne sahip olan Tsvetan Vasilev’in başını çektiği imparatorluk da gücüne güç katıyordu. Bu hüküm, bankacı Vasilev’in düne kadar güçlü siyasi partneri olan Delyan Peevski ile aralarına “kara kedi” girinceye kadar sürdü. Ancak bundan sonra Tsvetan Vasilev’in imparatorluğu yıkılmaya başladı. Hatta mükemmel olmayan siyasi ve hukuk sisteme ve yolsuzluğun kol gezdiği Bulgaristan’da bile büyük iş çevreleri ile büyük politika arasındaki “evliliğin” bazen yokedici olduğunu gösterdi. Eğer bir bankanın ölümünden, iflasından bir ders çıkaracak olursak, bu da gelecekte aynı olayların tekrarlanmasına ilişkin derstir.

Çeviri: Şevkiye Çakır

Reklamlar