Yabancılar Bulgar köyünün nimetini çoktan keşfetti, birçoğu köylerden ev sahibi oldu. Büyük şehirlerin yerine yabancılar köylerin sukunetini tercih ediyor.Artık Bulgarlar da, elimizde olan zenginliğin farkına varıyor ve muhafaza etmesi için girişimlerde bulunuyor. Otantik Bulgar ruhu ve kültürünü koruma çabaları, ne yazık ki devlet politikasıyla değil, sıradan gönüllü ve hevesli girişmcilerin desteğiyle oluyor. Bunlar genelde şehirden kaçan, köyün sessizlik ve doğasına sığınan gençler oluyor. Bu çaba doğrultusunda sıradışı fikirler de doğuyor. Issız kalan köylerin yerleşmesi gibi bir fikir de var. “Beni köyüne al” girşimi de büyük rağbet görüyor. Gabrovolu Veronika Yosifova bu fikrin anası sayılır. Amacı yaşlı köylülerin evlerine gençleri kabul etmesi, birkaç günlüğüne şehirli gençlere köy hayatının tanıtılması.

Farklı nesillerin bir araya gelmesi, gelenekler, görenekler ve kültürel değerlerin yaşlılardan gençlere aşılamak hedefleniyor.2013 yılında “Bulgaristan için fikirlerim” adlı ulusal çaplı düz yazı yarışmasında bu fikir belirir ve geçen yaz Gabrovo belediyesinin desteği ile hayata geçer. Gabrovo’ya bağlı Novakovtsi köyünden yaşlı anne ve dedeler bu girşime sıcak bakar ve programın başlangıcı orada yapılır. “Kiralık torun” rolüne girecek genç hevesliler de bulunur.

Снимка

Geçen yıl köyden bir aileye gidip, birkaç günlüğüne orada yaşamak isteyen gençlerin sayısı 10 iken, bu yaz sayıları 70’e ulaştı. Bu yaz 30 genç Ağustos sonu ve Eylül başında beş gün köyde geçirecek. 15- 29 yaş arasında olan gençler, köy hayatını öğrenmek için sabırsızlanıyor. Tek kriter bu yaş grubuna uymaları ve motivasyon sahibi olmalarıdır. Veronika anlatıyor:

Снимка

“Burada yapılanlar gençlerin ilgisini çekiyor. Köydeki hayatta olanları öğrenme istekleri var, içlerinde bir boşluk var ve onu doldurmak istiyorlar. Meyve, sebze nasıl bakılır, yaşlıların hikayeleri, gençlik öyküleri ve hatırları da çok ilgi uyandırıyor. Gençlerin birçoğunun yaz aylarında gidecekleri köyleri yok ve sadece ailelerinden köylerin güzelliklerini öğrenmiş oluyor”. Bu sene “Beni köyüne al” girişimine katılacak köy sayısı arttı. Novakovtsi’de ilk denemeler yapıldıktan sonra, artık Stoevtsi ve Bogatovo da bu köy ağına katıldı. Proje, Gabrovo beelediyesinin “Kültür” şubesi tarafından gerçekleştiriliyor. Birkaç gün önce Bulgar İşverenler Birliğinin düzenlediği “Prokultura 2014” unvanına da sahip oldu proje. Dryanovo’da Zaya köyü ve Tuna’da Baykal köyünden nine ve dedeler de “Geçici aile” kavramıyla “şehirli torunları” evlerine kabul etmeye başladı.

Снимка

Her köy “torunlarına” kendi bölgesine has özellikleri gösterecek. Gençlere balık ağı örme öğretilecek, Tuna’da balık tutmaya çıkacaklar, geleneksel mutfaktan yemekler öğretilecek, köye has kaçamak ve balık yemeklerini yapacaklar. Zaya köylüleri ise genelde tavşan bakıyor. O yüzden o köye gidecek gönüllüler daha küçük yaş grubundan olacak. “Kiralik torunlar” folkolor mirasının zenginliğine dokunabilecek, halk oyunları ve şarkıları öğrenecek. Geçen yıl geleneksel yemek çeşitleri de büyük ilgi uyandırdı:

Снимка

“Nineler mutfakta sırlarını bize öğretmek için çok çaba sarfetti. Çok komik hatıralarımdan biri de, keçi sağmaya çalıştığımız an oldu. Bu hepimiz için heyecanlı ve gülünç bir denemeydi. Mısır kesmeye, bahçe kazmaya, sebze ekmeye, sulamaya öğreniyorduk. Farklı nesiller arasında bilgi ve kültür alışverişi yaşadık. Farklı nesillerin değerlerini birbirne tanıtmaya çalıştık. Aslında bu nesiller birbirinden çok da farklı sayılmaz”.

Türkçesi. Sevda Dükkancı

Reklamlar