Yusuf A. Mehmet
NLILOvitsa, Kırcali
1941 – 1984 

 

On beş yıl Kremikovtsi’ de çalışmıştı. Ayın ilk yarısında yoğun işliyor. ikincisini evinde geçiriyordu. Yatacak yeri vardı, istese orada da kalabilirdi. ama o, evine dönüyordu. Evcildi. Leyla ‘sını. Cemil·ini. 9ini, sılasını özlüyordu. Burada. onların arasında. gürültüden uzak. Ürpekdağ ve Memciler tepelerinin kuytusunda en emin. en rahat hissediyordu kendini. Nanovitsa deresinde eş dostla balık avlamaya bayılıyordu adeta. Ne kadar da yorgun olsa dinleniveriyordu sanki.
Yine dönmüştü. ama bu kez ne çocuklarına sevinebiIdi. ne eşine. ne sılasına. Köy. görülmedik. duyulmadık bir panik içindeydi. Bir Bulgarlaştırma korkusu kaplamıştı gönüllerini. Nereye varsa kimini e görüşse, hep bu konuydu dillerinde. Çingene. Pomak ve karışık ailelerden sonra. bu kez hedefin Türkler olduğu yorumlanıyordu. Yörenin Devenitsa. Postnik. Gurgulitsa. Lale. Bivolane. Neofit Bozve! i. Raven köyleri sakinleri. örgütlenmişler. hep beraber giderek. gerçeği Momçilgrat belediye önderlerinin öğrenmeyi istiyorlardı. 26 Aralıkta şehirde olup bitenler ve gecesi köylerine eren özel örgütçüler. niyetlerini derhal gerçekleştirmeye neden oldular.

Yusuf Abdullah, oldukça eğitim görmüş. ağır başlı. az fakat öz konuşan. olayları her vakit doğru değerlendiren ve bu vasıflarından dolayı da sözü dinlenen bir kişiydi. Tetikte durmaktan keza usanmıştı.
Soydaşlarının girişimini gönülden destekledi. Ve yalnız desteklemekle de yetinmedi. Hazırlanmışken, Kremikovtsi ‘ye yapacağı yolculuğunu erteledi ve direnişin haklı olduğu bilinciyle, hiç tereddüt etmeden büyük bir cesaret ve iyimserlikle kitleye katıldı.
27 Aralık sabahı erken erken yollara düşen yöre insanları, köy köy, mahalle mahalle, grup grup, fakat birbirlerine yakın, ardı ardına dağlarca, keçi patikalarınca beklenmedik yerlerden Momçilgrad’ a erdiler. Önceden haberli olmalılar ki, milisler ve kızıl baretli özel askerler, dağdan inen insan kalabalığını daha Kocaköprü altında çembere alarak, belediyeye doğru ilerlemelerini engellemek istediler. Dağılıp evlerine dönme emirleri verdiler, fakat kükremiş öfkeli kitle, o emirleri dinlemedi bile. Bir kısmını okul avlusuna işkenceye ayırmaya, diğerlerini dağıtmaya çalışırken bir yandan milis, eğitimli özel askerler ve gönüllü sivil şovenler, diğer yandan da adlarını, ben­liklerini ve onurlarını savunmak üzere canlarını torbaya koymuş alelade, sıradan boş elli barışçıl niyetli insanlar arasında çetin bir çarpışma başladı. intikamcı, ırkçı katiller, önce havaya sıktıkları silahları insanlara yönelttiler. Kurşunlardan üçü Yusuf’ a rastladı!
Yusuf, oradan hastaneye kaldırıldı. Üç gün sonra da cesedi verildi yakınlarına. Hiç töresiz, yalnız birkaç yakını tarafından, sıkı milis kontrolü altında, köyde ilk kez o, kepçeli makineyle oyulmuş mezara yerleştirildi. 28 Aralık 1984 tarihli ve 516 nolu belgede, “Arka sağ boşluğunda kanama sonucu” öldüğü belirtiliyor!
Yakınları, “Büyük Gezi” başlayınca, ailece sınır dışı edildi. Şimdi Yusuf’un, Nanovitsa’mn 5. sokağının bir numarasındaki iki katlı evi, iki büyük facianın, yani Zorla Bulgarlaştırma ile Zorla kovulma eylemlerinin canlı bir anıtı gibi adeta. Kimsesiz ve bomboş!

Sunyto Mehmet
04.01.2012/00:10h

Reklamlar