Davutoğlu: Karşılıklı olarak AB ile ilişkilerimiz, iyiliğimiz, Rusya ile ilişkilerimizin kötü olmasını gerektirmez. Rusya ve Türkiye arasındaki ilişkiler son 500 yıla bakacak olursak son zamanlardaki en iyi dönemini yaşadı” “Afganistan’da yeniden Kabil görevini ele alıyoruz ve Makedonyalı askerler de bizimle olacaklar.

Başbakan Ahmet Davutoğlu, “Karşılıklı olarak AB ile ilişkilerimiz, iyiliğimiz Rusya ile ilişkilerimizin kötü olmasını gerektirmez. Rusya ve Tükiye arasındaki ilişkiler son 500 yıla bakacak olursak, son zamanlardaki en iyi dönemini yaşadı” dedi.Davutoğlu, Makedonya Büyükelçileri Konferansı’nda İngilizce yaptığı ve TRT Haber’de simültane tercüme edilen konuşmasında, Makedonyalı olduğunu söyleyerek, “Ben Makedonyalıyım dediğimde hiçbir şeyi abartmıyorum. Türkiye’nin tarihi Balkanlar’ı görmeden anlaşılamaz. Özellikle Makedonya’nın anlaşılamamasında Türkiye’nin tarihi anlamda anlaşılması çok zor olacaktır” ifadesini kullandı.

Üsküp’ün saygı duyulan, önemli ve Türkiye ile çok fazla ortaklığı bulunan bir şehir olduğunu belirten Davutoğlu, “Üsküp gibi bir şehri varsa o ülkenin, o ülke küçük bir ülke olarak adlandırılamaz. Üsküp ile Makedonya bizim için çok büyük bir stratejik bir değer” görüşünü bildirdi.

Davutoğlu, Makedonya’nın stratejik önemine ve bağlantı noktasında olma konumuna da işaret ederek, “Coğrafi, tarihi anlamda istikrar ve bütünlük olmaksızın Makedonya’nın sağlayacağı istikrar ve bütünleştiricilik olmaksızın Balkanlar’da istikrar çok zordur. Makedonya yakınında gerçekleşen istikrarsızlık durumunda, bütün akademisyenler, öncü olan entelektüeller ve Balkanlar’daki bireyler, bu bölgenin ne kadar önemli olduğunu anladı” değerlendirmesinde bulundu.

“Türkiye askeri Afganistan’dan ayrılamaz”

Makedonya’nın Türkiye ile komşu olmamasına rağmen komşuluktan daha yakın ilişkilere sahip olduğunu belirten Davutoğlu, “Balkanlar’ın ve Türkiye’nin istikrarı açısından ülkelerimizin karşılıklı ilişkileri çok önemli. Biz Makedonya’yı NATO’da, AB’de görmek istiyoruz” diye konuştu. Davutoğlu, Makedonya ile ilgili başka güçlerin başka görüşleri olduğu taktirde, sürdürülebilir barışın gerçekleşmeyeceğini de dile getirdi.

Bir Afro Avrasya ülkesi olarak Türkiye’nin stratejik önemi üzerinde duran Davutoğlu, şöyle devam etti:

“Biz aynı zamanda AB üyesi olmak istiyoruz. Ne düşünürlerse düşünsünler, Avrupa tarihi Osmanlı arşivleri olmaksızın anlaşılamaz. Avrupalılar kendi tarihlerini yazamazlar, bu çok büyük bir gerçek. Avrupa’nın parçayız ve bir parçası olacağız daima. Aynı zamanda bugün Türk politikası açısından siz Orta Asya’yı ihmal ederseniz, Afganistan’ı, Asya derinliğini ihmal ederseniz, bu çerçevede entegre bir stratejiye sahip olamazsınız. Biz Afganistan’da yeniden Kabil görevini ele alıyoruz ve Makedonyalı askerler de bizimle olacaklar. Bütün ülkelerin askerleri oradan ayrılabilirler NATO bağlamında. Ancak Türkiye askerleri ayrılamaz, çünkü bizim o bölgeyle tarihi derinliğe sahip ilişkilerimiz söz konusu.”

Başbakan Davutoğlu, Türkiye’nin Afrika ile ilişkilerine de değinerek, Afrika’daki en yüksek temsilin 39 temsille Türkiye’de olduğunu bildirdi.

“Türkiye-Rusya ilişkileri son 500 yılın en iyi döneminde”

AK Parti hükümetleri boyunca çok boyutlu dış politika yürüttüklerini belirten Davutoğlu, Türkiye’nin çevresindeki ülkelerde yaşanan gelişmelerle ilgili bilgi verdi.

Türkiye’nin Avrupa’ya yönelmesine değinen Davutoğlu, “Rusya ile ilişkilerimiz de gelişti. Diplomasinin önemi çok açık. Karşılıklı olarak AB ile ilişkilerimiz, iyiliğimiz, Rusya ile ilişkilerimizin kötü olmasını gerektirmez. Rusya ve Türkiye arasındaki ilişkiler son 500 yıla bakacak olursak son zamanlardaki en iyi dönemini yaşadı. Soğuk savaş sonrası Türkiye ve ABD arasındaki ilişkilerin çok önemli olduğu görülmekte ve Obama’nın da Türkiye-ABD ilişkilerini model ortaklık olarak ifade etmiş olduğunun altını çizelim” diye konuştu.

Diplomatik temsil açısından Türkiye’nin dünyada 7. sırada olduğunu da kaydeden Davutoğlu, Türkiye’nin sadece diplomasi ile değil Yunus Emre Enstitüsü, THY gibi farklı enstrümanlarla da etkinliğini geliştirmeye çalıştığını söyledi.

Davutoğlu, dünyanın ekonomik krizinde Türkiye’nin IMF’ye borç verdiğini anımsatarak, bunun Türkiye’nin dünyadaki gelişmelerde ne kadar öncü olduğunu gösterdiğini ifade etti.

Türkiye’nin geldiği noktayı 12 yıl önce kimsenin hayal bile edemeyeceğini söyleyen Davutoğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Şuna eminim ki siyasi istikrarla, karşılıklı saygıyla, iç uyumla birlikte Makedonya kısa süre içesinde tam bir değişimi ortaya koyabilir. İç barış, insan kapasitesi anlamına gelir ve son 12 yıl içerisinde Türk hükümeti olarak biz yeni doğal kaynaklar geliştirmedik, doğalgaz ya da petrol kaynaklarına ulaşmadık. Herhangi bir uluslararası örgüt bize milyarlarca dolar vermedi ya da sömürüyle gelmiş olan sermaye birikimi de söz konusu değildi Türkiye’de. Peki bu noktada bizim ortaya koyduğumuzu şey neydi? Biz insanlarımızı motive ettik ve özgüvenini ortaya çıkardık.

Şimdi yeni bir genel seçim süreci başlayacak Türkiye’de. Ancak yeniden özgüven içindeyiz bütün bu paradigma değişiklik içinde Türkiye’deki iç ve dış siyasetteki halkımız bizi desteklemekte ve halen yüzde 45-52 arasında destek görülmekte. Şayet siz halkınıza güvenirseniz ve halkınız size güvenirse o zaman mucizeler yaratırsınız. Şayet siz halkınız üzerinde baskı ortaya koyarsanız, geleceğiniz aydınlık olamaz. Demokrasi, siyasi istikrarın anahtarıdır ve siyasi istikrar da ekonomik başarının anahtarıdır. Ekonomik başarı aynı zamanda uluslararası tanınmanın, varlığın, görünürlüğün ve etkili bir şekilde diplomasinin gerçekleşmesinin anahtarıdır. Bütün bu bağlantılarla birlikte başarı hikayesine sahip olabildik ve Balkanlar’daki başarının yazılması açısından, Türkiye her zaman Makedonya halkıyla birlikte olacaktır.”

Enerji konusundaki soruyu yanıtladı

Başbakan Davutoğlu, konuşmasında, enerji konusundaki bir soruya da cevap verdi.

Enerji konusuna büyük önem verdiklerini belirten Davutoğlu, ülke ekonomisinin büyüdüğünü ve bu doğrultuda enerjiye ihtiyaçlarının her geçen gün daha da arttığını söyledi.

Davutoğlu, göreve geldikleri 2002’de 9-10 şehir doğalgaza sahipken, bugün bu sayının 78’e ulaştığına işaret etti.

Türkiye için, enerji kaynaklarına sahip olmamasına rağmen coğrafi açıdan fırsatların söz konusu olduğuna dikkati çeken Davutoğlu, şöyle konuştu:

“Türkiye, olabildiğince fazla enerjiye sahip olmak zorunda. Geçiş imkanlarının iyi bir şekilde kullanılması açısından da Türkiye bütün imkanlarını ortaya koymak zorunda. Etrafımıza bakacak olursak her yerde enerji var ancak Türkiye’de yok. Irak’ta yüksek kalitede doğalgaz ve petrol imkanları söz konusu. İran’da, Kafkasya’da, Orta Asya’da, Karadeniz’de, Rusya’da söz konusu, her yerde. Ancak biz sahip değiliz. Buradaki sorunu aşma, dengeyi sağlamanın yolu nedir? Coğrafyanızı bütün bu enerjinin geçişi anlamında bir geçiş noktası haline getirebilmek. Enerjiyi çekmek zorundasınız bu bölgeye.”

“Çeşitlendirmeye ihtiyacımız söz konusu”

Türkiye’deki enerji geçişleri hakkında bilgi veren Davutoğlu, “Çeşitlendirmeye ihtiyacımız söz konusu” dedi.

Trans Anadolu Doğalgaz Boru Hattı – TANAP Projesi’ne değinen Davutoğlu, “Bu doğu-batı koridoru çerçevesinde ortaya konulacak denge ve diğer faktörlerle birlikte artacak imkanların olması hedefindeyiz. Rusya ile Güney Akım Projesi ve Bulgaristan üzerinden Avrupa’ya ulaşması çerçevesinde. Ancak Ukrayna’daki krizle birlikte başka yollara da bakılması söz konusu oldu. Bir önerileri söz konusu oldu. Türkiye de bu durumu ele almaktadır. Üzerinde durulması ve çalışılması gereken bir durum söz konusu. Prensipte biz Türkiye olarak olabildiğince bu yakın coğrafyamızdan enerji geçişini sağlama niyetindeyiz” değerlendirmesinde bulundu.

“En kolay geçiş noktası”

Davutoğlu, Türkiye’nin daha fazla enerjiye ihtiyacının söz konusu olduğunu ve bu doğrultuda bütün fırsatları değerlendireceklerini anlattı.

Irak’taki enerji kaynaklarının ne şekilde Türkiye’ye bağlanabileceği ve geçişin nasıl sağlanabileceği konusunda görüş alışverişinde bulunacaklarını kaydeden Davutoğlu, “Türkiye en kolay geçiş noktası olabilmekte, kullanılacak noktalara. Biz bu noktada Türkiye olarak daha fazla enerjiyi çekme çabası içerisinde olacağız. Nereden gelirse gelsin ve nereye giderse gitsin şeklinde. Nasıl bütün yollar Roma’ya çıkıyorsa bütün enerji de Türkiye’ye çıkacak” diye konuştu.

Reklamlar