dwGeorgi Papakoçev

Avrupa bayraklarını yakan ve aşırı sağcı Avrupa partilerinin diliyle konuşan Bulgarlar solcu mudur?

“Deutsche Welle” den alınmıştır.

Bulgar Rusofiller “Koprinka” barajı kenarında (Kazanlık yöresidir) geleneksel pikniklerini yarken AB ve NATO bayraklarını çiğnedi ve yaktılar. Bayrak çiğneme ve bir sopaya takıp yakma olayı uzun surdu ve AB ve NATO ile alay etme ve dünyanın en büyü iki devlet topluluğuna hakaret olan bu olaya kenardan bakarak da olsa Bulgaristan Sosyalist Partisi yönetiminden kişiler ve özellikle de partinin 6 Kasımda yapılacak olan Bulgaristan Cumhurbaşkanı seçimlerine adayın General Rumen Radev’in de katılması dikkati çekti. Çok basit ve iğrenç bir lanetleme biçimi politik fanatizm işaretidir.

Bayrak yakmak her zaman kötüdür.

Son zamanda Bulgaristan’da bu olaylar sıklaştı. 3 Mart milli bayramında Moskovacı olarak bilinen “Ataka” partisi milletvekilleri NATO ve AB bayrağı çiğneme ve yakma işinin başını çekti. Sağ partilerden milletvekilleri bu gibi kabalıkların sert cezaya çarptırılmasında ısrar ettiler.

Yakın geçmişte “Çe Gavara” gençlik örgütünden bir grup BSP yönetiminin gözü önünde AB ve NATO bayrağı yaktı. Bulgar Rusofiller “Koprinka” barajı kenarında geçen sene toplandıklarında, mitinge başlarken AB bayrağını gönderden indirip çiğnemişlerdi. 9 Mayıs 2014’te Sofya’da Sovyet Asker Anıtı önündeki parkta bir grup genç, Sosyalist Parti lideri ve bugünkü PES lideri Sergey Stanışev’in gözü önünde “Büyük Vatan Savaşı’nda Faşizmin Hezimete Uğratılmasının 69. Yıldönümü” yazılı pankartın önünde AB bayrağını çiğnedikten sonra yaktılar. Bu vesileyle Avrupa Parlamentosundaki sosyalistlerin lideri Hanes Svoboda, özel bir bildiri yayınlayarak, yakanların milliyetçiler yada başkaları olmasına bakılmaksızın bayrak yakmanın her zaman kötü ve suç olduğunu hatırlatarak,  AB bayrağının Sofya’da yakılmasını lanetledi.

 

Rusları yüksek sesle övmek.

Bulgaristan’da yıllardan beri Türkçe fısıldaşmak bile yasak iken, yüksek sesle Rusça konuşmayı yorumlayan “Kultura” (Kültür) gazetesi Baş Yazarı feylesof Toni Nikolov “Deutsche Welle” ye şöyle dedi: “BSP Avrupa Birliği konusunu Sovyet Askeri Anıtı önünde masaya yatırdı. AB bayrağını çamur atıp yak altına alarak Ukrayna’da Lugansk ve Donesk Cumhuriyetinde miting yapan BSP’liler birkaç defadır bu fikirlerin “Ataka” partisi ve bazı bilinen atkacı siyasetçilerin fikirleri olduğunu ileri sürdüler. Öyle oldu ki, BSP’nin kimliğini anlatabilmek için, AB tartışmalarına katılmasından fazla,  Rusça konuşması gerekiyor. Üstelik Bulgar sosyalistleri kendi aralarında ve evlerinde Rusça konuşmaktan zevk alıyorlar. AB’den olan her şeye düşmanlı beslenmeye başlanmıştır. Avrupa-Asya açılımından ve AB’den çıkmaktan söz ediliyor. Öyle oluyor ki, eski kıtanın bazı başka yerlerinde izlenen ılımlı AB aleyhtarlığı sınırını aşan BSP, radikal sağ yanlısı bir parti havasına giriyor. Aşırı sağ  Avrupa çağrışımları ise bugünkü “Ataka” sloganlarıyla örtüşüyor.

Bulgaristan’da BKP’nin idesel ve politik varisi olduğunu iddia eden Bulgaristan Komünistler Birliği (SKB), birkaç gün önce yaptığı bir açıklamada, AB ve NATO’yu neden istemediğini duyurdu ve AB’nin ne kadar kötü “emperyalist” olduğunu ve değiştirilmesinin asla mümkün olmadığını belirttikten sonra, NATO’nun ise “yalnız bir saldırı makinası” olduğuna işaret ederek Todor Jivkov partisi olark şöyle bir çağrıda bulundu:

“Bulgar halkının menfaatlerini açık, kararlı ve kesin savunma konumu almayan, AB ve NATO’yu kuran kapitalist tekellere karşı savaşmayanlara karşı sert direnişimizi kimsenin gözünün yaşına bakmadan şiddetlendirmeye devam edeceğiz. AB ve NATO bayraklarından iğreniyoruz ve onları lanetliyoruz.”

Utanmamak elde değil.

Tepkiler gecikmedi kuşkusuz. Eski dış işleri bakanı ve BMT’nın Yakın Doğu özel temsilcisi Nikolay Mladenov Facebook’ta şöyle yazdı: “Özgür ve demokratik Bulgaristan’dan yana olan, Avrupa’nın bir parçası olmak isteyen Bulgar halkının egemen seçimini savunan ve Halk Meclisinde temsilcisi bulunan  tüm Bulgar partileri Rusofil buluşmalarda AB bayrağı ile alay edilmesini lanetlemelidir. AB bayrağının çiğnenmesi ve yakılması Bulgar bayrağının çiğnenmesi ve yakılması anlamına gelir.”

Avrupa Halk Partisi (ENP) grubundan Brüksel milletvekili Andrey Kovaçev de Facebook’ta şunları yazdı: “İğrenç bir olay, esef ediyorum, tekrar ediyor, parayı nereden aldıkları bilinmeyen iletişim araçları ve Bulgaristan’da cirit atan büyük sayıda siyasi oyuncu tarafından kışkırtılıyor. Tarihimizin belirli bir döneminden tarihse hislerle bugün yöneten Kremlin liderlerinin siyaseti birbirine karıştırılıyor, çok kaba, utanç verici olay. Vatandaşlar birbirine düşürülüyor. Tishirtlarına, panolarına, bayraklarına bakın, Rusya’yı sevebilirsin, hiçbir şey Çaykovski, Rahmanınov, Şotokoviç, Puşkin, Lermontov, Gogol vb ile bağlanmıyor, hep varsa yıksa Rusya sevgisi mutlaka Kremlindeki şimdiki siyasetçilerin izlediği politika ile, Lenin’le, Stalin’le, KGB ile, komünizmle bağlanıyor ve mutlaka AB ve NATO’ya karşı konuşuyorlar.  “Bulgarları “fil” ve “fob” olarak ikiye ayırdılar. Bulgarlara klişe koyup kalıplaştırıyorlar. En kötü olansa onların “Rusofilleri” –yurtsever- “Rusofoblrı” ise –hain- olarak nitelemesidir. Bundan dolayı ülkemizi demokratik Avrupa’dan koparıp yıllarca uzak tutmayı başaranlar tarafından bir daha aldatılmamak için,  Bulgaristan genç nesli ülkemizin tarihini en büyük inceliklerine kadar çok iyi bilmek zorundadır.”

Daha sert tutum almak gerekecek.

Gazeteci Toni Nikolova bu konuda şöyle dedi: “Sorun şudur Bulgar solcularının ardı arası kesilmeyen Avrupa karşıtı çıkışları eski komünist dönemden kalma bir alışkanlık mıdır? Yoksa bunlar sırdan basit aptallıklar mıdır? Aptallıktır demeliyiz. BSP çok yaşlanan bir seçmen kitlesini birleştiriyor. Bu insanların yaş ortalaması 69’dur. Onlar geçmişlerini gelecek olarak tasarlayan kişilerdir. Fakat bu hayaller Bulgaristan gibi bir ülkeye gelecek olabilecek midir? Seçmenlerin % 15-16’sını oluşturan bu yaşlı kitleyi aynı onumda tutabilmek için belki de üzerine ara sıra böyle ağda dökmek gerekir.”

Reklamlar