Beni rahatsız eden ve kafama saplanmış zonklayan şöyle bir olay da var.

Egemen güçler bu oyunlara biz Türkleri yeniden alet etme yollarını, yeni formüller buldular. Bu yeni formülün adı DOST!  Birlikte analiz edelim.

Ajan mıyım, değil miyim” çelişkisi saçını sakalını beyazlatan ve yeni durumuna biçim vermek için her sabah 2 saatini ayna başında geçiren DOST Genel Başkanı Lütfi Mestan,

“Oyumuzu analarımızın ve babalarımızın isimlerini değiştiren,

Dede ve ninelerimizin mezar taşlarını kıran ve

Bizi de Türkiye’ye kovan, orada kalan kardeşlerimizi devlet, hükümet ve belediyelerden söken eski polislerin sözde NATO’cu ve güya AB’ci partisi GERB adayına oy verelim derken, neden ve nasıl oldu da, seçimlerde Türkçe konuşuyor diye 24 000 leva cezayı Sofya Yüksek Temiz (Kasatsiyon) Mahkemesinde aklatamadı ve AİHM’ne taşıdı?

Artık kırmızı kravat takmış, Türkiye’de bürokratları ve belediyeleri dolaşan ve kendi sorunlarımızı rafa kaldırıp GERB propagandası yapan Hüseyin Hafızov’u Türkiye’ye bir aldatıcı yeşil ördek gibi mi saldılar dersiniz?!

Aslında bir süre 12 000 leva kadar “Türkçe cezası” aldım diye fazlaca yakınan Hafızov, Sofya’da aynı yüksek mahkemede temize çıktı. Cezayı ödemedi. Aklandı! Peki Neden?

Soruyorum onun bu gerekçeli aklanma kararı Genel Başkan Lütfi Mestan’a neden “emsal karar” olamadı? O neden kurtulamadı? Bunu düşünmekte ve sormakta haklıyız, değil mi?

Şu günlerde Kırklareli, Yalova, Şeker Pınar, Çayırova, Gebze vb görüşmelerinde kahraman havalarına giren Türkiye’de belediye-dernek dolaşan, öpücük dağıtan, memleketten selam getiren, propaganda yapıp resim çektiren Hafızov neyin nabzını yokluyor?

Kazma askerinden, dişleri dökülmüş dedelerden NATO gönüllüsü mü yapacak?

İlgilendik.

Sofya Yüksek Temiz’in Hüseyin Hafızov’u gerekçeli aklama kararını bulduk. Okuduk. Hafızov, “Benim anadilim Bulgarcadır. Türkçem yabancı dildir!” demiş. İncelememizi derinleştirdik. Bir araba kazasında canından olan Hüseyin Hafizov’un öz kardeşi, isimlerin iadesi yasasından yararlanmamış ve Bulgar isimleriyle defnedilmiştir. Evde beyinleri de Hıristiyan isimleriyle köyde yaşamaya devam ediyorlarmış.  Benim burada demek istediğim, herkes önce kendi kapısının önünü süpürsün.

Olay böyle iken, şu NATO ve AB maskesi takıp, 402 Bulgar parti arasından bir tek DOST partisinin soğan borsasında sarımsak satmasına ne diyelim pek bilemedim doğrusu?!

Bizi ne zamana kadar aldatacaklar. Yaşlılarımız 150 leva (75 Euro) emekli maaşı alıyorlar. Tarım emekçilerine dağıtılan para budur. İster sakla, ister elektrik, su, televizyon faturası öde. Seçenek senin.

Ne oldu şimdi. Bulgaristan’da sağ kanadı temsil ettiğini iddia eden, yani “biz zenginiz” deyip fakir halka yardım etmemeye yeminli olan Borisov’un GERB partisine, NATO’cu olduğu için beni sefil köylüm oy verecek öyle mi. Vay vay!

Ne yazık ki bazı şeyleri bir daha anlatmak zorundayım. Bulgaristan Sosyalist Partisi /BSP/ (bu seçimde soldayım deyen ve BKP’nin varisi benim diye böbürlenen) Birleşik Amerika’da Zbignel Bjejinski ile Kizinjer’in siyaset laboratuarlarında mayalanmıştır. Son bundan 25-30 yıl önce Amerika’da üretilen siyasi melezlerden biridir. Onun için içinde ipleri çekenlerin hepsi multi milyonerdir.

GERB partisi ise, Münih’te mayalanan bir Amerikan-Alman melezidir.  Fırsat bulursanız bu partiyi 2007’de kuran ilk başkan  Tsvetan Tsevetanov’a bir “yılda Münih’e kaç defa gittiğin” şeklinde sorunuz. Uçak şirketlerinden de öğrenebilirsiniz. Ve bu açıdan bugün Başbakan ve GERB başkanı Borko Borisov Cumhurbaşkanı adayı Tsetska Tsaçeva hakkında “ulusun anası” dedi fakat tutmadı. Neden diye soracak olursanız, bu partilerden her ikisinin de (BSP ve GERB) anası ve babası Washington ve Münih’tedir. Bu açıdan analiz ettiğimizde GERP partisinin T.C.’de hiçbir federasyon, dernek, vakıf, kulüp vb. seçimlerde temsil etme yetkisi vermekten kaçmasını anlamak kolay oldu. Mestan’ın aday çıkmaması ve Hafızov’un TC’ ziyaretleri ve tansiyon ölçmesi Amerika açısından okunmalıdır.  Çünkü T.C.deki Türk seçmeni Amerika kendi kontrolünde tutma hesaplarına girmiştir. Sandık sayısının 35’e indirilmesine susanların hesapları çok derindir. DOST partisini bu işe alet edebildiler. Amerikan Büyükelçisinin Sofya’da DOST ofisini ziyaretlerinden sonra Hüseyin Hafızov’un cebi US Dolar doldu, sesi ve takımları değişti. Onun Türkiye ziyaretlerini başka türlü anlarsak ise tamamen yanlış olur.

Bir noktaya daha işaret edelim: Kornelya Ninova BSP Partisi Başkanı seçildiğinde ABD Sofya Büyük Elçisi BSP merkezine damladı. Ne oluyor? BSP ne Bulgar malı ne sosyalist, ne de bir partidir. Açıkçası yönetim bir milyonerler kulübüdür. ABD’nin iplerini çektiği bir gruplaşmadır. Üyelerinin parti yönetimiyle ilişkisi yoktur. Belki eskiden Komünist Partisinde Türk Komünist vardı, gizli poliste kayıtlı 3 016 Türk vardı da, Sosyalist Partide neden 20 kişi yok? Umarım bu soruya da böylece cevap bulmuşsunuzdur? Bu ziyaret sırasında Büyükelçinin K. Ninova’ya bizim Cumhurbaşkanı adayımız, yanı CİA’nın Bulgaristan Cumhurbaşkanı adayı General R. Radev demesine kalmadan, ABV, “21. yy” gibi partilerin, Moskofçu eski Cumhurbaşkanı G. Pırvanov’un BSP’den ve adayından hemen uzaklaşmasına şaşmamak gerekir. Seçime bir hafta kalsa da zaman sürprizlere de gebedir.

Şunu da unutmayalım: Tsetska Tsaçeva bu seçimleri kaybedecek.

Şunu da sorabilirsiniz. Boyko Borisov Cumhurbaşkanı olmayı neden istemedi? Hem de o çalışmayı sevmeyen biri, ayrıca Bulgaristan gibi maliyesi ve sosyal siyaseti karmakarışık bir ülkelerde Cumhurbaşkanı olmak Başbakanlıktan daha yükü hafif bir iştir. Aslında olmak istedi, çünkü “olamazsın, dur durduğun yerde” mi dediler. GERB, adayını  açıklarken bu sebeple gecikti. Diğer aday adayları daha genç olduğunda kurban etmek için gözlerine Tsaçeva’ı kestirdiler. TV ekranında Borisov’un yüzü kara kömür gibi şakıyor. Tsaçeva kazansın diye kendine zor vermiyor. Çünkü bizde kimin cumhurbaşkanı olacağı çok önceden kesilmiş biçilmiş, dirhem dirhem üstünde her şey tamamen anlamsızdır. Yapılacak hiçbir şey kalmamıştır.

Bu analizimizden sonra Hafızov’a da selam gönderiyoruz.

Biz seçmenler de bu durumda kendimizi pazardan çekelim, HÖH-DPS azına bakıp Cumhurbaşkanı adayı Plamen Oreşarskiye oy vermeyelim, çünkü oylarımızın sayısını öğrenen Ahmet Doğan bizi belki de son kez ama mutlaka tezgahlarımızla ve pazarımızla birlikte General Rumen Radev’e satmaya hazırlanıyor. GERP partisine oy vermek ise, düğünden sonra davul çalmak gibi bir şeydir…

***

Bana öyle geliyor ki, bu boş kafalar İmam Hatip ve FETÖ okullarında hiç bir şey öğrenmemişler.  Türklere gidip NATO siyaseti yapmak anlamsızdır çünkü NATO’nun ikinci büyük ordusu TSK’dir. Bugün Suriye ve Irak kördüğümünü çözen dev güç TSK’dir. Bir iki sene içinde 100 adet, eşi emsali olmayan “F-35” jet uçağıyla donanacak olan TSK’nin bütün Güney Doğu Avrupa ve baştan başa Başkanların güvenliğinden sorumlu olacağını görebilmek o kadar mı zor. Bulgaristan’ın yerden kalkıp inebilen 2 adet Mig 19 jet uçağı var. Siz zaten ne anlatıyorsunuz. DOST partisi siyaset yapmak isterse, GERP partisi yalakası olmaktan vazgeçsin ve Bulgaristan’ı özel meclis kararıyla NATO’ya aldıran Türkiye Cumhuriyeti’nin Avrupa Birliği’ne bir gün evvel alınması ve bir yüz karası olan Türk-Bulgar sınırındaki dikenli tel örgülerin kaldırılmasını istesin.

Burada hatırlatılması iyi olur. Bulgaristan Türklerinin kendi aralarında ve seçim meydanlarında anadillerinde konuşma yasası L.Mestan, Hüseyin Hafızov ve arkadaşlarının meclis oyunları, derin ve gizli dolaplar çevirdiği yıllarda yasaklaştı. Bugün artık Bulgaristan’ın yarısı olan Türk Müslüman köy ve kasabalarında ne Türkçe ne de Bulgarca hi. Bir seçim toplantısı yapılmaması, halkımızı siyasi olarak körletme çabalarının devam ettiği anlamındadır. 1953’ten beri NATO üyesi olan Türkiye’de göçmenler arasında NATO-culuk propagandası yapmaksa göz boyamaktan, 15 Temmuzdan sonra nabız yoklamaktan  başka hiçbir şey değildir! Söylenecek gerçek varsa Türkiye’de değil Bulgaristan’da söylenmelidir. Bu siyaset bozuntuları Oslo’dan Antalya’ya insanlarımızın kafalarını karıştırma çabalarına lütfen artık son versinler. Türkleri aldatmak mümkün değildir. Bunu bilsinler. 15 Temmuz gecesi Türkiye’de FETÖ darbe denemesini destekleyen NATO’nun propagandasını ulu orta yapılmasına nasıl olur da izin verilir onu da anlamakta güçlük çekiyoruz. Bulgaristan NATO üyesi olsa ne olur olmasa ne olur!

Son hedefimiz demokratik bir düzen kurmaktır.

DEMOKRASİ: siyasi denetimin doğrudan doğruya halkın ya da düzenli aralıklarla halkın özgürce seçtiği temsilcilerin elinde bulunduğu, toplumsal ve ekonomik durumu ne olursa olsun tüm yurttaşların eşit sayıldığı demokrasi biçimidir.

Evet, ama Pazar gün yapılacak seçimde Türkiye’de 620 bin, Batı Avrupa ülkelerinde de 1 milyondan fazla seçmen yurttaşımızın seçme hakkı kullanabilme imkânları sınırlandığı için oy kullanamayacaklar. Ne oluyor şimdi, bugüne kadar seçilen 4 Bulgar Cumhurbaşkanı en fazla 1 milyon 320 bin oyla seçilirken, 1 milyon 620 bin yurttaşımızın oy kullanmasının engellenmesini nasıl açıklayabilirsiniz? Yoksa biz kendimize ikinci bir Cumhurbaşkanı mı seçelim? Uzatmak istemiyorum!

Reklamlar